19Kasım 2005 Sayı: 2005/45 (45)

  Kızıl Bayrak'tan
  Tırmanan kirli savaşa karşı Kürt halkıyla dayanışmayı yükseltelim!
  Haklı ve meşru talepleri için direnen Kürt halkının yanındayız/BDSP
  Şemdinli protesto ve destek eylemlerinden
  Şemdinli ve devrimci görevler
  Asgari ücret gündemi ve yerel işçi kurultayları
Sefalet ücretine karşı çıkalım/ Kurultay Hazırlık Komiteleri
2006 Bütçesi; Sermayeye kaynak emekçiye sefalet!
  Türban kutuplaşması uşak kucaklaşması
  Kadına yönelik şiddet tartışması; Şiddeti besleyen kapitalizmin kendisidir!
  TC ve özel savaş / M. Can Yüce
  Boğaza değil Zap Suyu'na köprü
  Ekim Devrimi ve Parti etkinliklerinden...
  6 Kasım eylemlerinin ardından... Kendi gücüne güvenen hedefli bir kitle faaliyeti! / Orta sayfa
  6 Kasım eylemleri
  Parti etkinliğine gelen mesajlardan...
  İsviçre'de parti kuruluş yıldönümü etkinliği...
  Suriye'yi tecrit etme saldırısına Amerikan uşakları da katıldı
  Fransa'da isyan dinamikleri yerli yerinde duruyor
  Almanya'da koalisyon görüşmeleri tamamlandı; Her şey tekellere hizmet için!
  Almanya'dan başarılı bir işçi direnişi eylemi
  Felluce'nin napalm bombalarıyla yakıldığı kesinlik kazandı
  Sermaye devletinin "gizli" ama gerçek anayasası; İşte siyaset belgesi!
  Mamak İşçi Kültür Evi 4. mücadele yılında!
  Basından/ Şemdinli beceriksizliği!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

2006 bütçesi...

Sermayeye kaynak, emekçiye sefalet!

Şov yapmayı seven Unakıtan, hatırlanacağı üzere, 2006 bütçe tahmini rakamlarını Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde basına duyurmuştu. Unakıtan çoğu yetişkinin ayakta geçiştirdiği, çocuk ölümlerinin ise başında gelen ishal nedeniyle hastanede tedavi gördü. Kendisi için bu denli cömert olan Unakıtan hastane kapısında bekleyenler için ne düşünüyor?! Bütçeden sağlığa ayırdığı payı her dönem azaltmaktan çekinmeyen, koruyucu sağlık hizmetlerini müşteri odaklı aile hekimliğine dönüştüren Unakıtan'ın bu soruya vereceği cevap, “paran kadar sağlık hizmeti”dir.

Unakıtan'ın çalışmalarını hastanede yürüttüğü 2006 yılı bütçesinden sağlık harcamaları sadece %4.3 pay almaktadır. Herşeyi “paşa paşa” satacağını baştan dillendirerek, sermaye sözcüsü Unakıtan sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine SSK'ların tasfiyesiyle başlamıştı. Genel Sağlık Sigortası, sağlık hizmetlerinin tek çatı altında toplanmasıyla önümüzdeki günlerde diğer adımları da atmış olacaklar. Halihazırda sağlığa ayrılan ödeneklerin önemli bir bölümü özel hastanelere, tetkik merkezlerine aktarılmaktadır. Hastalara aylar sonrasına randevu verilerek, özel kuruluşlardan hizmet talep etme devlet tarafından zaten özendirilmektedir. Ancak bununla yetinmeyen sermaye, ek bir çözüm olarak sunulan özel kuruluşlardan hizmet almanın önümüzdeki yıllarda temel çözüm olmasını istemektedir. Sağlığa ayrılan payın düşük olmasının altında yatan budur.

2006 bütçe rakamları ne söylüyor?

2006 bütçe rakamlarına göre bu yıl toplanan her 100 liralık vergiden 29'u borç faizleri adı altında sermayeye aktarılacak. Bir başka ifadeyle, 2006 yılında gerçekleşeceği tahmin edilen net 156.84 milyar YTL'nin 46.230'u borç faizlerine ödenecek. Öte taraftan, uzun yıllardır sermaye tarafından “kara delik” olarak adlandırılan sosyal güvenliğe aktarılan miktar 4.974 milyar YTL'dir. Borç-faiz giderleri için, milyonlarca emekçiye hizmet veren kurumların on katına yakın bir harcama yapıldığı halde, faiz giderlerinden bahsedilmemekte, her fırsatta sosyal güvenliğin “halk” üzerinde büyük bir kambur olduğu dillendirilmektedir.

Gündeme getirilen ve 2006 yılı içinde çıkarılması şart koşulan Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı tam da sermayenin bu istek ve niyetleri üzerinden biçimlendirilmektedir. İMF için öncelikli olan sermayeye borç faizi adı altında kaynak aktarımının sorunsuz gerçekleştirilmesidir. Bu nedenle sosyal içerikli harcamalar azaltılmalı, faiz dışı fazla arttırılmalıdır ki, sermayeye aktarmak için kullanılabilsin.

Neyin payı artırıldı?

2006 bütçesinde %9.5 ile eğitime en yüksek payın ayrıldığı görülmektedir. Ancak AKP hükümeti bu kaynağı eğitimi piyasaya açmak için kullanmayı hedeflemektedir. Bakanlar Kurulu'nda görüşülen Özel Öğrenin Kurumları Yasa Tasarısı tam da bu amaca hizmet etmek için öngörülmektedir. Bu tasarıyla özel okullar vergiden muaf tutulacak, maliyeti devlet tarafından ödenmek üzere özel okullarda öğrenci okutulacak (bir nevi devlet özel okulların müşterisine dönüşecek), özel okulların elektrik, su, doğalgaz gibi giderleri devlet okulları gibi fiyatlandırılacak, çocuğunu özel okulda okutan velilere ucuz kredi imkanı sağlanacaktır. AKP bütçeden eğitime ayrılan payı arttırırken aslında özel öğrenim kurumlarına aktarılan payı arttırmaktadır. Dini ideolojiye göre biçimlendirilmiş özel okulların Türkiye'de ne kadar yoğun olduğu düşünüldüğünde, tasarının ideolojik boyutu da açıkça görülecektir.

2006 bütçesinde “savunma” harcamaları

2006 bütçesinde savunmaya ayrılan pay %6.8 olarak öngörülmektedir. Türkiye'de savunma harcamaları bütçeden ayrılan payla sınırlı değildir. Özellikle teçhizat alımı ya da milli güvenlik için gizlenmesi gereken savunma-güvenlik personeli giderleri gibi bazı harcamalar örtülü ödeneklerden yapılmaktadır.

Örtülü ödenekten kimlere, niçin ödeme yapıldığını ise Susurluk'tan ve son olarak Şemdinli'den biliyoruz. Örtülü ödenek katillerin, kontrgerillanın, savaş çetelerinin beslendiği yerdir, Kürt halkının başına yağan bombadır, Yüksekova'da öldürülenlerin bedenindeki kurşundur.

Bütçe bize ne söylüyor?

Bütçeler sermayenin dönemsel önceliklerini sergilerler. Mücadele dinamiklerinin güçlü olduğu dönemlerde sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık harcamalarının bütçe içindeki payı artarken, mücadelenin geriden seyrettiği dönemlerde sermayeye kaynak aktarım görevi gören kalemlerin bütçe içindeki payı artar. Buradan yola çıkarsak 2006 bütçesi sermayeye kaynak aktarım bütçesi olarak tasarlanmıştır. 2006 bütçesi terör ve şiddetin hızından bir şey kaybetmeden devam ettirileceğinin bütçesidir.

------------------------------------------------------------------------------------------

İMF patentli bütçe mecliste hazır...

Saldırı bütçesine karşı alanlarda mücadele edelim!

2006 yılı bütçe tasarısı meclise sunuldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da burjuvazinin parlamentosundan sözde muhalafet olanlar bütçeye karşı cılız sesler yükseltmeye çalışıyorlar. Cılız tartışmalar bütçenin meclisten büyük değişikliklere uğramadan geçeceği gerçeğini değiştirmiyor.

Yapılan tartışmalarda kimi ANAP milletvekilleri bütçe tasarısını İMF bütçesi diye eleştiriyor. Sanki bu düzenin pisliklerinden beslenen kendileri değilmiş, bugüne kadar İMF'nin dayatmalarına imza atmamış gibi kendilerini dışta tutarak utanmazca eleştiriyorlar.

Muhaliflerin sınırı bu iken hükümet cephesinden arsızca açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bütçe politikalarının yoksulluğu arttırdığı eleştirilerine yanıt veren Maliye Bakanı Unakıtan, “Siz de taktınız yoksullara” diyor. Böylelikle bütçenin bir kez daha yoksulları vuracağını açık açık ifade ediyor. ANAP'tan CHP'ye, AKP'den MHP'ye tüm düzen partilerinin temsilcileri sömürü ve talan düzeninin safındadır. İşçi ve emekçilere yıkım getiren politikaların baş aktörleridir. Ne bütçeye karşı yaptıkları eleştiriler, ne de açıklamalar işçi-emekçi düşmanı kimliklerini gizleyemiyor.

Bütçe tartışmaları yapıladursun 2006 yılı bütçesi 2005'in devamı olarak yine emperyalizmin ve işbirlikçilerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlandı. İMF'nin sosyal yıkım programının parçası olarak işçi ve emekçileri vuracak.

2006 yılı bütçe uygulaması ile toplanan vergiler asgari ücretin yarısını geçmektedir. Bütçenin mali yükünü emekçilerin omuzuna yıkan sermeye devleti, ayda 207.50 YTL'lik harcama öngörüyor.

2006'da vergilerin %9.8 artacağı belirtiliyor. Bütçe açığı işçi ve emekçilerin sırtından kapatılmaya çalışılıyor. Vergilerden elde edilen gelirler sermayenin kasasını doldururken işçilerin sefaletini arttıracak.

2006 yılında vergi gelirlerinde beklenen miktar yıllık yaklaşık 2.092 YTL'dir. 2006 yılında bu miktar, kişi başına aylık 174.33 YTL vergi ödeme yükü demektir. 2006 yılında öngörülen bütçe ağırlığının gayri safi milli hasılaya oranı % 2.5 olarak belirlenmiştir. 2006 bütçe harcamalarında öngörülen toplam tutar geçtiğimiz yıl bütçe yasa tasarısında öngörülen miktarın %13.3 fazlasıdır. Buna karşılık vergide öngörülen miktar geçtiğimiz yıl bütçe beklentisinden % 23.1 fazla hesaplanmıştır.

Bütçenin önemli kısmı bu yıl da faiz ödemelerine ayrılıyor. Ödeme planları emekçilerin yıkımı ve soygunu üzerinden hazırlanıyor. Bütçe, sosyal hizmet harcamalarını en aza indirerek iç ve dış borç ödemesine hizmet ediyor. Emekçiler soygunun faturasını ücretlerin düşürülmesi, işten çıkarmalar, sosyal saldırı yasaları, özelleştirmeler olarak ödüyor.

Emekçilerden kesilen paralar tekellerin kasasını dolduruyor. Onlara kaynak yapılıyor. İMF'nin asıl derdi bu borçların aksatılmadan ödenmesidir. Zaten İMF de verilen kredinin teminatı olarak bütçeden ayrılan faizleri görüyor. Bu anlamda bütçe İMF'nin denetiminde borç ve faiz bütçesi olarak hazırlanıyor.

Bütçede emekçilerin ihtiyaçları hesaba katılmıyor. Bu da demek oluyor ki, önümüzdeki yıl da işçi ve emekçilerin ne gelir düzeyinde, ne de yaşam koşullarında bir iyileşme olacak. Aksine hayat pahalılığı, yoksulluk, işsizlik, açlık gibi temel sorunlar artarak devam edecek, emekçiler için herşey daha pahalı ve ulaşılmaz olacak.

Sosyal yıkım programının ve onun bir parçası olan İMF bütçesini püskürtmenin yolu örgütlü ve militan bir sınıf mücadelesinden geçiyor. Sömürü, soygun ve talan anlamına gelen bütçeye ve tüm saldırılara karşı mücadele alanlarına!