14 Kasım 2008 Sayı: SİKB 2008/45

  Kızıl Bayrak'tan
   Gerici rejimin krizi derinleşiyor...
  Obama’nın Kürt hareketinde körüklediği dayanaksız beklenti ve hayaller karşılıksız kalacaktır...
AKP faşist özünü
açığa vuruyor
Ücretlere zam dönemi yaklaşıyor!

Esenyurt’tan tekstil işçileri:

Yürüyüşlerin 4. haftasında metal işçisiyle sınıf dayanışması!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  25 Kasım: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü...
  Sol hareketin güncel durumu üzerine değerlendirmeler...
Devrimci harekette ideolojik ve moral kırılma
  10. yılında Parti İzmir’de selamlandı…
  İstanbul’da YÖK protestosu…
  YÖK protestolarından…
  Genç-Sen 1. Olağan Genel Kurulu ve “demokrasicilik” oyunu...
  Ortadoğu Dörtlüsü’nün Şarm el Şeyh toplantısından da bir sonuç çıkmadı… ..
  Barack Obama üzerinden yayılan sahte hayaller…
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  Ekim Devrimi ve bugünün anlattıkları
M. Can Yüce
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden...

Emekliler haklarını istiyor!

DİSK’e bağlı Emekli-Sen üyeleri kapitalizmin krizinin sonuçlarına karşı “Haklarımızı istiyoruz!” dediler. 11 Kasım günü Kadıköy İskele Meydanı’na yürüyen Emekli-Sen üyeleri gerçekleştirdikleri açıklamada ortak mücadele çağrısını yükselttiler.

Emekli-Sen İstanbul Şubeleri adına basın açıklamasını okuyan Emekli-Sen Kartal Şube Yönetim Kurulu üyesi Zehra Demir, ABD’den başlayan finans krizinin yayılarak devam ettiğini, AKP hükümetinin “kriz bizi etkilemez” açıklamalarına rağmen krizin etkilerinin gün geçtikçe ortaya çıktığını, kışın en hayati tüketim olan doğalgazın fiyatına %22.5 zam geldiğini belirtti. Tüm işçi sendikalarını, kamu çalışanları sendikalarını sermayenin saldırılarına karşı ortak mücadeleye çağırdı.

Emeklilik yaşını kadın ve erkeklerde 65’e, emekli olma gününün işçilerde 7200, kamu çalışanları ve serbest meslek sahibi çalışanlarda ise 9 bin güne çıkarıldığını hatırlatan Demir, Türkiye’de bundan sonra emekli olmanın hayal olacağını ve çalışan emeklinin yerine emekli olmadan ölen çalışanın alacağını vurguladı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


DYO işçisi direniyor!

Yaşar Holding’in küçülme kararı nedeniyle DYO’da 24 işçi işten çıkarıldı. İşçiler yanıt olarak fabrikayı terk etmeme eylemi yaptılar.

Yaşar Holding kriz nedeniyle %20 küçülme kararı aldığını duyurdu ve bağlı işletmelerde kararın uygulanmasına başlandı. Bu kapsamda DYO’nun İzmir ve Dilovası’nda bulunan fabrikalarından biri temsilci, biri baştemsilci, 8’i gönüllü olmak üzere toplam 24 kişi çıkartıldı. Küçülme kararı doğrultusunda İzmir ve Dilovası’ndaki fabrikalardan 72’si kapsam dışı ve sendikasız, 48’i sendikalı olmak üzere toplam 120 kişinin çıkartılacağı belirtiliyor.

Gebze’de ise işçilerin TİS’te yer alan haklarını almak için sakal bırakma ve alkış eylemi yapmalarının ardından Baştemsilci İlhan Berber işten çıkarıldı. Bunun üzerine işçiler fabrikayı terk etmeme kararı aldılar. Akşam saat 18.00’de işten çıkan işçiler fabrikayı terk etmedi ve sabah 08.00’de üretim yeniden başladı. İşçiler baştemsilcinin geri alınması ve işten çıkarmaların durması taleplerini dile getiriyorlar. Taleplerin kabul edilmemesi durumunda, eylemler ailelerin ve diğer işyerlerinin de katılımıyla sürdürülecek.


Türk Philips kapatılıyor!

 Philips Genel Merkezi’nce kapatılmasına karar verilen Türk Philips’te çalışan işçiler, kapatma kararına karşı eylem gerçekleştirdiler. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu, DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şubesi’nin örgütlü olduğu işyerinde çalışan işçiler, 11 Kasım sabahı servislerden Gebze OSB’nin güney giriş kapısında inip fabrikaya kadar sloganlar eşliğinde yürüdüler.

BMİS Gebze Şube Başkanı Erdoğan Özer yürüyüş bitiminde fabrika girişinde yaptığı konuşmada, Philips Genel Merkezi’nin aldığı kararla Türkiye’deki çalışanları işsizliğe ve açlığa mahkum ettiğine değinerek “Hep birlikte bu kapatılma kararının geri alınması için bütün yolları deneyeceğiz” dedi.

Yürüyüş öncesi Gebze OSB’nin kapısı önünde toplanan işçiler, OSB’nin güvenliğini üstlenen Tepe Güvenlik firması çalışanlarınca fotoğraf makinesi ve kamera ile görüntülendi. Bu esnada kısa bir gerginlik yaşandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


BTS eylemlerle uyarıyor!

Yüksek Planlama Kurulu’nun ek zamlarla ilgili kararını protesto etmek ve 14 Kasım günü yapılacak vizite eyleminin çağrısını yapmak amacıyla BTS tarafından 12 Kasım günü Adana Garı önünde bir eylem gerçekleştirildi. Eylemde okunan basın metninde, ekonomik krizin emekçileri vurduğu, kamu emekçilerine 2009 yılı için %4+%4,5 gibi sadaka zammının reva görüldüğü, oysa sadece 2008 yılında doğalgaza %80, elektriğe %65 zam yapıldığı belirtildi.

YPK’nın 399’a tabi sözleşmeli personeli ek ödeme kapsamı dışında bırakması nedeniyle kendilerinin mağdur edildiği ve bu nedenle eylemlerin süreceği bildirildi. Hükümeti ve TCDD’yi bir kez daha uyarmak amacıyla 14 Kasım günü saat 8.00-17.00 arasında vizite eylemi yapılacağı açıklandı. Yaklaşık 50 emekçinin katıldığı eylem sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / Adana


Eğitim Sen’den “doğalgaz” eylemi!

 Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube, 10 Kasım akşamı gerçekleştirdiği yürüyüşle doğalgaz zamlarını protesto etti.

Saat 17.30’da Cevahir Otel önünde toplanan yaklaşık 70 kamu emekçisi sloganlarla İGDAŞ önüne yürüdü. Burada Şube Başkanı Nebat Bukrek yaptığı açıklamada, ABD’de başlayan finans krizinin ABD sınırlarını aşarak tüm dünyada ekonomiyi saran bir kriz haline geldiğini vurguladı ve krize karşı hükümetin aldığı önlemlerin “krizi yaratanları krizden kurtarmak politikası” olduğunu söyledi. Okullarda doğalgaz parasını öğretmenler aracılığıyla velilerden toplamak isteyenlere de seslenerek, “Parasız eğitim anayasal bir haktır. Okullarda ne ad altında olursa olsun para toplamak suçtur. Öğrenci ve velilerimizle hiçbir parasal ilişkiye girmeyeceğiz. Para toplamayacağız. Tüm velileri bu politikaya dur demeye çağırıyoruz” dedi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


SES iki saat iş bıraktı!

SES Aksaray Şubesi, döner sermaye katkı paylarının adil dağıtılması talebiyle iş bırakma eylemlerine devam ediyor. Sağlık çalışanları, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 11 Kasım günü sabah 08.00-10.00 saatleri arasında iş bıraktı.

Mono Blok önünde bir araya gelen sağlık emekçileri pankart ve dövizlerle hastane bahçesi çevresinde sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdiler.

Saat 09.30’da Mono Blok önünde SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli bir konuşma yaptı. Sağlık işinin bir ekip işi olduğunu, sadece öğretim üyeleriyle hastaya sağlık hizmeti verilemeyeceğini belirtti. Asıl amaçlarının dönerden katkı payı almak değil, insanca yaşayacak bir ücret olduğunu ifade etti. Herşeyden önce adaletsizliğin giderilmesini talep etti.

Açıklamada zamlarla birlikte krizin faturasının emekçilere ödetilmeye çalışıldığına da değinildi. Açıklama esnasında SES temsilcileri, 2005 yılında katledilen Doktor Göksel Kalaycı’nın öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilen anmasına destek verdiler.

Çapa Tıp Fakültesi’nde çalışan sağlık emekçileri 12 Kasım günü de iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Saat 08.00’de iş bırakan emekçiler hastane içinde yürüyüş gerçekleştirdiler. “Dönerler arttırılsın adil dağılsın!/SES Aksaray Şube” pankartını taşıyarak coşkulu biçimde eylemlerini sürdüren sağlık emekçileri “Ekipte varız, dönerde yokuz!”, “Eşitlik, adalet istiyoruz!”, “İnsanca yaşamak istiyoruz!”, “18 yıllık memurum net maaşım 830 YTL!” dövizlerini taşıdılar.

Basın açıklamasında 15 Kasım günü Bakırköy Devlet Hastanesi önünde eylem gerçekleştirileceği, 29 Kasım’da Ankara’da yapılacak mitingle hükümetin uyarılacağı dile getirildi. İki saatlik iş bırakma eylemi maaş bordrolarının yakılmasıyla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul


SUT sağlığa zararlıdır!

 Türk Tabipler Birliği, İstanbul Tabip Odası, Türkiye Sakatlar Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi, Altınokta Körler Derneği İstanbul Şubesi, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği, İstanbul Tabip Odası’nda 11 Kasım’da gerçekleştirdikleri basın toplantısı ile Sağlık Uygulama Tebliği’nin engelliler açısından yarattığı sorunlara ilişkin tespit, görüş ve önerilerini açıkladılar.

Kurumlar adına konuşan Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Poyraz, 1 Ekim’de yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın ülkenin sosyal güvenlik ve sağlık sistemini tümden değiştirdiğini vurgulayarak sosyal devlet ilkesinden uzaklaşıldığını söyledi. SUT olarak anılan tebliğin ülkede sağlık hizmetlerinden yararlanan her vatandaşı, özel olarak engellileri ağır biçimde etkilediğini belirtti. SUT ile birlikte engellilerin karşı karşıya olduğu sorunları sıralayarak, “Sonuç itibariyle bugün yürürlükte olan sistem, dar gelirli engellileri ve hastaları sağlığından eden bir şekilde işlemektedir” dedi.

Sağlığı bir hak olarak gördüklerini, tespit ettikleri sorunları bir rapor halinde hükümete ve ilgili kurumlara ileteceklerini söyleyen Poyraz, herkesi ortak mücadele hattı oluşturmaya çağırdı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Krize karşı miting 29 Kasım’da!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 29 Kasım günü “Krize, İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Karşı Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” gerçekleştirme kararı aldı.

KESK ve DİSK Genel Sekreterleri 5 Kasım günü Ankara’da çağrı amaçlı bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Mitinge ilişkin ortak açıklamayı okuyan KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, 3 Kasım günü yapılan Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısında “krizin sadece finans piyasalarında olduğunu, genel bir ekonomik krizden bahsedilemeyeceğini” söyleyen Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak krizin yaşandığını gösteren rakamları sıraladı. Ekonominin çöküş içinde olduğunu belirtti. Mitinge kadar yapılacak eylem ve etkinlik programı duyuruldu.

Kızıl Bayrak / Ankara


BMİS: “Küresel mücadele şart!”

Akdeniz Bölgesi’ndeki Avrupa Metal İşçileri Konfederasyonu (EMF) üyesi sendikaların bir araya geldiği “Genişletilmiş Akdeniz Ülkeleri Toplantısı” Birleşik Metal-İş Sendikası’nın ev sahipliğiyle 6 Kasım günü düzenlendi.

Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıya dair saat 12.00’de bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Açıklamayı Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu yaptı. “Dünyanın her yerinde sermayenin kriz gerekçesiyle emekçilerin kazanılmış haklarına saldırmaya başladığı”nı, bu ortamda böyle bir toplantı yapmanın oldukça anlamlı olduğunu belirtti. Kapitalizmin son yaşanan kriz ile birlikte ciddi anlamda prestij kaybettiğini ve neoliberalizmin iflas ettiğini söyleyen Serdaroğlu, bunun sürpriz olmadığını Komünist Manifesto’ya atıfta bulunarak belirtti. Birinci Enternasyonal’in açılış konuşmasından da bir bölüm aktaran Serdaroğlu, işçi sınıfının temelleri 140 yıl önce atılmış örgütlü gücünün bugün de ona rehber olduğunu vurguladı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Key işçilerinden suç duyurusu!

Yaklaşık üç aydır ücretlerini alamadıkları için 1 Kasım’dan itibaren patronun malları kaçırma ihtimaline karşı fabrika önünde nöbet tutmaya başlayan Key / Derden Tekstil işçileri, hakları için 6 Kasım günü Bakırköy Adliyesi önündeydiler.

Key/Derden Tekstil İşçileri ve BATİS adına ortak yapılan açıklamada şunlar söylendi: “Bizler Key/Derden işçileri olarak haklı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bundan sonra haklarımıza sahip çıkmak için daha uyanık, daha bilgili ve daha örgütlü olacağız. Patronların oyununa gelmemek için daha güçlü olmayı başaracağız.”

Eyleme yaklaşık 150 işçi katıldı. Eylem sonrasında, avukatların iş mahkemesine başvurusunun kabul edildiği açıklandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


SES: “Mücadelemiz engellenemez!”

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) 7 Kasım günü Ankara’da Sağlık Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği eylemle sürgünleri, işten atmaları ve SES’e yönelik baskıları protesto etti.

Basın açıklamasına tüm illerden SES şube başkanları katılım sağlarken, geçtiğimiz günlerde memuriyetten men cezasına çarptırılan SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun ve hakkında disiplin soruşturması açılmak istenen Meryem Özsöğüt üzerindeki baskılar gündeme taşındı.

SES Genel Sekreteri yaptığı açıklamada, mücadeleleri sırasında pek çok bedel ödemek zorunda kaldıklarını, fakat bunun kendilerini yıldıramayacağını söyledi.

Basın metninin okunmasının ardından bakanlık önünde on dakikalık oturma eylemi yapıldı. 29 Kasım’da Ankara’da KESK tarafından gerçekleştirilecek olan mitingin duyurusuyla eylem sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara


Eğitim-Sen’den “kadrolaşma” tepkisi

Eğitim-Sen Adana Şubesi atamalarda yaşanan sorunlar ve AKP hükümetinin kadrolaşma politikasının yarattığı sonuçlar ile ilgili 7 Kasım günü bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Eğitim-Sen Adana Şube Yönetim Kurulu adına Şube Başkanı Güven Boğa tarafından okunan basın metninde, soruşturma, sürgün ve cezalandırmalara karşı yürütülen mücadeleye rağmen AKP’nin kadrolaşma ve usulsüz atamaları anlatıldı. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nce, Milli Eğitim Bakanı imzasıyla 31 Ekim 2008 günü, ‘Eğitim Kurumları Yöneticileri’ konulu 2008/74 sayılı genelge yayımlandığını ifade eden Boğa, Eğitim-Sen olarak sözkonusu genelgeyi incelediklerini, genelgenin, milli eğitim mevzuatına, eğitim sisteminin ilkelerine ve genel olarak hukuka aykırı yönlerini belirlediklerini dile getirdi.

Önümüzdeki günlerde yapılacak etkinliklerin duyurusuyla açıklama son buldu.

 Kızıl Bayrak / Adana


Ankara SES’ten basın toplantısı

12 Kasım günü SES Ankara Şubesi, SES Genel Merkezi’nde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumları’nda yaşanan sorunları anlatan bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Saray Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşanan olayın ve basına yansıyan görüntülerin çalışanların tümünü rencide edici boyutlara ulaştığı, buralarda çalışan ve hizmet alanların zan altında bırakıldığı dile getirildi. Sorunun kaynağı, kadrolu istihdamla giderilmeyerek kurumun iş güvencesiz, vasıfsız insanlarla doldurulması, işin gereğine uygun personel çalıştırılmaması olarak açıkladı.

Hizmet veren kadrolu çalışanın 9 bin, taşeron olarak çalışan personelin 4 bin olduğu, bunun sonucunda 25 çocuğa bir bakıcı, 4 engelliye bir bakıcı düşmesi gerekirken 30-35 engelliye bir bakıcı, 50-100 çocuğa bir meslek elemanının düştüğü açıklandı. Bu durumda bu kuruluşlarda hem hizmet veren hem de alanların mağdur edildiğine değinildi, somut adımlar atılması istendi.

Kızıl Bayrak / Ankara




Öğretmenler güvence istiyor!

Türkiye’nin çeşitli illerinde Eğitim-Sen şubeleri tarafından gerçekleştirilen “Ücretli-sözleşmeli çalıştırmaya son! Sürgünlere hayır” eylemlerinden biri de 8 Kasım günü İzmir’de Sümerbank önünde yapıldı.

Eğitim-Sen İzmir 1, 2, 3, 4, 5, 6 No’lu Şubeleri’nin gerçekleştirdiği eylemde açıklamayı Eğitim-Sen İzmir 4 No’lu Şube Başkanı Cevat Düzci yaptı. Gelecek, eğitim hakkı ve iş güvencesinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Eğitim emekçilerinin yaşadıkları sorunlar çözüm beklerken Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitim-Sen üyeleri üzerindeki baskıcı uygulamalarına değindi. Eğitim emekçilerinin örgütlü mücadele ile soruşturma, sürgün ve cezalandırma kuşatmasını aşacak kararlılıkta olduğunu vurguladı. Sözleşmeli çalışma ve güvencesizliğin yarattığı “eğitimde nitelik düşüklüğü” ve “dayanışmanın zayıflaması” sonuçlarına karşı kadrolu çalışma ve iş güvencesi talebini dile getirdi.

Kızıl Bayrak / İzmir


Adana HSGGP’den eylem

Adana Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek Platformu, 11 Kasım günü, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun Hüseyin Üzmez ile ilgili verdiği rapor ve Saray Çocuk Yuvası’nda gelişen olaylarla ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Adana Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında toplumsal anlamda yaşanan çürümeye değinildi. Muhafazakarlaşmaya, devlet terörüne, kadına yönelik şiddete, taciz ve tecavüz vakalarına çeşitli örnekler verilen açıklamada AKP hükümetinin şiddeti onaylayarak suçluları koruduğu ifade edildi.

Kızıl Bayrak/Adana


Liman-İş’ten özelleştirme açıklaması

 Kamuya bağlı birçok limanın son süreçte özelleştirilmesine dair Liman-İş Sendikası’ndan tepki geldi. Sendikanın Ankara’da bulunan genel merkezinde 11 Kasım günü düzenlenen basın toplantısında konuşan Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Muzaffer Akpunar, özelleştirme nedeniyle limancılık sektöründeki payın yüzde 16’lık bir gerileme yaşadığını belirtti. TCDD limanlarının elden çıkarılmasının sonuçlarının kriz döneminde çok ağır olacağını ifade etti.

Açıklamada limanların özelleştirilmesine karşı mücadele kararlılığı ifade edilmezken özelleştirme karşıtı mücadelenin hukuki girişimlerle sınırlı olacağı düşüncesi hakimdi.

Kızıl Bayrak / Ankara


Türk-Metal’den “Parti mitingi” gibi toplantı...

Esip gürlemeler eşliğinde ihanete hazırlık!

Türk Metal Sendikası Marmara Bölgesi Genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı 12 Kasım günü Bağcılar Olimpik Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşti.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek salonu dolduran işçilerin tezahüratlarıyla kürsüye çıktı. Konuşmasında 135 bini aşkın metal işçisini ilgilendiren MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi’nde bundan sonra izleyecekleri yol ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özbek konuşmasında, ‘bir takım’ sendikaların Türk Metal’i MESS’in yanında gördükleri, patronlarla kolkola yürüdükleri yönündeki iddiaların doğru olmadığını ifade etti. Küresel krizin Avrupa’yı teslim aldığını, Avrupa’da sendikalı sayısının % 5’e düşüğünü dile getirerek, “ama Türkiye’de biz güçlüyüz, güçleniyoruz” dedi.

Özbek, “70 milyonun telefonları dinleniyor. Bu demokrasi mi?” diyerek AKP’nin demokrasi anlayışını eleştirdi. 100 trilyonluk yardım paketleriyle iktidarını koruyan hükümetin krizle birlikte bundan sonra işinin zorlaşacağını ifade etti. AKP’nin Obama’yla görüşmelere başladığını, ABD’den beklenti içinde olduğunu söyledi.

Özbek daha sonra sözü toplu iş sözleşmesine getirdi. 135 binin üzerinde işçinin MESS kapsamında olduğunu söyleyen Özbek, “Biz % 20 istiyoruz, MESS % 4.15 diyor. ... MESS ile Türk Metal Sendikası teklifi arasında fark yok, uçurum var” dedi.

2001 krizinini hatırlatarak patronlara seslenen Özbek, “Krize rağmen sanayiyi ileriye taşıyacağımıza söz veriyoruz, siz de işçileri ileriye taşımaya söz veriyor musunuz?” dedi. “Sorunlarımız çözülmezse ay sonunda grev kararı alırız. Sabırlıyız, metanetliyiz, inançlıyız. Sakın işverenler bizi yanlış anlamasın. Yumuşak atın tekmesi sert olur. Müzakereleri ağırbaşlılıkla yürüttük. Aldığımız grev kararı uygulama noktasına gelirse yalvarma, aman dileme yok. Ok yaydan çıkarsa geri dönüş olmaz”, “Buraya kadar geldi. Vallahi gırtlağınızı sıkarız. Biz çalışanız, eli nasırlıyız. Vallahi sizi ümüğünüzden tutar ciyak ciyak bağırtırız” tehditleri savurdu!

“Açık yüreklilikle, mertçe her türlü krize rağmen Türk sanayisini ileri yıllara taşımayı namus borcu biliyoruz” diyen Özbek, Arçelik ve Ford Otosan’ın kârlarına da dikkat çekti. “Biz sadaka değil hakkımızı istiyoruz. Patronlar burayı iyi dinlesin. İşçinin iş güvenliği garanti altına alınmalı, sonra soframızı konuşuruz. Soframıza kan doğramayın. Soframıza kan doğrarsanız vallahi de billahi de biz sizin sofranıza kan doğrarız.” diye konuştu.

“Provakasyonlara dikkat edin, birtakım broşürler dağıtarak bizleri birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bunlara inanmayın.” diyen Özbek, konuşmasını “Bizler Türkiye, Türk işçisi, büyük Türkiye için varız. Hiçbir engel tanımadan sadaka toplumu değil, sanayisini kurmuş, iç ve dış borçlarını temizlemiş güçlü bir Türkiye’ye, güçlü yöneticilere ihtiyacımız var” sözleriyle sonlandırdı.

Toplantı sadece Özbek’in yaptığı konuşmayla saat 12.30’da sona erdi.

Toplantıya Eskişehir, Bolu, Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Bilecik, Ereğli gibi çevre iller ve İstanbul’dan çok sayıda işçi katıldı. Parti mitingi havasında gerçekleşen toplantıya katılan işçiler yüzlerine Mustafa Özbek maskeleri takarak,Türk Metal, Türk bayrakları ve “Hepimiz işçiyiz, hepimiz Özbek’iz!” dövizleri taşıdılar. Kürsünün önünde genç kadınlar Mustafa Özbek ismini taşıyan harfler giyili önlüklerle sıralıydılar.

İşçiler kürsüden attırılan, “Vur vur inlesin patronlar dinlesin!”, “Özbek, seninle ölüme de gideriz!”, “Vur de vuralım, öl de ölelim!”, “Sendika yuvamız, Özbek babamız!”, “MESS, MESS şaşırma sabrımızı taşırma!”, “İsteriz, isteriz hakkımızı isteriz!”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarına eşlik ettiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

ÇAYKUR’da yetki savaşı!

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) bünyesinde çalışan 14 bin işçi adına toplusözleşme yetkisine sahip Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası ve Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş arasındaki “yetki savaşı” devam ediyor.

Öz Gıda-İş’in Çaykur’u AKP hükümetinin desteğiyle ele geçirme girişimlerine karşı geçtiğimiz Temmuz ayı içinde Çaykur’un Rize’deki Genel Müdürlüğü önünde “Sendikal haklar, özgürlük ve demokrasi nöbeti” sloganıyla nöbet eylemi gerçekleştiren Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel’in “iyi niyetli çabaları” da sonuç vermemişe benziyor.

14 bine yakın işçinin çalıştığı Çaykur işletmelerinde 9.695’i noter tasdikli üyesiyle 23. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’ni Tek Gıda-İş Sendikası’nın imzalaması gerekirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetki tespitini Öz Gıda-İş lehine yaptı.

Tek Gıda-İş Sendikası’nın Çaykur’daki örgütlülüğünün dağıtılma girişimlerine karşı 5 Kasım 2008 tarihinde Türk-İş yöneticileri basın açıklaması gerçekleştirdiler. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu tarafından gerçekleştirilen açıklamada, Bakanlığın mevzuata aykırı uygulamaları aktarılırken, Türk-İş’in, Hak-İş’in içinde yer aldığı hiçbir etkinliğe katılım sağlamayacağı belirtildi. Türk-İş, AKP hükümetini ise Hak-İş’e verdiği destek nedeniyle protesto etti. 

Bakanlığın Öz Gıda-İş’e verdiği yetkiye itiraz eden Tek Gıda-İş Sendikası, yargı aşaması sonuçlanana kadar Çaykur’da sözleşme imzalayamayacak.