5 Ocak 2018
Sayı: KB 2018/01

İşçi sınıfı ve emekçileri çetin bir mücadele yılı bekliyor
AKP kendi kontrgerillasını inşa ediyor
Tek tip elbise saldırısı gündemde
Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu
İşçi sınıfı sefalet ücretini reddetmeli, mücadele sahnesine çıkmalıdır!
Taşerona kadro yalanının detayları
İSDEMİR, MESS ve Çelik-İş
Direnişçi kamu emekçilerinden yıl sonu eylemi
Asıl olan sınıf mücadelesinin yasalarıdır!
İşçi sınıfı tarihinde önemli bir sayfa: Singer işgali
İran’da kitle hareketi ve handikapları
2017 yılı ve gençlik mücadelesi
“Devrimci bir sınıf hareketi için Mesleki Eğitim Kurultayı”na giderken...
Mesleki Eğitim Kurultayı’na hazırlıklar sürüyor
2017’de kadınlar direnişi seçti!
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / I
Faşist diktatörler de, diktatörlükler de kapitalist düzenin eseridir!
Ahed Tamimi, “Filistin’in cesur kızı”na...
Metin Göktepe katledileli 22 yıl oldu!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Direnişçi kamu emekçilerinden yıl sonu eylemi

Gördük, duyduk, haykırıyoruz!”

 

İhraç edilmelerine karşı 46 haftadır Kadıköy Altıyol’da direnen KESK’li kamu emekçileri, 30 Aralık günü “Gördük duyduk haykırıyoruz!” şiarıyla yürüyüş yaparak yılı direnişle geride bıraktı.

Polis dayatması boşa düşürüldü

Yürüyüş öncesi alana gelen polislerin “Pankartsız, slogansız yürüyün” dayatmasına karşın saat 16.00’da direniş alanından Khalkedon Meydanı’na yürüyüş başlatıldı.

Çarşıda coşkulu sloganlarla yapılan yürüyüşle Khalkedon’a gelindiğinde okunan açıklama KESK’li oldukları için işi, ekmeği bir gecede çalınan emekçiler oldukları söylenerek başladı. KHK’larla 100 binin üzerinde kişinin ihraç edildiği, işçilerin grevlerinin yasaklandığı, milletvekilleri ile belediye başkanlarının tutuklandığı hatırlatılan açıklamada, eğitim ve sağlık gibi hizmetlerin özelleştirilmesinin, kamuda personel rejiminin de bu doğrultuda dönüştürülmesinin hızlandığına dikkat çekildi.

“Yılı direnişle geçirdik”

Tüm bunlara karşı 45 haftadır direndikleri ifade edilen açıklamada “2017 yılını direnişle uğurluyor, 2018 yılı için umudu haykırıyoruz. Tüm baskılara rağmen bu karanlığı yırtacak ve mutlaka işimize geri döneceğiz” denildi. Başta Nuriye Gülmen ve Semih Özakça olmak üzere ihraç edilen tüm emekçilerin işine iadesi istendi.

 

 

 

 

Direnişçi kamu emekçileri yeni yıla direnişle başladı

 

KHK saldırılarıyla İstanbul’da ihraç edilen KESK üyesi kamu emekçilerinin Bakırköy ve Kadıköy’deki direnişleri devam ediyor.

30 Aralık günü yapılan eylemlerde OHAL’in 17 aydır sürdüğü ve en küçük bir muhalefetin bile “terör” suçlamasıyla karşılandığına dikkat çekildi. AKP iktidarına biat etmeyeceklerini, onun hayata geçirdiği gerici politikalara ve her türlü saldırıya karşı direneceklerini vurgulayan emekçiler, geçmişten devraldıkları direnme geleneğini sürdürmeye devam edeceklerini söylediler.

Eylemler 1 Ocak’ta da sürdü. Eylemlerinde “Bizler çalışma hayatımız boyunca kamu emekçilerinin özlük-sendikal hakları için mücadelenin en önlerinde yer almış, hak gasplarına, çağdışı-bilimdışı ve haksız uygulamalara, her türlü idari baskıya karşı kamu emekçilerinin sesi-soluğu olmuş KESK üyesi emekçileriz” diyen direnişçiler, açlık grevlerinde 300’lü günlere giren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işlerine iadesini istediler.

3 Ocak günü yapılan eylemlerde ise kamu kurumlarında en alttan en üst düzeye kadar yöneticilerin, KESK’li emekçiler hakkında iftira dolu raporlar hazırlayarak, ihraç listelerini oluşturarak suç işledikleri ve 50’den fazla insanın intiharından sorumlu olduklarına dikkat çekilerek emekçilere her türlü saldırıların, haksız ve hukuksuz uygulamaların OHAL ve KHK adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldığı belirtildi.

 

 

 

 

Anne Özakça ve kardeş Gülmen’e polis saldırdı

 

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevlerinin 300. günü olan 2 Ocak’ta anne Sultan Özakça ve kardeş Beyza Gülmen, Ankara Güvenpark’ta eylem yaptı. Sultan Özakça “Oğlum Semih Özakça işe geri alınsın/ Sultan Özakça” yazılı, Beyza Gülmen “Ablam Nuriye Gülmen işe geri alınsın / Beyza Gülmen” yazılı ozalitleri açtı.

Sultan Özakça ve Beyza Gülmen yaptıkları konuşmalarda, Nuriye ve Semih’in açlık grevlerinin 300. gününde olduklarını belirterek OHAL İnceleme Komisyonu’nun bir an önce onları işe iade etmesini istediler. Nuriye ve Semih için Bekir Bozdağ’ın söylediği “15 gün içinde dosyaları incelenecek” sözünü hatırlatarak, “Onlar ölünce mi dosyaları incelenecek” dediler.

Eyleme saldırarak Gülmen ve Özakça’yı gözaltına alan polisler Sultan Özakça’yı yerde sürükledi.

Gözaltı haberini aldıktan sonra Semih Özakça Twitter hesabından “Bir annenin; sevgiyle, hüzünle ve öfkeyle oğlunun yanında duruşuna, onun zarar görmemesi için çırpınışına tanık oluyor bütün dünya. Bu zulmü yapanların annemin gözlerinin içine bakarak konuşmaya cesareti var mı? Ben onun gözlerindeki hüznü her an görüyorum ve gözlerimi kaçırıyorum” dedi.






Yüksel direnişi devam ediyor

 

KHK ile ellerinden alınan işlerine dönmek için kamu emekçilerinin başlattığı Yüksel direnişi 420’li günlerine girdi.

Her gün 13.30 ve 18.00’de Konur Sokak’ta toplanan emekçiler basın açıklaması yapmak isterken polis tarafından “Eylem yasağı” gerekçesi öne sürülerek işkenceyle gözaltına alınıyorlar. Emekçilerin taşıdığı ozalit ve dövizleri yırtarak saldırıya geçen polis işkencenin görüntülenmesini önlemek için de çoğu zaman sokağı çevik kuvvet ile kapatıyor.

Açlık grevinin 300’lü günlerine giren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işlerine iadesinin talep edildiği eylemlerde bunun yanı sıra direnişçi kamu emekçisi Nazife Onay ile Nuriye ve Semih’in avukatlarına özgürlük isteniyor.

 

 

 

 

Defterdarlık’ta direniş 42. haftasında

 

Ankara’daki Ulus Defterdarlığı’ndan KHK ile ihraç edilen Cemal Yıldırım ve Zeynep Yerli’nin direnişleri 42. haftasındaydı. 3 Ocak günü defterdarlık önünde yapılan eyleme birçok kişi dayanışma ziyaretinde bulundu.

Eylemin sonunda açıklama yapan Yıldırım, Nuriye Gülmen ile Semih ve Esra Özakça’nın açlık grevi eylemlerini hatırlatarak konuşmasına başladı. İktidarın açlık grevini duyması gerektiğini belirten Yıldırım, emek ve demokrasi güçlerinin, sendikaların da bu sesi duyması gerektiğini belirtti. Ardından iktidarın emekçilere karşı faşist güçleri silahlandırmaya başladığını belirtti ve buna karşı birlik olmaya çağırarak konuşmasını sonlandırdı.

Yerli ise destekçilere teşekkür ederek konuşmasına başladı. Sultan Özakça’nın açlık grevi ile ilgili yaptığı eyleme dikkat çekerek emekçileri duyarlı olmaya çağırdı ve devletin saldırılarını teşhir etti. Konuşmaların ardından direnişçi kamu emekçisi de iktidarın katil olduğunu hatırlattı ve OHAL komisyonunun bir an önce kararını açıklaması gerektiğini söyledi.

 
§