06 Ağustos 2005
Sayı: 2005/31 (31)


  Kızıl Bayrak'tan
  Seydişehir direnişinin
anlamı ve önemi
  Seydişehir’de yağmacılara karşı militan
direniş!
   Avrupa Birliği’nin TEKEL’i ve tütüncülüğü bitirme dayatması
  TMY’de değişiklikler gündemde... Devlet terörde sınır tanımayacak
  ÖSS’de biçimsel değişiklikler
Coca Cola işçilerinin çadırına polis saldırdı
Sendikalaşmanın önündeki en büyük
engel sendika ağalarıdır!
  Adalet Ağaoğlu’nun İHD üyeliğinden istifası... “Aydın” olmanın
dayanılmaz hafifliği!
  Anayasa Mahkemesi kadın başkanla “taç”landı!
  Gelin canlar bir olalım, Hızır Paşalar’ın
kanlı iktidarını yıkalım!
  Munzur Festivali fiili
olarak gerçekleşti!
  Mersin Limanı işçilerinin eylemi sürüyor
  Bu UMUDU öldürmeye
gücünüz yetmez!
  Sınıf hareketinin güncel görünümü ve işçi
kurultayı çalışmaları (Orta sayfa)
  Tasfiyeciliği örtme ve teorileştirme aracı:
Demokratik konfederalizm!
  Şimdi de Gazze’ye ırkçı duvar

  ABD askerleri arasında depresyon
yaygınlaşıyor.

  İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (İRA) silahlı mücadeleye son verdi
  Özbekistan, topraklarındaki ABD
üssünün boşaltılmasını istiyor
  Düzen mumdan gemiyle ateşten denizi geçmeye çalışıyor
  Yarım kalan hayatlar
  Ekim Gençliği’nden
  Mamak 2. Kültür-Sanat Festivali
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Özbekistan, topraklarındaki ABD üssünün boşaltılmasını istiyor

Washington Post gazetesi, Özbekistan Dışişleri Bakanlığı'nın, K2 olarak adlandırılan Özbekistan'daki ABD askeri üssünün boşaltılmasını isteyen bir notayı kurye ile ABD'nin Taşkent Büyükelçiliği'ne ilettiğini yazdı. Özbek hükümetinin ABD'ye, üssü boşaltması için 180 gün süre vereceğini belirten gazete, üssün boşaltılmasının ABD'nin Afganistan'daki operasyonları için “lojistik sorun” yaratacağını kaydetti. Pentagon sözcüsü Gleen Flood da haberi doğruladı.

Şanghay İşbirliği Örgütü, 6 Temmuz'da yayınladığı bildirgede, ABD'ye Orta Asya'daki askerlerini çekme çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya burun kıvıran Bush liderliğindeki çete, bölgedeki üslerinden birinin kurulu olduğu ülkeden aynı yönde çağrı gelince işin ciddiyetini kabul etmek zorunda kaldı. Sözkonusu üssün kendileri için önemli olduğunu kaydeden Pentagon sözcüsü, “Şimdi Dışişleri Bakanlığı ile birlikte bu notanın ne anlama geldiğini değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.

K2, emperyalist orduların Afganistan'ı işgale hazırlığı çerçevesinde kurulan üslerden biriydi. Özbekistan'daki bu üs, Afganistan işgalinin başından bu yana kullanılıyor. Ancak Özbek yönetiminden gelen boşaltma çağrısı, savaş kundakçılarının bölgeye dönük kirli hesaplarının hayata geçirilmesinde zorluklarla karşılaşacağını gösteriyor. Rusya, Çin gibi güçlü destekçileri olduğu gözönüne alındığında, Özbekistan'ın bu çağrısının arkasında durma olasılığı yüksektir.

Afganistan işgalini bahane ederek bölgede üslenmeye başlayan ABD emperyalizmi, Rusya, Çin gibi güçlü rakipleri kuşatmanın yanısıra, bölgenin doğal zenginliğinin yağmalanmasından da “aslan payı”nı alabilmeyi hedefliyor. Nitekim Özbekistan, hem doğalgaz hem de petrol rezervleri açısından zengin bir ülkedir. Dünyadaki beşinci büyük pamuk üreticisi olan bu ülke, aynı zamanda on büyük altın üreticisi ülke arasında yeralıyor.

Bu zenginliğe rağmen işçi-emekçilerin önemli bir bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkede, aylık ortalama ücret 30 dolar civarındadır. Yani bu ülkede emek-gücü son derece ucuz olduğu gibi bol miktarda yağmalanacak zenginlik mevcuttur. Askeri açıdan taşıdığı stratejik öneme ek olarak, Rusya-Çin gibi bölgenin etkin güçlerini kuşatmak açısından da, ABD emperyalizmi nezdinde özel önem taşıyan ülkelerden birisidir Özbekistan.

Eski Sovyet cumhuriyetlerini egemenlik altına almak için çeşitli manevralar yapan Bush liderliğindeki savaş kundakçısı çete, Gürcistan, Ukrayna gibi ülkelerde Amerikan kuklası yönetimleri işbaşına taşırken, bazılarında da (Özbekistan, Kırgızistan örneğinde olduğu gibi) askeri üsler kurmuştur. Üslerin inşasını, “teröre destek veren Afganistan rejimini yıkma” gerekçesine dayandıran ABD, her sömürgeci güç gibi sözkonusu üsleri bölgede egemenliği pekiştirme mevzisi olarak kullanmaya başladı.

Şanghay İşbirliği Örgütü'nün başını çeken Rusya-Çin ikilisi, sınırlarının dibinde kurulan Amerikan askeri üslerinden ciddi şekilde rahatsız oldular. Bu ikili, bölgede etkili olmadan diğer emperyalist güç odaklarının bölgeye dönük manevralarını boşa düşürmenin mümkün olmadığını biliyor. Dolayısıyla Özbekistan'ın ABD'ye karşı attığı son adımı Rusya-Çin faktöründen bağımsız düşünmek olası değil. Bu da, gerici güç odaklarının eski Sovyet cumhuriyetleri üzerinden devam eden hegemonya çatışmasının şiddetlenerek devam edeceğini gösteriyor.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Duisburg'da anti-faşist gösteri...

“Faşizme karşı omuz omuza!”

Almanya'da ırkçı-faşist örgütlenmeler giderek gelişiyor. Son zamanlarda Avrupa metropollerinde patlayan bombalardan sonra ayyuka çıkarılan “terörle mücadele” demagojisinden Neo-Naziler de kendilerini meşrulaştırmak için faydalanmak istiyorlar.

Neo-Naziler 30 Temmuz günü Almanya'nın Duisburg kentinde yürüyüş yapma kararı aldılar. Nüfusunun %80'ini yabancıların oluşturduğu bu kentte yürümek tam anlamıyla provokasyon amacı taşıyordu. Duisburg'daki devrimci-demokrat, ilerici ve anti-faşist otonom gruplar bu yürüyüşü engellemeye dönük bir karşı yürüyüş düzenlemek için harekete geçtiler. Türkiyeli, yerli ve başka yabancı kurum ve kuruluşların oluşturduğu yerel platform kuruldu. Bu platform yürüyüş için bildiri, afiş, bilgilendirme standı vb. araçların kullanıldığı, yaklaşık bir ayı bulan bir hazırlık çalışması yürüttü. Anlamlı bir duyarlılık yaratıldı.

Yürüyüş günü Duisburg polisi çevre illerden de aldığı takviye ile birlikte 5 bin kişilik bir güçle “önlem” aldı. Bu önlemler Neo-Naziler'i korumaya yönelikti. Sabahın erken saatlerinden itibaren “tehlikelidir” bahanesi ile metroyu anti-faşistlerin kullanması engellendi. Naziler ise polis gözetiminde istasyonda toplanarak gösteri yapacakları Hamborn semtine güvenlik içinde taşındılar.

Nazi yürüyüşünü engellemeye dönük eylem saat 11:00'de Duisburg-Marxloh'ta başladı. Yaklaşık bin kişinin toplandığı alanda çeşitli kurumlar adına ırkçılığa, faşizme ve sosyal hak gasplarına karşı yerli-yabancı ayrımı yapmadan bütün işçi ve emekçilerin birlikte mücadele etmesinin önemine dikkat çeken konuşmalar yapıldı. Daha sonra yürüyüşe geçildi. “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma!”, “Faşizme her yerde ölüm!”, “Naziler defolun!” sloganlarının sıklıkla atıldığı yürüyüş oldukça coşkulu geçti. Yürüyüş sırasında çevreden katılımlarla sayı 1500'e yükseldi. Yaz ayına denk geldiği için katılım beklenin altında oldu. Bir süre yüründükten sonra Naziler'in yürüyüş güzergâhı olduğu söylenen bir yerde beklenmeye başlandı. Burada da çeşitli konuşmalar yapılarak Türkçe, Kürtçe, Almanca ve diğer bazı dillerden türkü ve marşlar çalındı. Yaklaşık 2 saat beklendikten sonra Naziler'in gelmeyeceği haberi üzerine kitle Naziler'in bulunduğu Hamborn semtine hareket etti.

Hamborn'da biriken kitle Naziler'i yürütmemekte kararlı davranınca, polis, sayıları 200 civarında olan Naziler'i yürütmekten vazgeçti. Yürümekte ısrar eden bazı Naziler gözaltına alındı. Polis ayrıca Naziler'i yürütmek istemeyen bir grup anti-faşiste saldırdı. 4 anti-faşist gözaltına alındı. Olaylarda bir polis de yaralandı.

Öte yandan aynı gün Nazi yürüyüşünü engellemekten çok anti-faşist gösteriyi bölmeye dönük bir başka miting yapıldı. Duisburg Belediye Başkanı'nın çağrısı ile gerçekleştirilen mitinge Diyanet İşleri Türk İslam Birliği de destek verdi. Mitinge 300 kişi katıldı.

Sonuç itibarıyla bir yabancı kenti olan Duisburg'da polisten cesaret alarak yürümek isteyen Neo-Naziler birçok yerde olduğu gibi burada da yürütülmediler.

Eyleme “Faşizme karşı omuz omuza!/Bir-Kar” imzalı pankart ve aynı başlıklı bildirimizle katıldık.

Alman tekelci sermayesi ve devleti işçi-emekçilerin kapitalizme karşı gelişen mücadelesini engellemek için bilinçli ve planlı olarak yabancı düşmanlığını ve ırkçılığı geliştirmektedir. Buna karşı devrimcilere, ilericilere, demokratlara daha fazla görev düşmektedir. Yabancı düşmanlığına, ırkçılığa ve faşizme karşı en etkili yol, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesini geliştirmektir.

Bir-Kar/Köln