15 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/33

  Kızıl Bayrak'tan
  Kafkasya’da emperyalist
nüfuz mücadeleleri
   Emperyalist planlar Kafkas halklarının başına savaş açtı!
AKP’nin kapatılmaması üzerinden yayılan boş hayaller
“Cari açık” polemiğinin ardına gizlenen gerçekler!

İşçi ve emekçi hareketinden…

KESK: “Toplu görüşme değil toplu sözleşme!”
  KESK toplu görüşme sürecine ilişkin “mücadele programı ve eylem takvimi”ni açıkladı…
Grev ve TİS komiteleri kurulmalı,
işyerlerini temel alan bir süreç örülmelidir!
  Sİ-DER kampanyası güçlenerek sürüyor…
  Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla başarıyla gerçekleşti…
  Dünyadan kısa kısa...
  Diktatör Pervez Müşerref’in cumhurbaşkanlığından azli gündemde…
  Filistinli şair Mahmud Derviş’i yitirdik...
  DHKP: “Komutanımız, önderimiz, dayımızı yitirdik”
  Bir kez daha Ergenekon tartışmaları ve doğru yaklaşım üzerine...
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyadan kısa kısa...

Batı Bengal’de 300 bin işçi grevde

Hindistan’ın Batı Bengal eyaletinde çay endüstrisinde çalışan 300 bin işçi greve gitti. Grev 280 çay tarlasında gerçekleşti. Çay tarlalarında ve fabrikalarında üretimi tümden durduran işçiler, ücret artışını, yardım fonundan yararlanmayı, kapalı veya terk edilmiş durumda bulunan tarlaların açılarak kendilerine bağışlanmasını talep ediyorlar.

Batı Bengal’de çalışan işçiler Assam ve Kerala eyaletlerinde çalışan işçilere göre daha az ücret alıyorlar.


Pakistan’da tekstil işçileri polisle çatıştı

Pakistan’da yüzlerce tekstil işçisi daha fazla ücret talebi ile greve gitti. Tekstil işçileri önce birçok fabrikanın girişinde protesto gösterisi yaptılar. Ardından iki saat boyunca caddeleri işgal ettiler. Polis barikat kuran işçilere azgınca saldırdı. Çatışmalarda iki fabrika alevler içinde kaldı.


Brüksel havaalanında grev

Brüksel havaalanında yük taşımacılığı bölümündeki iki uçak şirketinde çalışan işçiler her geçen gün kötüleşen çalışma koşullarını protesto etmek için greve gittiler. Grev nedeniyle 11 Ağustos günü büyük bir kaos yaşandı. Birçok uçuş iptal edilirken, yolcular başka havaalanlarına yönlendirildi.


Demokratik Kongo’da kobalt madenlerinde grev

Demokratik Kongo’da Orta Afrika Madencilik ve İhracat Şirketi’nde çalışan işçiler Ulusal İşçi Sendikası’nın çağrısıyla 11 Ağustos günü üretimi durdurdular.

Demokratik Kongo, cep telefonu bataryalarında kullanılan kobalt üretiminde dünyada ilk sırada yeralıyor. Merkezi Londra’da bulunan Orta Afrika Madencilik ve İhracat Şirketi Mayıs ayı içinde 760 ton kömür ve 583 ton kobalt işlendiği açıklandı.


Güney Afrika’da genel grev

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 6 Ağustos günü başlayan genel grev nedeniyle kamusal yaşam ve üretim durdu. İşçi ve emekçiler eylemleri ile besin maddelerine, benzin ve elektriğe yapılan zamları pretesto ettiler. Grev nedeniyle VW ve Daimler otomobil işletmelerinde de bantlar çalışmadı.


Kolombiya’da kamyon şoförlerinin grevi

Kolombiya’da kamyon sürücülerinin bir hafta önce başlattıkları grev devam ediyor. Grev, limanlara yapılan kahve taşımacılığını sekteye uğrattı. Başkent Bogota’ya da yayılan grev, mazot fiyatlarının artırılması ve vergilerin yükseltilmesine karşı başlatıldı.


Kanada’da otel çalışanları grevde

Kanada’nın Québec kentinde 40 otelde çalışan işçi ve emekçiler daha fazla ücret talebiyle eyleme geçtiler. Görüşmeler sürerken, dört otelde menejerlerin lokavt ilan etmesine karşı işçilerin başlattığı grev sürüyor.


Tayland’da Triump fabrikasında grev

Tayland’da dünyaca tanınmış Triumph işletmelerinde işten atılan sendika başkan yardımcısının tekrar işe alınması için tekstil işçilerinin başlattıkları grev ve işgal 11 gündür sürüyor. Yüz kadar tekstil işçisi endüstri parkının girişini tutarken, bin kadar işçi ise fabrikada direnişi sürdürüyor.


Bangladeş’de iş kazaları

Bangladeş’de son bir yıl içerisinde gemi sökümü esnasında meydana gelen çeşitli kazalar ve patlamalar sonucunda 10’un üzerinde işçi öldü. Böylece 1996’dan bu yana ölen işçilerin sayısı bini aştı. Bangladeş’te her yıl ortalama 80 büyük okyanus gemisi ve petrol tankerinin sökümü yapılıyor. Bu iş için 22 gemi söküm tersanesinde yaklaşık 30 bin işçi çalışıyor. Fakat sadece birkaç işçinin iş ayakkabısı var ve neredeyse hiçbirinin bareti yok. Gemi sökümcülüğü Bangladeş’te en tehlikeli mesleklerden biri durumunda.


Türkiye uzun menzilli füze savunma üssü kuruyor...

Savaş arabasının önünden gitmek!

Kafkasya’da Gürcistan-Rusya arasında patlak veren savaştan hemen sonra sermaye medyası “ulusal güvenlik” nedeniyle füze savunma sistemlerinin kurulması gerektiğini dillendirdi. “Uzun Menzilli Bölge Hava Savunma ve Füze Savunma Sistemi Projesi” ile oluşabilecek “tehditler”in bertaraf edileceği açıklandı.

Söz konusu proje çerçevesinde ilk pakette alınacak dört bataryanın ikisinin İstanbul ve Ankara’ya yerleştirileceği, diğer ikisinin de tehdide göre konuşlandırılacağı bildiriliyor. Tehditlerin artacağı düşünülüyor olmalı ki, sermaye devleti ilerleyen yıllarda dört batarya daha alarak toplam sekiz füze savar sistemi kurmayı planlıyor.

Muhtemel tehdidi önceden gören Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, uzun menzilli yüksek irtifa hava savunma sistemi tedarikinde Rusya, ABD, Çin ve İsrail ile görüşmelerin devam ettiğini açıkladı.

Silah satışında adı geçen emperyalist devletlerden ABD’den Patriot, Pac-III ya da MEADS, İsrail’den Arrow-Arrow-II, Rusya’dan S-300 ve S-400, Çin’den ise HQ-9 füze savunma sistemlerinin alınacağı duyuruldu.

Patriotlar ilk olarak Körfez savaşında kullanılırken, 2003 Irak işgali sırasında NATO tarafından Türkiye’ye yerleştirilmişti. Karadan hava hedeflerine karşı kullanılan Patriot füzelerinin hava savunma radarları, Scud füzelerinin yerini 100 kilometre uzaklıktayken saptıyor ve kilitlendikten sonra da 15-20 saniye içinde hedefi yok ediyor. Patriotlar 70 kilometre menzile sahip bulunuyor. Rusya’nın elinde bulunan 150 kilometre menzilli S-300 füzeleri ise 27 kilometre irtifaya ulaşabiliyor ve hedefine 8-10 saniye arasında kilitlenip ateşlenebiliyor. ABD’nin Ortadoğu’daki vurucu gücü olan İsrail’in, ABD katkısıyla üretilen Arrow-2 füzeleri ise 100 kilometre menzile sahip bulunuyor ve 50 kilometre irtifaya ulaşabiliyor.

Uzun menzilli füze savunma sistemleri içerisinde Rusya’nın S-300’lerden sonra geliştirdiği S-400 füzelerinin, hem Patriot’lara hem de Arrow’lara karşı “üstünlükleri” olduğu belirtiliyor. Rusya’nın S-400’leri şu anda satışa sunmadığı, ancak S-300’lerle ilgili pazarlık sırasında S-400’lerden alınabileceği söyleniyor. S400’lerin menzili ise 400 kilometre. S-300 sistemi aynı anda 6, S-400 sistemi de12 hedefe füze atabiliyor ve saniyede 2 bin 800 metre hızla hareket eden hedefleri vurabiliyor.

Türkiye’nin uzun menzilli füze savunma sistemine sahip olmak istemesi yeni bölgesel savaşlarda rol alma arayışının ifadesidir. Türkiye’nin kendini ABD’nin kuyruğunda yeni savaşlar içinde bulması ise, savaşın faturasının işçi ve emekçilere çıkarılmasına yolaçacak ve halklar arasına düşmanlık tohumlarının ekilmesine hizmet edecektir.


 

İsrail’in yeni işkence yöntemi

Siyonist İsrail, Filistin topraklarında dur durak bilmeyen devlet terörüne devam ediyor. Batı Şeria’da arazileri üzerine yapılan utanç duvarlarına karşı mücadele yürüten Ramallah yakınlarındaki Filistinli köylüler, İsrail askerlerinin “yeni bir silah” olarak kendilerini püskürtmek için “lağım suyu” kullandığını belirtiyorlar.

Bileyn Halk Komitesi Başkanı İyad Burnat, hafta sonu Bileyn köyünde köy sakinleri ile İsrailli ve uluslararası barış eylemcilerinin rutin gösterisi sırasında, protestocuların şarkılar söyleyerek ve sloganlar atarak çitlerin bulunduğu bölgeye geldiğini, askerlerin göz yaşartıcı bombanın yanı sıra “lağım suyu” püskürttüğünü açıkladı. Birçok kişi lağım suyu nedeniyle hastalandı.

Adeta yarı açık cezaevine çevrilen Filistin’de değişik yöntemlerle direnişi kırmaya çalışan siyonist İsrail, son saldırısıyla Filistin halkının ve protestocuların onurunu zedelemeye çalışıyor.

Askerlerin suyla püskürtme yöntemi kullanmalarının ilk olmadığı, ancak “pis suyu kullanmalarının ilk olduğu” belirtiliyor. Siyonistlerin Filistinliler’e karşı çeşitli gazların yanı sıra plastik mermiler, suyla karışık gaz, hatta sıkıştırılmış tuz ve kavrulmamış kahve çekirdeklerini silah olarak kullandığı ifade ediliyor.

60 yıldır siyonizmin uyguladığı teröre rağmen, Filistin halkı direniş yolunu terk etmiyor. Siyonist İsrail’in uyguladığı iğrenç yöntemler sadece Filistin halkının öfkesini ve direncini daha da artıracaktır.