25 Ekim 2013
Sayı: KB 2013/41

Güncel gelişmeler ve devrimci görevler!
Kürt hareketine “ayar çekme” manevraları
Dış politikada hazin çırpınışlar!
AKP-cihatçı çeteler ittifakı sona mı eriyor?
Asimilasyon saldırılarının taşeronları işbaşında!
Sermaye düzeni zor aygıtlarını güçlendiriyor!
Silaha yatırım da hegemonya krizi de büyüyor!
Beklemenin değil, eylemin zamanıdır!
Kiralık işçilik yeniden geliyor!
Patronların “kurbanı” işçiler...
“Görüntüdeki sessizliğin altında derin bir öfke mayalanıyor!”
KESK’e hakim çizginin iflası olarak toplu sözleşme süreci
“Suriye’nin Dostları” Londra’da toplandı
2. Cenevre Konferansı hazırlıkları yoğunlaşıyor

ABD’de ‘felaket’ ertelendi, kriz devam ediyor!

Göç etmeyen kuşlar kanatlarında umut taşır - T. Kor

Avrupa’da hayat grevle durdu!
Almanya’da Haziran Direnişi panelleri
ODTÜ’de ağaç talanı sonrasında yol ilerlerken...
ODTÜ yolu, ODTÜ AVM ve camisine gidecek yolu açıyor...
Üniversitelerde ODTÜ’ye destek eylemleri
2013 6 Kasımı’na doğru...
Hiçbir zorbalık bizleri devrimci faaliyetimizden alıkoyamaz!
“Şiddete karşı örgütlenmeli!”
Gezi tutsaklarına tecrit ve baskı!
“Özgürlük, Devrim, Sosyalizm” için ileri!
Özgürlük, devrim, sosyalizm için buluşuyoruz!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da Haziran Direnişi panelleri

 

BİR-KAR Almanya’nın başlattığı paneller dizisinin ilki, 18 Ekim’de Bielefeld kentinde, ikincisi ise 20 Ekim’de Wuppertal kentinde gerçekleştirildi.

Yazar Temel Demirer ve BİR-KAR temsilcisinin konuşma yaptığı paneller Haziran Direnişi ve devrim mücadelesinde şehit düşenler anısına saygı duruşuyla başladı.

“Yakın bir gelecekte daha kitlesel,
daha militan isyanlar yaşanacak!”

Panellerde konuşan Temel Demirer Haziran günlerinin neo-liberal saldırıya karşı bir halk isyanı olduğunu, milyonlarca kişinin katıldığı bu isyanın, ezilenlerin özgürlük arayışı olduğunu ifade etti. İsyanı, kendiliğinden patlak veren bir halk hareketi olarak tanımlayan Demirer, gençlerin, kadınların, işçilerin, emekçilerin, Alevilerin ve diğer ezilenlerin isyanda, zor aygıtı olduğu bir kez daha kanıtlanan devlete karşı, coşkuyla dövüştüğünü vurguladı. Harekete katılan milyonların heterojen bir yapı oluşturduğunu, ancak işçi-emekçi katılımının belirgin olduğunu vurguladı. Devrimcilerin isyana önderlik edemediğini belirten Demirer, buna karşın barikatlarda en önde dövüşenlerin devrimciler olduğu gerçeğinin altını çizdi.

Kürt hareketinin Haziran günlerinde sınıfta kaldığını dile getiren Demirer, Haziran günlerinin bir başlangıç olduğunu, uzak olmayan bir gelecekte daha yaygın, daha kitlesel, daha militan isyanların patlak vereceğini vurguladı.

Haziran İsyanı: Krizler,
halk isyanları döneminin Türkiye’deki yansıması

Her iki panelde de konuşma yapan BİR-KAR temsilcisi, Haziran isyanının, komünistlerin dönem değerlendirmesini doğruladığını vurguladı. Krizler, savaşlar, halk isyanları ve devrimler dönemi tespitine Türkiye’nin de dahil olduğunu, bu yönüyle Haziran isyanının, zamanı önden kestirilemese de, sınıf devrimcileri tarafından beklenen bir gelişme olduğunu belirtti.

Komünistlerin, tarihsel dönem değerlendirmesiyle 21. yüzyılın “halk isyanları ve proleter devrimler çağı” olacağını saptadıklarını ifade eden BİR-KAR temsilcisi, 1994’te Meksika’nın Chiapas bölgesinde patlak veren Zapatista önderliğindeki köylü isyanıyla bu dönemin başladığını, Latin Amerika’daki halk hareketleri, Avrupa’daki genel grevler ve Tunus, Mısır halk isyanlarıyla devam ettiğini belirtti.

Haziran isyanının da krizler, savaşlar, halk isyanları, devrimler döneminin Türkiye’deki yansıması olduğunu ifade eden BİR-KAR temsilcisi, bu dönemde harekete önderlik edecek devrimci sınıf partilerinin eksikliğinin belirgin bir şekilde hissedildiğini ve bu isyanların halen en zayıf noktalarının önderlik alanında görüldüğünü vurguladı.

Ekim Devrimi’nin Bolşevik partinin önderliği sayesinde zafere ulaştığını belirten BİR-KAR temsilcisi, Alman devriminin ise, devrimci sınıf partisinin önderliğinden yoksun kaldığı için yenilgiye uğradığını hatırlatarak, devrimci sınıf partilerinin halk isyanlarında oynayacakları tarihsel role işaret ederek sözlerini noktaladı.

Katılımcıların soru ve görüşlerini dile getirdiği panellerde, Haziran isyanının sınıf karakteri, Rojava’daki gelişmeler ve Kürt sorunu üzerine tartışmalar gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / Bielefeld-Wuppertal

 

 

 

 

 

İtalya’da ‘Taksim’ işgali

 

İtalya’da sermaye hükümetinin kemer sıkma politikalarında öğrencileri hedef alması ve yurt olanaklarının iyice daraltılması üzerine öğrenciler, kamuya ait ve kullanılmayan bir binayı işgal etti. Haziran Direnişi’nden aldıkları fiili meşru mücadele gücüne atfen işgal binasına “Studentato Occupato Taksim” (Taksim Öğrenci Evi İşgali) adını verdiler.

Öğrenciler, devletin imkanlarını yurt ihtiyacını karşılayacak düzeye çekmediğini belirtiyor. Mevcut yurtlar içinde masrafın 200 Euro’ya, kiralık ev ve odalarınsa 700 Euro’ya kadar çıktığını belirtiyorlar. Acilen düşük fiyatlı kira talebini yükselten öğrenciler, Bolonga’da 10 bin evin terk edilmiş halde durduğuna işaret ederek yeni işgaller gerçekleştirebileceklerini ifade etiler.

Öğrenciler ayrıca Haziran Direnişi sürecinde dayanışma için meydanda bir ağaç dikimi gerçekleştirmişlerdi. Fakat ağaç bir süre sonra belediye tarafından yerinden sökülmüştü. Öğrenciler yeniden eyleme çıktıkları bu süreçte ağacı da tekrar meydana dikti. Öğrenciler, diktikleri fotinyanın altına Nazım Hikmet’in “Sebastian Bach’ın do majör konçertosu” şiirinden bir bölüm eklediler.

Haziran Direnişi’nin dünya üzerinde yarattığı etki varlığını koruyor. Yunanistan ve Brezilya’da eyleme çıkan kitlelerin Türkiye’deki direnişe yolladıkları selam şimdi de İtalya’dan geldi. Hakları ve gelecekleri için mücadele eden, direnen kitleler birbirlerinden öğrenip etkileniyor. Haziran Direnişi’nin Taksim’de kurduğu fiili meşru birliktelik ve komün İtalya’daki öğrencilere de umut verdi. İşgalin adına konan ‘Taksim’ vurgusu bu etkiyi en açık şekilde yansıtıyor. Bu da direnişin dönüştürücü gücünün sadece bu ülke topraklarında sınırlı kalmadığını bir kez daha gösteriyor.

 
§