İçindekiler:

20 Mart 2022
Sayı: KB 2022/11

Yaklaşan 1 Mayıs'ın çağrısı
Ukrayna'da emperyalist savaş sürüyor
Saray rejiminin pervasızlığı
Sağlık emekçilerinin grevi üzerine
Toplumsal öfke büyüyor
Tansu Çiller sahnede
Beyazıt'ta 16 Mart eylemi
Halepçe'de katledilenler anıldı
TEKSİF yeni bir satışa hazırlanıyor!
Kadınlar 8 Mart'ta alanlardaydı
Ulusal sorun ve toplumsal devrim / 1
Almanya'daki sendikal bürokrasi
Ukrayna savaşı ve emperyalist ikiyüzlülük
Almanya militarizme yatırımlarını arttırıyor
Fransa'da Renault'ta üretim aksamaları
Silahlanma harcamalarında AB
BİR-KAR: Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!
Korsika'daki eylemler
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Emperyalist saldırganlığa ve sömürgeciliğe karşı

Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik için Newroz’a!

 

Başta Kürt halkı olmak üzere, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkan halkları için özgürlüğün ve baharın müjdecisi Newroz bayramının ön günlerindeyiz. 2022 Newroz’unu bu kez Ukrayna’da patlak veren emperyalist savaşın gölgesinde karşılıyoruz.

ABD-NATO ve onların taşeronu durumundaki Ukraynalı Neonazilerin kışkırtması ve Rusya’nın işgal saldırısıyla başlayan savaş, Ukrayna’nın yakılıp yıkılmasıyla sürüyor. Bu savaşın Rus emperyalizmiyle eşit derecede suçlusu olan ve ordularını göndermek dışında doğrudan içinde yer alan ABD-NATO-AB cephesi, savaşın uzaması için başta Ukrayna’ya silah yığınağı olmak üzere elinden gelen her şeyi yapıyor.

Buna rağmen ortalığı timsah gözyaşlarına boğmayı da ihmal etmiyorlar. Oysa Ukrayna halkının çektiği acı ve ıstırap emperyalistlerin zerrece umurlarında değil. Savaş uzadıkça, başta Ukrayna halkı olmak üzere tüm bölge ve dünya halkları için ortaya çıkardığı fatura da gittikçe kabarmaktadır. Bu savaş oligarkların, emperyalist tekellerin ve savaş baronlarının savaşıdır. Onlar kasalarını doldururken, emekçi halkların payına ölüm, yıkım, yoksulluk ve ırkçılıktan başka bir şey düşmeyecektir.

Ortadoğu gibi çatışmalı bir bölgede olan Kürt halkı, öncesi bir yana, yaklaşık kırk yıldır Türk sermaye devletinin yürüttüğü kirli savaşın hedefi durumundadır. Ukrayna savaşıyla birlikte gelişen militarizm, silahlanma yarışı ve ırkçılık gibi olgularla zehirlenen atmosfer; ezilen ulusların özgürlük ve kurtuluş umutlarını da zorlaştırmaktadır. Her türlü uluslararası hukukun hiçe sayıldığı, ülkelerin egemenlik haklarının kabaca çiğnendiği ve işgal edildiği bir dünyada, Kürtler ve Filistinliler gibi mazlum halklara yönelik saldırıların daha pervasız bir hale bürünmesi işten bile değildir. Zira İsrail ve Türk devleti gibi sömürgeci devletler, bu puslu havayı kendi sömürgeci emelleri için kullanmaya çalışacaklardır. Ayrıca Ukrayna’daki savaşın aktörleri olan ABD, NATO ve Rus emperyalistleri, aynı zamanda Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşta Türk sermaye devletine arka çıkanlardır.

Bunların da açıklıkla gösterdiği üzere, bu savaşa karşı çıkmak en başta ezilen halkların çıkarınadır. Tam da böylesi dönemlerde emekçiler arasında gelişen barış arayışının, tüm emperyalistlere karşı mücadeleye kanalize edilmesi, en çok ezilen haklara yarayacaktır. Bunun yolu ise emperyalistlerin kitlelerdeki barış duyarlılığını istismar etmelerinin önüne geçmekten, tüm emperyalistleri hedef alan savaş karşıtı eylemlere etkin bir şekilde katılmaktan geçmektedir. Özellikle savaşın ne demek olduğunu en iyi bilen, onun yıkım ve acısını en çok yaşayan halklardan biri olarak Kürt halkı payına böylesi bir tutum, hem kendi haklı davasına daha geniş kitlelerden desteği büyütecek hem de halklar arası kardeşlik bağlarının ve dayanışmanın gelişmesini sağlayacaktır.

Şimdilerde “barış elçisi” pozlarında ortalıkta dolaşan Türk sermaye devleti, diğer tüm toplumsal sorunlarda olduğu gibi, Kürt sorununun da hem kaynağı hem engelidir. Kürt ulusunun haklarını inkâr eden de Türkiye’deki tüm uluslardan işçi ve emekçileri kölece bir yaşama mahkum eden de sermaye devletidir. Öte yandan Türkiye’deki Türk, Kürt, Laz, Çerkez ve tüm diğer kökenlerden emekçilerin kaderi de kurtuluşu da birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Ve unutulmamalı ki başka bir ulusu ezen bir ulus özgür olamaz. Dolayısıyla Türkiye işçi sınıfı, Türk sermaye devletinin “bölücülük ve terör” demagojisi ile Kürt halkına uyguladığı zulme sessiz kalmamalıdır.

Tarihsel deneyim ve bilimsel teori, ulusal sorunun gerçek ve kalıcı çözümünün sadece sosyalizmde mümkün olduğunu gösteriyor.

Sosyalizm bunu Sovyetler Birliği şahsında pratik olarak da kanıtlamıştır. Sovyet deneyi, diğer bazı bakımlardan tartışılabilir. Fakat denebilir ki onun en üstün ve en tartışmasız yanı, “ulusların kendi kaderini tayin hakkı” ilkesini tavizsiz uygulayarak, uluslara tanıdığı gerçek özgürlüktür.

Tüm bu olguların döne döne doğruladığı üzere, gerçek çözüm, Kürt halkı ile Türkiye işçi sınıfının sermaye düzenine karşı, “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” temelinde yükseltecekleri, birleşik devrimci mücadelededir.

Ve bu ancak, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını görmezden gelen her türden sosyal şoven tutumun mahkum edilmesine ve “Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!” ilkesine dayalı bir mücadele olarak gelişebilir. Bu mücadeleyi büyütmek üzere tüm işçi ve emekçileri Newroz alanlarında buluşmaya çağırıyoruz.

Newroz piroz be! Yaşasın halkların kardeşliği!

Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!

BİR-KAR

 

 

Dünya işçi-emekçi eylemlerinden…

 

Almanya havalimanlarında grevler uzatıldı

Almanya Havalimanlarında uyarı grevleri uzatıldı. Verdi sendikası, havacılık güvenliği sektöründe yolcu kontrolünün yanı sıra personel ve mal kontrolünde çalışan çalışanlar için salı günü birçok havaalanında tüm gün uyarı grevleri çağrısı yaptı. Frankfurt am Main, Hamburg, Stuttgart ve Karlsruhe/Baden-Baden havalimanlarında iş durdurulacak.

Pazartesi günü, havacılık güvenliği sektöründeki çalışanlar tüm gün süren uyarı grevine gitti. Grev nedeniyle Köln-Bonn, Düsseldorf, Hannover, Bremen, Leipzig ve Berlin’deki havaalanları büyük ölçüde etkilendi.

Ticari havaalanlarında güvenlik güçlerinin ücretlerini artırmak için bugüne kadar yapılan üç tur müzakerede herhangi bir anlaşmaya varılamadı. Ver.di, Federal Havacılık Güvenliği Şirketleri Birliği (BDLS) ile ülke çapında yaklaşık 25.000 çalışanı için pazarlık yapıyor.

Fransa’da iklim protestoları

Fransa’da on binlerce kişi, cumartesi günü ülke çapında yürütülen kampanyalar sırasında mevcut seçim kampanyasında iklim krizine daha fazla dikkat edilmesini talep etti. Protesto çağrısı yapan geniş çevre örgütleri ittifakı protesto gösterilerine 32 bini Paris’te olmak üzere toplam 80 bin kişinin katıldığını açıkladı.

Göstericiler, iklim krizinin mevcut cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında neredeyse hiç rol oynamamasını eleştiriyorlar.

Fas’ta yükselen fiyatlara karşı 40 kentte protestolar

Fas’ta, normalden yüzde 50 daha az yağışın olduğu bir kuraklık döneminin ardından, büyük mahsul kıtlığı ve gıda fiyatlarında patlama yaşanıyor. 6 Mart Pazar günü, domates gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarının bir haftada yüzde 50 artması protestoları tetikledi. Ülke genelinde 40 şehirde protestolar patlak verdi. Hızla yükselen yakıt fiyatları tüm ürünleri daha pahalı hale getiriyor. Protestolar, ücret artışları ve fiyat artışlarının durdurulmasını talep eden sosyal bir sivil toplum örgütü tarafından düzenlendi.