Evo Morales başkanlığındaki Bolivya yönetiminin enerji kaynaklarının kamulaştırıldığını ilan etmesinin üzerinden üç hafta geçmeden, Ekvador yönetimi de benzer yönde bir karar aldığını bildirdi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Ekvador Enerji ve Maden Bakanı Ivan Rodriguez, uluslararası petrol şirketi OXY ile yapılmış olan sözleşmenin iptal edildiğini söyledi. Bakanlığın iptal kararı, OXY şirketinin sözleşmeye ve yasalara aykırı biçimde, Ekvador'daki hak ve zorunluluklarının %40'ını Kanada merkezli ENCANA'ya devretmek suretiyle anlaşmayı ihlal etmiş olmasına dayandırıldı.

Ekvador hükümetinin derhal uygulayacağını açıkladığı karara göre, sözleşme kapsamındaki tüm tesisler, makineler ve nakliyat araçları, bedel ödenmeksizin, bir kamu yatırımı olan Petroecuador şirketine devredilecek.

Bolivya'nın kamulaştırma yönünde attığı adımların etkisi, güçlü halk hareketinin yarattığı basıncı altında kalarak kamulaştırma kararı alan Ekvador yönetiminin, ABD çıkarlarına vurduğu darbe olarak nitelendiriliyor. Buna karşın ABD menşeli OXY şirketi uluslararası mahkemeye başvuracaklarını açıkladı. Ekvador petrollerinin %85'ine sahip olan OXY'nin en önemli dayanağı ise bu ülkenin ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması (TLC) imzalamış olmasıdır. Ancak petrol anlaşmasını iptal eden Ekvador yönetiminin bir adım daha ileri çıkarak, TLC anlaşmasını da iptal edebileceği bildiriliyor.

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan halk ayaklanmasına rağmen hükümet, kendi para birimi Sucre'yi tedavülden kaldırarak ABD doları kullanma kararı almıştı. Yine bu dönemde ABD'nin kıtadaki en büyük askeri üssü La Manta'nın kurulmasına izin veren, dahası ABD askerlerine dokunulmazlık tanıyarak onlar aleyhine uluslararası mahkemelere başvurmayacağına dair güvence veren Ekvador yönetiminin, attığı bu adımın arkasında durup duramayacağı önümüzdeki süreçte belli olacak.

--------------------------------------------------------------------------------------

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde bir günlük genel grev

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yüzbinlerce işçi ve emekçi bir günlük genel grev gerçekleştirdi. Güney Afrika İşçi Sendikaları Kongresi (COSATU) tarafından yapılan çağrıya uyarak greve katılan işçi ve emekçiler ülkenin pek çok kentinde alanlara da çıktılar. COSATU'nun yanısıra Güney Afrika Demokratik Öğretmenler Sendikası (SADTU), Ulusal Birleşik Eğitim ve Sağlık İşçileri Sendikası, Birleşik Kamu İşçileri Sendikası, Güney Afrika Demokratik Hemşireler Örgütü de yüksek oranda iş bırakarak greve katılım sağladı.

Genel grev COSATU önderliğinde işsizliğe, yoksulluğa, düşük ücretlere, işçi kıyımlarına, esnek üretime karşı yürütülen kampanyanın bir parçası olarak gündeme geldi. Greve katılan işçiler, başta Johannesburg, Durban gibi büyük kentler olmak üzere ülkenin birçok kentinde günlük hayatı durdurdu. Haber kaynakları, genel grevin özellikle altın madenlerinde, otomotiv sanayinde, hizmet alanlarında, tekstil sektöründe, okullarda etkili olduğunu bildirdi.

230 bin üyesi olan Güney Afrika'nın en büyük eğitim emekçileri sendikası SADTU ise, genel greve hazırlık çerçevesinde forumlar ve kitle gösterileri düzenlemişti. SADTU, diğer taleplerin yanısıra geçici olarak çalıştırılan 50 bin öğretmenin durumlarının düzeltilmesini de istiyor. Greve yüksek katılım sağlayan eğitim emekçilerinin okulların yüzde 80'inde, eğitimi bir günlüğüne durdurduğu bildirildi.

Johannesburg'daki eyleme katılan 10 bini aşkın işçi ve emekçiye seslenen COSATU Genel Sekreteri Zwelinzima Vavi, düşük maaşların, işsizliğin ve yoksulluğun, ırkçı rejime karşı verilen mücadele sırasında ön planda olduğunu, ancak zamanla geri plana düştüğünü vurgulayarak, “Biz bu ülkede demokrasi için savaştık. İnsanlar açlıktan ölürken, demokrasi nerede? Herkese, ayrımsız daha iyi bir yaşam sloganı, hükümetin temel vaatlerindendi. Peki bu şimdi nerede?” dedi.

Irkçı yönetime karşı mücadele yıllarında sendikalardan büyük destek alan Mandela önderliğindeki Afrika Ulusal Kongresi (ANC), ırkçı rejimin yıkılmasından sonra yönetime geçince, sermayenin temsilciliğini yapmaya başladı. Sömürü ve köleliye karşı mücadele eden Güney Afrikalı işçi ve emekçilerin karşısında, artık gerici rejimin organik bir parçası haline gelen ANC de saf tutuyor.

-----------------------------------------------------------------------------------

Romanya'da işçiler gerici hükümeti uyardı

Emekçilere sahte vaatlerde bulunarak başa gelen Romanya hükümetinin foyası ortaya çıkıyor. Sermayeye hizmet eden diğer emsalleri gibi vaatlerini tutmayan Romen hükümeti, başkent Bükreş'te alanlara çıkan binlerce işçi tarafından uyarıldı. Sendikaların düzenlediği yürüyüşe katılan binlerce işçi, tüketim maddelerinin fiyatlarının indirilmesi ve ücret artışı talep etti. Parlamento önünde toplanan protestocuların ellerinde “İyi bir yaşam istiyoruz!”, “Açlık insanı sokağa döker!” yazılı pankartlar taşıdıkları bildirildi.

Romanya'da 800 bin civarında üyesi bulunan CNSLR sendika konfederasyonunun liderleri, hükümete, seçim vaatlerini yerine getirmesi ve ücretleri yükseltmesi için çağrı yaptılar. Protestonun sadece bir uyarı olduğunu söyleyerek, Başbakan Calin Popescu Tariceanu ile talepleri hakkında görüşmek istediklerini belirttiler. Taleplerin kabul edilmemesi durumunda eylemlerin yayılacağı ifade ediliyor.

----------------------------------------------------------------------------------------

İtalya'da bir günlük grev!

Toplu iş sözleşmesi sürecinde bulunan İtalyan kamu taşımacılığı işçileri, sözleşmenin yenilenmesine destek amacıyla bir günlük greve çıktı. Greve katılım oranının %100'e yakın olması işçilerin kararlılığını ortaya koydu.

FIT/CISL sendikasının açıklamasına göre, grev özellikle büyük şehirlerde etkili oldu. Sendikanın verdiği rakamlara göre, greve katılım Roma, Milan, Turin'de %95'e, Floransa, Venedik'te %90'a, Bologna'da %93'e, Reggio Calabria, Bari, Pescara'da ise %100'e yaklaştı.