04 Şubat 2011
Sayı: SİKB 2011/05

 Kızıl Bayrak'tan
Ortadoğu halklarının tutuşturduğu
isyan ateşi büyüyor!
Clinton Türkiye’ye geliyor
Torba yasa mecliste görüşülüyor,
ihanet büyüyor
Metal işçilerinin yakacağı
grev ateşini yangına çevirelim!
MESS üyelerini greve hazırlıyor
Metal işçileri greve hazır
MİB MYK Şubat Ayı
Toplantısı Sonuçları
Direnişler ve TİS süreçleri.
DİSK’i büyütme çağrısı
PTT’de coşkulu dayanışma etkinliği
Kurultay çalışmalarından
Mısır’da büyük halk
ayaklanması!
Tunus’la başladı, Mısır’la sürüyor!
Tunus’ta kritik süreç devam ediyor
İhtilalin ruhu Arap coğrafyasını
sarıyor / 1 - V. Yaraşır
Wuppertal’de Nazilere
geçit yok!
Sözde temsilciler Erzurum’da
gençlik alanlarda!
“Karneler, çürümüş
düzenin aynasıdır!”.
Anti-emperyalist mücadelede
şanlı bir sayfa: 6. Filo protestoları
Sağlıkta performans ölüm demektir!
Duyarlı bakan, duyarsız toplum(!)
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mücadele Postası

Posta gazetesi protesto edildi

Posta gazetesinde Kürtlere yönelik ağır hakaretler içeren yazı yazan Candaş Tolga Işık’ı protesto etmek için 30 Ocak günü gazete binası önünde toplanan binlerce kişiye polis müdahale etti.

Köşe yazısında Kürtlere yönelik ağır hakaretler içeren bir yazı yazan Posta gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık’ı ve bağlı bulunduğu Doğan Medya Grubu’nu protesto etmek için Güneydoğu Dernekler Federasyonu’nun çağrısıyla 30 Ocak günü bir eylem gerçekleştirildi. Binlerce kişi İkitelli’de bulunan gazetenin önünde toplandı. Eyleme BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız da katıldı.

Kitle kapı önünde beklerken Yıldız ve beraberindeki heyet gazete binasına girerek yetkililerle kısa bir görüşme yaptı.

Görüşmenin ardından açıklama yapan Yıldız, Doğan Medya Grubu’nun ve benzeri egemen medya gruplarının daha önce Rumlara, Ermenilere ve Alevilere yönelik de benzer yayınlar yaptığını hatırlatarak, son hedefin ise Kürtler olduğunu söyledi. “Bu medyanın ve onun soytarısının ırkçı, faşist tavrını protesto ediyoruz” diyerek Candaş ve yazıyı yayınlayan yazı işleri müdürünün derhal görevinden uzaklaştırılmasını istedi.

Kürtlere saldırmayı bir marifet sayan medya uşaklarının son yaptığının ise tüm tarih boyunca görülmemiş bir saldırı olduğunu belirtti.

Açıklamaların ardından dağılan gruba polis gaz bombalarıyla müdahale etti. Müdahalenin ardından gençler polisi, gazete binasını, trafik ışıklarını ve çevredeki otobüs duraklarını taş yağmuruna tuttu.

***

Işık, “Güneydoğu’da çanak anten terörü” başlığı ile bir yazı yayınlamış yazısında Kürdistan’da çanak anten vasıtasıyla porno izlendiğini, bunun da ensest ilişkilere neden olduğu iğrenç iddiasında bulunmuştu. Işık, “Aylardır Doğu’yu, Güneydoğu’yu geziyorum. Köy köy dolaşıyorum” diye başlayan yazısında çanak antenler sayesinde porno kanalların yaygın olarak izlendiğini bunun da ensest ilişkileri körüklediğini iddia etti.


Mücadele sokakta, öyküsü beyaz perdede

Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) kuruluşunun 60. yılında, “mücadele öyküsü”nü beyaz perdeye taşıdı.

1950 yılında İstanbul Beykoz’da küçük bir dükkanda kurulan sendikanın geride bıraktığı dönemi, “Bir Mücadele Öyküsü” adlı belgesel filme konu eden sendika, filmin gösterimini, 47 yıl önce Berec Pil Fabrikası’nda greve çıkan Petrol-İş üyesi işçilerin, “Keşanlı Ali Destanı”nı izlemek için gittikleri Beyoğlu Ses Tiyatrosu’nda, 1 Şubat akşamı gerçekleştirdi.

Geceye yoğun katılım

Belgesel filmin gösterimine çok sayıda sendika yöneticisi, akademisyen, aydın, yazar, sanatçı ve işçi katıldı.

Petrol-İş’in tarihini çeşitli dönemlerde görev almış sendika yöneticilerinin, grevlere tanıklık etmiş işçilerin ve sınıf mücadelesine emek vermiş aydınların tanıklıklarıyla aktaran belgesel filmi izlemek için Trakya ve Gebze’den işçiler de salondaydı. Direnişçi işçiler, “Sendika anayasal hakkımız engellenemez!”, “BERICAP işçisi direnişin simgesi!”, “İnadına sendika inadına Petrol-İş!” sloganlarını attılar.

Gebze’de işten atma saldırısına karşı direnen BERICAP işçilerinin yanısıra Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi’nde kurulu Polyplex fabrikasında işten atılan işçilerin, direniş sloganlarıyla rengini verdiği gecenin açılış konuşmasında Petrol-İş’in tarihinin aynı zamanda Türkiye işçi hareketinin tarihi olduğu söylendi.

Petrol-İş’in mücadele öyküsünün; fotoğraflar, belgeler ve tanıklıkların yanısıra canlandırmalarla aktarıldığı 90 dakikalık belgesel filmin gösterimine Türk-İş’e bağlı sendikalardan Hava-İş, Deri-İş, TÜMTİS, TGS, Tek Gıda-İş genel başkanlarının yanısıra DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Tekstil ve Sine Sen’in genel başkanları da katıldı. Petrol-İş Genel Merkez yöneticilerinin de hazır bulunduğu gecede Petrol-İş Eski Genel Başkanı Cevdet Selvi de yer aldı.

Atilla Özsever, İzzettin Önder gibi akademisyenlerin de katıldığı geceye Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun da aralarında yer aldığı çok sayıda sendika yöneticisi mesajlarını iletti.

İlgiyle izlenen film gösteriminin ardından söz alan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın “Belleğimizi yitirmemek, tarihi canlı tutmak, geçmiş-gelecek bağını canlı tutmak ve geçmişin mücadele kültürünü yaşatmak için yola çıktık” diyerek Petrol-İş’in mücadele tarihinin önemine değindi.

Öztaşkın’ın konuşmasının ardından belgesel filmin hazırlanmasında emeği geçenlere plaketleri verildi. Genel koordinatörlüğünü Hakan Koçak’ın yaptığı belgeselin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen Özüm Seda Duran ile Özgür E. Arık’a plaketlerinin verildiği gecede belgeselin yapımında emeği geçen ekip de sahneye davet edildi.

Etkinlikten sonra BERICAP işçileri İstiklal Caddesi’nde sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Davutpaşa unutturulmasın!

Takvimler 31 Ocak 2008’i gösterdiğinde İstanbul Davutpaşa’da bir maytap atölyesinde 21 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamın 3. yıldönümü geride kaldı. Katliam, aradan geçen yıllara rağmen hafızalardaki yerini koruyor.

Sermayenin daha fazla kar uğruna yol açtığı işçi katliamlarından biri olarak tarihe geçen Davutpaşa katliamı, yasalarıyla birlikte devletin, sermayenin sadık uşağı olduğunu bir kez daha göstermişti.

Davutpaşa’nın 3. yıldönümünde tablo aynı… Tersanelerde, kot taşlamada, tekstilde, inşaatta ve daha birçok sektörde işçi ölümleri son hızla sürüyor. Kapitalizmin çarkları işçi kanıyla dönüyor.

21 kişinin hayatını kaybettiği, 117 kişinin yaralandığı Davutpaşa’daki patlamanın ardından başlayan dava süreci de sürüyor. Katliamda yaşamını yitirenlerin ve yaralananların aileleri ile yakınları patlamanın sorumlularının ortaya çıkarılmasını ve yargılanmasını bekliyor.

Dava sürecinde uzunca bir süre, katliamda doğrudan sorumluluğu bulunan kurumlar topu birbirine atarken soruşturma süreci tam bir skandala dönüşmüştü.

Hazırlanan bilirkişi raporu Zeytinburnu Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSKİ, BEDAŞ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı “kusurlu” bulmasına rağmen Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın sorumluların bildirilmesi isteği tüm kurumlar tarafından çeşitli gerekçelerle reddedilmişti. Şimdi ise ailelerin açtıkları davalar idare mahkemelerinde sonuçlanmayı bekliyor.

Davutpaşa’da yaşamını yitirenlerin ve yaralananların aileleri ile yakınları katliamın 3. yılında aynı yerde buluştu. Patlamada yaşamını yitirenleri anan aileler  “Davutpaşa unutulmasın, unutturulmasın!” mesajını verdiler.