24 Eylül 2005 Sayı: 2005/38 (38)

  Kızıl Bayrak'tan
  Direniş geleneği bu topraklarda bitirilemez!
  Erdoğan New York'ta umduğunu bulamadı
  TMY Yasası ve düzenin çıkmazı
  Türk-İş ve Emek Platformu; İhanete devam!
  DİSK bu kadar sahipsiz mi?
Ulusalcı faşistlerin Kürt düşmanlığı
New York'ta BM Milenyum Doruğu yapıldı
  Serna ve Seral işçileri grevde!
  Sözleşmeli öğretmenlik ya da kölelik
  12 Eylül hukuku sürüyor: Yeni yasal düzenlemeler /Y. Akkaya
  ÇHD'nin açıklaması; Polis copları çalışırken fonda DİSK vardı
  Kürt hareketinden; Eylemsizlik süreci 3 Ekim'e kadar uzatıldı
  BEKO'da sadaka düzeyinde zam
  Demokrasi mücadelesi ve Kürt sorunu (Orta sayfa)
  Irak'ta halklar birbirine düşürülmek isteniyor
  Basra'da halk İngiliz tanklarını ateşe verdi

  Ukrayna; '"Turuncu devrim"in erken çöküşü!

  Almanya'da seçimler ve gösterdikleri
  İMES'ten bir patron; Bahadır Tanrıkulu
  Mamak İKE; Emekçi kadınlar 1 Ekim'de buluşuyor!
  2. Çiğli İşçi Kurultayı gerçekleştirildi
  Kurultay çalışmalarından...
  12 Eylül faşizmi üzerine-3 / M. Can Yüce
  Bültenlerden / OSB-İMES İşçi Bülteni
  Basından: Galataport tezgahı /Mustafa Sönmez
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Ukrayna'da Amerikan uşakları birbirine düştü...

“Turuncu devrim”in erken çöküşü!

Ukrayna bu yılın ilk aylarında hareketli günler geçirmişti. Eski devlet başkanı Leonid Kuçma yönetimine karşı bayrak açan Avrupacı/Amerikancı blok, her yola başvurarak yönetimi ele geçirmişti. Soros'un dolarları, CİA'nın organizasyonu (paravan örgütler, paralı amigolar) ile önceki yönetimler döneminde kamu işletmelerini yağmalayan türeme kapitalistler, Ukraynalılar'ın bir kesimini de arkalarına alarak, portakal (karşı) devrimini gerçekleştirmişlerdi. Emperyalist gericiliğin borazanı medya, o günlerde Ukrayna'da “kansız devrim” olduğunu iddia etmişti.

7 ay gibi kısa bir aradan sonra Ukrayna tekrar medyanın baş gündemlerinden biri haline geldi. Ancak bu defa gündemde olan yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, kirli çıkar çatışmaları sonucu dağılan bir hükümet. Yağmacılardan oluşan Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko liderliğindeki gerici blok bileşenleri arasında cereyan eden iktidar savaşı, erken bir parçalanmayı beraberinde getirdi.

Başbakanlıktan alınan (gaz/petrol kraliçesi) Yulia Timoşenko, Yuşçenko'ya yakın çevrelerin, gazeteci Georgy Gongadze'nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı engellediğini açıkladı. Timoşenko, Gongadze cinayetiyle ilgili en önemli şüphelilerden birini yakalamak için gizli bir operasyon düzenleneceğini, ancak devlet başkanına yakın bir savcının operasyon haberini şüpheliye sızdırarak, olayın aydınlatılmasını sabote ettiğini söyledi.

Devrik başbakan ayrıca, Yuşçenko'nun çevresini zimmet ve yolsuzlukla suçladı. Karanlık özelleştirmeler ile Ukrayna'nın en zengin kadını haline gelen Timoşenko, Yuşçenko'nun, eski devlet başkanı Leonid Kuçma'yı yargı önüne çıkarma vaadini de unuttuğunu savundu. Hatırlanacağı gibi “Turuncu devrim”in liderleri, sokak gösterilerini, “Kuçma'nın yolsuzluklar nedeniyle cezalandırılması ile gazeteci Gongadze'nin katillerinin yargı önüne çıkarılması” talepleri üzerine oturtmuşlardı. Leonid Kuçma döneminde yolsuzluklarla ilgili önemli araştırmalara imza atmış olan Georgy Gongadze, Eylül 2000'de ortadan kaybolmuş, haftalar sonra başsız cesedi başkent Kiev eteklerinde bulunmuştu.

Yuşçenko sağ kolu Timoşenko'yu başbakanlıktan azlettikten sonra, yolsuzlukla suçlanan bir bakan istifa etti. Yolsuzluklara ortak olmak istemediğini söyleyen Yuşçenko'nun kurmay ekibinden iki kişi de aynı günlerde istifa etti. Başbakan yardımcısı Nikolay Temko ise, Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı (çikolata kralı) Petro Poroşenko'yu hedef gösterip, “Yolsuzluk çemberine dahil olmak istemiyorum. Bazıları çalıyor, diğerleri istifa ediyor. Çalmadım ve yolsuzluklara bulaşmadım” diyerek görevi bıraktı. Güya temizlik yapan devlet başkanı Yuşçenko da bu çirkefin orta yerinde yeralıyor. Zira peşpeşe gelen yolsuzluk iddiaları, Yuşçenko'nun oğlunun aniden lüks içinde yaşamaya başlaması ile tetiklenmişti.

Emekçilerin ürettiği değerleri yağmalayarak güçlenen bu kirli ittifakın tüm tarafları aynı çirkefin içinde debelenmektedir. Bundan dolayı “devrim” olduğu iddia edilen kirli girişimin kurduğu hükümetin ömrü 7 ayla sınırlı kalmıştır.

Ukrayna halkı da bu çürümenin farkındadır. Örneğin yeni rejimin eskisinden iyi olduğunu düşünenlerin oranı nisan ayında yüzde 52 iken, ağustosta yüzde 35'lere kadar gerilemiştir. Geleceğe kötümser bakanların oranı da, aynı dönemde yüzde 26'dan yüzde 48'e yükselmiştir. Türedi yağmacıların birbirine düşüp kirli icraatları ortaya dökmesi ise, Ukrayna halkının bu gerici çıkar gruplarına verdiği desteğin daha da azalmasına yolaçacaktır.

Ukrayna'da yaşanan bu gelişmeler, aynı zamanda, CİA-Soros denetiminde yürütülen “renkli devrimler”in beklenenden de erken bir dönemde iflas edeceğinin göstergesidir.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Guantanamo'da açlık grevine katılım artıyor

ABD'nin işkence üssü Guantanamo'da Ağustos'un ilk haftasında başlayan açlık grevi, yeni katılımlarla devam ediyor. Açlık grevine katılanların sayısında artış olduğunu toplama kampının bekçileri de kabul etti.

Guantanamo sözcülerinden Binbaşı Jeff Weir, 11 kişinin daha katılmasıyla 8 Ağustos'ta başlayan açlık grevine katılanların sayısının 131'e ulaştığını söyledi. Açlık grevindeki tutuklulardan 21'inin askeri hastanenin sağlık kliniğine kaldırıldığını ve bunlardan 20'sinin tüple beslendiğini söyleyen Weir, ordunun açlık grevini “bir tür intihar” olarak gördüğünü söyledi. ABD'li yüzbaşı John Adams ise, 13 mahkûmun hastahaneye kaldırıldığını ve bu mahkûmlara zorla serum verildiğini belirtti.

Zorla besleme işkencesini savunan sözcü, “Bize, mahkumların sağlığını iyi durumda tutma görevi verildi ve yaptığımız budur” dedi. Mahkumların “sağlığını iyi durumda tutma” iddiası kuşkusuz ki, iğrenç bir uydurma. Zira bu toplama kampının tam bir işkence merkezi olduğu artık herkes tarafından biliniyor. Açlık grevi de, yıllardır devam eden vahşi işkencenin protesto edilmesi için başlatılmış.

Merkezi New York'ta bulunan “Anayasal Haklar Merkezi” (CFRC) adlı insan hakları kuruluşu tarafından yapılan açıklamada ise, açlık grevine katılanların sayısının 210'u aştığı bildirildi. ABD'li yetkililerin açlık grevindeki tutuklu sayısını gizlediğini kaydeden CFCR, durumu ağırlaşan mahkûmlara yeterli tıbbi yardımın yapılmadığını ifade etti.

CFCR açlık grevindeki tutsakların taleplerini de duyurdu. Buna göre, tutuklular cezaevi içerisinde Cenevre Konvansiyonu'nun uygulanmasını ve sistematik işkencenin son bulmasını istiyor.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Stuttgart'da protesto yürüyüşü

12 Eylül askeri faşist darbesinin 25. yılı ve 5 Eylül günü Özgür Politika gazetesinin kapatılmasını protesto etmek için 17 Eylül'de Stuttgart'ta bir protesto yürüyüşü düzenlendi.

Eyleme 300'ün üzerinde bir katılım gerçekleşti. Yürüyüş alanında biraraya gelen kitle Stuttgart'ta Devrimci Eylem Birliği Platformu altında Almanca “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Kahrolsun faşizm!”, “Özgür Politika'nın kapatılmasını lanetliyoruz!”, “Yaşasın sosyalizm!” yazılı pankartlar ile flamalar taşıdı. Yürüyüş boyunca ortak sloganlarla TC'nin kirli oyunları lanetlendi. Ayrıca son günlerde Alman emperyalizminin sermaye devletinin destek amaçla ilerici kurum ve kuruluşlara yönelik saldırılarını protesto eden ortak bildiri Alman kamuoyuna dağıtıldı. Yürüyüşte TKİP, TKP/ML, MKP imzalı ,“12 Eylül askeri faşist darbesini lanetliyoruz!” yazılı pankart taşındı. Miting alanında platformun hazırladığı metin ile devrimci kurumların mesajları okundu.

TKİP taraftarları/Stuttgart