23 Aralık 2011
Sayı: SYKB 2011/48

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalist/siyonist güçler adına “harbe hazırlık”
Sert ve zorlu bir
mücadele dönemi
Zulüm dağlarınızın altında kalacaksınız!
“Özgür basın susturulamaz!”
Emekçiler hakları ve gelecekleri için grevdeydi
“Haklarımıza sahip çıkıyoruz!”
Esnek çalışma saldırısı hız kazanıyor
Maltepe Belediyesi'nde direniş.
Bütçe: Sermayeye yağma ve talan, emekçiye yıkım!.
Birleşik Metal Merkez Genel Kurulu gerçekleşti.
Partide çalışma tarzı sorunları
Nerden baksan ikiyüzlülük,
nerden baksan katliamcılık!
19 Aralık katliamı lanetlendi, direniş selamlandı!
Gençliğin 19 Aralık etkinliklerinden.
İnsanca yaşanacak ücretsiz yurtlar istiyoruz!
İşkence ve ihlaller sürüyor...
“Katil devlet” itirafı
Tahrir’de direniş sürüyor
Irak’ta emperyalizmin bayrağı dalgalanıyor!
“Karanlığa ışık tut”
TMMOB 2. Kadın Kurultayı gerçekleşti
Enternasyonal yara: Kayıplar
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Haklarımıza sahip çıkıyoruz!”

Zeynep Şahin (SES Ankara Şube): Hacettepe Hastanesi’nde hemşire olarak çalışıyorum. Sağlık alanında bir Kanun Hükmünde Kararname ile Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasası geçti. Apar topar, meclis içinde kimseye sorulmadan. Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasası “sağlıkta dönüşüm” denilen yıkımın son aşamasıydı. Bu nedenle grev örgütledik. Grev aslında birkaç hastanede, daha örgütlü geçiyor. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çok fazla baskı yapılıyor. Örgütlülük daha az.

İbrahim Kara (SES Ankara Şube Başkanı): Taleplerimiz net. Sağılığın piyasalaştırılmasına, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin köleleştirilmesine karşı iş güvencesi istiyoruz, gelir güvencesi istiyoruz, mesleki bağımsızlık istiyoruz. Bir de herkese eşit, nitelikli, ulaşılabilir, parasız sağlık hakkı istiyoruz.

Bütün işyerlerimizde, bütün kamu sağlık kurumlarımızda sağlık çalışanlarını ve halkı bilgilendiren bildiriler dağıttık. Onun ötesinde toplantılar yaptık, “Sağlık Hakkı Meclisleri”ni kurduk. 663 sayılı kanun hükmünde kararnameyi oyladık. Hem bilgi verdik, hem oyladık. Grev kararlarını işyerlerimizden alarak geldik. AKP iktidarı görüntümüzü daha zayıf göstermeye çalışıyorlar. Örneğin kamu sağlık kurumlarında baskı ve sevklerle karşı karşıyayız. Bu saldırı politikalarına karşı sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sağlık hakkına sahip çıkıyorlar. 

Gamze Yağmur (SES Ankara 1 Nolu Şube): Sağlık teknikeriyim. 663 sayılı kanun hükmünde kararname çıktı ve bu kararname ile birlikte AKP bizleri güvencesizleştirmeye çalışıyor. Hacettepe’de yaklaşık bir haftadır sürekli bir çalışma yürütülüyor. Her şeyden önce toplu sözleşmeli, grevli bir sendika istiyoruz. “Parası olana geçmiş olsun parası olmayana başın sağ olsun” diyor AKP hükümeti. Biz bugün, bunlara karşıyız.  

Ekrem Candan (Tüm Bel Sen İzmir 1 Nolu Şube): AKP’yi protesto ediyorum. Hakkımız olan şeyi istiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz. Çocuklarımız için gelecek istiyoruz. Ve ayrıca her dilden eğitim hakkı istiyoruz.

Ali Dinç (Eğitim Sen Ankara 2 Nolu Şube): Çankaya Lisesi’nde öğretmenim. Sendikanın almış olduğu bu grev kararını destekliyorum. Bunun için buradayım. Grevin birçok amacı var tabi. Buraya toplananların da en önemli taleplerinden birisi insanca yaşam, çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmaktır. Biz de buna destek vermek için ve iktidarın çalışanlara yönelik baskısını, ücret dengesizliği konusunda yarattığı adaletsizliği haykırmak için burada toplanmış bulunuyoruz. Umarım bu eylem amacına ulaşır. Ve mevcut iktidar buradan gerekli dersleri çıkarır. 21 Aralık bir başlangıç olarak değerlendirilebilir. Bundan sonraki süreçte de taleplerimiz doğrultusunda eylemlerimiz devam edecektir.

Erkin Başar (Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Şube): Üniversiteler şubesinin yeterli katılım sağladığını düşünmüyorum. Hocaların derse girmemesi gerekirdi. Çok az sayıda öğretim üyesi derse girmedi. Özellikle başta sağlıkçıların katılımının çok iyi olduğunu düşünüyorum.

Haber Sen İzmir Şube Başkanı Hüseyin Özdem: Alanı görüyoruz. Emekçiler haklarına sahip çıkıyor. AKP’nin halka dayattığı zulme karşı çıkmak için alanlardayız. Yine aynı anlayış kamu kurumlarını peşkeş çekiyor. Sağlık ve eğitim alanlarının yanısıra bizim de örgütlü olduğumuz PTT’nin 2012 yılında özelleştirilmesi için alt yapı oluşturmaya çalışıyorlar. Biz Haber Sen olarak buna karşı direneceğiz. Bunun en somut örneği de bugünkü eylemdir.

Veli Salgın (BES İzmir Şubesi): Çok güzel birgün. Beklediğimiz gibi gerçekleşti. Izmir her zaman Türkiye’nin aynası olmuştur. Bu tür hareketlilikler halkı da heyacanlandırıyor. Gücümüze güç katıyor.

Talha Baysem (BES İzmir Şubesi): Özlük haklarımız için geldik. Başbakan bekar bir memur olarak benden aile kurup 3 çocuk yapmamı istiyor ama daha borcumu ödeyip askere gidemedim.

Nurhak Kaya (Eğitim Sen Ankara 3 Nolu Şube Yöneticisi): Bu greve hazırlanırken Keçiören’de 120 ve Pursaklar’da 120 okulu taradık, hemen hemen tüm okullarda tarama yaptık. Tabanda bir huzursuzluk var “grev gerekli” diyenler var ama buna rağmen insanların birebir greve katılmaları zor olabiliyor. Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptık. Bu grevimiz uyarı grevi niteliğinde, ses getirmesini umuyoruz. Bizim şubemiz açısından 25 Kasım grevine göre daha iyi bir katılım sağladık.

Arzu Kaymak (Eğitim Sen Ankara 1 Nolu Şube Yönetcisi): 160 okul gezebildik, grev kararı bize geç ulaştı.Temsilcilerle toplantı yaptık, genel olarak talepler haklı bulunuyor ama greve katılım sağlamakta zorlandık. Emekçilere yönelik bir sindirme politikası var. Bu grevin etkisinin olabileceğini düşünüyorum ama somut bir hak kazanılır mı; net bir şey söyleyemem.

Şeref Özer (İstanbul-hekim): Türkiye’deki sağlık sisteminin tablosu ortada. Gün geçtikçe daha kötüye gidiyor. Halkın cebinden çıkar paralarla sağlık sistemi sermayeye ve tarikatlara peşkeş çekiliyor. Buna dur diyebilmek için buradayız.

­Zeynep (Eğitim Sen üyesi): Okullarımız satılıyor, aidat adı altında velilerden para alınıyor. Okullar özelleştiriliyor, öğretmenlerin sosyal ve ekonomik hakları geriliyor. O yüzden greve geldim.

Sinan (İstanbul - Eğitim Sen üyesi): Kamu emekçileri hem kendi ve hem de halkın haklarını korumak için eylem yapıyor. Bu grev, halkın farketmediği saldırılar için bir uyarı niteliğinde. Vatandaş ne kaybettiğinin farkında değil. Biz işin içinde olduğumuz için farkındayız. Hizmet alamadığı zaman bize dönüp soracak ya da haberlerde dinleyecek. Böylelikle neleri kaybedeceğini öğrenecek.

Orkun (Çapa Tıp Fakültesi öğrencisi): Genel olarak sağık sisteminin problemli olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerle ilgili kısma gelince. Kabaca bir örnek verecek olursam, Anatomi pratiklerinde kadavra başında 50 kişi çalışıyoruz ve hiçbir şekilde hiçbir tıbbi bilgiye ulaşamıyoruz. Sağlıkta dönüşüm programının tıp eğitimine etkilerinden biri de kontenjan alt yapılarının düzeltilmeden kontenjanlarının arttırılması.

 

 

 

KESK’ten “Teslim olmayacağız!” mitingi

KESK'in baskı, gözaltı, tutuklama ve sürgünlere karşı 17 Aralık günü Urfa'da yaptığı "KESK'e dokunma" mitingine binlerce emekçi katıldı.

"KESK'li tutsaklar onurumuzdur!"

Yakın illerden de katılımın olduğu miting için kitle Halepli Bahçe Meydanı'nda bir araya geldi.

En önde KESK'lilerin kelepçeli resimlerinin olduğu, "AKP faşizmine karşı direneceğiz!" pankartını açarak Topçular Meydanı'na kadar yüründü. Oldukça canlı olan mitingde yürüyüş boyunca, "Baskılar bizi yıldıramaz!", "KESK'li tutsaklar onurumuzdur!", "İmamın ordusu Kürdistan'dan defol!", "Direne direne kazanacağız!" gibi sloganlar çoşkulu bir şekilde haykırıldı.

Miting programı bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Açılış konuşmasını ise SES Urfa Şube Başkanı İsmet Karadağ yaptı. Siyasi ve askeri operasyonlara dikkat çeken konuşmasında Karadağ KESK olarak kuşatılmak istendiklerini fakat asla teslim olmayacaklarını söyledi.

Karadağ'ın ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen söz aldı. 130 bin tutuklu ile hapishanelerde cumhuriyet tarihinin en yüksek doluluk oranlarına ulaşıldığını söyleyen Özgen, muhalif ve dinamik unsurların sindirilmek istendiğini vurguladı. Özgen konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Bu topraklar kendini ebedi sanan nice zalim, nice Nemrut'lar gördü. Ama tarih defalarca ezeli ve ebedi olanın halkların ve emekçilerin özgürlük ve demokrasi mücadelesi olduğunu kanıtladı. Urfa ve Mezopotamya toprakları Nemrut'lara teslim olmadı, olmayacak. Gerektiğinde balyoz, gerektiğinde grev dalgası olup zulmün kalelerini bir bir yıkacağız. Ne darbelere, ne statükoya ne de AKP faşizmine teslim olmadık, olmayacağız”

Özgen “Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Yasası kaldırılsın” çağrısında bulunarak konuşmasını noktaladı.

Mitinge BDP Urfa Milletvekili İbrahim Binici'nin yanısıra aralarında Eğitim Sen ve SES genel başkanlarının da bulunduğu çok sayıda sendikacı katıldı.