TTB (Türk Tabipleri Birliği) Yasası kabul edildi. Yasanın getirdiği yeniliklerin yanısıra tartışılan bir nokta da yasanın çıkış süreci oldu. Anayasa Mahkemesi TTB Yasası'nın delege dağılımını düzenleyen 60'ıncı maddesini Aralık 2002'de iptal etmiş, yasal boşluk doğmaması için de iptal kararının yürürlüğe girmesini 6 ay ertelemişti. Ancak yeni yasal düzenleme bu yıla kadar yapılmadı. Bu nedenle TTB üç buçuk yıldır Genel Kurulu'nu toplayamıyor. En son 1 Mart 2006 günü “6023 Sayılı TTB Yasası'nda Değişiklik Öngören Tasarı” TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmekteyken herhangi bir gerekçe gösterilmeden görüşülmesine ara verildi. Yasa tasarısı ile ilgili olarak, TTB Merkez Konseyi ve Tabip Odası Başkanları 22 Mart günü TBMM'de CHP ve AKP grup başkan vekilleri ve Meclis Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile görüştüler. Ve nihayet 23 Mart günü yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Resmi gazetede yayınlanması ile yasa Nisan ayında yürürlüğe girecek.

Yasanın getirdiği yenilikler

TTB uzun süredir Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği TTB Yasası'nın 60. maddesi ile ilgili düzenlemeyi bekliyordu. Ancak düzenlemeler bu madde dışında hükümetin TTB'yi kendi avucuna almak için yürüttüğü kampanyaların bir parçası niteliğini taşıyan unsurlar da içeriyor. Bunun TTB'nin “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na karşı aldığı tutum ile doğrudan alakalı olduğu açık. Tasarının oluşturulduğu Meclis Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun, TTB Merkez Konseyi'ne üstü kapalı olarak “Eczacı ve diş hekimliği birliklerinin hükümet ile daha uyumlu çalıştıklarını ve TTB'nin muhalefetinin bedelini ödediğini” ifade ettikleri biliniyor. Yani TTB'ye ceza kesiliyor.

Kabul edilen yasa ile bir odanın kurulabilmesi için gereken tabip sayısı, 200'den 100'e indirildi. Odaya kayıt ücreti ve yıllık aidat miktarı 30 YTL'den az, 150 YTL'den fazla olmayacak ve oda gelirlerinin yüzde 10'u Merkez Konseye gönderilecek. Bu oran mevcut düzenlemede yüzde 25 düzeyindeydi. Sağlık Bakanı Akdağ merkeze iletilecek aidat oranının yüzde 10'a düşürülmesini “yerelleştirme” gerekçesiyle savunuyor. Hükümet özellikle sağlıkta yıkım politikaları karşısında belli bir direnç gösteren TTB'yi kendi avucuna almak için sistemli bir kampanya yürütüyor. Oda yönetimlerini kirli seçim oyunları ile ele geçirmeye çalışan AKP, bu düzenlemeyle de TTB yönetiminin yetkilerini sınırlayarak zayıflatmak istiyor. Böylelikle, kendi güdümünde tuttuğu oda yönetimlerinin elini güçlendirmek ve “sağlığı piyasalaştırma” politikalarına karşı çıkan TTB'yi güçsüzleştirmek istiyor.

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda yapılan düzenlemeye göre, Büyük Kongre, Tabip odaları genel kurulunca gizli oyla seçilen delegelerden oluşacak. Üyesi 200'e kadar olan odalar üç, 500'e kadar olanlar beş, 1000'e kadar olanlar yedi, 1000'den sonraki her 1000 kişi için birer delege ve aynı sayıda yedek seçecek. Mükerrer kayıtların önlenmesi amacıyla her yıl ocak ayında üyelerinin isim ve vatandaşlık numaralarını, Konseye ve Sağlık Bakanlığı'na iletecek. TTB bu düzenlemeyi destekliyor, ancak bu düzenleme ile güçlü ve büyük odaların TTB merkezinin belirlenmesinde etkisizleştirilmesi hedefleniyor. Oda kurabilmek için gerekli tabip sayısı 100'e düşürülerek yeni odaların kurulması teşvik ediliyor ve yeni kurulacak AKP'ye yakın odalar aracılığıyla TTB merkezi yönetiminde daha fazla söz sahibi olmak hedefleniyor.

Düzenlemeyle TTB Merkez Konseyi üyesi sayısı7'den 11'e çıkarılıyor. Merkez Konseyi'nin görev süresi 2 yıl olarak belirlenirken, iki devre üst üste seçilen üyeler, aradan bir devre geçmedikçe yeniden seçilemeyecek.

Kanuna göre, muayene, ameliyat ve girişimsel işlem ücretlerinin en az miktarını gösteren rehber tarifeler düzenlenecek. Bu tarifeler TTB Merkez Konseyi'nin onayından sonra Sağlık Bakanlığı'na gönderilecek. Böylece yasa hekimlere uygulanan asgari ücret tarifesini belirleme yetkisini TTB'nin elinden alıyor ve tarifelerin bütçe uygulama talimatına endekslenmesini ya da sosyal güvenlik kuruluşları ve kamu kurumlarının belirlediği tarifeler ile sınırlanmasını öngörüyor. TTB bu düzenlemeye karşı çıkarken, Sağlık Bakanı Akdağ ise işi pişkinliğe vurarak şu açıklamayı yapıyor: “Tabipler örgütü, yemeyi içmeyi bırakıp, Sağlık Bakanlığı ve AKP'nin sağlığı piyasalaştırdığını söylüyor. Kim piyasalaştırıyor, kim rantın, paranın peşinde kamuoyunca bilinmesi lazım”. Tabipler ise Akdağ'ın demagoji yaparak gündemi değiştirmek istediğini, hükümetin sağlık sektörünü piyasalaştırdığının tartışılamaz olduğunu ve TTB'nin bunun karşısında olacağını ifade ediyorlar.

--------------------------------------------------------------------------------------

Bursa'da Fransız işçileri ve gençliğinin mücadelesi selamlandı

Devrimci güçler, Fransa'da sermayenin yeni saldırısı olan CPE yasasına (Yeni İşealım Sözleşmesi) karşı günlerdir mücadele eden işçi ve öğrencilerin militan direnişiyle enternasyonal dayanışmayı yükseltmek, 28 Mart günü gerçekleşen genel grevi selamlamak amacıyla aynı akşam bir eylem gerçekleştirdiler.

Bursaray Osmangazi İstasyonu önünden “Fransa'dan Türkiye'ye AB yasalarını püskürteceğiz!” pankartıyla S.Garaj'a kadar yürüyen Alınteri, BATİS, BDSP, DPG, ESP, HÖC, Kurtuluş Partisi, Partizan, SGD ve Köz Gazetesi, burada bir açıklama yaptılar. Açıklamada sermayenin tüm dünyadaki saldırılarına karşı emekçilerin enternasyonalist mücadelesinin önemine vurgu yapıldı.

Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylemde “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın sosyalizm!”, “Daha fazla Fransa, daha fazla isyan!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Bursa

----------------------------------------------------------------------------------------

Buca Çam-Der'de GSS paneli

İşçi ve emekçilere yönelik yeni bir saldırı olan Genel Sağlık Sigortası ve Aile Hekimliği adı altında uygulamaya sokulmak istenen yasa tasarısına karşı İzmir'de KESK, DİSK, TTB tarafından başlatılan ve 5 gün sürecek olan basın açıklamaları ile referandum çalışmaları başladı. Bu süreçte paneller de düşünülüyor. SES ve Hemşireler Derneği'nden temsilcilerin konuşmacı olarak katılacağı panelin ön çalışması çeşitli kurumların da katılımıyla örgütleniyor.

Bunlardan birisi de 26 Mart günü Çamlıkule Kültür Sanat ve Dayanışma Derneği'nde (ÇAM-DER) gerçekleştirildi. Saat 15:00'de gerçekleştirilen panel öncesi duyuru ve çağrı amaçlı el ilanları dağıtıldı, afişler yaygınca yapıldı. Panele 30 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Buca

----------------------------------------------------------------------------------------

KTÜ Öğrenci Platformu'nun eylemi...

“68 ruhuyla GSS'yi parçala!”

KTÜ Öğrenci Platformu birçok bileşeni barındırıyor. DÖS-0G, Gençlik Federasyonu, YDG, Ekim Gençliği'nin yanısıra birçok bağımsız öğrencinin de içinde bulunduğu KTÜ Öğrenci Platformu, hemen her hafta yaptığı toplantılarda KTÜ'de faşizm nerede duruyor, Fransa'daki öğrenci hareketi, har(a)çların yanısıra alınan 25-80 milyonlar, bütünlemeler gibi bir takım sorunları ele aldı.

Birçok kurumun katıldığı basın açıklaması ise 27 Mart günü saat 12:30'da Meydan Parkı'nda gerçekleştirildi. yaklaşık 70 kişi katıldı. Alana sloganlar eşliğinde girdik. “Fransa'da CPE, Türkiye'de GSS, çözüm ortak mücadele!/KTÜ Öğrenci Platformu” imzalı pankartımız, “GSS'ye geçit vermeyeceğiz!”, “Öğrenci-işçi-memur elele genel greve!” şiarlı dövizlerimizle katıldığımız eylemde “68 ruhuyla GSS'yi parçala!” sloganlarını attık. Basın açıklaması sonrasında Genel Sağlık Sigortası için oluşturulan referandum için oylarımızı kullandık.

KTÜ Öğrenci Platformu önümüzdeki günlerde birçok eylemlikler gerçekleştirecek.

Trabzon Ekim Gençliği