26 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/39

  Kızıl Bayrak'tan
   Uluslararası finans krizi ve Türkiye
   Krizin faturasını ödememek için
mücadeleyi yükseltelim!
Çeteleşen rejimin tek alternatifi sosyalizmdir!
Metal TİS’leri...

Kartal’da metal işçileri geleceğini tartıştı...

BMİS “ortak mücadele” çağrısıyla neyi hedefliyor!
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Ulucanlar Direnişi 9. yılında!
  GOP İşçi Platformu’nun kampanya değerlendirmesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 6. Toplantısı Sonuç Bildirgesi…
  Gönüllü kulluk
Yüksel Akkaya
  Köln’de onbinlerce kişi ırkçı-faşistlere
geçit vermedi!
  Dünyadan…
  PKK 10. Kongresi üzerine kısa notlar
M. Can Yüce
  Emekçi kadın örgütlü mücadele içinde özgürleşecek!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal TİS’leri...

Bu kez geç kalmamak için sürece yüklenelim!

Metal işkolundaki toplusözleşme görüşmeleri devam ediyor. Görüşmeler ilerledikçe süreç daha da sertleşiyor. Kapalı kapılar ardında MESS’le görüşmelerini sürdüren Türk Metal çetesi görüşmelerin bilgisini üyelerinden gizliyor. Toplusözleşme süreci BMİS’in TİS bültenlerinden ve dolaylı olarak da MESS yayınlarından takip edilebiliyor. 100 bin işçiyi ilgilendiren böylesine önemli bir gelişmeyi burjuva basını ise anlaşılır bir sessizlikle geçiştiriyor. Zira böylesine kritik önemdeki bir sürecin ortaya çıkaracağı mücadele potansiyelini ve bunun sarsıcı etkisini herkes kadar onlar da biliyor ve süreci mümkün olduğunca gözlerden ırak tutmayı tercih ediyor.

Ağustos ayı içerisinde başlayan görüşmeler resmi olarak son günlerine yaklaşıyor. Birbuçuk ayı aşan süre içinde MESS ile BMİS toplam dört görüşme gerçekleştirdi. Türk Metal ise bu hafta beşinci görüşmesini yaptı. BMİS’in yaptığı görüşmeler sonucunda sözleşmenin tıkanacağı noktaya yavaş yavaş geliniyor. Son yapılan görüşmede MESS, sosyal haklar ve çalışma sürelerine ilişkin yeni teklifi olduğunu belirtmiş, bu teklifini beşinci görüşmede sunacağını ifade etmişti. Altıncı görüşmede ise, eğer önemli bir gelişme olamazsa ücret maddeleri gündeme alınacak.

BMİS yapılan bu görüşmelerin ardından kendi tabanına, MESS’in esnek çalışmayı dayattığını ve bunun işçiler açısından kabul edilemezliğini anlatmaya çalışıyor. Türk Metal Sendikası Genel Başkanı M. Özbek ise, “eğer ülke için gerekliyse esnek çalışmaya izin veririz” diyen açıklamalar yapıyor. Hatta işçilerden yansıyan anlatımlarına göre, birçok önemli fabrikada, “kriz var, işçi atacaklardı, hepiniz bizim için kıymetlisiniz, bu yüzden kimsenin işinden olmaması için esnek çalışmayı kabul etmek zorunda kaldık” biçiminde açıklamalar yapıyorlar. Kısacası Türk Metal geleneksel ihanetine doğru yol alıyor.

Başta da belirttiğimiz gibi, süreç ise gitgide sertleşiyor. Bu sertliğe paralel olarak tarafların tutumları da sertleşiyor. Öncelikle BMİS, ilk görüşmeden itibaren MESS’in esnek çalışmayı dayattığını ve bunun kendileri için kabul edilemez olduğunu ifade etti. Ardından MESS gazetesinde, esnek çalışmanın kendileri açısından bu dönem vazgeçilmez olduğunu, çünkü piyasaların dengesinin sürekli değiştiğini, değişen dengelere ayak uydurmak için ise esnek çalışma koşullarının gerekli olduğunu ifade etti. Buna karşı BMİS esnekliğin işçiler açısından kölelik demek olduğunun altını çiziyor. MESS  tekrar bir atak yaparak, “kriz var, esnek üretim şart” diyor ve bunu kanıtlamak için belli başlı fabrikalarda ücretsiz izinleri devreye sokuyor. BMİS buna yanıt olarak “kârlarını bizimle paylaşmayanların zararlarını da paylaşmayız” diyor.

Gelinen aşamada, MESS’in belli başlı fabrikalarından biri olan TOFAŞ, Avrupa piyasalarındaki dalgalanma ve istikrarsızlık gerekçe gösterilerek Şeker Bayramı’ndan üç gün önce ve bayram boyunca üretimi durduracağını açıkladı. Bir süredir diplomatik açıklamalar üzerinde yürüyen tartışma ve artan gerilimi BMİS, son günlerde Kartal, Gebze, Kocaeli ve Eskişehir’de yaptığı eylemler ve basın açıklamalarıyla sokağa taşıdı. Bu eylemlerin önümüzdeki günlerde diğer yerellerde de süreceği söyleniyor.

Görüşmelerin bir ayağında bunlar yaşanırken, fabrikalarda da gerilimin artması sözkonusu. Türk Metal ve BMİS üyesi işçiler sürecin nereye evrileceğini merakla bekliyorlar. Fakat bu bekleyiş hiç de BMİS tabanında, sürecin başında olduğu gibi, dinamik bir tutumu ifade etmiyor. Tersine, içe kapanan ve ne olacağını merak etmekle sınırlı atıl bir tutum olarak yansıyor. İşçiler açısından olumlu ve sendikaların da iradi açıdan güçlü olduğu bir seyirden sözetmek mümkün değil.

Kriz bahanesi ve MESS’in ikiyüzlülüğü

Görüşmelerin tıkanma aşamasına geldiği şu günlerde, Amerikan ekonomisindeki çöküşü bahane eden MESS esnek çalışma dayatmasını daha sık dillendirmeye başladı. Oysa süreç başladığında işçilerin yoğun sömürüsü sayesinde elde ettikleri birikim için işçilere teşekkür ediyorlardı. Şimdi ise yıllardır istediklerini yapmanın zamanının geldiğini düşünüyorlar. Görüşmelerin başlangıcındaki esnek üretim dayatmasının bir havuç-sopa taktiği olmadığı, süreç ilerledikçe daha iyi anlaşılıyor. MESS kendi üyeleriyle geçtiğimiz hafta bölge toplantıları yaptı ve TİS’leri değerlendirdi. Bu toplantılarda aslolarak esnek üretim maddelerinin toplusözleşmeden mutlaka geçirilmesi üzerine tartışmalar yapıldığı ve esnek çalışmayı önemsemeyenlerin bilgilendirmeyle birlikte uyarıldığı biliniyor. Bir süre öncesine kadar olası krizlerin kendilerini pek sarsmayacağını, çünkü “sağlam bir mali altyapı ile birlikte sağlam bir kurumsal kimliğe” sahip olduğunu söyleyen sermayedarlar, şimdi krizi toplu sözleşmeyi kendi lehlerine çevirmek için kullanıyorlar. 2002-2004 grup TİS’lerinde de benzer bahaneleri öne süren MESS, o dönem istediği sonucu almıştı. Bu bahaneyi TİS görüşmelerinde güçlü bir basınca dönüştüreceği açık. Burada önemli olan sendikaların MESS’in bu dayatmasına somut olarak nasıl yanıt vereceğidir. Tabii ki aslolarak da BMİS’in ne yanıt vereceğidir.

Tarafların durumu...

Türk Metal çetesi, toplusözleşme sürecinin en başından beri tüm çabasını, atacakları ihanet imzasının işçilerde yaratacağı öfkeyi etkisizleştirmek için harcıyor. Olası bir öfke selinin yaratacağı sarsıntının bu kez önünün eskisi kadar kolay alınamayacağını biliyorlar. M. Özbek de MESS gibi ikiyüzlü davranıyor. Kısa süre önce TÜİK’in açıkladığı açlık ve yoksulluk rakamları yüzünden hem TÜİK’e hem de hükümete fırça atan Özbek, muhataplarını işçilerle “dalga geçmekle” suçluyor ve “neredeyse işçileri zengin ilan edecekler” diyerek hükümet ve hükümetin bürokratlarıyla alay ediyordu. Kısa bir zaman önce bu tür açıklamaları yapan bu işçi satıcısı, şimdi kapalı kapılar ardında işçileri yeniden satmanın yolunu düzlüyor. Kendi televizyonuna çıkıp iki de bir kendi gereksiz icraatlarını anlatıp övünmekten başka bir şey yapmayan Mustafa Özbek, o televizyonunu bir kez olsun toplusözleşme sürecinin seyriyle ilgili bir açıklama yapmak ya da tabanını bilgilendirmek için kullanmadı. İşine geldiğinde hükümet karşısında işçiyi savunan pozlarla piyasaya çıkan Özbek, MESS yöneticileriyle birlikte yemek masalarında kadeh tokuşturuyor.

Her şeye rağmen Türk Metal çetesinin çalışmaları da sürüyor. Belli başlı fabrikaları gezip nabız yoklamak ya da yönlendirildikleri önemli fabrikalarda patron yerine işçiyi teskin edecek açıklamalar yapmak, şu sıralar yaptıkları en önemli işler. Özellikle otomotiv fabrikalarında ücretsiz izinlerin ortaya çıkardığı ya da çıkarmaya aday sorunları çözmekle uğraşıyorlar.

Ya güçsüzlük ruh hali ya da mücadelenin gücü!

Birleşik Metal-İş Sendikası’nda ise işler daha da ağırlaşmış durumda. Muhtemelen altıncı görüşmede uyuşmazlık zaptı tutulacak. BMİS ise süreyi uzatmadan hızla uyuşmazlık zaptını tutma niyetinde olduğunu ifade ediyor. MESS ve Türk Metal Sendikası’yla yapılan gerilimli tartışmalarda BMİS şimdiye kadar güçlü tutumlar aldı. Fakat deyim yerindeyse iş artık kopma noktasına geliyor. BMİS açısından bundan sonra ortaya koyacağı tutumlar belirleyici olacaktır. Sürecin sertleşmesine paralel olarak BMİS de tutumunu sertleştiriyor fakat bu konuda tereddütlerin olduğu da açık. Tereddüt MESS’i bütünüyle karşısına alıp almamakla ve kilidi çözecek mücadele adımlarının atılıp atılmayacağıyla ilgilidir.

Bu açıdan bakıldığında, Birleşik Metal hızla bir karar aşamasına doğru gitmektedir. Ya bir kez daha küçük sendika olarak ezilip büzülecek, işçilere de durumu yine böyle açıklayacak ya da mücadele ederek güçlenecektir. BMİS’in önündeki iki seçenek budur. Bu iki seçenek BMİS açısıdan kaçınılmazdır. Daha uyuşmazlık zaptı bile tutulmamışken, gelişmelerin basıncıyla eylemleri başlatmak zorunda kalan BMİS, MESS’in açık dayatması ya da Türk Metal’in açık ihaneti karşısında ne yapacak? Devreye koyulan eylemler aylardır devam eden rutin davranışların bozulduğu anlamına da geliyor. Şimdiye kadar uyuşmazlık zaptı tutulur, ardından servislere binmeme, basın açıklamaları ve bölge toplantıları gelirdi. MESS’i ve Türk Metal’i hedef alan birkaç açıklama yapıldıktan sonra, BMİS açısından da sözleşmeyi imzalamanın zemini olgunlaşmış demekti. Çünkü bunları yaptıktan sonra işçilere, “bakın birlikte bunları bunları yaptık, ama gücümüz bu kadar” denirdi. Ya şimdi?

Sessiz bekleyiş içinde biriken öfke!

Sürecin temel tarafı işçilerde ise son iki-üç haftadır sessiz bir bekleyiş hakim durumda. “BDSP’li Metal İşçileri” imzalı bildirilerin ve sanayi havzalarında kullanılan özgün araçların işçilere taşınması sırasında yapılan ortak gözlem budur. İşçiler süreci takip ediyorlar ve ne olup bittiğini de merakla bekliyorlar. Ancak bu belirsizlik içinde bir bekleyiş halidir. Bu gözlemi özellikle Türk Metal tabanı için belirtmek gerekir. Çünkü onların hiçbir yerde süren toplusözleşme görüşmeleriyle ilgili bilgileri yok. İşçilerin istek ve beklentileri ortada. Hem sendikalar hem de MESS, işçilerin beklentisi konusunda yeterince bilinç açıklığına sahipler. Toplusözleşmeye dahil olan işçilerin neredeyse yarısını oluşturan yeni işçilerin beklentileri herkesin üzerinde bir basınç oluşturmuş durumda. Fakat bu, basınçtan da öte kuvvetli bir mücadele potansiyeli anlamına geliyor. Şimdilik bu potansiyel sessizlik içinde bekliyor. 

Metal işçileri önderlik bekliyor!

Son yıllarda sistemli bir biçimde artan enflasyonun ücretleri erittiği sürekli ifade edilen bir gerçek. Son aylarda ise buna dünya ölçeğinde soruna dönüşen gıda krizi ve buna eşlik eden artan gıda fiyatlarını eklemek gerekiyor. Açık ki, işçi ve emekçilerin olduğu gibi metal işçilerinin de yaşam koşulları çekilmez durumdadır. Sendikalı ya da sendikasız durum değişmiyor. Metal işçileri bu cendereden kurtulmak istiyor, çıkış arıyor.

Yüzbin işçiyi doğrudan ilgilendiren toplusözleşme sürecinde BMİS’in alacağı tutum belirleyici olacaktır. BMİS’in 1998’deki pratiğinin yarattığı güven kaybı, böylesine kritik öneme sahip zorlu bir süreçte alınan sağlam tutum ve mücadeleci bir pratik geride bırakabilir. BMİS’in her vesileyle dile getirdiği, Türk Metal tabanıyla ve örgütsüz metal işçileriyle birlikte “ortak mücadele” de, ancak güven veren bir çizgiyle yaratılabilir.

Bir diğeri ise, sınıf devrimcilerinin alacağı tutum ve ortaya koyacağı çabadır.

Yüzbin metal işçisi bir toplusözleşme süreci yaşıyor olmasına karşın, işçiler henüz toplu sözleşmenin öznesi değiller. Bırakalım diğerlerini, BMİS bile tabandan kopuk bir yol izliyor. İşçileri sürecin aktif bir bileşeni yapmak için yeterli çabayı harcamıyor. Onlar da işçileri, ihtiyaç duyulduğunda eylem yapacakları kalabalıklar olarak görüyor. Söylemleriyle uyuşan bir pratik olsaydı, kuşkusuz durum şimdikinden çok daha farklı olurdu.

Burada anlatmak istediğimiz şudur: Metal işçilerinin ihtiyacı olan önderliktir ve kendi payımızı bu ihtiyacı karşılama çabası içerisindeyiz. Ancak yaptıklarımızın yeterli olmadığının bilincindeyiz. Sözleşme sürecinin ana gövdesini oluşturan işçi kitlesinin hiçbir gelişmeden haberi yok. Hiçbir gelişmeden bilgisi olmayan işçilerden bir tutum geliştirmeleri beklenemez. Buna rağmen, henüz sınırlı denebilecek müdahalelerle yaptıklarımızın kayda değer bir etki oluşturduğunu da ifade etmeliyiz.

Önümüzdeki günler gelişmelerin hızlanacağı günler olacak. Yıllardır sessizliğe gömülmüş olan, ağır çalışma ve yaşam koşulları içinde bunalan ve sürekli ihanetlere uğrayan işçilerden artık bir çıkış yapmasını beklemek için yeterince nedenimiz var. Bu kez geç kalmamak için sürece yüklenelim!

BDSP’li Metal İşçileri

Metal işçilerinden mücadele kararları…

Küçükçekmece İşçi Platformu’nun 7 Eylül günü gerçekleştirdiği geniş katılımlı işçi toplantısında alınan kararlar üzerinden 21 Eylül günü metal sektöründe çalışan öncü ve duyarlı işçiler olarak metal TİS süreci, görevlerimiz ve Desa işçileriyle dayanışma gecesi gündemli toplantıyı gerçekleştirdik.

Canlı bir atmosferde geçen, tüm işçilerin kendini ifade ettiği toplantının birinci bölümünde metal TİS süreci, sendikaların tutumu, örgütlü ve örgütsüz tüm metal işçilerinin bu süreçteki görevleri tartışıldı. 4. tur görüşmelere rağmen henüz elle tutulur bir sonucun olmadığı ifade edildi. MESS’in ücret sorunu noktasında hiçbir tutum açıklamadığının altı çizildi. Türk Metal Sendikası’nın ihanetçi misyonu ortaya konuldu.

Türk Metal üyesi işçilerinin dile getirdikleri gözlemler şöyle:

- Türk Metal üyelerinin çalıştıkları fabrikalarda sendika temsilcisi değişiminde kimseye danışılmaması,

- Sendikanın ihanetçi kimliğinden dolayı sendikaya duyulan güvensizlik,

- Fabrikalarda telafi çalışma ve hafta sonu tatilinin kaldırılması gibi uygulamalar,

- Mücadele içerisinde gelişen öncü işçilerin Türk Metal ve sermayedarların işbirliği ile sistemli bir şekilde biçilmesi,

- Eski ve yeni işçiler arasındaki ücret makasının açılması,

- Sendika yöneticilerinin “patronları anlamak gerekir” biçimindeki konuşmaları.

Türk Metal’in ihanetçi kimliğini sert bir dille eleştiren metal işçileri, bu durumun böyle gitmemesi gerektiğinin altını çizdiler. Mücadelenin tek başına sendikaya bırakılmaması gerektiğini, asıl önemli olanın tabanda örgütlenmiş işçilerin mücadele enerjisini açığa çıkarmak olduğunu vurguladılar.

Toplantıda Birleşik Metal de değerlendirmeye tabi tutuldu. BMİS’in anlamlı adımlar atmasına rağmen eksikliklerine ve sorunlarına değinildi. Üstten kurulan TİS komitelerinin tabanın enerjisini açığa çıkarma gibi bir hedefi olmadığı, yapılan eylemlerin kararlı bir hak alma mücadelesine dönüştürülmediği dile getirildi. BMİS’i sendikal haklar, ekonomik ve siyasal haklar noktasında etkili bir sendika hale getirebilmenin temel koşulunun taban örgütlenmelerini oluşturmaktan geçtiği vurgulandı.

Toplantıya sendikal örgütlülükten yoksun işyeri ve atölyelerden işçiler de katıldı. Söz alan işçiler sendikal örgütlenme çalışmalarının bir hedef olarak başlatılması gerektiğini ifade ederken, sendikal örgütlenmeden önce işyerlerinde taban örgütlenmeleri oluşturularak sendikalara gidilmesi gerektiğini dile getirdiler.

Diğer bir gündem, bölgemizde süren Desa Deri direnişiyle dayanışma amacıyla düzenlenecek olan gecenin sınıf dayanışmasının örülmesi noktasında tuttuğu önemdi. Toplantıdan, geceye etkin katılım ve bilet satışı için karar alındı.

Tartışmaların ardından somut kararlar alınarak toplantı sonlandırıldı:

- Fabrika işçilerine özel olarak seslenen ozalitlerin çıkarılması,

- Bölgede KİP’in düzenleyeceği geniş işçi toplantılarına etkin katılım sağlanması ve Ekim ayının son haftası düzenlenecek işçi toplantısının çalışmalarına şimdiden başlanması,

- TİS komitelerini oluşturma amaçlı fabrika temelinde toplantılar düzenlenmesi,

- Toplusözleşme süreçlerinde tabandan denetimin sendikalara hissettirilmesi ve sendikal demokrasiyi oluşturmak için etkin bir mücadele yürütülmesi,

- Taban örgütlenmesi ve sendikal örgütlenme çalışmalarına hız verilmesi.

Küçükçekmece’den öncü metal işçileri



TİS bildirileri Topkapı’da…

Metal TİS’lerine yönelik çalışmaya Topkapı’da erken bir zamanda başladık. Sürecin başında İşçi Derneği’nde bir panel yapıldı. Bu arada bölgede bulunan TİS kapsamındaki fabrikalara ulaşmaya, buradaki işçilerle bağlarımızı geliştirmeye ve bu işyerlerinden işçilerin katılımıyla bir TİS komisyonu oluşturmaya çalıştık.

Son olarak merkezi bildirilerin dağıtımına başladık. Türk Metal’in örgütlü olduğu Perfektüp fabrikasına dağıtım yaptık. Düzenli olarak seslenmemiz ve daha önce fabrikanın özgün sorunlarına bültende yer vermemizden dolayı işçilerin çalışmamıza ilgisi zaten söz konusuydu. Bildirimiz ise etkimizi artıran bir işlev gördü. İşçiler bildirilerimizi büyük bir ilgiyle karşıladılar ve fabrikayla ilgili yazıların olup olmadığını sordular. Dağıtım sırasında işçilerle sohbet ederek bildirinin içeriği üzerinde tartıştık.

Daha sonraki dağıtımımız Öz Çelik-İş’in örgütlü olduğu İSKA fabrikasına yapıldı. Bu fabrikaya yönelik de düzenli bir dağıtımımız ve özgün sorunlarına yönelik müdahalemiz olduğu için belli bir ilgiye karşılaştık. İşçilerle sohbet ettik, TİS sürecini tartıştık, çalışmamızı anlattık, katılmaya çağırdık.

Daha sonra Öz Çelik-İş fabrikasında örgütlü Metalium fabrikasına dağıtıma gittik. İşçilerin erken çıkmasından dolayı dağıtımı yapamasak da, fabrika girişinde bekleyen işçilerle sohbet gerçekleştirdik. İşçiler, sözleşmeden umutlu olmadıklarını söylerken sorunlarının biriktiğini ifade ettiler. Topkapı İşçi Derneği’nin bülteninde çıkan Perfektüp yazısını okuduklarını, bu yazıda sorunların ortak olduğunu bir kere daha gördüklerini söyleyerek, bu sorunların nasıl çözülecebileceği konusunda ise umutsuz olduklarını dile getirdiler. Bunun üzerine çalışmamızdan ve hedeflerimizden bahsettik ve kendilerini de bu çalışmaya davet ettik. Yeniden görüşmek üzere ayrıldık.

Bu dağıtımlar bir kez daha, ısrarlı ve sürekli bir ajitasyon-propaganda faaliyetinin yararını somut olarak gösterdi. Aldığımız sonuçlar gelecek açısından oldukça umut vericiydi.

Topkapı’dan BDSP’li metal işçileri