09 Nisan 2005
Sayı: 2005/14 (14)


  Kızıl Bayrak'tan
  Tırmandırılan faşist
kudurganlığa ve şovenizme karşı
mücadeleyi yükseltelim!
  Hükümetin sıkıntıları ve çıkmazları
  Trabzon’da polis destekli sivil faşist
provokasyon
  Trabzon’da faşist provokasyon
  Erkan Mumcu: Düzen yeni alternatifleri hazırlıyor
  İşgal orduları Türkiye’den “paralı asker”
devşirmeye hazırlanıyor
  PETKİM ve TÜPRAŞ hisseleri “halka arz”
ediliyor
  Tibet işçisiyle dayanışmayı yükselt!

  TEKEL mitingi; Adana’da 6 bin işçi ve emekçi haykırdı

  Sıradan faşizmin “fantaziler”i:
Tercüman’dan olay yaratacak yazı dizisi!
  Zanalar'ın yeni partisi üzerine
  TC’nin yumuşak karnı: Kıbrıs sorunu
  Emperyalist-kapitalist gericiliğin “ruhani lideri” için yas ilan edildi
  Ulusal sorun ve Kürt hareketi/9 : ABD müda-halesine ve BOP’a tam destek
  ABD’nin yeni “savunma stratejisi”
 Siyonistler günden güne arsızlaşıyor
Savaş kundakçısı Wolfowitz Dünya Bankası başkanlığına atandı

 Gülsuyu’nda 1 Mayıs’a hazırlık toplantısı

 Esenyurt-Kıraç: 1 Mayıs 2005’e hazırlanıyoruz!
 Çukurova Üniversitesi’nde imza
kampanyası
Ekim Gençliği : Birlik ve mücadele için
1 Mayıs’ta alanlara!
Öğrenci hareketinde güçlenen birlik zemini
ve bir ilk adım!
AB ve göçmen kadın emekçilerin sorunları
5. BİR-KAR Gençlik Kampı başarıyla
gerçekleşti
Devrimciler arasındaki ilişki, bir alış veriş, bir ticaret ilişkisi değildir!
Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Çukurova Üniversitesi'nde imza kampanyası...

“Zamlar geri çekilsin, yurt-fakülte arası ulaşım ücretsiz olsun!”

Çukurova Üniversitesi'nde dolmuş ve minibüs fiyatlarına yapılan yaklaşık %50 zammın geri çekilmesi ve kampüsün içindeki yurtlara gidiş-gelişlerde alınan 300 bin liranın kaldırılarak ulaşımın ücretsiz olması için bir imza kampanyası başlattık.

Zammın yapıldığı hafta içinde, zammı ve taleplerimizi öğrencilere anlatabilmek için ilk olarak sabah yurttan fakültelere yürüme kararı aldık. Ekim Gençliği ve Koordinasyon olarak aldığımız bu kararı sözlü olarak öğrencilere ileterek eylem çağrısı yaptık. Bağımsız öğrencilerle birlikte yurtlarda da çağrı yapıldı. Bunun sonucunda yaklaşık 40 öğrencinin katılımıyla ve “ÇÜ Öğrencileri” imzalı dövizlerimizi açarak, sloganlarımızla fakültelere yürüdük. Bu üniversitede oldukça etkili bir hava yarattı. Eyleme katılan öğrencilerle birlikte bir toplantı yaparak imza kampanyası yürütme kararı aldık. Fakat vize haftası olması nedeniyle çalışmalarımıza hemen başlayamadık. Kampanyaya diğer siyasetlerle ortaklaştıktan sonra (BAGEH, DGH ve SGD kampanyada yeralmadı) ancak 4 Nisan günü başlayabildik. 4 Nisan sabah afişlerimizle okulun her tarafını dolaştık. Öğle saatine doğru imza standlarımızı Eğitim Fakültesi önü, yemekhane önü ve Ziraat Fakültesi'nde açarak hem imza topladık, hem de 7 Nisan günü yapacağımız yürüyüşün çağrılarını dağıttık. İkinci gün yine aynı yerlere ve Fen-Edebiyat'a standlarımızı taşıdık Üçüncü gün olan 6 Nisan'da standlarımızı otobüs duraklarına kaydırdık. Yemekhane önünde megafonla kampanya ve taleplerimizle birlikte eylemimizin duyurusu yapıldı. Diğer standlarımız da ajitasyon konuşmalarıyla taleplerimizi haykırdık. Bu çalışmalar kitlenin ilgisini daha da artırdı. Bağımsız öğrenciler imza föylerimizi alıp sınıflarında, yurtlarında, kantinlerde imza toplayarak kampanyayı sahiplendiler. Standlarda çalışmalara katıldılar. Ama bu elbetteki yeterli değildi. Bu çalışmaları daha geniş kitlelerin sahiplenmesini sağlamak gerekiyor. Üç günde yaklaşık 2500 öğrenciden, kimi öğretim görevlilerinden imza aldık.

7 Nisan günü için planladığımız Fen-Edebiyat'tan Balcalı Hastanesi'ne kadar sürecek yürüyüş için afişlerimizin asılmasıyla beraber R1, R2, Amfileri ve Fen-Edebiyat'ı ders saatlerinde dolaşarak eylem çağrımızı yaptık. Saat 12.15'te Fen-Edebiyat Fakültesi'nden yaklaşık 200 öğrencinin katılımıyla ve “Ulaşım zamları geri çekilsin!”, “Yurt-fakülteler arası ulaşım ücretsiz olsun!” şiarlı, “ÇÜ Öğrencileri” imzalı pankartımızı açarak yürüyüşe başladık. R1, Yemekhane, Ziraat Fakültesi önlerinden geçerken öğrencileri eyleme katılmaya çağırdık. Daha sonra ana yola çıkıp yolu trafiğe kapatarak yürüyüşümüzü sürdürdük. Üniversitenin girişi olan Balcalı durağında üniversiteye giriş ve çıkışları durdurduk. Burada yere oturarak sloganlarımızı haykırmaya devam ettik. Daha sonra basın açıklamamızı okuduk ve on dakika oturma eylemi gerçekleştirdikten sonra yolun tek tarafını trafiğe açarak kortejlerimizi oluşturduk. Sloganlarımızla R1 Kantini'nin önüne gelip halaylarımızla eylemimizi sonlandırdık.

Eylemden sonra geniş bir toplantı yaparak eylemi ve önümüzdeki süreci konuştuk. Çeşitli planlamalar yaptık. Bu planlamalar doğrultusunda kampanyamıza devam edeceğiz. “ÇÜ Öğrencileri” imzasıyla yürüttüğümüz bu çalışma birçok öğrenci tarafından sahiplenildi. Şimdi önümüzde duran sorumluluk bu süreci daha ileriye taşımak için azami çaba sarfetmek ve 1 Mayıs'a bu çerçevede hazırlanabilmektir.

Ekim Gençliği/Çukurova Üniversitesi

------------------------------------------------------------------------------------------

ODTÜ'de işkenceci katil polise yeri yok!

6 Nisan günü ders almak için ODTÜ'de bulunduklarını öğrendiğimiz polisleri kovmak için bir eylem yaptık. Bir gün öncesinde ortalıkta çevik kuvvet üniformasıyla dolaşan yüksek rütbeli polisleri gördüğümüzde, ne işleri olduğunu araştırıp buna karşı bir şeyler yapmak gerektiğine karar verdik. Polislerin emniyet tarafından kiralanan yüksek teknolojili bir sınıfta bir eğitim programı görmek için geldiklerini öğrendik. Fizik bölümünde bulunan ve “Akıllı Sınıf” denilen sınıftaki donanım aracılığıyla interaktif bir şekilde ülkenin başka bir yerindeki bir sınıfla ortak ders yapılabiliyor. Öğrendiğimize göre, bu sınıf pek çok şirket tarafından kiralanıp kullanılmakta.

Akşam saatlerinde diğer siyasetlerle de konuşularak bir eylem kararlaştırıldı. Sınıfı toplu bir şekilde basarak polisleri dışarı çıkarmaya karar verdik. Eylem yapacağımız günün sabahında öğrencileri yapacağımız eyleme çağıran afişlerin yanısıra “Dikkat polis var!” afişlerini yaygınca yaptık.

11.30'da “Katil işkenceci polis üniversiteden defol!” yazılı pankartımızla Hazırlık'tan Fizik Bölümü'ne doğru yürüyüşe geçtik. Yol üzerindeki bölümlere de girerek kantinlerdeki öğrencileri eyleme çağırdık. Fizik Bölümü'ne girip sınıfın önüne geldiğimizde robokop jandarmaların sınıfın önünde barikat kurduğunu gördük. Doğrudan jandarma barikatına yüklendik. Dakikalarca süren arbedenin ardından jandarma barikatını bir kenara iterek polislerin bulunduğu sınıfın önüne geldik. Polisin kapıyı kilitlediğini gördük. Jandarmanın tekrar saldırmasıyla birlikte geri çekilerek, içerideki polislere okulu terketmeleri için 10 dakika süre verdik ve bu sürenin sonunda eğer çıkmamış olurlarsa tekrar yüklenip onları kendimiz in çıkaracağını söyledik. Sloganlar ve marşlarla beklerken, jandarma polislerin arka kapıdan çıkarıldığını söyledi. Sınıfı kontrol etmeye giden arkadaşlarımız da bu bilgiyi doğruladıktan sonra tekrar pankartımızla ve sloganlarla önce yemekhaneye sonra da rektörlüğe giderek açıklama yaptık. Yaklaşık 50 kişiyle başlayan eylemin sonunda sayımız 150'ye ulaşmıştı. Bu eylemimizle katil işkenceci polislerin işçi, emekçi ve devrimcilere saldırmak için ODTÜ'de eğitim almasına izin vermeyeceğimizi, okulumuzun içinde ellerini kollarını sallayarak dolaşamayacaklarını dostun düşmanın önünde göstermiş olduk. Ayrıca okulumuzun sınıflarını polislere açan rektörlüğe de tok bir yanıt vermiş olduk.

Ekim Gençliği/ODTÜ

--------------------------------------------------------------------------------------

TÜ öğrencilerinden basın açıklaması...

“Baskılar bizi yıldıramaz!”

Trakya Üniversitesi'nde soruşturma terörüne karşı bir çalışma yürüttük. Güllapoğlu ve Ayşekadın kampüslerine yaygın bir şekilde üzerinde karikatürler bulunan pullamalar yapıldı ve 2004 Bahar Şenlikleri'nden bugüne kadarki süreci karikatürle anlatan bildiriler dağıtıldı. Bu çalışma 1 Nisan günü TÜ Rektörlük binası önünde yapılan bir basın açıklamasıyla bitirildi.

Bu süreçte rektörle görüşme talep edildi, fakat rektör “işinin olduğu”nu öne sürerek avukat ve ailelerle görüşmek istemedi. Bunun üzerine rektörlük sekreteri ve avukat ile görüşüldü. Görüşme sonrasında öğrencilerin avukatı yapılan görüşmeyi anlattı ve her zaman olduğu gibi kaçamak cevaplar verilerek yapılan hukuksuzluğun üstünün örtülmeye çalışıldığını ifade etti. Bu davayla uzaktan yakından ilgisi olmayan başka bir dava öne sürülerek, yapılan uygulamaların haklı ve muhalif öğrencilerin potansiyel suçlu olarak gösterilmeye çalışıldığını vurguladı. Rektörlük avukatının büyük bir arsızlıkla, ceza alan öğrenciler için en iyisini düşündüklerini ve cezaların bu doğrultuda verildiğini dile getirdiğini söyledi.

Basın açıklamasına yaklaşık 35 kişi katıldı. Eylemde “Soruşturmalar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Ekim Gençliği/Edirne