20 Haziran 2008 Sayı: SİKB 2008/25

  Kızıl Bayrak'tan
  TÜSİAD yeni bir “sivil inisiyatif” oluşturma peşinde…
   Düzen siyasetinde kriz sürerken yeni arayışlar…
Rejim krizi sürüyor...
15-16 Haziran’ın 38. yıldönümünde tersane işçileri anıldı...
İşçi ve emekçi hareketinden...
Başarılı bir KESK Genel Kurulu için geçmişle ve uzlaşmacı mücadele anlayışıyla hesaplaşalım…
  SSGSS sürecinin dersleri ve deneyimleri...
Sosyal yıkım saldırılarına karşı birleşik ve militan mücadeleyi yükseltelim!
  Türban tartışmaları sürüyor...
  15-16 Haziran eylem ve etkinliklerinden…
  Küçükçekmece metal işçileri TİS sürecine hazırlanıyor...
  Che 80. doğum gününde burjuvaziye
hala korku salıyor!
  Futbol endüstrisinin muhalif sesi:
Çarşı, kendine karşı!
  İktidar çekişmesinde yeni bir aşama!
M. Can Yüce
  Almanya’da öğrenciler ayakta!
  Bir-Kar’ın kampanya
çalışmalarından…
  1848 Haziran Paris barikatları ve Paris’in umutsuz devrimi...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da öğrenciler ayakta!

Almanya’da ardı arkası kesilmeyen sosyal saldırılardan eğitim de payını aldı. Paralı eğitime üniversitelerde dönem başında getirilen har(a)çlarla başlandı. Fakat saldırılar üniversitelerle sınırlı kalmayarak çocuk yuvalarına kadar uzanan ciddi hak kısıtlamalarını da kapsamaktadır.

Paralı eğitim uygulamalarının en öne çıkanı üniversite harçlarıdır. İlk kez 2003’te gündeme getirilen ve adım adım tüm eyaletlere yayılan bu uygulama ile, onbinlerce öğrencinin eğitim hakkı doğrudan gaspedildi. Sömestr başına en az 500 €, yıllık olarak ise en aşağı 1.300 € tutan bu yüksek miktarı ödeyemeyen onbinlerce öğrenci üniversitelerden kaydını silmek zorunda bırakıldı.

Örneğin 2003’te 64 bin öğrenciyle Almanya’nın en kalabalık üniversitesi ünvanı taşıyan Köln Üniversitesi’nde, harç uygulamasından sonra bugün yaklaşık 40 bin öğrenci eğitim görmektedir. Yani üçte birlik bir kesim kaydını silmek zorunda bırakılmıştır. Bütün bu uygulamalara ise elit üniversiteler projesi eşlik etmektedir.

Almanya’daki üniversite gençliği ise eğitimde özelleştirmeye ve harçlara karşı, Fransa’dakinin çok gerisinde kalan, zaman zaman kitlesel olsa bile protestocu mantığın dışına çıkmayan zayıf bir reaksiyon gösterdi. Fakat tepkiler devam ederek bugüne kadar geldi. Harçlara karşı mücadele konusunda en ileri örnekler ise Frankfurt, Hamburg ve Berlin üniversitelerinde yaşandı.

Şimdi ise Almanya’da üniversiteler öğrenci harçlarına karşı yeni bir evreye girmiş bulunuyorlar. Harçlara karşı yeni bir öğrenci hareketi gelişiyor. Bunu tetikleyen ise, Hamburg ve Hessen eyalet meclislerinin harçları kaldırmayı gündemlerine alması oldu. Bugüne kadar Almanya’da toplam 14 bin öğrenci, harçların anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, eyalet mahkemelerinde dava açmıştı. En son Frankfurt’taki eyalet mahkemesi, harçların eyalet anayasasına uygun olduğuna karar verdi. Bunun üzerine öğrenciler de federal anayasaya başvuracaklarını açıkladılar. Eyalet parlamentosunda ise, SPD, Yeşiller ve Sol Parti’nin kalkmasına destek verdiği fakat eyalet başbakanı Rolan Koch’un onaylamadığı oylamanın 18 Haziran günü yapılacak ve harçların kaldırılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Söz konusu eyaletlerde harçların kaldırılmasının gündeme getirilmesi, yaklaşan seçimlere bir yatırım özelliği taşısa da, bunda asıl etkili olan öğrenci gençliğin sürekli mücadelesi olmuştur.

Harçların NRW’de de (Kuzey Ren Vestfalya) kaldırılmasını talep eden üniversite gençliği 17 Haziran 2008’de Düsseldorf’ta, eyalet çapında katılımın olduğu bir eylem gerçekleştirdi. Öğrenci meclisi AstA ve yanı sıra başka bir takım öğrenci örgütlemelerinin ortak çağrısıyla gerçekleşen eylem saat 12.00’de merkezi istasyona yakın DGB binasının önünde başladı. Köln, Bochum, Dortmund, Düsseldof, Wuppertal, Essen, Duisburg, Bielefeld, Münster vb. NRW’deki onlarca üniversiteden 2 bin civarında öğrenci katıldı. Eyleme katılım beklenenin altında oldu. Çünkü şu anda genelde SPD’li veya CDU’luların elinde olan AstA’lar eyleme ilişkin ciddi hiçbir ön hazırlık yapmadılar. Bazı üniversitelerde çoğu öğrencinin eylemden haberi bile olmadı. Bu eylemi de öğrenci tabanından gelen baskı üzerine yasak savmak amacıyla gündeme getirdiler.

Toplanma yerinde yapılan konuşmaların ardından, düdük sesleri, ıslıklar ve yürüyüş boyunca da hiç susmayan sloganlarla yürüyüşe geçildi. Oldukça canlı geçen yürüyüş boyunca her kavşakta durularak, zaman zaman da oturularak, harçları teşhir eden konuşmalar yapıldı. Eylem boyunca, “Herkes için eşit ve parasız eğitim!”, “Biz buradayız, sesimizi yükseltiyoruz, çünkü eğitim hakkımız çalınıyor!”, “Bize destek verin, eğitimi özgürleştirelim!” sloganları atıldı. En önde “Paralı eğitime karşı zafer bizimdir!” pankartının yanısıra, “Bize ait olanı satın almayız!”, “Gelecek biziz!”, “Zengin çocuklara eğitim, yoksul çocuklara Hartz IV!” yazılı olanların yanısıra taleplerin dile getirildiği daha onlarca döviz ve pankart taşındı.

Eyleme üniversitelilerin dışında Ver.di Gençliği, MLP’nin Dortmund Üniversite Grubu; Türkiyeli geçlik gruplarından ise AGİF Gençliği, Yeni Demokratik Gençlik de pankartlarıyla destek verdi. DİDF Gençliği ise bildiri dağıttı.

Bir-Kar Gençliği olarak eyleme, “Eğitim sadece zenginlerin bir ayrıcalığı değildir!” yazılı pankartımızla katıldık. “Herkese eşit ve parasız eğitim”, “Harçlar derhal kaldırılmalıdır” dövizlerinin yanısıra, BİR-KAR’ın yoksulluğa ve işsizliğe karşı kampanyasıyla ilgili dövizler taşıdık. Kampanya bültenini yaygınca dağıttık.

Eylem, uzun bir yürüyüş güzergahının ardından Düsseldorf sahilindeki bitiş yerinde yapılan konuşmalar ve tiyatro gösterisiyle sona erdi. Burada AstA’yı protesto eden bir grup, yakında bulunan eyalet meclisine yürüdü. Bir süre sonra bizim de içinde yer aldığımız yaklaşık 200 kişilik bir grup eyalet meclisinin önünde toplandı. Atlı polisler de dahil, buraya yığınak yapan kolluk güçleri, eyalet meclisine girilmesini engelledi.

Burada sloganlarla harçları protesto eden grup, politikacıların dışarı çıkmasını talep etti. Bir süre sonra biri SPD’den diğeri ise Yeşiller’den iki kadın politikacı gelerek öğrencilerle görüştü. Bazı öğrencilerin sorularını cevaplayan politikacılar, öğrencileri destekledikleri ve harçları kaldırmak istedikleri yönünde demagoji yapmaktan geri durmadılar. Bunun üzerine bir öğrenci mikrofonu alarak, kendilerinin şov yaptıklarını belirtti. “İçeride Afganistan’a asker göndermeyi mi tartışıyordunuz?” diyerek onları teşhir etti.

Öğrenciler daha sonra sloganlarla eyalet meclisinin önünden ayrılarak merkezi istasyona doğru yürüyüşe geçtiler. Bu eylemin korsan olduğunu belirten polis, zaman zaman müdahale etse de yürüyüşe devam edildi. İstasyona yakın bir yerde polis kitle içinden birkaç kişiyi gözaltına aldı. Bunun üzerine kenetlenen kitle polis tarafından çembere alındı. Polis kitlenin daha fazla yürümesine izin vermeyerek, onarlı gruplar halinde istasyona götürdü.

Almanya’da aynı gün başka eyaletlerde de eşzamanlı eylemler gerçekleştirildi. Böylece uzun süredir suskunluk yaşayan üniversiteler yeniden bir hareketlilik kazandılar. Eylemin en dikkat çekici yanı ise, çeşitli üniversitelerden bir takım öğrenci örgütlülüklerinin yaptıkları ortak açıklamayla boykota çağrısı yapmalarıydı.

Bir-Kar Gençliği / Almanya

 

Duisburg’da tersane işçileriyle dayanışma eylemi...

Duisburg, Düsseldorf, Moers ve çevresindeki yerleşim birimlerinde taşeron firmalarda çalışan işçi ve işyeri temsilcileri 12 Haziran tarihinde Tuzla tersane işçileriyle dayanışma amaçlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklaması Duisburg DGB’nin (Alman Sendikalar Birliği) önünde saat 16.00’da başladı. Eylemde, Tuzla tersanelerindeki koşullar ve bunun sonucu olan ölümlere dikkati çeken dövizler taşındı. Taşeron firmalarda çalışan işçi ve işyeri temsilcilerinin hazırladığı, “Tuzla tersanelerindeki seri iş cinayetlerine karşı sessiz kalma!” başlıklı ortak açıklama okundu. Tersane işçileriyle dayanışmanın kaçınılmaz olduğu belirtildi ve 16 Haziran’a destek çağrısında bulunuldu.

Ardından, bir işçi arkadaş, Limter-İş Sendikası’nın bildirisinden ve TİB-DER’in (Tersane İşçileri Birliği Derneği) özel olarak bu toplantıyı düzenleyen işçi ve işyeri temsilcilerine gönderdiği mesajdan söz etti ve bunun son derece anlamlı olduğunun altını çizdi. Bu arada, TİB-DER’in almancaya çevrilmiş mesajı, bizzat bu eylemi düzenleyen işçi temsilcileri tarafından çoğaltılıp, katılımcılara ve basına dağıtıldı.

Bir diğer konuşmayı ise, Alman sol parti-Di Linke temsilcisi yaptı. Sol Parti temsilcisi, Tuzla tersanelerindeki çağdışı koşullardan dolayı, bugüne kadar 96 işçinin yaşamını yitirdiğini, bu durumu protesto ettiklerini söyledi.

Basın açıklamasına AGİF, ATİK ve BİR-KAR katıldı.

BİR-KAR/Duisburg