Sendikalarına sahip çıkan Tümtis'li işçilere çirkin saldırı
Tümtis'li işçiler sendikanın gidişatından ve yönetimden duydukları rahatsızlıktan dolayı olağanüstü genel kurulu toplama talebiyle 203 delegeden 137'sinden imza aldılar. İmzaları Genel Merkez'e ilettiklerini ancak hiçbir yanıt alamadıklarını ifade ettiler. Genel kurulu toplamak için gerçekte 41 delegenin imzasının yeterli olduğunu açıklayan işçiler Genel Merkez'in, özelde ise Sabri Topçu'nun tutumunun demokratik bir sendikacılık anlayışı ile bağdaşmadığını, Topçu'nun kendi koltuğunu koruma derdinde olduğunu ifade ettiler.
Gelinen aşamada 137 delege Genel Merkezi mahkemeye vermiş bulunuyor. Bu gerilimin son aşaması ise 22 Mayıs'ta İstanbul Şube Mali Sekreteri Bülent Yıldırım ve Kartal bölge eski temsilcisi Gürsel Genç'in bir grup tarafından öldüresiye dövülmesi, bıçakla yaralanması ve demir çubuklarla darp edilmesiyle yaşandı.
Saldırıyı kamuoyuna açıklamak ve kınamak için bugün Tümtis Kartal Temsilciliği'nde bir basın açıklaması yapıldı. Tümtis İstanbul Şubesi adına yapılan basın açıklamasında; saldırının Emep yönetici ve üyelerinden oluşan bir grup tarafından gerçekleştirildiği, önceden planlandığı ve iki ayrı işyerine 10'ar kişilik gruplar halinde işyerleri basılarak gerçekleştirildiği ifade edildi.
Ayrıca açıklamada tüm bu saldırıların bir tek kişinin, yani Sabri Topçu'nun koltuğunu koruma uğruna yapıldığı, sendikanın kurallarını işleterek sorunları üyelerin iradesiyle çözmek yerine mafya ve çete yöntemleri kullanıldığı, sendikaya sahip çıkanların susturulmak istendiği ifade edildi.
İleriki süreçte Tümtis içerisinde yaşanan çatlakların geldiği noktayı daha iyi görme imkanına sahip olacağız. Şimdilik söylenebilecek olan ise bu saldırının kişisel ya da münferit bir olay olmadığı, tam tersine bir anlayışı ve çizgiyi yansıttığıdır.
Kızıl Bayrak/Kartal
-------------------------------------------------------------------------------------
Eğitim-Sen'in eylem takvimi...
Baskı-Sürgün-Kadrolaşma Değil, Demokratik Bir Yaşam İçin Yürüyoruz!
AKP iktidar olduğu günden bu yana yoğun bir kadrolaşma içindedir. Bir yandan bu kadrolaşma faaliyetini sürdürülürken sendikamızın yöneticileriyle başlayan sürgünler artık işyeri temsilcilerimize kadar uzanmıştır. Bu bağlamda AKP'nin iktidar olmasından bu yana sürdürdüğü baskı, sürgün ve kadrolaşmaya karşı üç koldan Ankara'ya yürüyüş eylemi gerçekleştirilecektir. Eylemimize ilişkin planlama şöyledir.
1. Eylemimizin adı “BASKI-SÜRGÜN-KADROLAŞMA DEĞİL, DEMOKRATİK BİR YAŞAM İSTİYORUZ” olacaktır.
2. Yürüyüşümüz üç koldan gerçekleştirilecektir.
a) İstanbul Kolu Güzergahı: İstanbul, Gebze, Kocaeli (konaklama), Sakarya, Düzce, Bolu (konaklama), Ankara
b) İzmir Kolu Güzergahı: İzmir, Manisa, Balıkesir (konaklama), Bursa, Eskişehir (konaklama), Ankara
c) Şanlıurfa Kolu Güzergahı: Şanlıurfa, Gaziantep, Adana (konaklama), Konya (konaklama), Ankara
3. Yürüyüşümüz 26-27-28 Mayıs 2006 tarihlerinde gerçekleştirilecektir.
a) 26 Mayıs günü yürüyüşün başlayacağı illerde yapılacak kitlesel yürüyüş, basın açıklaması ve uğurlamayla hareket edilecek olup, aynı gün akşamı birinci konaklama iline ulaşılacaktır.
b) Güzergah üzerindeki şubelerimiz yürüyüş kolunu karşılama, kendi illerindeki yürüyüş ve basın açıklaması için her türlü hazırlığı yapacak, konaklanacak illerde basın, tv. programları organize edilecektir.
c) Yürüyüşün başlayacağı ve güzergah illerinde yapılacak karşılama, uğurlama, yürüyüş ve basın açıklamaları için, KESK bileşenleri ile birlikte diğer DKÖ vb. emek dostlarının katılımının sağlanmasına özel önem verilecektir.
4. Konaklama gerçekleştirilecek güzergah illerindeki şubelerimiz yürüyüş kolunun konaklaması için gerekli organizasyonu gerçekleştireceklerdir.
5. Yürüyüş kollarında ve illerde yapılacak basın açıklamalarında SS ve GSS Yasası Geri Çekilsin, TMY Geri Çekilsin, Özel Okul Yasasına Hayır, TİS ve Grev Hakkımızı Kullanacağız sloganları ve dövizleri taşınacaktır.
6. Ankara'ya yakın şubelerimiz yürüyüş koluna katılımın dışında, Ankara ayağının gerçekleştirileceği 28 Mayıs 2006 Pazar günü en geç sabah saat: 10.30 da Ankara'da olacak şekilde katılım sağlayacaklardır.
23 Mayıs 2006
(egitimsen.org.tr)
-----------------------------------------------------------------------------------
Sol içi şiddet kabul edilemez!
Sol örgütlerin birbirlerine, Kürt grupların kendi içinde ve dışındakilere karşı zaman zaman şiddet uygulama politikası çok da şaşılacak bir şey değil. Esasında sol yapıların bazen biraraya gelmeleri de iyiniyetlerden çok, güçsüzlüklerinden ve zorunluluklardan kaynaklanıyor.
Sol içi şiddete çok tanık olduk. Kendi dışındakilere söz ve yaşam hakkı vermeme uygulanan bir yöntemdir. Kendilerine yurtsever gençlik diyenlerin Ekim Gençliği'ne saldırmalarının sebebi, bu hareketin Kürt ulusal kurtuluş hareketine bakış ve tespitlerinden kaynaklanıyor. Devrimci yurtsever oluşumların sesine ses verdikleri içindir, bu kadar saldırmaları. Uzunca bir süredir sahte yurtseverlerin uyguladıkları her türlü şiddeti görmezlikten gelen, kendilerinin “iç sorunu”dur tarzında yaklaşan kimi sol çevreler de bu konuda masum değildirler.
Irak'ta gerici yobazların eylem ve haberlerine kendi dergi ve yayınlarında yer verdiklerinin milyonda birini devrimci yurtsever hareketin uğradığı katliam ve şiddete rağmen bize açmadılar. Bunların çoğu güya sol, ama gerçekte solla hiçbir ilgileri yok. Dahası dirsek temasına geçmeleri, gerçeklere gözlerini kapatmaları, Kürt kelimesini ağzına alanlara milliyetçi vb. demeleri gerçeğin kendisidir.
Ama hiçbir güç Kürdistan ulusal mücadelesinin gelişmesini durduramayacaktır. Her zeminde yapılar arası şiddete karşı çıktığımız gibi, siyasal linçlere ve hedef göstermelere de karşıyız. Bizim şiddetimiz devrimci ve onurlu insan davranışı olacaktır. Hain ve ihanetçi, işgalci, faşist, ulusal kurtuluş mücadelemizi engelleyen hiç kimse bundan muaf değildir.
Alişer |