09 Nisan 2005
Sayı: 2005/14 (14)


  Kızıl Bayrak'tan
  Tırmandırılan faşist
kudurganlığa ve şovenizme karşı
mücadeleyi yükseltelim!
  Hükümetin sıkıntıları ve çıkmazları
  Trabzon’da polis destekli sivil faşist
provokasyon
  Trabzon’da faşist provokasyon
  Erkan Mumcu: Düzen yeni alternatifleri hazırlıyor
  İşgal orduları Türkiye’den “paralı asker”
devşirmeye hazırlanıyor
  PETKİM ve TÜPRAŞ hisseleri “halka arz”
ediliyor
  Tibet işçisiyle dayanışmayı yükselt!

  TEKEL mitingi; Adana’da 6 bin işçi ve emekçi haykırdı

  Sıradan faşizmin “fantaziler”i:
Tercüman’dan olay yaratacak yazı dizisi!
  Zanalar'ın yeni partisi üzerine
  TC’nin yumuşak karnı: Kıbrıs sorunu
  Emperyalist-kapitalist gericiliğin “ruhani lideri” için yas ilan edildi
  Ulusal sorun ve Kürt hareketi/9 : ABD müda-halesine ve BOP’a tam destek
  ABD’nin yeni “savunma stratejisi”
 Siyonistler günden güne arsızlaşıyor
Savaş kundakçısı Wolfowitz Dünya Bankası başkanlığına atandı

 Gülsuyu’nda 1 Mayıs’a hazırlık toplantısı

 Esenyurt-Kıraç: 1 Mayıs 2005’e hazırlanıyoruz!
 Çukurova Üniversitesi’nde imza
kampanyası
Ekim Gençliği : Birlik ve mücadele için
1 Mayıs’ta alanlara!
Öğrenci hareketinde güçlenen birlik zemini
ve bir ilk adım!
AB ve göçmen kadın emekçilerin sorunları
5. BİR-KAR Gençlik Kampı başarıyla
gerçekleşti
Devrimciler arasındaki ilişki, bir alış veriş, bir ticaret ilişkisi değildir!
Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İşgal orduları Türkiye'den “paralı asker” devşirmeye hazırlanıyor...

Bakanlık onayıyla kiralık katil aranıyor!

1999'da Bosna ve Kosova'da emperyalist işgalin devamı için gerekli asker sayısı yetersiz kalınca, bir ilk gerçekleşti ve “özel güvenlik şirketleri” fiilen işgale katıldılar. Irak'ı işgal eden emperyalist ordular ise, “özel güvenlik elemanı” adı altında resmi üniformalı olmayan onbinlerce kiralık katili kullandı. Özel askeri (güvenlik) şirketler tarafından istihdam edilen bu para-militerlerin çoğu, kirli savaş veya beyaz terör artığı, tam birer ölüm makinesi haline gelmiş eski asker ya da polislerden oluşuyor. Bu uygulama, “kiralık katil”lik olgusunun fiilen resmileştirilmesi anlamına geliyor.

Maliyetleri üniformalı olanlarına göre bir miktar yüksek olan bu katil sürüleri (yıllık 115 bin dolara yakın ücret alıyorlar) cinayet dahil her tür suçu işlemekte “özgür”ler. Zira bunlar yasalara tabi olmadıkları için, işledikleri suçlar göstermelik de olsa herhangi bir soruşturmaya uğramıyor. Ayrıca işgal sırasında telef olanların da çetelesi tutulmuyor. Paralı katillerin ölüm haberleri medya tekelleri tarafından özellikle kamuoyuna yansıtılmıyor.

Direnişin yaygınlaşması sonucu ABD'ye giden asker tabutlarının ardı arkası kesilmeyince, Amerikan halkının işgale duyduğu tepki artmaya başladı. İkinci yıldönümünde sokaklara dökülen yüzbinlerce Amerikalının Irak işgalini protesto etmesi tepkinin vardığı boyutu ortaya koydu.

Kiralık katillerin işledikleri suçlardan sorumlu tutulmayan, ölümlerinden dolayı da Amerikan kamuoyu nezdinde bir sıkıntıya düşmeyen işgal ordularının şefleri, bu konuda da rahatlar. “Özel güvenlik şirketleri”, tam da Bush liderliğindeki neo-faşist çetenin aradığı asker tipini sağlıyor.

Irak halkının işgal karşıtı direnişi sayesinde batağa saplanan ABD ordusu, giderek asker toplamakta güçlük çekmeye başladı. Örneğin direnişten çekinen Amerikalı yedek askerlerin bir kısmı Irak işgaline katılmamak için Kanada'ya kaçtı. Pek çok asker ailesi de artık çocuğunun Irak'a gitmesini istemiyor. Bunlara bir de Irak'a asker gönderen Amerikan uşağı devletlerin tümüne yakınının askerlerini çekmesi eklenince, asker ihtiyacı daha da arttı.

Bu arada Irak'ın işgaline katılan 11 bin paralı ABD askeri sözleşmesini yenilemeyerek Irak'tan ayrıldı. Irak'taki direnişin giderek hız kazanmasıyla 25 bin ABD askerinin daha sözleşmesini yenilemeyeceği ve bölgeden ayrılacağı bildiriliyor. Bu durumda işgali sürdürmek için gerekli asker sayısını Irak'ta bulundurmak giderek zorlaşıyor.

Bu soruna çözüm arayan savaş çetesinin şefleri, bölge ülkelerinden paralı asker devşirmeye hazırlanıyorlar. Tabii bu ülkelerin başında Türkiye bulunmaktadır. Herşeyi özelleştiren neo-liberal kapitalist ekonomi, kiralık katillerden oluşan “özel askeri ordular” devrini de başlatmış bulunuyor. Haydut takımının Türkiye'de bazı günlük gazetelere ilan vererek paralı asker aradığını duyurması, konuya dair girişimlerin somut göstergesi.

Sözkonusu ilanda, “Kuzey Irak'taki ABD üslerinde görevlendirmek üzere İngilizce bilen, silahlı kuvvetler, emniyet veya özel güvenlik teşkilatlarında çalışmış güvenlik yöneticileri ve Arapça veya İngilizce bilen, silahlı kuvvetler, Emniyet, özel güvenlik teşkilatlarında çalışmış güvenlik elemanları aranmaktadır” deniliyor.

İlanda, taşeron şirket aracılığıyla Türk vatandaşları arasından seçilecek ve Kuzey Irak'ta görev alacak güvenlik yöneticilerine 3 bin ila 6 bin 500 YTL, güvenlik elemanlarına da 2 bin ila 4 bin YTL net ücret verileceği belirtildi. 'Irak projesi' başlığıyla verilen ilanda konaklama ve yemek giderlerinin de şirket tarafından karşılanacağı açıklanıyor. İlanda ayrıca “Bu ilan TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Ankara İl Müdürlüğü'nün 19.2.2004 gün ve 3459 sayılı izinlerine istinaden yayınlanmaktadır” denilerek olayın resmi olduğu vurgulanıyor.

İlanın yayınlanmasının ardından henüz iki hafta geçmişken, Türkiye'den 4 bin kişi “ABD adına Kuzey Irak'ta görev yapmak” için başvuruda bulundu ve proje hakkında bilgi aldı.

Tüm bölge ülkelerinde ABD emperyalizmi karşıtlığının doruğa çıkması, gerici rejimlerin işgale katılmak için asker göndermelerini şimdiye kadar engelledi. Sözkonu proje ile bu ihtiyaç, üniformalarını çıkaran kesimler aracılığıyla giderilmek isteniyor. Cazip ücretler vaadeden bu projeyle, her ülkedeki en düşkünleşmiş soysuzların vahşi işgalin hizmetine girmesi sağlanacak

-------------------------------------------------------------------------------------------

İncirlik Üssü İngiliz emperyalizmine de açıldı

İncirlik Üssü yıllardır saldırgan emperyalist güçler tarafından komşu halklara karşı kullanılmaktadır. Ancak şimdiye kadar bu kullanım, göstermelik de olsa, uçakların uçuşları için “tek tek” izne tabi idi. ABD emperyalizminin şimdi istediği ise “blok izin”dir. Yani haydut takımı, İncirlik Üssü'nü “çiftlik” gibi kullanacak. Tabii ki bu kullanım bölge halklarına karşı olacak.

Genelkurmay aylar önce, Dışişleri Bakanlığı geçen hafta savaş çetesinin bu talebine olumlu baktığını açıkladılar. Şimdi karar Başbakan Tayyip'in masasında duruyor. Elbette o da olumlu bakıyor. Ancak sıkıntı, ABD karşıtlığının yüzde 90'lara yaklaştığı günlerde, bu suç ortaklığının kamuoyuna nasıl anlatılacağı noktasında çıkıyor. Onu başbakanlık koltuğuna oturtanlarla İncirlik Üssü'nü isteyenlerin aynı güçler olduğu hatırlanırsa, Tayyip'in, suç dosyasının altına imzasını atmak dışında bir alternatifi görünmüyor.

İncirlik Üssü ne zaman sınırsız bir şekilde savaş makinesi ABD ordusunun emrine sunulacak tartışması sürerken, üssün İngiliz emperyalizminin hizmetine açıldığı ortaya çıktı. Öyle ki, İngiliz uçakların Irak ve Afganistan işgallerinde lojistik malzeme ve personel nakliyesi için İncirlik Üssü'nü kullanmaya başlamış bile. İngiltere'ye verilen kullanım izni için herhangi bir meclis kararı veya kararnameye de ihtiyaç duyulmadı.

1 Mart tezkeresinin kazaya uğramasından sonra, işgal ordularına havalimanları ve Türk hava koridorunu kullanma izni veren Bakanlar Kurulu kararnamesi 23 Haziran 2003'te çıkarıldı. İşte 2004'te bir yıl süreyle uzatılan bu kararname, AKP hükümeti tarafından, İncirlik Üssü'nün İngiliz işgal ordularına açılmasının “yasal” dayanağı yapıldı. Bu kararnameye göre hangi ülkeler tarafından hangi üslerin kullanılabileceği, Dışişleri ve Genelkurmay'ın “olumlu görüşleri”yle belirleniyor. “Olumlu görüşler” sayesinde Bush'un “fino köpeği” Blair'e, 14 Mart'ta İngiltere'yi ziyaret eden Abdullah Gül tarafından “İncirlik jesti” yapılmıştır.

İngiliz işgal orduları İstanbul Sabiha Gökçen ve Trabzon havalimanlarını zaten kullanıyordu. Şimdi bunlara İncirlik Üssü de eklenmiş oldu. Basında yeralan haberlere göre İngiltere'ye verilen izin, öldürücü olmayan askeri malzemenin yanısıra personel naklini de içeriyor. Bu amaçla İngiliz askerleri için İncirlik Üssü'nde kısa süreli konaklama merkezlerinin oluşturulduğu bildirildi.

“İnsani yardım”a çok önem veren Türk sermaye devleti, “öldürücü” olan askeri malzemenin (sanki öldürücü olmayan askeri malzeme olabilirmiş gibi!) taşınmasına izin “vermiyor”, ancak işgal ettikleri ülkelerde cellatlık yapan İngiliz askerlerinin nakline izin vermekte bir sakınca görmüyor. Görüldüğü üzere, Amerikancı sermaye iktidarı, emperyalist zorbaların suçlarına ortak olma yönünde yeni adımlar atmaya devam ediyor.