17 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/41

  Kızıl Bayrak'tan
   Gerici rejim Kürt halkına ve emekçilere karşı hazırlanıyor!
  Haramiler cephesinde büyüyen korkular!..
Sermaye iktidarı faşist baskı ve terörü tırmandırıyor!..
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı meslek hastalıklarına ve iş cinayetlerine davetiye çıkartıyor…

Çukurova Üniversitesi’nde devlet terörü...

İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal sözleşmelerinde uyuşmazlık!
  Metal Grup Toplu İş Sözleşmeleri’nde uyuşmazlık zaptı tutuldu…
Son söz grev meydanında söylenecek!
  Metal işçileri İzmir’de sorunlarını tartıştı!
  İşkencede katliam eylemlerle protesto edildi…
  İşkenceci sermaye devletinden hesabı emekçiler soracak!
  Kot taşlama işçileri anlatıyor...
  Gençliğin faaliyetlerinden…
  Tekelci kapitalizmin krizi yayılıyor…
  Yeni bir tezkere ve sonrası… M. Can Yüce
  Gençlik hareketi ve fiili-meşru mücadele!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çukurova Üniversitesi’nde devlet terörü...

“Gözaltılar, soruşturmalar, baskılar bizi yıldıramaz!”

ÇÜ’de saldırıların başlaması üzerine, bu saldırıları püskürtme hedefiyle devrimci ve demokrat öğrencilerle birlikte ortak faaliyet örgütleme kararı almıştık. Bu karar doğrultusunda geçtiğimiz hafta üniversitede afiş yapılmış ve yaşanan devlet terörü üzerine 8 öğrenci gözaltına alınmıştı.

13 Ekim günü, üniversiteye afiş asmanın yasaklanmasını protesto etmek ve bu saldırılara karşı 15 Ekim günü yapacağımız yürüyüşe çağrı yapmak amacıyla çalışma yürüttük. Öğle saatlerinde, “Afiş asmak yasakmış, peki afiş olmak!” vb. şiarların yeraldığı ve eylemin çağrısının yapıldığı dövizleri üzerlerimize asarak, R1-R2 alanında türküler ve marşlar söyledik. Yemekhanede ajitasyon konuşmaları gerçekleştirdikten sonra öğrencilerin yoğun olarak bulunduğu Amfi kantinine doğru yürüyüşe geçtik, burada yapılan konuşmalarla eyleme çağrı yaptık.

15 Ekim günü, eylem öncesinde okulda bildiri dağıtımının ardından İhsan Yiğit Demirel ve Engin Sakın “bildiri dağıtıklarının tespit edilmesi” gerekçesiyle gözaltına alındılar.

Sabah saatlerinde gerçekleşen saldırının ardından, baskılara ve gözaltı tehdidine rağmen öğrenciler İHD yöneticilerinin de katılımıyla öğlen saatlerinde R1 derslikleri önünde toplanmaya başladılar. Burada halaylar çekip sloganlar atan ve oturma eylemi gerçekleştiren öğrenciler, basın metninin okunmaya başlamasıyla polisin saldırısına uğradılar. Öğrencilerin karşı koyması üzerine çıkan çatışmanın ardından 15 öğrenci gözaltına alındı.

Saldırıya karşı eylem!

Aynı gün saat 17.00’de saldırıları protesto eden bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Üniversite öğrencileri ve destek veren kurumların İnönü Parkı’nda toplanmasıyla başlayan eyleme gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan öğrenciler de katıldılar.

Son dönemde yaşanan saldırılara değinilen açıklamada, üniversitelerin bilimin üretildiği, düşüncelerin özgürce tartışılabildiği yerler olması gerekirken, okulların açılması ile birlikte devletin kolluk güçlerinin okulu karakol haline getirdiği, düşüncesini ifade eden öğrencilere saldırıp gözaltına aldığı ifade edildi.

Açıklamada son olarak şunlar söylendi: “Üniversitelerimizi düşünmeyen, sorgulamayan beyinlerin yetiştiği alanlar haline getirmeye çalışan, üniversitelerimizi kışla zihniyetiyle yönetmeye çalışanların saldırıları ne ilk ne de son olacak. Bunu biliyoruz. Bizler üniversitelerimize, geleceğimize, haklı ve meşru istemlerimize sahip çıktığımız sürece saldırılara maruz kalacağız. Ama şunu açıkça ilan ediyoruz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da haklarımıza, mücadelemize ve üniversitemize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Baskılar, gözaltılar ve tutuklamalar bizleri yıldıramayacak.”

Yaklaşık 70 kişinin katıldığı eylemde, “YÖK-polis-medya, bu abluka dağıtılacak!”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!”, “Gözaltılar, soruşturmalar, baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği

 

Ege’de “halkların kardeşliği” yürüyüşüne hazırlık…

Ege Üniversitesi’nde geçtiğimiz hafta ülkücü faşistler tarafından, toplumda yaratılan şoven dalgaya yaslanarak, ölen askerlerle ilgili bir yürüyüş gerçekleştirilmişti. Faşistler fakülteleri dolaşmış, ancak geçen senelerde ulaştıkları yüzlere ulaşamadan dağılmışlardı.

Ege Üniversitesi’nde faaliyet yürüten devrimci ve demokrat öğrenciler, faşistlerin yürüyüşünü teşhir etmek ve halkların kardeşliği şiarını yükseltmek amacıyla 16 Ekim günü “halkların kardeşliği” yürüyüşü gerçekleştirecekler.

Yürüyüş hazırlığı kapsamında 13 ve 14 Ekim günleri “Ege Üniversitesi öğrencileri” imzalı bildiri dağıtımı ve afişleme gerçekleşti. “Üniversiteli arkadaş kampüsünde olanların farkında mısın?” başlığını taşıyan bildiride, geçen yıllardan bugüne okulumuzda faşistlerin örgütlenme çabaları ve başvurdukları yöntemler teşhir edildi, dün olduğu gibi bugün de devrimci ve demokrat öğrencilerin bunların karşısında olacağı vurgulandı.

EÜ Ekim Gençliği


ODTÜ’de tribünden ve yüreklerden silinemeyen DEVRİM!

ODTÜ’de stadyumun adının bugün hala “Devrim Stadı” olarak anılmasına neden olan “DEVRİM” yazısı, 40 yıl önce 6 devrimci öğrenci tarafından tribünlere yazılmıştı. Alpaslan Özdoğan, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Mete Ertekin ve Mustafa Yalçıner tarafından yazılan yazı bugün hala durmaktadır. Tribündeki yazı silikleşse de, iki darbe görmesine, rektörlük ile faşist örgütlenmeler tarafından silinmeye çalışılmasına rağmen, her defasında ayakta kalmayı başarmıştır. Sadece tribünlerdeki yazı değil, devrime olan inanç ve mücadele ruhu da bugünlere taşınmıştır. ODTÜ öğrencisini her önünden geçişinde kendine bağlayan yazı, her yıl mumlarla binlerce öğrenci tarafından tekrar yazılmaktadır.

Son iki senedir yazıya yönelik saldırılar sıklaştı. İki defa “R” harfi karalanmaya çalışıldı. Yazı öğrenciler tarafından temizlense de orijinali gibi olmamıştı. 10 Ekim günü, 40. yılında yazıyı yeniden yazmak için biraraya gelen bine yakın öğrenci, hazırlık binasının önünden başlatılan yürüyüşle stada doğru yöneldi. ODTÜ, devrim ve sosyalizm sloganları ile çınladı. Söylenen marşlar ile ODTÜ’nün devrimci ruhu yeniden canlandırıldı.

“Yaşasın devrim ve sosyalizm!” ve“Neo-liberalizme ve gericiliğe karşı ODTÜ öğrencileri” pankartlarının arkasında yürüyen kitle, DEVRİM’e sahip çıkmak için biraraya gelmişti. Bölümlerin arasından geçilerek Rektörlüğün önündeki 9 Direk Anıtı’nın önüne gelindi.

Burada 2 Aralık 1977’de ODTÜ’ye atanan faşist rektör Hasan Tan’a karşı yürütülen 9 aylık boykottan sonra rektörlük önünde bir eylem gerçekleştirilmiş. Bu eylemde faşist rektörün okula işçi olarak aldığı kontr-gerilla kamplarında eğitilen ülkücü işçiler öğrencilere ateş açmış ve kitlenin üzerine el bombası atılmış. Bir devrimci öğrenci yaşamının yitirmiş. Bu katliamdan sonra olayın olduğu yere 9 aylık boykotu temsilen 9 direk dikilmiş.

Bu anıtın önünde yapılan saygı duruşunun ve yapılan konuşmanın ardından yurtlar bölgesine ve ardından stada doğru yürüyüş devam etti.

İnşaat, Mimarlık ve Kimya bölümlerinden öğrencilerin çabası ile yazının ana hatları belirlendi. Yazının yazılmasına emek harcamak isteyen yüzlerce öğrenci yazıyı tekrar yazdı.

Sloganlar, halaylar ve marşlar eşliğinde yazı yazıldıktan sonra, öğrenciler Kızılırmak, Ezginin Günlüğü ve Yaşar Kurt’un katılacağı ve ODTÜ’nün devrimci tarihinin anlatılacağı sinevizyonun gösterileceği şenliğe gittiler.

Çeşitli üniversitelerden 5 bine yakın öğrencinin katıldığı şenlik daha çok konser havasında geçti. Alkol tüketiminin yaygın olduğu konserde, her ne kadar sloganlar ve konuşmalar politik olsa da, kendi içinde çelişen bir tablo söz konusuydu.

Konsere Ankara Üniversitesi’nde işten atılan, ücretleri ödenmeyen ve iş bırakmış olan TADAL işçileri de geldiler. Coşkulu bir şekilde işçileri sahiplenen sloganlar atıldı.

Ekim Gençliği olarak masa açarak onlarca gazete ve dergi satışı gerçekleştirdik.

Gerçekleştirilen eylemle ODTÜ öğrencileri, DEVRİM yazısına, devrim ve sosyalizm mücadelesine sahip çıktıklarını bir kez daha gösterdiler.

ODTÜ Ekim Gençliği