Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeleri üç haftadır, nükleer programı konusunda İran'a karşı alınacak tutum üzerine tartışıyordu. Uzun tartışmaların ardından Berlin'de, BM Güvenli Konseyi daimi üyeleri (ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, Çin) ile Almanya dışişleri bakanı bir araya geldiler. Nükleer silah üreticisi altı büyük emperyalist devletin dışişleri bakanları, İran'ın nükleer faaliyetlerini durdurmayı reddetmesi halinde ne yapılacağı konusunu ele aldılar.

Güvenlik Konseyi İran'a 30 gün süre tanıdı

Berlin toplantısının ardından Güvenlik Konseyi tarafından yapılan açıklamada, İran'a uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurması için 30 gün süre tanındığı belirtildi. Konsey açıklamasında, BM Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan (UAEA) 30 gün içinde, İran'ın uranyum zenginleştirmeyi durdurup durdurmadığı konusunda rapor vermesi istendi. Alınan bu karara rağmen gerici güç odakları arasındaki görüş ayrılıkları devam ediyor.

Yapılan görüşmelerin ardından, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, İran'ın uluslararası toplumla işbirliği ya da tecrit arasında bir seçim yapması gerektiğini söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurmaması halinde İran'ın yaptırımlara maruz kalabileceğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, İran'a “uluslararası toplumun görüş birliğinde olduğu” yönünde güçlü bir mesajın verildiğini öne sürdü ve ambargo tehdidinin bir seçenek söyledi. Çin ise sorunun diplomatik yollardan çözümü çağrısında bulundu.

Bu arada Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İran'ın sorumluluklarını yerine getirmesinin ve UAEA ile tam bir işbirliği yapmasının beklendiği dile getirildi. İran'ın ajans kararlarına uymasının, sorunun diplomatik yoldan barışçı çözüme ulaşmasını sağlayacak önemli bir imkan olacağı iddia edilerek, komşu halkları hedef alan saldırgan emperyalistlere dolaysız destek verildi.

İran: Askeri saldırı olsa bile nükleer çalışmaları devam edecek!

İran, Berlin toplantısından sonra yapılan açıklamalara tepki gösterdi. Son gelişmeleri değerlendiren İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki, “Avrupa ülkeleriyle 3 yıldır yürütülen müzakereler güvenimizi kaybetmekten başka bir işe yaramadı” dedi. Muttaki, Avrupa ülkelerinin konuyu Güvenlik Konseyi'ne taşımalarını da kınadı.

İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndaki temsilcisi Ali Asger Sultaniye, Viyana'da yaptığı açıklamada, nükleer tesislere muhtemel saldırı durumunda da nükleer çalışmaları durdurmayacaklarını söyledi. Herhangi bir saldırı durumunda nükleer çalışmaları başka bir yere aktarıp faaliyetlere orada tekrar başlayabileceklerini dile getirdi. Daha önce yayımlanmış Birleşmiş Milletler karar tasarılarına göre, herhangi bir ülkenin nükleer tesislerine saldırı yapılmasının kanun dışı olduğunu ifade eden Sultaniye, “Ama bu karar tasarıları, Amerika ile İsrail için bir kağıt parçasından başka anlam ifade etmiyor” dedi

Emperyalist merkezlerin gündeminde olası hava saldırısı var

İran gündemli gelişmeler devam ederken İngiliz Sunday Telegraph gazetesinde, İngiliz Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkilinin, “İran'ın BM Güvenlik Konseyi'nin çarşamba günü, 30 gün içinde uranyum zenginleştirme faaliyetlerine son vermesi yönündeki ültimatomuna uymaması halinde Amerikan önderliğindeki hava saldırısının kaçınılmaz olduğunu” söylediği vurgulandı. Gazete, ABD'nin olası bir saldırının uluslararası yapıda olmasını istediğini, ancak İngiliz Savunma Bakanlığı yetkililerinin ABD'nin ihtiyaç halinde tek başına ya da İsrail'in yardımıyla hava saldırısı düzenlemeye hazır olduğunu ifade ettiğini yazdı. Görüşmelerin Savunma Bakanlığı'nda yapılacağını duyuran gazete, toplantıda İngiliz ordusunun Genelkurmay Başkanı General Sir Michael Walker, General Andrew Ridgeway, askeri istihbaratın başkanı General Bill Rollo ile Genelkurmay ikinci başkanının da hazır bulunacaklarını, hükümet kanadından ise Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yetkililerinin yeralacağını belirtti.

İngiliz gazetesinde yeralan haberin yanısıra, Washington-Ankara hattında yoğunlaşan İran gündemli trafik, Amerikan ordusunun İskenderun Limanı'nda yaptığı hazırlıklar, Türkiye'nin İran-ABD arasında “arabulucu” olma teşebbüsünün Beyaz Saray tarafından engellenmesi, ABD Dışişleri Bakanı'nın İran'ı, Amerika açısından dünyanın “en tehlikeli ülkesi” olarak ilan etmesi ve diğer veriler, emperyalist-siyonist güçlerin askeri bir saldırı için de hazırlandıklarını göstermektedir.

Pentagon'daki savaş kurmayları da, İran'ın Irak olmadığını kabul ediyor. İran'ın köklü devlet geleneği, nüfusu, ekonomisi, doğal kaynakları, askeri kapasitesi, Rusya ve Çin'le geliştirdiği çok yönlü ilişkileri, bölgedeki direniş odakları üzerindeki etkisi vb. önemli etkenleri savaş çetesi de gözardı etmiyor. Buna rağmen Bush yönetimi içinde sözü edilen iki eğilimden biri, ne pahasına olursa olsun İran'a saldırmaktan yanadır. Hazırlıkların mahiyeti bu eğilimin baskın olduğunu gösteriyor.

Emperyalist-siyonist güçlerin Irak ve Filistin'den sonra İran'a karşı yeni bir cephe açması, bölgemizin tam bir savaş alanına çevrilmesi anlamına gelecektir.

----------------------------------------------------------------------------------------

Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Platformu kuruldu

5 Şubat 2005 tarihinde gerçekleştirdiğimiz Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı'nda alınan kararlardan biri de işçilerin büyük çoğunluğunun örgütsüz, öncü işçilerin birbirinden kopuk olduğu bölgemizde bir işçi platformunun kurulmasıydı. Kurultayın örgütlenme sürecini göğüsleyen öncü işçiler olarak kurultayın ardından düzenlediğimiz ilk toplantıda sonuç bildirgesinin son halini tartışarak oluşturduk. İkinci toplantıda ise bölge platformunun gerekçelendirmesi ile birlikte, bölge işçilerinin karşı karşıya kaldığı temel sorunlar başta olmak üzere sınıfa dönük genel saldırılar ve bu çerçevede bölge platformunun yürüteceği çalışma gündemlerini belirledik.

Önümüzde işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'a dönük bölge işçilerini kucaklayan etkin bir çalışma örmek, haziran ayının sonunda gerçekleştirilecek İstanbul İşçi Kurultayı'nın örgütlenmesi gibi iki temel gündem durmakta. Bu çalışmanın temel şiarları ise “Sağlık hakkının özelleştirilmesine, emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı ve sendikasız, sigortasız çalışmaya karşı mücadele alanlarına!” olarak belirlendi. Bu çerçevede bölgelerde işçi toplantıları yapmak, GSS saldırısına karşı bilgilendirici etkinlikler düzenlemek, ajitasyon ve propaganda araçlarını bu gündemler çerçevesinde bölgedeki sanayi havzalarında yoğun olarak kullanılması hedefleniyor. Bu yönlü bir eylem programı çıkarıldı.

Bölge platformunun ilk etkinliği kendini deklare eden bir açıklama oldu. Platform olarak kuruluşumuzu bölgede süren Has Alüminyum direnişini ziyarette açıkladık. Platform adına yapılan açıklamada; platformun bölgede, işçilerin mücadele ve eylem birliğini sağlamada bir ilk adım olacağına değinildi. Tüm bölge işçilerine platform çatısı altında örgütlenme çağrısı yapıldı. Ardından işçilerin bastırmış olduğu çakmak ve kalemlerden elde edilen maddi destek direnişteki işçilere verildi. Maltepe'den işçiler desteklerinin süreceğini ifade ettiler. İşçilerle yapılan sohbetin ardından ziyaret sonlandırıldı.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!

Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Platformu