23 Mayıs 2014
Sayi: KB 2014/21

Katliamın faili kapitalist sömürü düzenidir
Soma Katliamı =
Sermaye, AKP, sendika işbirliği
Soma’da yaşanan katliam ve ortalığa saçılan gerçekler
Soma’da yaşananlar üzerine gözlemlerimiz
Soma’dan bir maden işçisi yazdı
Somalı bir gencin gözlemleri
İşçi katliamında sermaye ve sendika bürokratlarının ortaklığı
Soma katliamına karşı iş bırakma eylemleri
Her yer Soma!
Manisa DLB’den gün gün Soma eylemleri

Liseliler Soma için sokaklarda!

100 yıl önce: 1. Dünya Emperyalist Paylaşım Savaşı
Üniversitelerde Soma işçileri için işgal!
Avrupa’da da emekçiler sokaktaydı!
“Amacımız sorumluların cezasız kalmaması!”
“Geç kalmadan birlik olmak lazım”
Oyunun son perdesini oynuyorlar
Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
Çelik-İş Genel Kurulu’nda işbirlikçilere cevap verildi
Mehmet Ayvalıtaş davasında 3. duruşma
Sınıf devrimcilerinden
Kaypakkaya anmaları
“Suriye’nin dostları” yıkıcı savaşı körüklemeye devam ediyor
Gerici AB’ye karşı
halkların birliği!
Katletmek bu devletin fıtratında var!
‘Yüz karası değil kömür karası Böyle kazanılır ekmek parası’
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

‘Yüz karası değil kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası’

 

Böyle demişti Orhan Veli madencileri anlatırken. Yalnız kömürün karası değil, ölümlerin en karası da hak sayılıyor madencilere. Güneşe hasret kalıp ölüm pahasına çıkardığı kömürle ayakkabı kutularını dolduranlar, yürütenler gemiciklerini, milyon dolarlık saat takanlar kollarına ‘kader’ diyorlar...

Öyle ya madenciliğin fıtratında var ölüm. Bilmez mi yerin altında inenler tabuttur, mezardır kara elmas diyarı. Hele bir de gazla ölürse ‘ne de güzel öldüler’ diyorlar, usulca uyur gibi!

Hayır! Uyumak yasak bize. Dinlemek bu yalanları, kanmak bu yalanlara yasak! Karnımız tok, kulağımız tıkalı, vicdanımız doldu çoktan tüm bu safsatalara. Bir halkın yüreği doldu taşıyor artık. Aranan yüzlerce cansız beden, yapılan yüzlerce tabut, kazılan yüzlerce mezar, babasız, kardeşsiz, oğulsuz kalan yüzlerce ev... Yakınlarının cesedini bulmak için yüzlerce cesede bakmak zorunda kalan gözü yaşlı analar, babalar, çocuklar...

Yeter! Biz artık ölülerimize değil, onların katillerine bakmak istiyoruz. Yapışmak istiyoruz yakalarına. Ekmeğin karasını kana bulayan katillerden hesap sormak istiyoruz.

13 Mayıs’ta Soma’da 500’den fazla insanımıza mezar olan maden ocağının sahibi Soma Holding suçludur! Ölülerimizin sayısı gizlenmektedir. Kar hırsıyla gözü dönüp de madeni en riskli derinliklerine kadar kazdırmıştır. ‘Maliyeti indirip 7 kat kar sağladık’ diye övünürken işçilerin can güvenliğini sağlayacak en temel önlemleri almamış, kaçış odaları dahi yapmayarak bilerek, isteyerek maden ocağı toplu mezara çevrilmiştir.

Yaşanan katliama kaza kader deme aymazlığını gösterenler, ‘örnek maden ocağı, şu kadar denetimden geçi, son teknoloji kullanılıyor’ diye işçilerimizin katillerini koruyan kollayan tüm kurum, kuruluş ve kişiler suçludur!

Öfkesini acısını haykıran ailelere saldıran tekmeleyen, yumruklayan, hesap soran halka TOMA’sıyla gazıyla saldıran ve bunların emrini verenler suçludurlar.

Madenleri yeraltı yerüstü kaynaklarıyla tekellere peşkeş çekip özelleştiren, milyonlarca işçiyi taşeronlaştırarak insan ve can pazarı yaratanlar, kan emici asalak tekeller ve onları palazlandıran koruyup kollayan besleyen AKP suçludur, katildir!

Türkiye madenlerinde 70 yılda 8 bin kişi öldürüldü, halkımıza düşman, sermayeye dost faşist Türkiye devleti suçludur!

Bizler, ezilenler, özgürlüğe, ekmeğe, eşitliğe, onurlu emeğin hakkını alacağı bir geleceğe kavuşsun diye mücadele eden devrimci kadınlar olarak söz veriyoruz ki, katledilen işçilerimizin, halklarımızın kanını yerde bırakmayacağız, hesabını soracağız!

Soma İşçisi Yalnız Değildir

İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir

Katil AKP Hesap Verecek

18 Mayıs 2014

Ankara Kadın Kapalı Hapishanesi

TKP/ML, DHKP-C, MLKP, MKP

Dava Tutsakları

 

 

 

 

Her gelene rapor verirsek...”

 

Bu haftaki F eyleminde, maden katliamı ve hasta mahpus Mehmet Nesir Sarıkaya’nın durumu işlendi.

Eylemde ilk sözü alan İHD istanbul Şube Başkanı Ümit Efe, İHD’nin çabaları neticesinde hasta tutsak Ramazan Özalp’in serberst bırakıldığını ifade etti. Efe bu ay içerisinde üç tutsağın daha serbest bırakıldığını, ancak hasta mahpusların hakları için verilen mücadelede bazı İHD üyelerine davalar açıldığına dikkat çekti.

Tutsak Sarıkaya İHD’ye gönderdiği mektupta ağır işkencelerden geçtiğine dakkat çekti. Sarıkaya, bir doktorun kendisine ‘her gelen hastaya rapor verirsek cezaevinde kimse kalmaz’ dediğini ve rapor vermeyi reddettğini kaydetti.

Basın açıklamasının ardından İHD’nin yurt genelinde, dört koldan Ankara’ya yürüyüş gerçekleştireceği bilgisi verildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

Kayıplar Haftası başladı!

 

Cumartesi Anneleri 477. buluşmalarında Halil ve Kasım Alpsoy’un gözaltına alınarak kaybedilmesini anlattı.

Kayıp yakınlarından Ali Ocak, Fatma Kırbayır ve Hanife Yıldız’ın konuşmalar gerçekleştirdiği eylemde Halil Alpsoy’un torunları Eylem ve Helin Alpsoy da söz aldılar. Eylem, dedesine yazdığı mektubu paylaşarak büyüdükçe gerçekleri daha iyi anladığını ve daha çabuk büyüyerek katillerden hesap sormak istediğini ifade etti.

Basın açıklamasını okuyan Maside Ocak, 17-31 Mayıs tarihlerinin “Kayıplar Haftası” olarak anıldığını belirterek devletin kaybetme politikasını teşhir etti.

Açıklamanın devamında amca çocukları olan Halil ve Kasım Alpsoy’un 1994 yılında gözaltına alınarak katledildişi anlatıldı. Bir hafta arayla Halil’in 12 Mayıs’ta İstanbul’daki evinde, Kasım’ın ise 18 Mayıs’ta Adana’daki evinde aynı TİM tarafından gözaltına alındığı belirtildi.

Açıklama 20 yıldır faillerin cezalandırılması için hiçbir adım atılmadığının ifade edilmesinin ardından sona erdi.

17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası çerçevesinde oluşturulan “yürüyen sergi” ile anma programı açıklandı. Eylem Galatasaray Meydanı’ndan İHD’ye kadar kayıpların fotoğrafları taşınarak oluşturulan zincir eyleminin ardından sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 
§