02 Aralık 2011
Sayı: SİKB 2011/45

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalist saldırganlığa ve faşist teröre karşı mücadeleye!
Ülke toprakları komşu halklara saldırı üssü haline getirilemez!
Zulmünü arttırdıkça
çöküşü hızlanıyor!
KESK’lilere 156 yıl hapis
Özrü kabahatinden büyük olanlar, kanlı bir tarihi özürle temize çıkaramaz - H.Eylül
“Dersim özrü samimiyetsiz”
Genel Kurul öncesinde “Güç Birliği” sorgulandı
26 Kasım toplantısı ışığında Türk-İş Genel Kurulu
İnsanca yaşanabilir asgari ücret için mücadele saflarına!
İmpo işçisi kazandı
Mutlak sömürü, mutlak kölelik ve makinalaşan işçi - Volkan Yaraşır
Reformizm ve devrim
Mısır’da sınıflar
mücadelesinde yeni evre
Avrupa’da grev dalgası
Neo-Nazilerin arkasında Alman tekelci polis devleti var!
S21 karşıtı mücadelede referandum ve sonuçları üzerine...
Basel’de “İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği Gecesi"
Avukatlık mesleği piyasanın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendiriliyor!
Yine, yeni, yeniden: Yetkin mühendislik/1
Mücadele gününde kadınlar alanlardaydı.
Yola çıkan taşlar ve yola koyulan “baş”lar - G. Umut
“Özel Yetkili mahkemeleri
boykot edebiliriz”
Zindan katliamına yalan perdesi!...
Ekim Devrimi'nin ışığında
mücadele çağrısı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

KESK’lilere 156 yıl hapis

KCK soruşturması kapsamında 2009 yılında yargılanmaya başlayan KESK üyelerine toplam 156 yıl hapis cezası verildi.

28 Mayıs 2009 tarihinde KCK operasyonu adı altında gerçekleştirilen operayonlarda İzmir’de 28, Ankara’da 3 olmak üzere çoğu öğretmen 31 KESK’li gözaltına alınmıştı. KESK’liler hakkında açılan davanın karar duruşması İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

31 KESK üye ve yöneticisinin yargılandığı davada 25 kişiye toplam 156 yıl hapis cezası verildi. KESK’liler “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3’er ay hapis cezası aldı. KESK eski Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir’in de bulunduğu 6 KESK üyesi hakkında beraat kararı verildi. Ceza alanlar arasında KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Eğitim Sen Kadın Sekreteri Sakine Esen Yılmaz, KESK eski Kadın Sekreteri Songül Morsümbül ve Eğitim Sen eski Kadın Sekreterleri Elif Akgül Ateş ve Gülçin İsbert bulunuyor.

KESK üyelerinden protesto

Tutuklama terörü 30 Kasım günü eylemlerle protesto edildi.

KESK üyeleri Ankara’da Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde biraraya geldi. Basın açıklamasını KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul gerçekleştirdi. Gidişatın faşizm olduğuna dikkat çeken Tombul, “Toplumun örgütlü demokratik kurum ve kuruluşları, kişiler topyekün bir saldırı ve baskı dalgasıyla karşı karşıyadır” dedi.

Tombul şunları söyledi: “Ortaya çıkan tablo, AKP’nin HSYK’nın yapısı ile ilgili yaptığı düzenlemeden sonra yargıda da kurumsallaşmasını tamamladığını göstermektedir.”

Tombul açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “KESK, haklı ve meşru mücadele çizgisinden taviz vermeyerek, geri adım atmayacaktır. Arkadaşlarımıza her koşulda sahip çıktık, çıkmaya devam edeceğiz. KESK’li olmak onurdur, onuru çiğnetmeyeceğiz.”

Adana’da İnönü Parkı’nda biraraya gelen Platform üyeleri adına basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü, SES Şube Başkanı Muzaffer Yüksel okudu. KESK’in kurulduğu günden bu yana iktidarların hedefi olduğunu belirterek, Adana’da 12 ve 14 Ekim tarihlerinde Sendikalar Yasası için yaptıkları yürüyüşlere de soruşturma açıldığı bilgisini verdi.

Mersin’de ise KESK binasından Taş Bina önüne yürüyüş gerçekleştirildi. SES Mersin Şube Başkanı Selman Günbat davanın iddianamesini hazırlayan savcının yetkilerinin kısa süre önce, İzmir’deki çıkar amaçlı suç örgütleriyle ilişkisi olduğu gerekçesiyle elinden alındığını ifade etti.

 

 

BDP’li vekiller hedefte!

Burjuva medyanın BDP’li vekillere yönelik karalama kampanyası devam ediyor.

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, polis kaynaklı yeni haberlerle bir kez daha hedefte.

AKP tarafından ayar verilen medyanın yeni haberine göre; “PKK üyesi Cafer Ateş’in Ankara Çankaya’da farklı kafelerde farklı tarihlerde BDP Milletvekilleri Tuncel ve Ayla Akat Ata ile biraraya geldiğini gösteren fotoğrafların ortaya çıktığı” söyleniyor. “Tuncel yine PKK’lı taşıdı” başlığıyla servis edilen haberlerde BDP’li vekillerin Ateş’le yaptığı görüşmelere ait olduğu iddia edilen görüntü ve fotoğraflar da kullanılıyor.

2 Mayıs 2011’de tutuklanan Ateş’in Tuncel’le yaptığı görüşmelerin an be an izlendiği, Tuncel’in makam aracıyla Ateş’i defalarca taşıdığı ve çeşitli adreslere bırakıp geri aldığı iddia ediliyor.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, avukatlardan sonra 5 milletvekilinin de tutuklanmaya çalışıldığı bilgisini aldıklarını söylemesinin ardından yapılan polis kaynaklı haberler düzen güçlerinin el birliğiyle hazırladıkları tezgaha işaret ediyor.

“Herkes KCK’den tutuklanabilir”

Sebahat Tuncel, medyada kendisini hedef gösteren haberlere ilişkin 29 Kasım günü basın toplantısı düzenledi.

Kendisine ve diğer Kürt siyasetçilerine medyada başlatılan linç sürecini ABD’nin 1940’lı yıllarına benzeten Tuncel, “ABD’de o dönem komünist avı başlatılmıştı, Türkiye’de ise Kürt avı başlatılmış durumda” ifadelerini kullandı.

Kürt halkına ve Türkiye halklarına veremeyecekleri hiçbir hesap olmadığını vurgulayan Tuncel, iktidarın “Kürtleri bir çizgiye getireceğiz ya da Kürt mücadelesini sona erdireceğiz” dediğini söyledi.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e de seslenen Tuncel şu soruları yöneltti:

“Sadece BDP’li kadın vekilleri takip için mi bir ekip kurdurdun? Yoksa 550 vekil için de bu ekip çalışıyor mu? Kurdurduysan bu ekibin gideri maliyeti nedir? Neden izleniyoruz. Bizi potansiyel suçlu olarak mı görüyorsunuz”

 

 

 

“Susturulmak istenen KESK’in mücadelesi”

DİSK, TMMOB ve TTB yaptıkları ortak açıklamayla KESK üyelerine yönelik cezalara tepki gösterdi.

Susturulmak istenenin KESK’in emek ve demokrasi mücadelesi olduğuna dikkat çeken üç örgütün açıklamasında, KESK’in, “ileri demokrasi” olarak ifade edilen ve gerçekte bir dikta rejimi uygulaması olan baskı yöntemleri ile sindirilmeye çalışıldığı belirtildi. DİSK, TMMOB ve TTB, Türkiye‘de iktidara muhalif bir pozisyon alan tüm kesimlerin bir şekilde herhangi bir dava ile ilişkilendirilerek, etkisizleştirilmeye çalışıldığını ifade etti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Gazetecilerden öğrencilere, profesörlerden avukatlara, seçilmiş belediye başkanlarından milletvekillerine, sendika başkanlarından siyasi parti temsilcilerine kadar büyük bir kesim siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevlerine doldurulmakta, yandaş medya gücü ile de kamuoyu tepkisi manipüle edilerek kontrol altına alınmaktadır.

KESK‘e uygulanan bu hukuk skandalı bir an önce düzetilmelidir. Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalı, gözaltı ve tutuklamalara son verilmeli, tutuklananlar serbest bırakılmalıdır.”

 

 

 

Gözaltına alındı, uzaklaştırıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı talimatı ile 1 Kasım sabahı yapılan operasyonda gözaltına alınan BES üyesi Ahmet Turan SGK tarafından açığa alındı.

4 Kasım’da serbest bırakılan Turan hakkında henüz bir dava açılmazken SGK, Turan’ın 1 Kasım tarihi itibariyle görevden uzaklaştırılmasına ve bu süre içerisinde aylıklarının sadece üçte ikisinin ödenmesine karar verdi. Ayrıca konunun bir müfettiş tarafından incelenmesi ve gerekiyorsa soruşturulması sonucuna varıldı.

SGK tarafından açığa alınmasını değerlendiren Turan,“Hakkımda kovuşturma yani dava yok. Bu nedenle açığa alınma kararı hukuksuz duruma düşüyor. Bu karar hukuk dışı ve keyfidir” dedi.

BES: Turan göreve iade edilsin

BES Merkez Yönetim Kurulu ise hak alma mücadelelerine yönelen her türlü baskı ve sindirme politikalarına son verilmesini istedi.

Açıklamada, sorunun çözümü için BES Genel Başkanı tarafından SGK yetkilileriyle defalarca telefon görüşmeleri gerçekleştirilmesine ve Ahmet Turan’ın göreve iade işlemlerinin yürütüldüğü ifade edilmesine rağmen Turan’ın göreve iade edilmediği bilgisi verildi.