Kızıl Bayrak'tan...
Sermaye iktidarı baskı ve terörünü daha da koyulaştırıyor. Kitlesel gözaltılar, tutuklamalar, yargılı-yargısız infazlar, OHAL uygulamaları kesintisiz biçimde sürüyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde hemen her gün kitlesel gözaltı haberleri geldi. Gözaltına alınanların büyük bölümü de sudan sebeplerle, ancak açık politik niyetlerle tutuklandılar. Bu arada ise mahkemeler de boş durmadı. Yüzlerce yıl ceza istenen yeni davalar açılırken, birçok dosya da usülen yapılan yargılamaların ardından yine onlarca yıl hapisle sonuçlandırıldı. Tüm bunlar gün geçtikçe dozu artan rutin uygulamalardır. AKP eliyle tam bir polis devleti haline getirilen rejim, koyu bir gericilik ve faşist terör rejimidir.
Fakat rejimin bu kudurganlığına rağmen sokaklar terk edilmedi, edilmiyor. Sonu gözaltı ve tutuklamayla bitse de ilerici ve devrimci güçler mücadele alanlarını boş bırakmıyorlar. Düzenin saldırılarına karşı ne kadar güçlü olduğundan bağımsız olarak yanıt vermeye çalışıyorlar. Bu bakımdan Kürt hareketi cephesinden ise büyük bir direniş gösterildiğini ayrıca belirtelim. Öyle ki binlercesinin tutuklanmasına rağmen Kürt emekçileri mücadelerini sürdürüyorlar.
Düzenin savaş ve saldırganlık politikalarına karşı yapılan eylemlerden biri de Ankara’da gerçekleştirildi. Ankara’da biraraya gelen onbinlerce ilerici, devrimci ve emekçi, faşist sermaye iktidarına güçlü bir yanıt verdi. Politik şiarların ve düzene karşı mücadele kararlılığının hakim olduğu eylem, düzeni geriletecek bir sonuç doğurmadı belki. Ancak bu haliyle de bu düzeyde bir mücadelenin de potansiyel imkanlarını gösterdi. Eğer bu potansiyeller örgütlü bir tarzda açığa çıkarılarak düzene karşı kararlı bir mücadele içerisine sokulabilirse, saldırılara karşı da güçlü bir barikat örülebilir.
Ankara eyleminin hemen arkasından başta kamu emekçileri olmak üzere bir dizi cepheden mücadelenin kesintisiz biçimde sürdürülmesi ise ayrıca anlamlıdır. Bu tablo; Ankara eyleminin bir hava boşaltma eylemi haline gelmeyeceğine işarettir. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilmek üzere alınmış eylem kararları da bu ihtimali güçlendirmektedir.
Bu koşullarda mücadelenin birleşik ve militan bir yönde geliştirilmesi için çaba göstermeli, safları sıklaştırmalı, mücadeleyi büyütmeliyiz.
***
Liselilerin Sesi’nin Ekim ayı sayısı çıktı! Eksen Yayıncılık büroları ve kitapçılardan temin edebilirsiniz.
|