13 Ağustos 2005
Sayı: 2005/32 (32)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sermaye düzeni ve devleti Kürt sorunu açmazında
  Sermayenin bölgesel asgari ücret oyunu
   Direnişin kaderi Seydişehir işçisinin elinde
  Erdemir işçileri yağmacıları içeri sokmadı
  "Terörle mücadele" bahanesiyle hak ve özgürlüklere saldırıya devam
Adana'da tutuklama terörü; Baskılar bizi yıldıramaz
Eroğan-aydınlar görüşmesi...
  10 bin emekçi Mamak Kültür ve Sanat Festivali'nde buluştu.
  2. Mamak Kültür ve sanat Festivali başarıyla gerçekleşti... Cüret ettik ve bir kez daha başardık.
  Festivale gelen mesajlardan...
  Güçlü ön hazırlık, başarılı bir festival!
  Sınıf hareketinin ihtiyaçları ve kurultay çalışması (Orta sayfa)
  Tasfiyeciliği örtme ve teorileştirme aracı: Demokratik konfederalizm/2
  İran emperyalist kuşatmaya rest çekti
  Blair hükümeti faşizan yasa hazırlıklarına hız verdi
  ABD'nin gizli hapishanelerinde ortaçağ vahşeti

  Amerikalı savaş karşıtları birleşmeye hazırlanıyor

  Örsan Tekstil'de işçi kıyımı
  Kamuda toplu görüşme süreci başlıyor
  Evleri yıkılan Güzeltepe halkıyla röportaj
  Umutlarımızı bırakıyoruz direnenlere
  Bültenlerden/İMES
  Hiroşima'nın 60. yılı anısına...
  15 Ağustos Atılımı ve güncel görevlerimiz
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Örsan Tekstil'de işçi kıyımı!

Örsan Tekstil Samandra'da kurulu bulunan ve işçiler üzerinde her türlü baskının yoğun olarak yaşandığı işletmelerden biri. 400 civarında işçinin çalıştığı fabrikada bir süre öncesinde artan baskılara karşı bir grup işçi sendikal örgütlenme çalışması başlattı. Bu girişimden kısa bir süre sonra durumdan haberdar olan Örsan patronu önce sendikal çalışmayı yürüten işçiler üzerindeki baskıları yoğunlaştırdı. Mesailerin yoğun bir şekilde devam ettiği bir süreçte bu işçilere sezon boşluğu bahanesi ile tuvalet temizliği gibi işler yaptırırken, mesai saati içinde güvenlik görevlilerine işçiler arasında nöbet tutturarak işçileri baskı altına almaya çalıştı. Yine bu süre içerisinde sendikal çalışmayı yürüten işçiler tuvaletlere kilitlenerek cep telefonlarına el konuldu, işçiler arasında iletişimin engellenmesi için telefonlardaki numaralar silindi. İşçiler teker teker sorgulanarak sendikadan istifa etmeleri için baskı altına alındı.

Baskı ve tehditlerle yetinmeyen Örsan patronu sendikal örgütlenme çalışmasına katıldığını tespit ettiği işçileri 27 Temmuz tarihinden itibaren işten çıkartmaya başladı. 5 Ağustos günü de işten atıldıktan sonra fabrika önünde bekleyerek direnişe geçen işçi arkadaşlarına selam verdikleri gerekçesiyle 2 işçiyi daha çıkarttı. Böylece bu tarihe kadar toplam 26 işçi işten çıkartılmış oldu.

6 Ağustos günü ise DİSK'e bağlı sendikalar ve direnişte olan Coca-Cola işçileri direnişte olan Örsan işçilerini ziyaret ederek burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Yasal ve meşru haklarını kullanarak sendikal çalışma yürüten işçilerin işten atılmasının ve işçilerin ‘terörist', sendikanın ise ‘terör örgütü' olarak lanse edilmesinin kınandığı açıklamada, asıl yaşadışı uygulamaları yapanın Örsan patronu olduğu ve bu durumun yasaların kimlerin çıkarı için ve ne şekilde uygulandığının somut kanıtı olduğu vurgulandı.

Öğle paydosu sırasında tüm kapıların kilitlenmesine karşın depo kapısından çıkarak basın açıklamasına destek veren 9 işçinin ise basın açıklamasının bitiminin ardından fabrikaya girişleri ‘İşten atıldınız!' denilerek engellendi. Bu durum üzerine kitle ile güvenlik görevlileri arasında yaşanan tartışmalarda bir kez daha patronların güvenliği için varolduğunu ispatlayan jandarma kitleye saldırdı ve kısa süreli bir arbede yaşandı.

‘Baskılar bizi yıldıramaz!', ‘Yaşasın işçilerin birliği!', ‘İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!' sloganlarının atıldığı eylem yasal ve meşru mücadelenin devam edeceği açıklaması ile sona erdi.
Tüm süreç boyunca yaşananlar Örsan patronunun işçi düşmanı tutumunu bir kez daha gözler önüne sererken, oldukça gizli bir şekilde devam etmesi gereken örgütlenme çalışmasının daha ilk aşamalarında açığa çıkmış olması işçiler payına üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'nin 6 Ağustos günü gerçekleştirilen basın açıklaması sırasında ‘Bu işyeri ile hukuksal zeminde mücadelemizi sürdüreceğiz' cümlesi ile ifade ettiği tutum ise, açıktır ki, yasaların patronların çıkarına düzenlendiği bir sistemde sonuç alıcı olamayacaktır.

Örsan Tekstil patronunun bu kadar pervasız bir şekilde saldırmasının nedeni, baskıcı ve sömürücü kimliğinin kendisinin de farkında olması ve buna karşı gelişebilecek tepkiler ile bu tepkilerin sonuçlarını gayet iyi bilmesidir. Bugün için bir kez daha yarıda kalsa bile Örsan Tekstil işçileri de bu tutuma karşı kendi sınıf tutumlarını açığa çıkartacak ve Örsan patronuna gereken cevabı vereceklerdir.

Kızıl Bayrak/Ümraniye

---------------------------------------------------------------------------------

SAŞA Ampül'de iş bırakma eylemi...

Kazanmak için eller şaltere!

İMES'te kurulu SAŞA Ampül'de 8 Ağustos günü ücretlerin geç ödenmesine karşı iş bırakma eylemi yapıldı. İşçiler sabah iş elbiselerini giyerek kapının önünde beklemeye başladılar. Bu sırada ustabaşının tehditleri ile uyarılan işçiler taviz vermeyince ustabaşı işine döndü. Normal zamanda sonuna kadar açık duran dış kapı çalışanların dışarıdaki işçileri görmemesi için kapatıldı. Müdürün gelmesinden sonra işçilerle kısa bir görüşme yapıldı. Tehditlerle ve eylemin anlamsızlığını ifade eden sözlerle karşılaşan işçiler kararlı tutumlarını sürdürerek beklemeye devam ettiler. Öğlene doğru patronun gelmesiyle bir toplantı yapıldı. Uzun bir görüşme sonrası işçileri yıldırmak için iş bırakan işçilerden biri kovuldu. Çıkartılan işçinin çıkış işlemleri hazırlanırken diğer işçiler de görüşme odasından çıktılar. Toplantıdan çıkan sonuç şöyle: Haziran ayında ücretlerini alamayanlara 12 Ağustos günü, Temmuz ayında ücretlerini alamayanlara ise 19 Ağustos günü ödeme yapılacak.

İşçiler atılan arkadaşları işbaşı yapmazsa çalışmayacaklarını söyleyince patron geri adım attı ve atılan işçi de işe geri döndü. İMES ve çevresindeki küçük atölyelerde bu tarz eylemlilikler son dönemde artmaya başladı. İşçiler haklarını alabilmek için fiili mücadeleye yöneliyorlar. SAŞA Ampül'de de görüldüğü gibi işçilerin zaferini örgütlü hareket etmek ve kararlılık sağlayacaktır.

Kızıl Bayrak/Ümraniye

-------------------------------------------------------------------------------------

Era işçileri Coca-Cola işçileriyle öğle yemeğini paylaştı...

Herşeyi paylaşmalıyız!

İşçiler arası dayanışmanın önemi her geçen gün daha da artıyor. Uzun süredir direnişte olan Coca Cola içileriyle dayanışmak, mücadelede yalnız olmadıklarını göstermek için Era Elektronik işçileri olarak öğle yemeğimizi bölüştük. Önce arkadaşlarımıza tek tek direnen işçileri anlattık. Bir liste çıkararak hangi arkadaşımızın ne yemeyeceğini planladık. Yemeğimizi öğle paydosunda direnen işçilere götürdük.

Tüm işçiler olarak direnişte olan işçi kardeşlerimizle dayanışma içinde olmaz, onlara destek vermezsek yarın biz de aynı sorunları yaşadığımızda, diğer işçilerden destek ve dayanışma istemeye hakkımız olmaz! Bugün patronlar bir işçi direnişi karşısında topyekûn saldırıyorlar. Biz de işçiler olarak kardeşlerimizle dayanışma içinde olmalıyız. Bu davranışımız belki Coca Cola işçilerinin uzun direniş sürecinde sembolik bir olay olacaktır. Ancak bizler bir geleneği tekrar yaratmalıyız; ‘Yarin yanağından gayrı herşeyi paylaşmalıyız'.

Coca Cola işçileri yalnız değildir!
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Era Elektronik'ten işçiler

-------------------------------------------------------------------------------

‘Sadaka değil toplusözleşme!'

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile 17 haftadır toplusözleşme imzalamaya çalışan KESK'e bağlı Tüm Bel-Sen 1 No'lu Şube üyesi emekçiler, geçen bu süre boyunca yaptıkları tüm eylemlere rağmen sonuç alamadılar. Bunun üzerine 8 Ağustos günü Büyükşehir Belediyesi önüne ‘Toplusözleşmeye çağrı' çadırı kurdular. Burada yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi:
‘Artık daha fazla oyalanmak istemiyoruz. Toplusözleşme hakkımızı kullanmakta kararlıyız. Sayın Belediye Başkanı'nın toplusözleşme masasına oturmasını bekliyoruz. Bu kararlılığımızı göstermek için ‘Toplusözleşme çadırı' kuruyoruz. Bilinmelidir ki, toplusözleşme imzalanana kadar mücadelemiz çeşitli biçimlerde devam edecektir. Sayın Kocaoğlu, belediye emekçilerinin bu haklı sesine kulaklarını tıkamaktan vazgeçmeli, bu uyarımızı ciddiye almalıdır. Gerektiğinde daha kararlı eylemler yapmaktan, mücadelemizi yükseltmekten çekinmeyeceğimiz bilinmelidir.'

Eylem boyunca ‘Zafer direnen emekçinin olacak!', ‘Sadaka değil toplu sözleşme!', ‘Susma haykır, sözleşme haktır!', ‘Direne direne kazanacağız!' sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir