12 Temmuz 2013
Sayı: KB 2013/28

Halk hareketleri ve
devrimci müdahale ihtiyacı
Mısır’dan Türkiye’ye yalandan yol yaptılar!
Maliki-Barzani anlaşması...
Tutuklama terörünü püskürtmek için..
Palalı faşistler
sermaye iktidarının himayesi altında!
Yargı terörünü durdurmak için mücadeleye!
“Gözaltılar ve tutuklular serbest bırakılsın!”
Hepimiz Ali’yiz, öldürmekle bitmeyiz!
Bu daha başlangıç, mücadele sürüyor!
TMMŞP: Oyunlarınız sökmeyecek!
Feniş işçileri
mücadeleyle kazandı
İşçiler inisiyatifi ele almak zorundadır!
Taral’da işten atma başladı!
Sermaye saldırıyor, işçiler direniyor!
“Çözüm” süreci ve Kürt hareketi - N. Eren
Gezi Parkı Direnişi’nden ayaklanmaya... - 1- Volkan Yaraşır
Mısır’da geçiş süreci
yeni mücadelelere gebe
Mısır’da siyasal islamın çöküşü ve yansımaları
Mısır’da ‘isyan ve darbe’ tartışmaları üzerine…
Dünyada grev ve eylemler…

Düsseldorf’ta AKP ve Erdoğan’ı protesto mitingi

NBR direnişçisinden mektup...
Eğitim sistemi
sermayeye emanet
İsyan barikatlarından gençlik buluşmasına...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Maliki-Barzani anlaşması...

“Yeni Osmanlı”cı hayalleri sarstı

 

Bağdat’taki merkezi Irak hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında yaşanan gerilimin aşılması yönünde somut adımlar atıldı. Bağdat’ı ziyaret eden IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin, Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile yaptığı görüşmeler, taraflar arasındaki sorunların aşılması açısından, önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

El Maliki-Barzani başkanlığındaki heyetlerin görüşmeleri, geçen aylarda Irak ordusu ile IKBY’ye bağlı peşmergeleri çatışma noktasına getiren gerilimin aşılması yönünde atılmış önemli bir adım olduğu görünüyor. Nitekim görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen el Maliki-Barzani ikilisi, Bağdat-Erbil hattındaki gerilimin önemli ölçüde aşıldığı mesajını verdiler.

Bağdat-Erbil arasındaki sorunların çözümü için safların birleştirilmesi konusunda anlaştıklarını ifade eden el Maliki şu ifadeleri kullandı: “Tarafların, ülkenin iyileştirilmesi ve tehlikelerden korunması konusundaki ortak isteği, sorunların barış ve muhabbet içinde çözümünü gerektiriyor…”

Basın toplantısında konuşan IKBY Başkanı Barzani’nin öne çıkan ifadeleri ise şöyle: “Erbil ve Bağdat arasındaki sorunlara uygun çözümler var. Çünkü iki taraf da sorunları çözme iradesine sahip. ‘Biz kardeşiz’ mesajı vermek için geldik. Ülkeyi çevreleyen tehlikelerden uzaklaşmak için iletişime devam edeceğiz…”

Tüm sorunlar çözülmüş olmasa da, Bağdat-Erbil hattında esen bu sıcak rüzgarlar, “yeni Osmanlıcı” hayallere kapılan Ankara’daki İhvancı-Amerikancılar üzerinde ‘soğuk duş’ etkisi yarattı. Taksim’den ülkenin dört bir yanına yayılan halk direnişiyle ezberi bozulan AKP iktidarı, isyan eden Mısır halkının Müslüman Kardeşler yönetimini alaşağı etmesiyle ikinci büyük sarsıntıyı geçirdi. Bunların üzerine Bağdat’tan gelen el Maliki-Barzani anlaşması ise, zaten travma geçiren AKP şeflerinin özgüvenini iyice sarstı. Artık en pasif kitle eylemine bile gaz bombaları, plastik mermiler, gaz katılmış tazyikli sular eşliğinde saldıran polisin kudurganlığı, iktidarın tepesindekilerin ruh hallerini de yansıtıyor.

Bu kişilerin ruh hallerinin bozulması şaşırtıcı değil. Zira yeni Osmanlıcı/yayılmacı hayallerin gerçekleşmesinin temel koşullarından biri, Kerkük’teki enerji kaynaklarının kontrol altına alınabileceği hesabına dayanıyor ve bunun için Erbil yönetiminin Bağdat’tan koparılması gerekiyordu. El Maliki-Barzani görüşmesi, bu yönde harcanan yoğun çabaları boşa düşürdü.

Kerkük petrollerini denetim altına almak için harcanan çabalar boşa düşünce, yani Osmanlıcı hayaller de, iskambil kağıtlarından yapılan şato misali çöktü. Oysa, bu ham hayalleri pazarlayan malum şirketlerin sponsorları olan Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu ikilisi, yakın zamana kadar kendilerinden pek emindiler. Öyle ki, “derin stratejiler” tasarlamakla malum Davutoğlu, “1913’ten sonra kaybettiğimiz topraklarda yaşayan kardeşlerimizle yakında tekrar buluşacağız” diye caka satabiliyordu. Oysa son olayların toplamı gösterdi ki, kazın ayağı hiç de öyle değil.

Bölgesel politikada boyunlarını aşan işlere kalkışan AKP’nin şefleri, rotasız gemi gibi bir kayadan öbürüne toslayarak yol alabiliyorlar. Zira evdeki hesapları, bir türlü Ortadoğu’nun çarşılarına uymuyor. Son, -ama muhtemeldir ki, sonuncu olmayan- hesapları ise, bu defa Bağdat’tan döndü.

 

 

 

 

Adım at” eylemine polis barikatı

 

7 Temmuz günü Galatasaray Lisesi önünde toplanan BDP üyeleri, yöneticileri ve milletvekilleri Taksim Meydanı’na yürüyüş yapmak istedi.

Fakat çevik kuvvet polisleri ve TOMA’larla önlerine barikat kuruldu. Bunun üzerine polis amiriyle görüşen BDP’li yöneticiler yolun açılmasını, bunun demokratik bir eylem olduğunu ve engellemenin yasal olmadığını belirttiler. Gün içinde Taksim’de başka yürüyüşler yapılmasına rağmen, polis amiri de kesin emir aldığını ve Taksim’de hiçbir yürüyüşe izin verilmediğini ve bu eyleme de izin vermeyeceğini söyleyerek “olay çıkmasını istemiyoruz” diyerek tehdit etti.

Yapılan görüşmeler sonrasında BDP’liler Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemiyle basın açıklaması yaptılar.

Basın açıklamasını BDP İstanbul Eşbaşkanı Asiye Kolçak okudu. Açıklamada, halkların acı çektiği fakat acı çekecek hiçbir şey yapmadığı ifade edildi. 93 yıl boyunca halkıyla kavga halinde olan başka bir devlet olmadığını, devletin benden olan ve olmayan ayrımı yapamayacağı belirtildi. Kürt sorununda çözüm yolunun açıldığı ve Öcalan’ın 9. kez “barış elini uzattığı” ifade edilerek, “Öcalan’ın özgürlüğünün her türlü talebin üstünde olduğu” vurgulandı.

BDP’nin “barış” sürecine değer biçtiği söylenerek, “Kürt politik hareketi üzerine düşeni yapmıştır” denilerek, artık adım atma sırasının hükümette olduğu söylenerek, bu nedenle kampanyayı başlattıkları belirtildi.

Danimarka’nın ROJ TV’nin lisansını iptal etmesini, Kürt demokratik mücadelesine indirilmiş bir darbe olarak nitelendirilerek, Danimarka hükümetine bu kararından vazgeçme çağrısı yapıldı.

Sonrasında ise Sebahat Tuncel, Levent Tüzel konuşma yaptı.

Asiye Kolçak tekrar mikrofonu alarak, Taksim’de yapılan eylemler sırasında göstericilere saldıran satırlı kişinin Kürt ve Mardinli olmasından dolayı BDP’ye yönelik karalama kampanyası yapıldığını, bu kişinin sırf Kürt olmasından kaynaklı olayın BDP’ye maledilemeyeceğini söyleyerek eylemi sonlandırdı.

Kızıl Bayrak / İstanbul