14 Kasım 2008 Sayı: SİKB 2008/45

  Kızıl Bayrak'tan
   Gerici rejimin krizi derinleşiyor...
  Obama’nın Kürt hareketinde körüklediği dayanaksız beklenti ve hayaller karşılıksız kalacaktır...
AKP faşist özünü
açığa vuruyor
Ücretlere zam dönemi yaklaşıyor!

Esenyurt’tan tekstil işçileri:

Yürüyüşlerin 4. haftasında metal işçisiyle sınıf dayanışması!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  25 Kasım: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü...
  Sol hareketin güncel durumu üzerine değerlendirmeler...
Devrimci harekette ideolojik ve moral kırılma
  10. yılında Parti İzmir’de selamlandı…
  İstanbul’da YÖK protestosu…
  YÖK protestolarından…
  Genç-Sen 1. Olağan Genel Kurulu ve “demokrasicilik” oyunu...
  Ortadoğu Dörtlüsü’nün Şarm el Şeyh toplantısından da bir sonuç çıkmadı… ..
  Barack Obama üzerinden yayılan sahte hayaller…
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  Ekim Devrimi ve bugünün anlattıkları
M. Can Yüce
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Köln’de kitlesel yürüyüş!

Yurtdışındaki Kürt kurumları tarafından bir süredir sürdürülen “Edi bese!” kampanyası, Öcalan’a yönelik fiziki saldırıdan sonra yeni araçlarla sürdürülmüş, bu çerçevede Almanya’nın Köln kentinin merkezinde bulunan Neumarkt alanında  bir “nöbet çadırı” kurulmuştu. Çadırda özellikle Kürt gençleri 25 gün boyunca dönüşümlü olarak nöbet tuttular. Kürdistanlı sanatçılar çeşitli dinletiler gerçekleştirdiler. Yanı sıra panel, konferans ve kültürel etkinlikler düzenlendi.

Bu eylemlilik süreci, 8 Kasım günü yapılan bir yürüyüş ve mitingle sonlandırıldı. Yürüyüş için gelen Kürdistanlılar Neumarkt’ta toplandı. Müzik yayını ve gençlerin davul zurna eşliğinde halay çekmesi sırasında biriken kitle, saat 14.00’e doğru yürüyüşe geçti.

“Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a barış!” şiarıyla düzenlenen yürüyüşe, ezici çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu 4 binin üzerinde kişi katıldı. Esas olarak NRW çapında katılımın gerçekleştiği eylemde, “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a barış!”, “Bıji serok Apo!”, “PKK halktır, halk burada!”, “Terörist Türkiye!”, “Kürdistan faşizme mezar olacak!”, “Şehit namırın!” sloganları sıklıkla atıldı.

Bir-Kar olarak, Almanca, Kürt sorununa yönelik şiarlarımızın yazılı olduğu çeşitli dövizlerimizle eyleme katıldık.

Gür sloganların ve davul- zurnanın hiç susmadığı coşkulu bir yürüyüşün ardından tekrar Neumarkt’ta toplanıldı. Saygı duruşu, konuşma ve müzik dinletisinin ardından eylem sona erdi.

Bir-Kar / Köln

Aleviler’den kitlesel miting…

“Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı!”

Türkiye’nin dört bir yanından gelen onbinlerce kişi, 9 Kasım günü, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesi, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması ve Madımak Oteli’nin müze olması talepleriyle Ankara’da buluştu.

Alevi örgütlerinin çağrısıyla Ankara Tren Garı’nda buluşan onbinlerce kişi, buradan mitingin gerçekleştirileceği Sıhhiye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. En önde “Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz!/Alevi Bektaşi Federasyonu” yazılı pankart, arkasında ise Sivas’ta katledilenlerin yakınları tarafından şehitlerin resimleri taşındı.

Eyleme PSAKD’nin, Alevi Kültür Dernekleri’nin ve Hacı Bektaşi Veli Dernekleri’nin yanısıra Mücadele Birliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, Halkevleri, ESP, Partizan, DHF, Marksist Bakış, ÇHD, Halk Cephesi, DİP Girişimi, SDP, TKP, EMEP, DTP ve ÖDP de katılarak destek verdi. Yürüyüş kortejinde Türk bayrakları ve Mustafa Kemal posterleri taşındığı gözlendi. Engin Çeber’in polis tarafından dövülerek gözaltına alındığı yer olan Sarıyer’in PSAKD Şubesi kortejinde “Engin Ceber ölümsüzdür!” sloganı sıklıkla haykırıldı.

Tüm kortejlerin miting alanına girmesiyle miting başlatıldı. Şehitler için saygı duruşunun ardından PSAKD Genel Başkanı Fevzi Gümüş bir konuşma yaptı. AKP’nin eşitlik, özgürlük ve demokrasi düşmanı olduğunu, ülkeyi ABD’ye peşkeş çektiğini, neoliberal politikalarla eğitim ve sağlık gibi hakları paralılaştırdığını vurguladı.“Kerbela’da Hüseyin’i susuz bırakan, Nesimi’nin Pir Sultan’ın, Denizler’in ipini çekenler, Menemen’de Kubilay’ın kafasına kurşun sıkanlar bunlardır” şeklinde konuşan Gümüş, yerel seçimlere değinerek AKP hükümetinin yıkılacağını belirtti.

Ardından Alevi Kültür Dernekleri Başkanı Tekin Özdil söz aldı. Aleviler’in talepleri kabul edilirse herkesle kucaklaşmaya hazır olduklarını belirtti.

ABF Başkanı Ali Balkız Aleviler’in taleplerini yineledi ve Erdoğan’ın cemevlerini “cümbüş evi” olarak adlandırmasını kınadı. Sivas davası sanıklarının zamanaşımından beraat etmesi istemini eleştirdi. Sözlerini 29 Kasım’da KESK ve DİSK tarafından gerçekleştirilecek olan merkezi mitingin çağrısıyla sonlandırdı.

Eylemde “Şeriata teslim olmayacağız!”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek!” sloganları atıldı.

Konuşmaların ardından sanatçıların verdikleri konserle miting sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara

Anadolu Federasyonu’nda açıklama…

“Devrimci tutsaklara özgürlük!”

Almanya’da polis devleti uygulamaları gün geçtikçe artmaktadır. Bu uygulamaların ilk hedefi ise, göçmen işçi ve emekçiler ile onların siyasal temsilcisi devrimci örgüt, kişi ve kurumlar olmaktadır.

Bunun en son örneği Almanya’nın NRW eyaletinde yaşandı. Bu eyaletin Köln, Dortmund ve Duisburg kentlerinde bulunan, Anadolu Federasyonu’na bağlı üç dernek, 5 Kasım saat 07.00’de Alman polisi tarafından kapıları kırılmak suretiyle basıldı. Yine aynı saatte değişik kentlerdeki üç eve de baskın yapıldı. Anadolu Federasyonu Başkanı Nurhan Erdem, federasyon çalışanlarından Cengiz Oban ve Ahmet İstanbullu tutuklanarak, Almanya’nın Karsruhe kentine götürüldüler.

Baskına uğrayan derneklerden biri olan Köln Anadolu Halk Kültür merkezinde, bu keyfi ve hukuksuz baskıları protesto etmek amacıyla üç günlük bir açlık grevi yapıldı. Yanısıra, baskınları protesto eden, “Alman devleti ne yapmak istiyor!” başlıklı bildiriler dağıtıldı.

9 Kasım Pazar günü ise, Köln Halk Kültür Merkezi’nde, “Alman devleti neyin peşinde?,  Almanya’da hukuk var mı?” başlıklı bir basın açıklaması düzenlendi. Anadolu Federasyonu’nun legal ve meşru bir kurum olduğu, göçmen emekçilerin eşitlik ve özgürlük mücadelesini verdiği, tutuklanan üç arkadaşlarının da herkesçe tanınan legal kişiler oldukları belirtildi. Alman devletinin devrimcileri suçlu ve hatta “terörist” gibi göstererek son çıkardığı 129a ve 129b gibi “anti-terör” yasalarını bu yolla meşrulaştırmaya çalıştığı, esas hedefin başta göçmenler olmak üzere, emekçilerin kazanılmış siyasal hakları olduğu ve bu yolla gelişecek mücadelenin önünün alınmak istendiği belirtildi.

Ardından Alman polisinin hukuksuz ve faşizan davranışlarını teşhir eden ve tutuklanan devrimcileri sahiplenen konuşmalar yapıldı.

70’in üzerinde kişinin katıldığı basın açıklaması, “Cengiz, Nurhan ve Ahmet’e özgürlük!”, “Devrimci tutsaklara özgürlük, devrimci tutsaklar onurumuzdur!” sloganlarıyla son buldu.

Açıklamaya Bir-Kar çalışanları olarak destek verdik.

Bir-Kar / Köln