14 Mart 2008 Sayı: SİKB 2008/11

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı örgütleyelim!
  Amerikancı cepheye karşı emekçilerin devrimci baharı için!
Talabani’nin Türkiye ziyareti üzerine
ÇÜ’de şoven gericilere karşı yürüyüş...
Gazi katliamı ve direnişi anıldı...
12 Mart Gazi, 16 Mart Halepçe ve Beyazıt Meydanı....
  Emekçi Kadın Kurultayı’na sunulan tebliğlerden...
  Burjuvazinin 8 Mart üzerine hesapları...
  Makina kırıcılardan insan kıyıcalara...
Yüksel Akkaya
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Yapı-Yol Sen üyeleri Türkiye genelinde iş yavaşlatma ve iş bırakma gerçekleştirdiler...
  Gençlik hareketinden...
  Emperyalist zorbalar ile gerici güçlerin riyakarlığı…
  Birleşmiş Milletler taşeronluğa devam ediyor…
  Bush işkenceyi yasaklayan yasa tasarısını veto etti!
  MİB-DER: Sınıf mücadelesinde yeni bir mevzi!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ÇÜ’de şoven gericilere karşı yürüyüş...

“Gericiliğe, ırkçılığa karşı yaşasın halkların kardeşliği!”

6 Mart günü Çukurova Üniversitesi’nde İP’li çete tarafından ilerici ve devrimci öğrencilere yönelik bir saldırı gerçekleştirilmiş, 6 kişi aldıkları demir sopa darbeleriyle ağır yaralanmıştı. Saldırının ardından İP’li güruh kaçarak okulu terketmiş, polis ise “güvenlik” için okula gelerek hedef olarak kendisine R1 dersliklerindeki öğrencileri seçmişti. Üniversite öğrencilerinin saldırıyı ve polisin okulda bulunmasına protesto etmesi üzerine polis bir süre sonra okulu terketmiş ve saldırıya karşı birçok tepki geliştirilmişti.

11 Mart günü gerçekleştirilen saldırıyı protesto etmek, saldırıların hesabının sorulacağını haykırmak için bir eylem gerçekleştirildi. Dağıtılan bildiriler ve afişlerle hazırlanılan eylem saat 12.00’de R1 derslikleri önünde “Gericiliğe, ırkçılığa karşı yaşasın halkların kardeşliği!/Çukurova Üniversitesi Öğrencileri” pankartının açılması ile başladı. Sloganlar ve alkışlarla toplanma yeri olan Fen-Edebiyat Fakültesi’nin önüne yüründü.

Fen-Edebiyat Fakültesi önünde, saldırının teşhir edildiği ve mücadele çağrısının yapıldığı bir konuşma ile yürüyüş başlatıldı. Kitle R1 derslikleri önünden geçerek saldırının gerçekleştiği yemekhane önüne geldi. Coşkulu sloganların gür bir şekilde haykırılmasının ardından yürüyüş devam etti. Ziraat Fakültesi’nde bulunan kantinlerin önüne gelindiğinde, yine saldırıları teşhir eden bir konuşma gerçekleştirildi. Konuşmada şunlar söylendi:

“Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Çukurova Üniversitesi’nde gericilerin, ırkçıların, faşistlerin propaganda yapmalarına izin verilmeyecek. Bu üniversite bizimdir. Üç-beş çapulcu bu gerçeği değiştiremez ve gerçekleşen saldırının hesabı en kısa zamanda sorulacaktır!”

İP’li çetenin elini kolunun sallaya sallaya demir çubuklarla gerçekleştirdiği saldırı sırasında okulda olmayan çevik kuvvetin eylem sırasında okula yığınak yaptığı belirtildi. Kitle konuşmayı “Polis defol, üniversiteler bizimdir!”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!” sloganlarıyla karşıladı. Ardından kitle sloganlarla yürüyüşünü sürdürerek ana caddeye çıktı. Ana cadde trafiğe kapatılarak üniversitenin ana giriş kapısına kadar yüründü. Yürüyüş sırasında sürekli artan coşku ve kararlılık, üniversitenin ana kapısına gelindiğinde doruğa ulaştı. Yaklaşık 300 kişilik kitle coşkulu sloganlar eşliğinde üniversiteye araç girişini durdurdu. Burada yapılan konuşmada şunlar söylendi:

“Bugün gerçekleştirdiğimiz eylem bir uyarı eylemidir. Bizler bundan sonra üniversitede gelişebilecek hiçbir olaydan sorumlu olmayacağız. Tüm sorumluluk üniversite yönetimi ve polisindir. Bizler kimseden bir şey beklemiyoruz ve kendi hesabımızı kendimiz soracağız. Bu üniversitede herkes artık haddini bilecek.”

Konuşmanın ardından sloganlar eşliğinde okunan basın açıklamasında şunlar söylendi: “Bu çapulcu grubun saldırısı ne ilktir, ne de son olacaktır. Son dönemde üniversitelerde gericilerin, ırkçıların, faşistlerin öğrencilere karşı gerçekleştirdiği saldırıları çokça duyar olduk. Daha dün yine faşist güruh, Uludağ Üniversitesi’nde öğrencilere sallama satırlarla saldırmış, birçok öğrenciyi ağır yaralamıştır. ... Çukurova üniversitesi öğrencileri olarak bizler, gericiliğe ve ırkçılığa şimdiye kadar izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkımızı savunmaya ve halkların kardeşliği şiarını haykırmaya devam edeceğiz.”

Basın metninin okunmasının ardından kitle R1 dersliklerine doğru yürüyüşünü sürdürdü. Hep bir ağızdan “Gündoğdu” marşı söylendi. Yol boyunca atılan sloganların ardından kitle R1 alanına “Hernepeş” marşıyla girdi. Hep birlikte söylenen marşın ardından atılan sloganlarla ve zılgıtlarla eylem bitirildi.

Yürüyüş boyunca “Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleşecek!”, “Perinçek’in itleri yıldıramaz bizleri!”, “Çukurova faşizme mezar olacak!”, “Faşizme geçit vermeyeceğiz!”, “Polis defol üniversiteler bizimdir!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Berxwedan jiyane!” sloganları sıklıkla atıldı.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği


Uludağ Üniversitesi’nde faşist saldırıya yanıt:

“Faşizme karşı omuz omuza!”

Uludağ Üniversitesi’nde 10 Mart sabahı Çardak Cafe’de oturan devrimci, demokrat ve yurtsever 6 öğrenciye, 60 kişilik bir faşist güruh saldırmış, 3 arkadaşımız ağır yaralanmıştı. Saldırının olduğu sırada olaya müdahale etmeyen ÖGB’ler, saldırıyı protesto etmek için rektörlüğün önünde toplanan devrimci, demokrat ve yurtsever öğrencilere dağılmalarını, aksi halde müdahale edeceklerini bildirdiler.

11 Mart günü Rektörlüğün önünde toplanan öğrenciler, “Rektör uyuma öğrencine sahip çık!” sloganları atarak Tıp Fakültesi Hastanesi önüne geldiler. Ardından tüm fakülteler ve kantinler dolaşılarak, faşist saldırı teşhir edildi. Öğrencilerin bu saldırıya karşı sessiz kalmamaları, eyleme destek vermeleri gerektiğini belirten ajitasyon konuşmaları ile Fen-Edebiyat Fakültesi kantininde saldırıyı kınayan bir konuşma yapıldı.

Daha sonra yolu kapatan öğrenciler sık sık “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Türkeş’in itleri yıldıramaz bizleri!”, “Susma haykır faşizme hayır!”, “Faşistler dışarı bilim içeri!”, “Jandarma defol üniversiteler bizimdir!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Biji bıratiya gelan!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Uludağ faşizme mezar olacak!” sloganları atarak Mediko’ya doğru yürüyüşe geçtiler. İİBF, Mühendislik, Mimarlık, Eğitim fakültelerini ve kantinlerini dolaşarak yürüyen öğrenciler, bu faşist saldırıyı teşhir ettiler.

Yaklaşık 300 kişiyi bulan devrimci ve demokrat öğrenciler, Gündoğdu Marşı’nı söyleyerek faşist beslemelerin barınağı haline gelen KYK yurtlarına doğru yürüyüşe geçtiler. Yurtların önüne gelen öğrenciler yurtlara girmek istediler. Bu isteme kolluk kuvvetlerinin yanıtı biber gazı ve azgın saldırı oldu. Saldırıda bir arkadaşımızın başı yarıldı, bir arkadaşımız ise biber gazının etkisiyle baygınlık geçirdi. Bu azgın jandarma terörüne öğrenciler taşlarla atarak karşılık verdiler. Çıkan çatışmada devletin kolluk güçleri geri çekilmek zorunda kaldı. Takviye gelen kuvvete de öğrencilerin yanıtı taşlamak oldu.

Bir grup arkadaşımız yaralanan arkadaşlarımızı hastaneye götürdü. Öğrenciler de yaralanan arkadaşlarını görmek için hastaneye doğru yürüyüşe geçtiler. Arkadaşlarını görmek isteyen öğrencilere jandarma azgınca saldırdı ve 67 öğrenci gözaltına alındı.

Yaşanan devlet terörüne karşı 11 Mart günü Eğitim-Sen Bursa Şubesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Kurumlar adına basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen Bursa Şubeler Platformu Başkanı Kemalettin Yıldız şunları söyledi: “Üniversitelerimizde yaşanan olaylar yıllardır hiç değişmedi. Hatta bu olaylar bir Türkiye klasiği haline gelmiş vaziyettedir. Önce üniversitelerde bir ortam yaratılır, ardından faşistler devrimci demokrat öğrencilere jandarma, polis eşliğinde saldırır, daha sonra da ‘sopa’ yiyen, saldırılan öğrenciler gözaltına alınır, işkence yapılır, okuldan uzaklaştırılır. Ancak saldırganlar kesinlikle tutuklanmaz veya ceza görmezler. Bu manzara yıllardır hiç değişmemiştir.”

Daha sonra avukatlar arkadaşlarımızın durumuyla ilgili bilgi verdiler. Gözaltına alınanların ifadelerinin alındığı sırada kaba dayak ve sert davranışlara maruz bırakıldıklarını, bu keyfi işkencelere ve hukuksuzluğa karşı suç duyurusunda bulunacaklarını belirttiler. Arkadaşlarımızın Osmangazi Adliyesi’ne getirileceklerini açıkladılar.

12 Mart günü Bursa’daki devrimci, demokrat ve yurtsever insanlar ve gözaltında olan arkadaşlarımızın aileleri ile birlikte yaklaşık 80 kişi, adliyenin önünde beklemeye başladık. Arkadaşlarımız 8’er kişilik gruplar halinde adliyeye getirildiler. Bu esnada TMMOB temsilcisi kısa bir konuşma yaparak saldırıyı kınadı. Ardından “Türkeş’in itleri yıldıramaz bizleri!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı.

Adliye önünde beklediğimiz sırada, 1 Mart günü yaşanan çatışmada biber gazından etkilenen arkadaşımızın hastanedeki jandarma saldırısında bacağının kırıldığını, başından yaralanan arkadaşımızın ise parmağının kırıldığını öğrendik.

19:00’a kadar devam eden duruşma sonucunda 35 arkadaşımız serbest bırakıldı. Diğer arkadaşlarımızın da bugün adliyeye çıkarılacağı haberini aldıktan sonra dağıldık.

Ekim Gençliği / Bursa