Halkların kardeşliği işçilerin birliğiyle sağlanır!
Bu yıl, Mersin'de Newroz'da yaşanan bayrak provokasyonuyla, Kürt halkına karşı gerici bir şoven saldırı dalgası başlatıldı. Altı yıldır İmralı'nın desteğiyle denetim altına alınsa da, bir türlü yokedilemeyen Kürt ulusal kurtuluş mücadelesi dinamikleri sermaye devletini rahatsız ediyordu. Öte yandan Kuzey Irak'ta kurulan federatif Kürt devleti, nasıl bir devlet olduğundan bağımsız olarak, Kuzey Kürdistan'ı da etkilemektedir. Bu koşullarda yaratılan bayrak provokasyonuyla, Kürt halkını sindirilmeye çalışıldı.
Ne var ki bu oyunları ters tepti. Kürt halkı sinmek yerine daha mücadeleci bir tutum sergiledi. Van, Nusaybin ve Batman'da yaşanan gerilla cenazelerine sahip çıkış, Kürt halkının özgürlük mücadelesindeki ısrarını gösteriyor. Bu süreçte, Kürt halkının özgürlük özlemi yokedilmek bir yana daha da pekiştirilmiş oldu.
Başta ordu olmak üzere sermaye ve düzen sözcülerinin “iç çatışma çıkmasın” türünden itidal çağrılarını Kürt halkındaki bu gelişim üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Sermayenin tasmalarını çözdüğü beslemelerini sükunete çağırmasının başka bir nedeni yoktur. Bununla birlikte, beslemelerin kısmen de olsa kontrolden çıkma potansiyeli taşıması sermayeyi tedirgin ediyor.
Diğer yandan İmralı çizgisinin tekrar “silaha sarılması” yeni bir devrimci çıkış yapacağı türünden bir yanılsamaya yolaçmamalı. Devrimci mücadelenin kriteri, kullanılan araçlardan çok mücadelenin yönelimidir. Talabani ve Barzani de silahlı mücadele yürtüyordu, ama bugün ABD'nin değme uşağı durumundalar.
Sivil beslemeler itidallı olmaya çağrıldı, ancak tasmaları bağlanmadı. Gemlik yürüyüşü ve sonrasında Kürt halkına azgınca saldırdılar. Ama niyetleri bu kez Kürt halkını sindirmekten çok bir Türk-Kürt çatışması yaratmaktı. Gemlik yürüyüşü öncesi Bursa'da Kürt inşaat işçilerine saldırıldı. Yürüyüş sonrası Karadeniz'de Kürt fındık işçilerine saldırıldı. Olayda bir kişi ölürken, bir kişi de yaralandı.
Türk işçi ve emekçilerinde Kürtler e karşı düşmanlık körükleniyor. Öte yandan Kürt işçi ve emekçilerinde de Türkler'e karşı bir öfke oluşuyor.
Kürt halkının en küçük bir eylemi dahi saldırı nedeni oluyor. Bunun önüne geçmek için birlikte bir eylem hattı örmek gerekiyor. Ulusal sorunun gerçek çözümü sınıfsal sorunun çözümüne bağlıdır diyoruz. Kesin çözüm için geçerli olan bu gerçeklik, bugün halkların kardeşliğini geliştirmede de geçerlidir.
O halde, sınıfsal temelde yürütülecek bir mücadele, halkların kardeşliğini de gerçekleştirecektir. Aynı zamanda bu, üstü örtük bir teslimiyet için değil gerçek anlamda özgürlük için mücadele anlamına gelir.
M. Atak
------------------------------------------------------------------------------------------
Sindirilmiş toplumları ayağa kaldırmak için!
“Ne çekilmez bir yaşam! Bu nedir ya?” Çıkıverir bu sözler ağzımızdan. Birçoğumuz bu sınırlar içine doğarız zaten. Sorunlarımıza yabancılaştığımızdan hayatımızdaki sorunu ve kaynağını tanımlayamayız.
Bizim dönemimizi, bugünün gençliğini düşünelim biraz. Hayatı sorgulamayan, düşünmeyen, ses çıkarmayan, bireyci davranan vb. özelliklere sahip. İnsanın kişiliğinin oluşmasında çevre, aile, okul eğitimi önemlidir. Bunları yönlendiren, şekillendiren ise sistemdir. Sistem 12 Eylül sonrası istediği gibi bir kuşak yaratmıştır.
Sistem, toplumsal muhalefet ve sınıf hareketi yükseldiğinde faşist darbelerle kırmaya çalışmıştır. Önceki dönemlerde sistemi karşısında olan gençliğin devrimci gücünü ezmek için öncü gördüklerini yoketmek istemiştir. Mücadelenin önüne geçmek için toplumsal muhalefetin, devrimci mücadelenin üzerinden silindir gibi geçmiştir 12 Eylül'le.
Sonra psikolojik baskı ve sindirme operasyonları başladı.
Evet, kuşağımız yaşama, kendine, insanlığa öylesine yabancılaşmış ki... Çevremizdekilere ayna tutmalıyız ki kendilerini görsünler, izlesinler yaşamlarını. En susturulmuşundan, pes etmişinden umudumuzu kesmemeliyiz. Yapacağımız müdahalelerle farketmelerini, anlamalarını sağlayıp, yaşananların temel sebebini anlatabilmeliyiz.
Unutmayalım, biz de bu sindirilmiş topluma doğduk. Ama adım adım sistemin sınırlarından çıkarak tam karşısında durmayı başardık. Genç komünistler olarak inancımızla, sabrımızla dönemimizin bilinci olduğumuzu aklımızdan çıkarmamalı, bu bilinci yaymalı, mücadeleyi yükseltmeliyiz.
İ. Güneş
-----------------------------------------------------------------------------------------
Dursunlu Beldesi Kültür ve Sanat Şenliği
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Dursunlu Beldesi Kültür ve Sanat Şenliği'ne komünistler olarak katıldık. İlk gün standın açılması ve içerde gazete satışı yapılması üzerine belde yetkilileri ile gerginlik yaşadık. Gerginliğin giderilmesi üzerine gazete satışına devam ettik. İnsanların bir kısmı bizi sahiplendi. Faaliyetimiz sırasında birçok insanla sohbet etme olanağı yakaladık.
Kızıl Bayrak/Antakya
-----------------------------------------------------------------------------------------
Devrimciler
Hangi taşı kaldırsam bu çocuklar
Koca koca kayalar,
kum taneleri
Hele mezar taşları
Hangi taşı kaldırsam bu çocuklar
Hangi taşı kaldırsam asi yürekleri
gözleri cüret dolu
Hangi taşı kaldırsam
zafer işareti gülücüklerinde
Hangi taşı kaldırsam bu çocuklar
Diri, ölü, galip
ve hüznünü taşıyorlar yenilginin
küçücük nasırlı avuçlarında
Hangi taşı kaldırsam bu çocuklar
En çok mezarlardalar
Hangi mezarı açsam
koca bir yürek
Her mezar yiğit
Hangi mezarı açsam
koca bir gülücük
Her mezar hüzün
Hangi mezarı açsam yaşam
her mezar ölü
Hangi mezarı açsam dünya
Her mezar memleket
Hangi taşı kaldırsam bu çocuklar
Her taşa zafer kazıyorlar.
C. Yitik |