26 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/39

  Kızıl Bayrak'tan
   Uluslararası finans krizi ve Türkiye
   Krizin faturasını ödememek için
mücadeleyi yükseltelim!
Çeteleşen rejimin tek alternatifi sosyalizmdir!
Metal TİS’leri...

Kartal’da metal işçileri geleceğini tartıştı...

BMİS “ortak mücadele” çağrısıyla neyi hedefliyor!
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Ulucanlar Direnişi 9. yılında!
  GOP İşçi Platformu’nun kampanya değerlendirmesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 6. Toplantısı Sonuç Bildirgesi…
  Gönüllü kulluk
Yüksel Akkaya
  Köln’de onbinlerce kişi ırkçı-faşistlere
geçit vermedi!
  Dünyadan…
  PKK 10. Kongresi üzerine kısa notlar
M. Can Yüce
  Emekçi kadın örgütlü mücadele içinde özgürleşecek!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Süsler işçilerinden eylem!

Birleşik Metal-İş Sendikası 18 Eylül günü Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde Süsler Beyaz Eşya Fabrikası işçileriyle birlikte metal TİS’leriyle ilgili bir eylem gerçekleştirdi.

Eylem saat 16.00’da Süsler işçilerinin işten çıkmasıyla başladı ve Organize Sanayi’nin giriş kapısına kadar sürdü. Jandarmanın “yürürseniz müdahale ederiz” tehdidine rağmen, sendikanın kararlı tutumu sayesinde işçiler sloganlar, alkışlar ve ıslıklarla coşkulu bir şekilde yürüdüler. Giriş kapısında basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasını okuyan Birleşik Metal-İş Şube Başkanı Bayram Kavak şunları söyledi: “2008-2010 grup toplu iş sözleşme görüşmeleri başladı. Bu sözleşme 100 bin işçiyi kapsıyor. 100 bin metal işçisi aynı anda sözleşme sürecine giriyor ama bunlar birlikte hareket edemiyor. 100 bin işçinin aynı anda aynı şeyi haykırdığını düşünün, yer yerinden oynar. Metal işçileri taleplerini sermayeye kabul ettirir. Sadece toplu sözleşmede değil, ülkede yaşayan diğer işçi emekçilerin pek çok sorununun çözümünü sağlar.”

Türk Metal Sendikasını ve MESS’le ittifakını teşhir eden Kavak, ardından Birleşik Metal-İş’in toplusözleşme teklifini okudu. 100 bin metal işçisinin ortak talepleri için ortak mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

Yaklaşık 250 işçinin katıldığı yürüyüş boyunca “İnadına sendika, inadına DİSK!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” vb. sloganlar atıldı.

Eyleme BDSP de katılarak destek verdi.

Kızıl Bayrak / Eskişehir

Göktaş: “İddiamın arkasındayım!”

Metal işçilerinin ortak mücadele taleplerine kulak tıkayarak her dönem kapalı kapılar ardından ihaneti sergileyen Türk Metal çetesi, yerel basın aracılığıyla da saldırılarını sürdürüyor. 16 Eylül günü Eskişehir’de yayınlanan yerel gazetelerden birinde yeralan Türk Metal’in MESS tarafından kurulduğu yönlü açıklamayı “iftira” olarak nitelendiren Türk-İş Bölge Temsilcisi Necat Kılıç, Türk Metal’in MESS’ten önce kurulduğunu söyledi.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreteri Selçuk Göktaş ise yaptığı yazılı açıklama ile Kılıç’ın iddialarına yanıt verdi: “Evet, tarih olarak Türk Metal MESS’ten önce kurulmuştur ancak, Türk Metal 1983 yılında MESS’in üyelerine vermiş olduğu talimatla, 1980 öncesi DİSK’e bağlı Maden İş sendikasının örgütlü olduğu işyerlerine sokulmuş ve Maden İş’in üyeleri bir gün içinde Türk Metal’e üye yapılmıştır. Bu üyelikler için Türk Metal ne noter parası ödemiş, ne de özel bir örgütlenme çalışması yürütmüştür. Bu anlamda Türk Metal MESS’in desteğiyle, metal işkolunun en kalabalık ve en sarı sendikası olarak 1983 yılında yeniden kurulmuştur…”

 

Asil Çelik TİS’inde tıkanma

Metal sektöründe 100 bini aşkın işçiyi kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri devam ederken, tekil sözleşmelerin sürdüğü işletmeler de var.

Toplusözleşme görüşmelerinin tıkandığı fabrikalardan birisi, Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şubesi’nde örgütlü olan Asil Çelik fabrikası oldu. 8 Ağustos 2008 tarihinde başlayan TİS görüşmeleri 19 Eylül’de yapılan toplantıda yaşanan uyuşmazlıkla devam etti. Uyuşmazlık, son 4 yılda gözle görülür bir büyüme kaydeden Asil Çelik patronunun kölelik zammı ve sosyal haklarda kısıntı dayatması nedeniyle yaşanıyor.

Asil Çelik ile son olarak 2007-2008 dönemi için TİS masasına oturan BMİS, ortalama yüzde 13’lük zam oranında anlaşma sağlamıştı.

 

Direnişlere erzak desteği

Tek Gıda-İş Sendikası Genel Merkezi, Düzce ve Gebze’de devam eden grev ve direnişlerin yanısıra bölgedeki sendikal örgütlenme mücadelelerine destek amaçlı erzak dağıtımı gerçekleştirdi.

Sendika Genel Sekreteri Mecit Amaç, Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Akyürek 17 Eylül günü Yörsan ve Bursa Burulaş işçilerine gerçekleştirdikleri ziyaretlerin ardından 18 Eylül günü E-Kart (Basın-İş), Unilever (TÜMTİS), DESA (Deri-İş) işçilerini ziyaret ettiler.

Eti, Evyap, Aroma, Kent, Tamek, Tat, Danone, Nuh’un Ankara Makarnası, Filiz, Trakya Birlik, Besan-Knorr ve Fora Zeytincilik’te çalışan Tek Gıda-İş Sendikası üyelerinin katkılarıyla gerçekleştirilen erzak yardımı Ambarlı Liman işçilerine de yapıldı.

Kervan Gıda, Dimes (Tokat ve İzmir), UNO, LSG SKY Cheefs, Bel Karper, Burgaz Rakı işçilerine ise yereldeki yöneticiler tarafından erzak dağıtılacak.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Kariyer birincisi Assist AŞ!

Çağrı merkezlerinde stresli iş koşulları altında düşük ücrete çalışan çağrı merkezi emekçileri sendika hakkı için mücadele ediyor. Türkiye genelinde yaklaşık 35 bin olan çağrı merkezi çalışanları kariyer yalanlarıyla sefalete alıştırılmak isteniyor.

Esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği’ni kuran çalışanlar, geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de “en iyi çağrı merkezi” çalışanını seçtiler.

17 Eylül akşamı Harbiye’de Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı yakınındaki plazalar önünde eylem yapan çağrı merkezi çalışanları, kendileri gibi esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı mücadele yürüten Türk Telekom Assist A.Ş. çalışanlarıyla ortak eylem yaptılar. “Kariyer yalanlarınızı külahıma anlatın” pankartı açarak yürüyüş gerçekleştiren çağrı merkezi çalışanları, “İşten atılan TTnet çalışanları geri alınsın!”, “İş güvencesi istiyoruz!” dövizlerini taşıdılar.

Basın açıklamasında çağrı merkezi çalışanlarının örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılması istendi ve mücadele talepleri sıralandı. Ardından işten atılan Assist A.Ş. çalışanları adına bir açıklama yapıldı. İlerleyen günlerde Bostancı’da başlatacakları dönüşümlü açlık grevinin duyurusunu yapan Assist A.Ş çalışanı, işten atılan TTnet çalışanlarının geri alınmasını istedi.

Eylem boyunca “Al al al, çal çal çal, kariyer yalanını al başına çal!”, “Sendika, sigorta 6 saat iş günü!”, “Sendikaya, derneğe, örgütlenmeye!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

ANKA’da grev kararı

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), örgütlü olduğu Ankara Ajansı’nda (ANKA) greve çıkma kararı aldığını duyurdu.

Yılbaşından bu yana süren TİS görüşmelerinde ANKA patronları sendikanın hiçbir talebini kabul etmemişler, son olarak ise TİS’i imzalamayacaklarını duyurmuşlardı. 20 Eylül günü gerçekleştirilen görüşmelerde de sonuç alınamaması üzerine, sendika 26 Eylül günü greve başlama kararı aldı. Sendika yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan görüşme süreci hakkında bilgi vererek greve çıkma konusunda kararlılıklarını vurguladı.

Eğer duyurulan tarihe kadar anlaşma sağlanamazsa, ANKA ajansının 35 yıllık tarihinde ilk kez grev yaşanmış olacak.


Adana BTS’den eylem

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) 23 Eylül günü Adana’da demiryollarının 152. kuruluş yıldönümü nedeni ile ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Gar içindeki sendika binasında gerçekleştirilen açıklamada, AKP hükümetinin demiryollarında özelleştirme ve tasfiye dışında bir şey yapmadığı söylendi. Hızlı tren yapılacağı söyleminin gerçeği yansıtmadığı, projelerin yıllardır tamamlanamadığı dile getirildi. Demiryollarındaki yeni uygulamalar nedeniyle can güvenliğinin ortadan kalktığı, sık sık ölümlü kazalar yaşandığı belirtildi. Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Demiryollarındaki yıkımı durdurun. Demiryolu yasa tasarısını geri çekin. Taşınmazların haraç mezat satışından vazgeçin. Siyasi kadrolaşmaya ve hukuksuz uygulamalara son verin. İMF ve Dünya bankasının talimatlarını değil halkın taleplerini yerine getirin.”

Açıklamanın ardından yolculara yönelik çıkartılan ve “Demiryollarında yıkıma hep birlikte dur diyelim!” başlıklı bildirinin dağıtımı yapıldı.

Kızıl Bayrak / Adana


Sendika değiştir baskısı

Çeşitli işletmelerde sendika değiştirme baskıları devam ediyor. Tek Gıda-İş Sendikası’nın ÇAYKUR işletmelerindeki sendikal örgütlülüğüne karşı Çaykur yönetimini de yanına alarak atağa geçen Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş Sendikası, Uno ve Marmara Birlik’te de benzer bir çaba sergiliyor.

Bursa ve çevresinde faaliyet gösteren Marmara Birlik işletmesinde çalışan Tek Gıda-İş Sendikası üyesi öncü işçilerden 3’ü Öz Gıda’nın gayretleriyle işten atıldı. Bunun üzerine açıklama yapan Tek Gıda-İş Sendikası, üyeleriyle birlikte sonuna kadar mücadele edeceğini vurguladı. Açıklamada şunlar söylendi:

“Üyelerimizin işten çıkarılmaları için haklı bir gerekçe yoktur. Tek suçları, anayasal haklarını kullanarak, sendikalarını özgürce belirlemek olmuştur. Yapılan işlem, yasalar nezdinde suçtur. Sendikamız gerekli olan her türlü hukuki girişimi derhal yapacaktır.”


E-Kart’ın grev bülteni

15-16 Haziran Direnişi’nin 38. yıldönümünde Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan E-Kart işyerinde greve çıkan Türk-İş’e bağlı Basın-İş Sendikası İstanbul Şube üyeleri ayları bulan grevlerini sürdürüyorlar.

Basın-İş Sendikası grevin başlangıç tarihinden itibaren yeni bir düzenlemeye gittiği web sitesiyle grevin gidişatını ve grevci işçilere sunulan dayanışmayı kamuoyuyla paylaştı. Şimdi de E-Kart işçilerinin grev taleplerini anlatan, grevin hukuki aşaması hakkında bilgilendirmede bulunan ve grevle dayanışma gösteren kurumlara Grev Bülteni’nde yer veriliyor.

Basın-İş Sendikası’nın dışarıda grevi sürdüren ve içeride de örgütlenme çalışması yürüten üyelerinin kaleme aldığı yazıların da bulunduğu bültende grevle dayanışmayı gösteren fotoğrafların yanısıra grev çadırına yapılan ziyaret haberleri yeralıyor.



Belteks’te işçi kıyımı!

Kayıtdışı çalışmanın ve kölelik koşullarının hakim olduğu tekstil sektöründe sorunlar her geçen gün artıyor. Koşullara tepki gösteren işçiler ya işten atılıyor ya da kapı önüne konulmakla tehdit ediliyor. Belteks fabrikası da bunlardan biri... İzmir AOSB’de kurulu bulunan Belteks fabrikasında 15 Eylül günü mesaiye kalmadıkları gerekçesiyle 25 işçi işten atıldı. Atılan işçilerden biriyle yaşanan süreç üzerine konuştuk…


- Fabrikada toplam kaç işçi çalışıyordu? Siz kaç yıldır çalışıyordunuz?

Toplam 230 kişinin çalıştığı fabrikada, benim de çalıştığım dikimhane bölümünde 55 kişi vardık. Ben 5.5 yıldır çalışıyordum. İşten atılan arkadaşlar arasında 15 yıldır çalışanlar da vardı. 4 yıldır çalışan da 18 yıldır çalışan da aynı ücreti alıyordu.


- İşyerindeki çalışma koşullarından bahsedebilir misin?

Çalışma saatlerimiz 8.00-18.00 idi. Son iki aydır işlerin yoğun olmamasından kaynaklı fazla mesaiye kalmıyorduk. Ancak işlerin yoğun olduğu dönemlerde akşam 22.00’ye kadar mesaiye kalıyorduk. Cumartesi günleri rutin olarak mesaiye kalıyorduk. Yemek ve servis sorunumuz yoktu. Son dönemlerde işler çok yoğun olmadığı için de arada 3’er 4’er arkadaşımız tazminatları verilerek işten çıkartılıyordu. İşçi alımı da olmuyordu. Fabrikadaki en büyük sorunumuz ücretlerin geç ödenmesi idi. Ücretlerimiz son bir yıldır düzensiz veriliyor, arkadaşlarımız maaşlarını alabilmek için yalvarıyorlardı. Ücretlerimizin bir kısmını bile istesek “yine mi para istiyorsun” tepkisiyle karşılaşıyorduk.


- İşten atılma sürecini anlatabilir misin?

Ücretlerimizi alamamamız ve istediğimiz zaman karşılaşmış olduğumuz sıkıntılardan dolayı işyerindeki birkaç arkadaşımız İl Çalışma Müdürlüğü’ne şikâyette bulunmuştu. Fakat hiçbir şey değişmedi. Bizim bölümdeki arkadaşlarla biraraya gelerek ücretlerimiz ödenene kadar mesailere kalmama kararı aldık. 13 Eylül günü mesaiye kalmamız için getirilen kâğıtlara ilk başta hiç kimse imza atmadı. Üretim müdürünün “mesaiye gelen gelir gelmeyen Pazartesi de işe gelmesin” vb. tehditleri sonucu 5-6 arkadaşımız imza attı. İşten ayrılırken Cumartesi günü gelmeyeceğimize dair karar almamıza rağmen, yarımız mesaiye kaldı. Pazartesi günü işe gittiğimizde, 20’mizin işten atıldığını ve 5’imizin ücretli izne ayrıldığını öğrendik.


- İç örgütlülüğünüzün durumu nasıl?

Yapmış olduğumuz toplantılarda çok enine boyuna bir tartışma gerçekleştiremedik. İşten atılma durumunda nasıl bir refleks göstereceğimizi konuşmadık. En fazla işten atarlar, işten çıkartılırsak çıkartılırız diyorduk. Biraz da tepkisel hareket ettik sayılır...


- Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Her ne kadar bir avukatla görüşme kararı alsak da, tazminatlarımızı alacağımız için işe geri dönme niyetimiz yok. Hatta ücretli izne ayrılan arkadaşların bile işten çıkarılma korkusu var. Arkadaşlarla tekrar bir araya gelerek bundan sonrası için nasıl bir hat izleyeceğimizi konuşacağız.

Kızıl Bayrak / İzmir


İş cinayetlerinin tüm sorumluları yargılansın!

Gisan Tersanesinde 11 Ağustos günü 19 işçinin canlı denek olarak kullanıldığı filika denemesinde üç işçi arkadaşımız yaşamını yitirmişti. Filika katliamı kamuoyunda geniş bir yankı uyandırmıştı. Bunun üzerine devlet Gisan Tersanesini 20 günlüğüne kapatmıştı. 18 Eylül günü ise Tuzla Cumhuriyet savcılığının talimatıyla Gisan Tersanesi Genel Müdürü Metin Ayyıldız, Müdür Yardımcısı Ender Keskin, Teknik Müdür Murat Bozdemir ve iki kontrolör (Hayati Aşan, İskender Altın) savcılık sorgularının ardından, “görevi ihmal ve ölüme sebebiyet vermek” suçlarından tutuklandı.

İlk bakışta bu, iş cinayetlerini önleme adına atılmış önemli bir adım gibi görülebilir. Ancak gerçekte yasal prosedür uygulanacak mı? Ne kadar tutuklu kalacaklar? Hapis cezası alacaklar mı vb. kuşkuların uyanmaması mümkün değildir. Dahası filika cinayetinin sorumluları sadece müdür, müdür yardımcıları ve kontrolörler olarak yansıtılmaktadır. Diğer sorumlular halen dışarıdadır. Biz Tersane İşçileri Birliği Derneği olarak 17 Ağustos günü iş cinayetlerine karşı Taksim’de yapmış olduğumuz eylemde GİSAN patronunun da tutuklanması gerektiğini söylemiştik. Bu konuda ısrarımız sürecektir.

GİSAN Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Ayar, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Kısa, YönetiM Kurulu üyeleri Cemalettin Oyar ile Ramazan Parlar da tutuklanmalıdır. Dahası bugüne kadar iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 111 işçinin katilleri de (başta GİSBİR Başkanı Murat Bayrak olmak üzere) tutuklanıp yargılanmalıdır. Zira ölümlerin büyük bir çoğunluğunun “kaza” olmadığını bizzat çalışma bakanı Faruk Çelik itiraf etmiştir. Dolayısıyla üç kuruşluk para cezaları ile bu katillerin suçlarının üstü örtülmemeli, “görevi ihmal ve ölüme sebebiyet vermek” suçundan tutuklanıp yargılanmalıdır.  

Bu tutuklama her şeye rağmen gelişen kamuoyu tepkisinin ve tersane işçisinin mücadelesinin bir ürünü olarak algılanmalıdır. Ancak, yeni yaşanacak iş cinayetlerinde “Biz elimizden geleni yaptık, tersane yöneticilerini dahi tutukladık” diyerek sorumluluğu kendi üzerlerinden atmaya da kalkacaklardır. Bu duruma izin vermemek, sadece tersane müdürlerinin değil, iş cinayetlerinin gerçek sorumlusu olan patronların yargılanabilmesi, taşeronluğun kaldırılabilmesi, işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınabilmesi tersane işçilerinin birliğine ve ona bağlı gelişecek militan bir mücadeleye bağlıdır.

Tersane İşçileri Birliği