15 Ocak 2009
Sayı: SİKB 2009/02

  Kızıl Bayrak'tan
  Ergenekon’un yeni dalgası...
  Direnen Filistin kazanacak!
Ezilen halkların her tür araçla işgalcilere karşı direnişi meşrudur!
Gazze katliamı protestolarından…
“Alevi açılımı”nda son perde…
Vira-Kürşat işçilerinin açlık grevi sürüyor…
  TORGEM Tersanesi’nde ücret gaspına karşı direniş ateşi!
  Bütünlüğü içinde kapitalizmin krizi
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Sınıf çalışmalarından...
  Ümraniye Dudullu’da direnişlerini sürdüren BMİS üyesi Sinter işçileriyle direniş süreci üzerine konuştuk...
  Direnen kadınlar anlatıyor...
  Gençlik hareketinden…
  Gençliğin Filistin’le dayanışma eylem ve etkinlikleri…
  Gerici Gürcistan rejimi ABD uydusu
olma yolunda!
  İşgal, direniş, grev ve sabotaj / 1 Volkan Yaraşır
  Berlin’de Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht anmasına onbinler katıldı…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürşat-Vira taşeron işçilerinin açlık greviyle dayanışma...

“Yaşasın sınıf dayanışması!”

Kürşat-Vira taşeron işçilerinin İzmir Büyükşehir Belediyesi önündeki açlık grevinin 7. günü olan 13 Ocak günü, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun gösterdiği sınıf dayanışmasına ve direnişçi işçilerin ailelerinin yaptığı eyleme sahne oldu.

İsrail siyonizminin Filistin’deki kanlı katliamını protesto eden BDSP’liler, eylemlerinin ardından Kürşat-Vira taşeron işçilerine destek ziyareti gerçekleştirdiler.

BDSP’nin ziyareti Kemeraltı girişinden başladı. Taşeron işçilerin yanına kadar “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Kürşat işçisi yalnız değildir!” sloganlar eşliğinde yürüyen BDSP’liler, direnişçi işçiler tarafından “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganıyla karşılandılar. İşçilerle yapılan sohbetlerde mücadele süreci üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.

Saat 14.00’te eşlerinin bir yürüyüş gerçekleştireceğinden bahseden işçiler, eylemlerine destek beklediklerini söylediler. İzmir BDSP tarafından direnişçi işçilerin mücadelelerinin yalnız bırakılmayacağı sözü verildi.

“Eşlerimizle omuz omuzayız!”

Açlık grevinin 7. gününde, direnişçi işçilerin eş ve çocukları, yaptıkları eylemle mücadelenin içinde oldukları mesajını verdiler.

Saat 14.00’te Konak Pier Köprüsü’nde toplanan kadınlar ve çocuklar, İzmir Büyükşehir Belediyesi önüne kadar yürüdüler. Burada basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasını kucağında bulunan çocuğuyla okuyan Türkan Yıldız, 31 Aralık 2008 tarihinde işsiz kalan eşlerinin, döktükleri alınteriyle taşeronları zenginleştirdiklerini dile getirdi. Kadınlar olarak, taşeron sistemi değil iş güvencesi için mücadele eden eşlerinin yanında olduklarını vurgulayan Yılmaz son olarak şunları söyledi:

“Eşlerimizin alınterinin karşılığı taşeronların cebine değil, bizim mutfaklarımızdaki tencerenin içine, çocuklarımızın kahvaltı sofrasına yansısın. Bizim eşlerimiz, hakları olan belediye şirketlerinde güvenceli bir iş talep ediyorlar ve bunun için günlerdir mücadele ediyorlar. Kış mevsiminin en soğuk günlerinde gece-gündüz demeden 24 saat buradalar. Şu an açlık grevinin 7. günündeler. Biz kadınlar belediye başkanına sesleniyoruz. Bu sorunun çözümünün tek muhattabısınız; duyarlı davranıp bir an önce bu sorunu çözüp mağduriyetimizi gidermelisiniz. Eşlerimizin haklı talepleri yerine getirilmediği takdirde bundan sonra bizler de her alanda eşlerimizle beraber omuz omuza mücadele etmeye hazırız. Kazanmakta kararlıyız.”

Açlık grevindeki taşeron işçilerinin çocukları, “Babama iş, bana süt istiyorum!”, “Başkan, babamız eve dönsün!”, “Babamın işi benim geleceğimdir!” dövizlerini taşırken, direnişçi işçilerin eşleri de belediyenin önünde yaktıkları piknik tüpünde tencere içinde taş kaynattılar.

Yürüyüş boyunca “Eşlerimizle omuz omuzayız!”, “Eşlerimize iş, soframıza aş istiyoruz!”, “Taşeron sistemi istemiyoruz!”, “Katil İsrail Filistin’den defol!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı. BDSP’liler de ailelerin eylemine destek verdiler.

Kızıl Bayrak / İzmir

Vira-Kürşat işçilerinin açlık grevi sürüyor…

“Geri dönüş yok!”

Vira ve Kürşat adlı taşeron firmalarda çalışan işçiler, sözleşmelerinin yenilenmesi ve kadrolu çalışma talepleriyle yürüttükleri direnişlerini 7 Ocak tarihinden itibaren açlık grevi olarak sürdürüyorlar. Üç ay öncesinde örgütlenme çalışmasına başlayan işçiler, ilk olarak taşeron çalışmaya karşı taleplerini 969 imzayla İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) iletmişlerdi. Taşeron sisteminin kaldırılması ve kadrolu istihdamın sağlanması talebiyle atılan bu adımdan sonra 60 işçi Grand Plaza’da örgütlenmiş ve kadrolu çalışmaya başlamışlardı.

Ama bu süreçte işçilerin örgütlülüğünü dağıtmak üzere birçok bürokratik engelin peş peşe gelmesi, işçiler cephesinden bir-bir buçuk aylık bir bekleyişe neden olmuştu. Yine bu zaman diliminin ardından basın açıklamaları ve yürüyüşlerle sokağa çıkmaya başlayan park-bahçe işçilerinin iradesini kırmak yönlü birçok tehdit ve yıldırma Vira-Kürşat taşeronunun başvurduğu yöntem olmuştu. Bugüne kadar yapılan her yürüyüş öncesi aileler teker teker aranmış, işçilere yevmiyelerin kesileceği söylenmiş ve direnişleri kırılmaya çalışılmıştı.

Bundan sonra işçi temsilcilerini yanına çağıran İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu,“siz davanızda haklısınız, ama eylem yaparsanız benim size söyleyecek  bir sözüm de yok” deyip bu süreçteki tutumunu ortaya koymuştu. A. Kocaoğlu’ndan taleplerine ilişkin hiçbir söz alamayan 6 kişilik işçi komitesi, bundan sonra bir daha İBB Başkanı ile konuşamadılar. Daha sonrasında işveren şirketin kapısı da defalarca çalındı. İşçiler en son İZELMAN, İZENERJİ gibi belediyeye bağlı şirketlerde kadrolu istihdamın sağlanmasını bürokratlara ilettiler. Aralık ayının 4’ü ve 16’sında belediyeye bağlı şirketlerin ihaleye sokulacağını öğrenen işçiler bir kez daha kandırılmış oldular. Çünkü her iki gün de bu şirketler ihaleye girmedi.

Türk-İş Bölge Başkanı Mustafa Kundakçı’nın da devreye girmesi ve olumsuz yanıt alınması üzerine direnişe geçen işçiler beş kez yürüyüş ve basın açıklaması, beraberinde iş bırakma eylemleri yaptılar. Defalarca Büyükşehir Belediyesi’nin önünde seslerini Kocaoğlu’na ulaştırmaya çalıştılar.

 Vira taşeronunun ihaleyi kazanmasının ardından taşerona devam kararı çıktı. Ancak direniş de bir ölçüde sayı olarak azalmış oldu. Şu an Kürşat taşeron işçileri olarak 600 kişiyle direnişe devam ettiklerini ifade eden işçi komitesi temsilcisi, açlık grevinin 4. gününde “Gemileri yaktık geri dönüş yok” diyerek tersane işçilerinin izinden gideceklerini dile getirdi. Ancak taleplerin kabul edilmesi durumunda uzlaşabileceklerini ifade eden temsilci, şu ana kadar dönüşümlü yaptıkları açlık grevini 5. günden sonra süresize çevireceklerini belirtti. İşçilerin sesini duymamakta inat etmeleri durumunda “Ankara yürüyüşü, ölüm orucu vb.” eylemlerini sertleştireceklerini ifade etti. Her fırsatta taşerona karşı olduğunu söyleyen A. Kocaoğlu’nun “sosyal-demokrat” belediyeciliğini seçimlerle beraber ev ev, kahve kahve dolaşarak teşhir edeceklerini de söyleyen işçiler, yerel seçimlerde, “ha ampul, ha altı ok fark eden bir şey yok!” diyecekler...

 Her gün belediye binasının önünde taleplerini halkın imzasına açan ve battaniyeleriyle tüm gün açlık grevi direnişini devam ettiren işçilere halktan olumlu tepkiler geliyor. Hedeflerinin 100 bin imza olduğunu ifade eden işçiler, “burjuva basında görünebilmek için illa birilerinin ölmesi mi lazım” diyorlar. Şimdiye kadar devrimci ilerici yazılı basın ve Hayat TV dışında kimsenin gelip eylem ve direnişlerle ilgilenmediğini söylüyorlar. Son olarak kolluk güçlerinin, belediyenin ve taşeron şirketin tüm engellemelerine karşın direnişteki işçilerin morallerinin çok iyi olduğunu ifade eden işçi komitesi temsilcisi, “biz direnişimizle işimizi ve hayatımızı ortaya koyuyoruz, bakalım A. Kocaoğlu ve taşeron şirket  neyini koyacak!” diyor...

Kızıl Bayrak / İzmir