15 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/33

  Kızıl Bayrak'tan
  Kafkasya’da emperyalist
nüfuz mücadeleleri
   Emperyalist planlar Kafkas halklarının başına savaş açtı!
AKP’nin kapatılmaması üzerinden yayılan boş hayaller
“Cari açık” polemiğinin ardına gizlenen gerçekler!

İşçi ve emekçi hareketinden…

KESK: “Toplu görüşme değil toplu sözleşme!”
  KESK toplu görüşme sürecine ilişkin “mücadele programı ve eylem takvimi”ni açıkladı…
Grev ve TİS komiteleri kurulmalı,
işyerlerini temel alan bir süreç örülmelidir!
  Sİ-DER kampanyası güçlenerek sürüyor…
  Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla başarıyla gerçekleşti…
  Dünyadan kısa kısa...
  Diktatör Pervez Müşerref’in cumhurbaşkanlığından azli gündemde…
  Filistinli şair Mahmud Derviş’i yitirdik...
  DHKP: “Komutanımız, önderimiz, dayımızı yitirdik”
  Bir kez daha Ergenekon tartışmaları ve doğru yaklaşım üzerine...
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla başarıyla gerçekleşti…

“Geleceksizliğe karşı çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”

Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali bu yıl 8-9-10 Ağustos tarihlerinde gerçekleşti. Üç gün süren etkinliklere 5 binin üzerinde işçi ve emekçi katılırken, coşku bir an bile eksik olmadı.

Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali’nde ilk gün…

Festival açılış etkinliğini, festivalin Mamak dışında da tanıtımının yapılması ve gündemlerinin tartışılması amacıyla 8 Ağustos günü Kızılay’da bulunan Ekin Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdik.

Etkinlik Mamak İşçi Kültür Evi Tiyatro Topluluğu’nun 7 yıllık kültür evi çalışmaları sırasında yaşanan olaylardan derlediği bir oyunla başladı. Ardından Mamak İşçi Kültür Evi tarafından hazırlanan festival belgeselinin gösterimi yapıldı. İlgiyle izlenen gösterimi MİKE adına yapılan açılış konuşması izledi. 5. Festivali destekleyen ilerici aydın sanatçı ve kurumların isimlerinin de okunduğu konuşmada, sosyal yıkım saldırılarına, çürüyen sermaye düzenine, çeteleşen devlete ve geleceksizliğe karşı festivalin bir savaş ilanı olduğu vurgulandı. Ardından Ölüm Orucu Direnişçisi Muharrem Kurşun’un yazdığı oyun sergilendi. Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu’nun söylediği işçi şarkılarıyla ilk bölüm sona erdi.

İkinci bölümde festival gündemleri üzerine bir sunum yapıldı. İşçi Kültür Evleri’nin ve festivalin misyonundan bahsedilerek kapitalist-emperyalist düzene karşı birer mücadele mevzisi oluşturulmaya çalışıldığı belirtildi. İşçi Kültür Evleri’nin yılları bulan çalışmasında düzene karşı devrim ve sosyalizm alternatifinin her gündem üzerinden işçi ve emekçilere ulaştırıldığı söylendi.

Ardından Tez-Koop-İş Sendikası Genel Eğitim Danışmanı Volkan Yaraşır ve Prof. Dr. Yüksel Akkaya’nın katıldığı, festival gündemlerinin tartışılacağı söyleşi bölümüne geçildi.

Volkan Yaraşır konuşmasına, sol-liberallerin işçi sınıfının beynini bulandıran ideolojik tahribatından bahsederek başladı. Yaratılan düzen içi kutuplaşmanın her iki tarafının da sermayenin hizmetinde olduğunu belirten Yaraşır, bu çatışmanın sosyal yıkım saldırıları ile bağlantılı olduğunu belirtti. Neo-liberalizmin sınıf üzerindeki etkilerini ortaya koydu, neo-liberalizmin karşı devrim programının ideolojik- kültürel-ekonomik ayakları olduğunu ifade etti. Burjuvazinin işçi sınıfını alt kimlikler üzerinden nasıl taraflaştırdığını ve bunun sistematik karşı devrimin bir parçası olduğunu belirten Yaraşır, tabloyu değiştirecek tek gücün sınıfın birleşik militan örgütlülüğü olduğunu vurguladı.

Yüksel Akkaya ise işçi sınıfını susturmak için baskının yetmediğini, bunun ılımlı İslamla sağlanmaya çalışıldığını ifade etti. Kar oranlarının arttığı bir süreçte ABD’nin AKP’ye sahip çıktığını söyleyerek, biat eden bir cemaat toplumunun yaratılmaya çalışıldığını ve 12 Eylül darbecileri ile AKP darbecileri arasında fark olmadığını vurguladı.

Yüksel Akkaya’nın sunumunu tamamlamasıyla birlikte soru-cevap bölümüne geçildi. Söyleşinin ardından açılış etkinliği sona erdi. Festival tanıtım etkinliğine 80 kişi katıldı.


Mamak 5. Kültür Sanat Festivali’nde 2. gün…

Festivalin 2. günü Tek Mezar Hacı Bektaş-i Veli Parkı’nda başladı. Park, sabah saatlerinden itibaren kolektif bir emekle düzenlendi. Erken saatlerden itibaren ses yayını yapılmaya başlandı, pankartlar asıldı, platform oluşturuldu, teknik hazırlıklar tamamlandı.

2. güne 5. yılın coşkusuna uygun bir katılım, devrimci bir atmosfer ve coşku damgasını vurdu. Festival alanı sosyal yıkım saldırılarına, emperyalist barbarlığa ve düzen içi çatışmaya dair kurtuluşun sosyalizmde olduğunu öne çıkartan pankartlarla donatıldı. Mamak “5. Kültür Sanat Festivali’ne Hoşgeldiniz!” pankartı parkın girişine asıldı. Dayanışma standı, “Çelik aldığı suyu unutmuyor… Zaman devrime akıyor! Kızıl Bayrak” pankartının asıldığı Eksen Yayıncılık standı festival alanının girişine açıldı. Festival alanı bir bayram yeri gibi kardeşlik sofrasına uygun bir şekilde düzenlendi, devrimci şiarlarla süslendi.

Festivalin 2. gün programı, etkinliğin başlayacağı saatlerde elektrik tesisatında yaşanan beklenmedik arızanın giderilmesinin ardından saat 20.00’de başladı.

Sahnede “Sosyal yıkım saldırılarına, çürüyen sermaye düzeni, çeteleşen devlet ve geleceksizliğe karşı çözüm devrimde kurtuluş sosyalizmde!” pankartı yer aldı. Festival, Mamak’lı işçi ve emekçilere yapılan “hoş geldiniz” sunumuyla başladı. Coşkulu alkışlarla verilen yanıtın ardından festival programının akışı aktarıldı.

Sahneye ilk olarak çıkan Hüseyin Beydilli deyişleri ve türkülerini binlerce Mamaklı ile paylaşırken, Mamak Kültür Sanat Festivali’ni destekleyen sanatçı, aydın ve ilerici sendikacıların isimleri okundu. Tiyatro Simurg anti-emperyalist içeriğe sahip iki kişilik bir oyun sergiledi. Oyun ilgiyle izlendi.

Program, Mamak İşçi Kültür Evi tarafından festivalin 5. yılına ve gündemlerine ilişkin konuşmalarla devam etti.

Coşkuyla devam eden etkinlik, Oğuz Boran’ın söylediği parçalar ve coşkulu halaylarla sürdü. Boran, festivalin 6.’sında da buluşma ümidiyle emekçileri selamlayan bir konuşma yaptı. Pankartlardaki sloganlara dikkat çekti ve kitleye Kültür Evi’ne sahip çıkma çağrısı yaptı. Oğuz Boran’ın seslendirdiği parçalarla çekilen halayların ardından Pınar Sağ sahneye davet edildi.

Pınar Sağ, İbrahim Kaypakkaya’ya yakılan ağıtlardan ve Mahsuni Şerif’in parçalarından oluşan bir program sundu. Sağ yaptığı konuşmada, Cemevlerini cümbüş evi gibi sunan ve kendisi gibi sanatçılara sansür uygulayan zihniyete karşı, doğru olanın devrimci olanın yanında olmak gerektiğini vurguladı. Konuşma alkış ve coşkuyla karşılandı. Sağ, aleviler için çözümün Deniz Baykal’da olmadığını söyledi. İbrahim Kaypakkaya gibi devrimci mücadelede geçmişten bugüne ölümsüzleşenlere, bugün bu mücadeleyi sürdürenlere duyduğu saygıyı dile getirdi. Festivalin başka bir etkinliğe benzemediğini, devrimci etkinliklerin bunun için farklı bir anlamı olduğunu belirtti. Konuşmanın ardından “İbrahim yoldaş ölümsüzdür!”, “Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Habip yoldaş, Ümit yoldaş, Hatice yoldaş yaşıyor!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganları parktaki kitle tarafından coşkuyla hep birlikte atıldı.

Ardından tersaneler cehennemlerinden gelen Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu emekçilere seslendi. Nihadioğlu’nun Tuzla tersaneler havzasındaki kölece çalışma koşullarını ve bu koşullara karşı yürütülen dişe diş mücadeleyi anlattığı konuşması ilgiyle dinlendi. Festivalin ikinci günü Nihadioğlu’nun konuşmasıyla sona erdi.

Etkinliğe 3 bin emekçi katıldı.

 

Mamak 5. Kültür Sanat Festivali’nde 3. gün…

Festivalin 3. gününde, gündüz saatlerinden itibaren stantlar açıldı, duyuru ve müzik yayını yapılmaya başlandı. Gün boyunca festival alanında emekçilerle sohbetler yapıldı.

Festivalin 3. gün programı Mamak İşçi Kültür Evi Tiyatro Topluluğu’nun kurum faaliyetlerinde yaşanan olayların tiatral bir dille anlattığı oyunuyla başladı. Ardından Nazım’ın “Açlık ordusu yürüyor” şiiriyle kitle selamlandı, 3. günün programı aktarıldı.

Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu’nun ilgiyle izlenen programının ardından TUYAB adına Ölüm Orucu direnişçisi Muharrem Kurşun konuşmasını yapmak için sahneye davet edildi. Muharrem Kurşun, cezaevlerinden çok dışarıdan bahsedeceğini söyledi, dışarıda sermayenin saldırılarıyla aslında tüm yaşamın hücreleştirildiğine vurgu yaptı. İlgiyle dinlenen konuşmanın ardından “İçerde dışarıda hücreleri parçala!” sloganı gür bir şekilde atıldı.

Ardından Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Semah Ekibi sahneye davet edildi. İlgiyle izlenen semah gösterisinin ardından Nazım’ın “Kız Çocuğu” şiiri okundu,  Hiroşima ve Nagazaki katliamlarının 63. yıldönümünde katliamı ve emperyalist saldırganlığı lanetleyen sunumun ardından Cevahir Canpolat sahneye davet edildi.

Canpolat türküler, marşlar ve halaylardan oluşan programı sırasında, emekçilere düzen partilerinden medet ummamaları çağrısında bulundu. 17’ler ve Kızıldere direnişini andı. Halayların ardından hep bir ağızdan söylenen Çav Bella ile programı sona erdi.

Ardından söz alan BDSP temsilcisi, bir kez daha festival kürsüsünden seslenmenin devrimci coşkusuyla Mamak’lı emekçileri selamlayarak konuşmasına başladı. Konuşmada, 5 yıldır örgütlenen kültür sanat festivaline dair kısa bir değerlendirme yapıldı. Devrimci bir mevzi olan festivalde yaratılan birlikteliğin festival günleriyle sınırlı kalmaması çağrısının yanısıra devrimci bir zeminde yaratılan böylesi bir birlikteliğin karşısında hiçbir gücün duramayacağı vurgulandı. Düzen içi çatışmaya ve rejimin içinde bulunduğu krize de değinilen konuşmada, aynı düzen güçlerinin emekçilere yapılan saldırılarda işbirliği içinde oldukları ifade edildi. Konuşmanın sonunda işçi ve emekçiler, işçi sınıfının devrimci ideolojisi ve programı altında örgütlenmeye, devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltmeye çağrıldı. Konuşmanın ardından “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganı hep bir ağızdan atıldı.

BDSP adına yapılan konuşmanın ardından düzen içi dalaşmayı konu alan, Mamak İşçi Kültür Evi Festival Hazırlık Komitesi tarafından hazırlanan belgesel gösterimine geçildi. 30 dakika süren gösterim büyük bir ilgiyle izlendi. Gösterim Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu’nun söylediği marş ve halaylarla coşkulu bir atmosferde sona erdi. 

Son olarak işçi ve emekçilere fabrikasında, işyerinde, mahallesinde örgütlenme ve mücadele etme çağrısı yapıldı. Festivalin yalnızca birkaç günlük bir kültür sanat etkinliği olmadığı, sömürücü düzene karşı mücadelede atılmış bir adım olduğu söylendi.

Mamak İşçi Kültür Evi’nin 1 Mayıs’ta, 2 Temmuz’da, işçi ve emekçilere yönelik her saldırıda devrimci olanı temsil etmeye devam edeceği söylenerek, 2009 Mamak 6. Kültür Sanat Festivali’nde buluşma çağrısıyla program sona erdi.

Festivalin son gününe 2 bin işçi ve emekçi katıldı.  

Mamak İşçi Kültür Evi Festival Komitesi

 

Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali’ne katılan emekçilerin düşünce ve önerileri defterine yazdıklarından…

* İlk kez bu etkinlikleri düşünen kişi ve kuruluşa binlerce kez teşekkür ediyoruz. Bu etkinlikte en çok beğendiğim şey bunca insanın aynı amaç için toplanması olmuştur. Eşitlik, özgürlük ve ezilenlerin haklarını savunmak ve aramak çok güzel bir duygu. Aslında daha çok insan katılmalı böyle etkinliklere. Neden korktuklarını anlamıyorum. Nasıl bunca insan bu kadar haksızlığa bakıp es geçiyor ki. Neyse, bu düşünceleri az da olsa savunanlar var. Bu festivalin sonsuza kadar devam etmesini diliyorum.

* Yapmış olduğunuz festivalinizi en içten dileklerimle kutluyorum. Başarınızın devamını diliyorum. Sizinle birlikte olmak çok güzeldi. Bundan sonraki etkinlikte görüşmek üzere sevgilerimle.

* Gerçekten çok güzeldi ve düşündükleri için gurur duyuyoruz. Çok güzel konuştular gerçekten yozlaştırılıyoruz. İnsanlar düşünmeden hareket ediyorlar. Kültür Evi çalışanlarının hepsini gerçekten büyük bir onurla kutluyorum.

* Dostlar emeğinize ve yüreğinize sağlık. Çalışmalarınızın devamını diler. Başarılar dilerim.

* Bizlere böyle anlar yaşattığınız için teşekkür ederiz.

* Güzel bir etkinlik olduğunu düşünüyorum, festivallerin sürmesi dileğiyle başarılar.

* Festival etkinlikleri arasında mahalle emekçilerinin katılımının daha fazla olmasını diliyoruz. Sahne alacak tiyatro oyunları emekçilerin sıkılmadan izleyecekleri bir oyun olmalı, cumartesi günü sergilenen oyun uzun ve yorucuydu. Ayrıca iki uzun gün yerine bir haftaya film sunumları, küçük konserler şeklinde dağıtılabilir.


Hacıbektaş şenliklerini Hızır Paşalar’ın egemenliğinden kurtarmak için görev başına!

45. Ulusal 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ne az bir süre kaldı. Son beş yıldır şenliklerin üzerine devlet güdümlü Alevicilik bir karabasan gibi çöktü. İlerici ve devrimci dinamikler dışlanırken, Hızır Paşalar şenliklere damgasını vurmaya başladı.

Bu yıl da şenliklerin laik-anti laik çatışmasının ürünü bir anlayışla kutlanması planlanıyor. İlerici, devrimci dinamikler, Alevi örgütleri yine yok sayılıyor. Şenlikleri düzenleyen anlayış, Alevilerin siyasal yönelimlerini çarpıtarak, Hızır Paşalar’ın kanallarına akıtmayı hedefliyor. Alevileri laik-anti laik ikilemi üzerine oturan politikaya yedeklemek için tüm gücüyle çabalıyor. Devlet Aleviciliğinin icracısı belediye başkanı ve şürekâsı, son beş yıldır şenlikleri bu anlayışa hizmet edecek tarzda örgütlüyor.

Onlar, Alevileri ezen, yok sayan, aşağılayan ve büyük katliamlara imza atanın bizzat devlet olduğu gerçeğinin üzerini örtmeye, böylece Alevilerin tarih bilincini yok etmeye çalışıyorlar. Katliamcılara çağrılar çıkarıyor, “Bin operasyon”un faili olan Mehmet Ağarlar’ı, Muhsin Yazıcıoğulları’nı Serçeşme’de bağırlarına basıyor, Alevi emekçilerin katilleriyle barışması için çabalıyorlar.

Devlet Aleviciliği, 12 Eylül askeri faşist darbesinden sonra, özellikle de son beş yılda önemli kazanımlar elde etti. Bu sayede Alevilerin önemli bir inanç merkezi olan Serçeşme’de kutlanan şenliklere son beş yıldır damgasını vurabiliyor. Hızır Paşalar’ın temsilcileri, şenlikler üzerinde ideolojik, politik ve kültürel hegemonyalarını kurmak, mazlumun zalimi savunduğu bir ortamı yaratmak için seferberlik halinde çalışıyorlar.

Aleviler tarih boyunca farklı bir inanç grubu olmaları nedeniyle ezildiler, horlandılar, katliamlara maruz kaldılar. Alevilerde bir tarih bilinci yaratmak, tarih boyunca çektiklerini nedenleriyle birlikte ortaya koymak, Pir Sultanlar’da, Baba İshaklar’da, Seyit Rızalar’da ve nice şehitte ifadesini bulan direnişçi tarihsel kimliklerini ortaya çıkarmak, ezilen bir kesim olarak istem ve taleplerini demokratik hak ve özgürlüklerin parçası olarak ele almak acil bir ihtiyaçtır.

İlerici Alevi örgütlerin sorunları bu çerçevede dillendirmeleri, belli bir pratik çaba içinde olmaları anlamlı ve önemlidir. Ancak bu örgütlerin, son 2 Temmuz eylemlerinde olduğu gibi, Maraş, Sivas vb. katliamlardaki rolüyle tarihsel hafızada yerini alan CHP vb. burjuva partileriyle birlikte iş yapmaktan vazgeçmeleri tarihsel sorumluluklarının bir gereğidir.

İlerici Alevi örgütleri ve devrimci anlayışlar yıllardır, Hızır Paşalar’ın denetiminin dışında alternatif Hacıbektaş şenliklerinin örgütlenmesinin öneminden bahsediyorlar. Bu önemli bir saptamadır. Ama önemli olan saptamak değil, bu konuda iradi bir tutum ortaya koymaktır.

Bu açıdan dört yıllık pratiğimize bakıldığında, sergilenen çabanın zayıf olduğu görülecektir. Hacıbektaş şenliklerine devlet Aleviciliğinin, Hızır Paşalar’ın damgasını vurmasını engellemeye yönelik alternatif bir pratiği örgütleyemediğimiz açıktır. Bu nedenle 45. Ulusal 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ne yönelik devrimci müdahale sorumluluğunu omuzlama görevi önümüzde duruyor.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu