14 Eylül 2018
Sayı: KB 2018/34

Emperyalistlerle kirli işbirliğine, cihatçı çetelerin hamiliğine ve işgale son!
Tahran Zirvesi ve Türkiye’nin büyüyen açmazları
AB’ye yine göz kırpan Erdoğan’dan yeni manevralar
AKP’ye toz kondurmayan MÜSİAD’dan kriz itirafları
Kriz ikinci çeyrek büyüme oranına yansıdı
Türkiye özelleştirmeler tarihinde bir sayfa: SEKA
“Haklarımızı alana kadar direnişe devam!”
Sessiz kalmayalım, birlik olup mücadele edelim!
Fabrikalardan kriz yansımaları
MİB MYK Eylül 2018 toplantısı sonuç metni
Metal İşçileri Birliği İstanbul Meclisi toplandı
Kayseri’de işçiler krizin faturasını ödemek istemiyor!
Sumiriko’da seçim oyunu
İlk 8 ayda en az 1290 işçi yaşamını yitirdi
Nikola Saafin ile Filistin’deki gelişmeleri konuştuk
“Ücretsiz eğitim” yalanı
Eğitim Sen: Karma eğitim tartışmaları planlı!
İşçi sınıfının DGM’leri kapatan mücadele deneyiminden...
Ruhi Su: Yaşamının çelikleştirdiği bas-bariton
Victor Jara: Şili’nin kesilen parmakları, mücadelenin bitmeyen bestesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İlk 8 ayda en az 1290 işçi yaşamını yitirdi

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Ağustos ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. Raporda yakınlarını iş cinayetlerinde kaybeden ailelerin gerçekleştireceği 75. Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin yasaklanması teşhir edildi.

Ağustos ayında en az 180 işçinin iş cinayetine kurban gittiği belirtilen raporda, bir işçinin ‘meslek hastalığı’ sonucu öldüğü belirtilerek “Oysa ILO ve WHO verilerine göre 1 ‘iş kazası sonucu ölüm’ karşılığında yaklaşık 6 ‘meslek hastalığı sonucu ölüm’ olmaktadır” denildi. Raporda, Ağustos ayına ilişkin iş cinayetleriyle ilgili veriler şöyle sunuldu:

- Ocak ayında en az 144, Şubat ayında en az 128, Mart ayında en az 129, Nisan ayında en az 189, Mayıs ayında en az 169, Haziran ayında en az 151 işçi, Temmuz ayında en az 200 ve Ağustos ayında en az 180 olmak üzere; Türkiye’de 2018 yılının ilk sekiz ayında en az 1290 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

- 180 emekçinin 133’ü ücretli (işçi ve memur), 47’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.

- Ölenlerin 15’i kadın işçi, 165’i erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, ticaret, konaklama ve genel işler işkollarında gerçekleşti.

- 3’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 11 çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, tekstil, inşaat ve genel işler işkollarında gerçekleşti.

- 14 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 7’si Suriyeli, 2’si Afgan, 2’si Türkmen, 1’i Ahıskalı, 1’i Azeri ve 1’i İranlı.

- Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, ticaret/büro, belediye/genel işler, madencilik, enerji ve metal işkollarında gerçekleşti. Tarımda ölenlerin ise en az yüzde 42’si ücretli. Bu ay inşaatta ölenlerin toplam iş cinayetlerindeki oranı yüzde 15. Ancak yapı işleri olarak incelediğimizde bu oran yüzde 21’e çıkıyor.

- En fazla ölüm nedeni ezilme/göçük, trafik/servis kazası ve kalp krizi/beyin kanaması. Bu ay nedenlerde sıralama değişti ve yüksekten düşmeler dördüncü sırada. Ağustos ayında hemen hemen bütün işkollarında yıllık izinler kullanıldı ve bayram tatiline çıkıldı. Ancak bundan istisna olan tarım işkolu oldu. Gerek işkolları içinde oransal olarak ölümlerin bu kadar yüksek oluşunun ve kalp krizi/beyin kanaması nedenli ölümlerin yüksek oluşunun nedeni budur.

- Ağustos’ta Türkiye’nin 56 şehrinde ve yurtdışında iki ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti İstanbul, Bursa, Antalya, Gaziantep, Manisa, Muğla, Kocaeli, Konya ve Sakarya’da yaşandı.

- Ölenlerin 4’ü (yüzde 2,22) sendikalı işçi, 176 işçi ise (yüzde 97,78) sendikasız. Sendikalı işçiler enerji ve belediye/genel işler işkolunda çalışıyordu.

 

 

 

 

Yoksulluk sınırı asgari ücreti ikiye katladı

 

Ekonomideki krizin etkileri her geçen gün daha çok hissediliyor. Bir yıl boyunca sabit kalan asgari ücrete karşılık yoksullaşma hızla artıyor. Sadece bir kişinin yoksulluk sınırı ile asgari ücret arasındaki makas iyice açıldı. Çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı neredeyse asgari ücretin iki katına ulaşmak üzere. Ağustos ayında sadece tek bir çalışanın yoksulluk sınırı 2 bin 905 liraya ulaştı. Asgari ücret ise yıl sonuna kadar 1603 lira olarak kalacak.

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin araştırması, Ağustos ayında çalışan tek kişinin açlık sınırının bir önceki aya göre yüzde 2,53 oranında artarak 2 bin 240,64 liraya çıktığını ortaya serdi. Türkiye’de 4 kişilik ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2 bin 271,74 lira oldu. Araştırmaya göre, 4 kişilik ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcama günlük 46,64 lira. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1399,32 lira. Ağustos ayında ortalama 3 bin 419,32 lira ücret alan kamu çalışanının ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının yüzde 40,92’sini oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 872,42 lira olarak belirlenen kira gideri ise maaşının yüzde 25,51’ine denk geliyor. Buna göre bir kamu çalışanı ortalama maaşının yüzde 66,43’ünü yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor. Ortalama ücretle geçinen kamu çalışanının ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için maaşından geriye sadece 1147,87 lira kalıyor.

Araştırmaya göre, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 2 bin 905,50 lira olarak hesaplandı. Sonuçlar, sadece bir tek kişinin yoksulluk sınırının asgari ücretin neredeyse iki katına yaklaştığını ortaya koydu. Buna karşın asgari ücret yıl sonuna kadar net 1603 lira olarak kalacak. Dört kişilik ailenin asgari geçim haddi ise 6 bin liraya dayandı. Araştırmaya göre, dört kişilik ailenin asgari geçim haddi 5 bin 978,82 lira oldu.

 

 

 

 

Sermaye devletinin işsizliğe çözümü: 80 bin ‘geçici’ işçi

 

Ekonomik kriz ve işten atmalarla birlikte emekçilerin karşılaştığı işsizlik sorunu daha da ağırlaşırken, sermaye devleti buna yönelik göstermelik adımlar atmak ve görüntüyü kurtarmaktan öteye gidemiyor.

Sermaye devletinin bu yöndeki son adımı da geçici işçilik oldu. Bu doğrultuda hayata geçirilecek yeni bir “Toplum Yararına Program” (TYP) ile 80 bin geçici çalışan alınacak. Bu kapsamda işe alınanlar okulların kapandığı Haziran ayına dek çalışacak.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda temizlik, bakım ve onarım işlerinde çalıştırılacak 60 bin kişi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından İŞKUR aracılığıyla işe alınacak. 20 bin kişi de “Güvenli Eğitim Koordinasyonu Görevlisi” olarak işe alınacak ve bu kişiler “okul yönetimleri ve Okul Aile Birlikleri aracılığıyla gelişmeleri takip ederek herhangi bir sorun karşısında gereken tedbirlerin alınması” işini yürütecek.