08 Nisan 2006 Sayı: 2006/13 (13)
  Kızıl Bayrak'tan
   Birleşik mücadele için görev başına!
  Kürt halkının yeni serhıldanı
  AB makyajı çok geldi; Baskı ve terör rejimi pekiştiriliyor!
  Kürt halkının serhıldanı ve düzenin 1 Mayıs korkusu!
Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı'nı örgütleme çalışması başlıyor!
  DİSK bürokratları Kürt düşmanlığına devam ediyor!
Kıyılar yağmaya açılıyor; AKP sermayeye uşaklıkta sınır tanımıyor!
GSS Yasa Tasarısı; Sağlık hakkı gaspediliyor!
GSS referandumunun sonuçları üzerine
Adana'da GSS'ye karşı sağlık sempozyumu
Okullarda şiddet/2; Birinci vazifesi yozlaşmak olan gençlik!
Has Alüminyum işçisi direniyor!
  Sinter Metal'de işçi kıyımı!
  Ekim'den: Ortadoğu'da toplumsal muhalefet ve siyasal akımlar / (Orta sayfa)
   Sol içi zorbalığın karşısına dikilmek vazgeçilemez bir devrimci sorumluluktur!
   Devrimci siyasal faaliyetimiz engellenemez!
  Avrupa'da grevler yayılıyor!
  Fransa gençliği ve işçi sınıfı mücadeleye devam kararı aldı
  Putin'in Çin gezisi; Çin-Rusya ittifakı pekişiyor!
  Emperyalist ordular İran'a saldırı hazırlığına hız veriyor
  Avrupa'da devrimcilerden ortak açıklama; Kahrolsun faşist diktatörlük! Kürt halkına özgürlük, eşitlik, kardeşlik, gönüllü birlik!
  Halkımızın direnişini selamlıyoruz!
  Liseli gençlik mücadeleyi kurultayla büyütecek, 1 Mayıs'a taşıyacak!
  Küçükçekmece İşçi Platformu; Sosyal yıkım saldırılarına karşı 1 Mayıs'ta alanlara!
  Üniversitelerden...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Küçükçekmece İşçi Platformu ikinci toplantısını gerçekleştirdi...

Sosyal yıkım saldırılarına karşı 1 Mayıs'ta alanlara!

Küçükçekmece İşçi Platformu ikinci toplantısını geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Toplantıda bir önceki toplantıda alınan kararlar ve bu kararların uygulamaya geçirilmesi yapılan bir sözlü sunum ile ele alındı.

Daha önce alınan kararlar doğrultusunda yaptığımız çalışma sonucunda ise;

İlk olarak Şirinevler'de bir basın açıklaması yaptık. Basın açıklamamıza olan ilgi oldukça anlamlıydı.

* Genel Sağlık Sigortası ile ilgili başlatılan imza kampanyasını, hedef olarak seçilmiş fabrikalar önünde standlarımızı açarak başlattık. İnsanlarla birebir konuşarak, GSS ile amaçlanan şeyin ne olduğunu anlattık. Yasa tasarısından ya da onun gerçek mahiyetinden birçok işçinin haberi yoktu. Tasarıyı duyanlar ise prim gün sayısının düşürüleceği, daha erken emekli olunacağı vb. türünden hiçbir gerçekliğe dayanmayan bilgilerle kandırılmışlardı. GSS'nin gerçek amacını öğrenenler hemen imza atarak desteklerini sundular.

* 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü vesilesiyle 8 Mart'ın resmi tatil günü ilan edilmesi için başlatılan imza kampanyasını bölgemize taşıdık. 8 Mart'ın işçi ve emekçilere ait olduğunu birçok araçla anlattık. Mitinge iyi bir katılım oldu bölgemizden.

* Sefaköy İşçi Kültür Evi'nde “sendikalar” konulu bir seminer düzenledik. Geçmişten günümüze, dünyada ve Türkiye'de sendikalaşmanın tarihsel süreci ve önemli sendikalaşma deneyimleri anlatıldı.

* Tuzla Deri işçilerine ziyaret düzenlemek için belirlenen tarihte İzmit mitingi yapılacağı için ziyaret iptal etmek zorunda kaldık. Diğer programlarımıza uymadığı için ziyareti tekrar gündemimize alamadık.

* Bunların yanısıra Küçükçekmece İşçi Platformu'nun kurulduğunu duyuran bildiriyi çıkarıp hedeflediğimiz fabrikalara dağıtmamak bizim açımızdan bir eksiklikti. Ama bunu imza standları, basın açıklamasıyla bir ölçüde telafi edebildik.

Rapor sunumundan sonra toplantıya gündem önerileriyle devam edildi. Gündem önerileri arasında; 1 Mayıs'a giderken nasıl bir çalışmayı hedefliyoruz, hangi gündemleri öne çıkaracağız, işçi-emekçilere hangi araçlarla sesleneceğiz, 1 Mayıs örgütlülükleri nasıl oluşturacağız konuları vardı. Bunlar üzerine anlamlı tartışmalar oldu ve somut kararlar alındı. Yanı sırası emperyalist savaş ve Ortadoğu halklarıyla dayanışmayı yükseltmek sorunu da ele alınarak pratik görevlere bağlandı.

Toplantıda alınan pratik kararlardan bazıları şöyle:

Çevremizdeki fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlarla 1 Mayıs toplantılarını gerçekleştirmek. Kendi talepleri çerçevesinde alana çıkmalarını hedefleyen, sorumluluk ve seferberliğe çağıran toplantılar, sohbetler örgütelemek.

1 Mayıs komitelerini semtlerde ve işyerlerinde oluşturmak. Tüm çeperimizin 1 Mayıs çalışmaları çerçevesinde seferber etmek.

9 Nisan'da “İşçiler 1 Mayıs'ı tartışıyor!” başlıklı bir toplantı gerçekleştirmek.

Nisan'ın 3. haftasında “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!” adı altında bir kitlesel etkinlik yapmak.

Varolan direnişlere destek olunarak sınıf dayanışmasın pekiştirmek,

Etkili ve yaygın bir 1 Mayıs ajitasyonunu yükseltmek. Bunun için zengin araç ve yöntemler kullanmak.

Ağırlıklı olarak tekstil işçilerinden oluşan toplantıya 30 kişi katıldı. Toplantı canlı tartışmaların olduğu bir ortamda gerçekleşti.

Küçükçekmece İşçi Platformu

------------------------------------------------------------------------------------

Polis haftası şarlatanlığı

Polis teşkilatının kuruluş yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Her yerde polisin nasıl emniyetimizi sağladığı anlatılıp duruluyor. Hatta bir klip bile çekilmiş. Etkinlikler asıl olarak Diyarbakır'da Kürt halk kitlelerinin üzerine ateş açılmasıyla başlamıştı. Tam da polis bayramı öncesi tarihine yakışan bir katliamı Kürdistan'da başarıyla gerçekleştirerek, bir kez daha kimliğini ortaya koymuş oldu.

Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra güvenlik hizmetleri daha örgütlü bir hal alsa da, birçok makam ve kişilere bağlı olarak yürütülmesi uygulaması sürmüştü. Bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla 10 Nisan 1845'de İstanbul'da “POLİS” adıyla bir teşkilat kurulmuş ve görevleri Polis Nizamnamesi'nde belirtilmişti. Bugünkü polis teşkilatı böylece kurulmuş oldu. Tam 161 yıl geçmiş bulunuyor. Birileri “polis teşkilatının” o müstesna tarihini bu hafta boyunca dillendirecek. Ama düzenin kolluk güçlerinin tarihini Türkiye'nin emekçi halkları daha farklı biliyor.

Osmanlı'dan devralınan devlet geleneği TC döneminde de korunmuş, hatta yeni yöntemler eklemiş ve polisin bugüne kadar uzanan kanlı tarihi yazılmıştır. Her türlü karanlık işte adı geçen polis devlet eliyle kurulan tüm illegal teşkilatlanmalarda yer almıştır. Cumhuriyet döneminin ilk faili meçhullerinden olan Sabahattin Ali cinayeti ile başlayan ve bugüne gelen pis işlerin içindedir. Polisin bir tarihçesi varsa, bu, evlerinde, köşe başlarında yargısız infazlara kurban edilen gençlerimizin cansız bedenlerinde, Kürt halkının yüreğine kazınan acılarda yazılıdır.

Türkiye'yi esir alan şoven dalganın yardımıyla polis varlığını meşrulaştırma çabasında. Uzun zamandır “toplumsal gönülde” bu denli rahat bir yer edinememiş olmanın mutluluğu içinde klipler çeken, şarkılar söyleyen, afişler asan polis olarak çıkıyor karşmıza. Tuhaf bir şarkı eşliğinde ekrana gelen panzerlerin, akreplerin içinden çıkan otomatik silahlı polisler önce size şöyle bir gülümsüyor, sonra mağrur bir ifade içinde ufka şöyle bir bakıyor. Tabii bu arada siz de güvenle dolmaya başlıyorsunuz. Ama sanki panzer biraz tanıdık. Armutlu'daki küçük kızı ezen panzer bu, akrep de daha yeni Diyarbakır'da polislerin arkasından siper alıp ateş açtığı akrebe ne kadar da benziyor. Ya da ufak bir çocuğu seven polis... Ama bu da olmuyor, çünkü o eller Uğur Kaymaz'ı katleden eller! “Malınızı, canınızı” koruruz gibi sözleri de var şarkının. Bir anda Sevda Aydın gözünüzün önüne geliyor. Yalanlar eşliğinde süren kliple polis sanki günah çıkarıyor. Yapmadığı herşeyi bu klipte söylüyor. “Bize güvenin” diyor, ama güvencesine aldığı insanları gözaltına kaybediyor, işkence yapıyor, tecavüz ediyor...

Emniyet Teşkilatı'nın kuruluşunun 161. yılı nedeniyle polisin “gurur dolu” tarihi anlatılıyor. İşkenceden, katliamlardan, faili meçhullerden ise hiç bahsedilmiyor. Devlet yarattığı kan gölünün ortasında ellerini kanla yıkayarak kendini aklama uğraşında. Daha birkaç gün önce Kürdistan'ı kana bulayan, İstanbul Üniversitesi'nde devrimcilere vahşice saldıran polis, o propaganda filmlerinde ve afişlerindeki polisin ta kendisidir. Söylenen yalanlar ne kadar süslenirse süslensin bu gerçeği değiştiremeyecek, katliamlarını asla unutturamayacaklar.

---------------------------------------------------------------------------------------

TAYAD'lı Aileler'den eylem

İstanbul'da Fatma Koyupınar tarafından sürdürülmekte olan ÖO eylemi şahsında F tipi cezaevlerinde sürmekte olan tecride ilişkin bir basın açıklaması yapıldı. 1 Nisan günü Konak Kemeraltı girişinde yapılan açıklamada kısa oturma eylemi yapılarak açıklama bitirildi.

Kızıl Bayrak/İzmir