İçindekiler:

20 Mart 2022
Sayı: KB 2022/11

Yaklaşan 1 Mayıs'ın çağrısı
Ukrayna'da emperyalist savaş sürüyor
Saray rejiminin pervasızlığı
Sağlık emekçilerinin grevi üzerine
Toplumsal öfke büyüyor
Tansu Çiller sahnede
Beyazıt'ta 16 Mart eylemi
Halepçe'de katledilenler anıldı
TEKSİF yeni bir satışa hazırlanıyor!
Kadınlar 8 Mart'ta alanlardaydı
Ulusal sorun ve toplumsal devrim / 1
Almanya'daki sendikal bürokrasi
Ukrayna savaşı ve emperyalist ikiyüzlülük
Almanya militarizme yatırımlarını arttırıyor
Fransa'da Renault'ta üretim aksamaları
Silahlanma harcamalarında AB
BİR-KAR: Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!
Korsika'daki eylemler
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Yaklaşan 1 Mayıs’ın çağrısı:

Kapitalist sömürü ve baskıya, emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı mücadeleye!

 

Gerek sınıf hareketi açısından gerekse siyasal gelişmeler ve dünya olayları bakımından gündemlerin çeşitlendiği ve hareketlendiği bir dönemden geçiyoruz. Şimdilik durağanlaşmış gibi görünse de birbiri ardında patlak veren işçi direnişleri, düzen cephesinde belirginleşen siyasal kriz ve seçim hazırlıkları, derinleşen ekonomik bunalımın yarattığı yıkım tablosu, emperyalistler arası rekabetin Ukrayna’da savaş boyutuna varması dönemin öne çıkan olayları oldu.

Kapitalist sistemin çok yönlü krizlerinin yansımaları ve sonuçları olarak değerlendirilebilecek bu gelişmeler, önümüzdeki süreçte toplumsal mücadelenin temel gündemleri olmaya devam edecek. Dolayısıyla, yaklaşan 1 Mayıs’ın gündemlerini de bu çok yönlü gelişmeler oluşturacak.

***

Ekonomik-mali krizin toplum yaşamında yarattığı çok yönlü yıkım, 1 Mayıs hazırlıkları ve gündemleri kapsamında temel başlıklardan ilkini oluşturuyor. Zira, emekçilerin gündeminin ilk sırasında krize bağlı olarak derinleşen yoksullaşma, hayat pahalılığı, ağırlaşan çalışma koşulları ve sömürü, boyutlanan işsizlik ve gelecek kaygısı gibi sorunlar yer alıyor. Gerici-faşist iktidarın tüm tehdit ve saldırılarına rağmen sokağın bu gündemler üzerinden hareketlenmesi bunun en dolaysız göstergesi olarak yerli yerinde duruyor.

Dolayısıyla, devrimci 1 Mayıs sürecini işçi sınıfı ve emekçilerin temel taleplerini ve güncel istemlerini öne çıkaran bir hat üzerinden örgütlemek, buradan hareketle işçi ve emekçileri kapitalist sömürüye karşı mücadeleye çekmek yakalanması gereken ilk halkayı oluşturuyor.

Öte yandan, kapitalist kriz toplum yaşamında salt ekonomik-sosyal sorunları derinleştirmiyor, bununla birlikte kriz yönetiminin en temel aracı olarak kullanılan faşist baskı ve zorbalık, geniş emekçi yığınları her geçen gün daha çok bunaltıyor, soluksuz bırakıyor. Demokratik hak ve özgürlüklerin rafa kaldırılması, grev, gösteri, eylem ve etkinliklerin sistematik olarak yasaklanması, söz-basın ve örgütlenme hakkının zorbalıkla ezilmesi, işçi sınıfı ve emekçilerin yanı sıra toplumun farklı kesimlerinde hoşnutsuzluk ve tepkiyi büyütüyor.

1 Mayıs hazırlıklarını ve gündemlerini kapitalist sömürünün yanı sıra, faşist baskı ve zorbalığa karşı mücadeleyi yükseltme perspektifi üzerinden ele almak tam da bu nedenle önemli bir yerde duruyor.

Bu çerçevede işçi sınıfın devrimci programında yer alan acil demokratik istemleri 1 Mayıs sürecinde emekçi kitlelere taşımak, faşist baskı ve zorbalığın kapitalist sömürü düzeni ve krizle bağını döne döne ortaya koymak, sürecin bir diğer önemli halkasını oluşturuyor.

***

2022 1 Mayıs’ını içeride derinleşen çok yönlü krizlerin ve ağırlaşan toplumsal sorunların yanı sıra emperyalist dünyada kızışan egemenlik mücadeleleri ve bunun yarattığı bunalım ve savaşlarla karşılıyoruz. Özellikle Ortadoğu, Asya, Afrika vb. coğrafyaların ardından emperyalist savaş gerçekliğinin Ukrayna üzerinden Doğu Avrupa’ya taşınması, emperyalist dünyadaki egemenlik mücadelesini yeni bir boyut kazandırmış bulunuyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toplumun önemli bir kesimi savaş gündemini ve yaratacağı çok yönlü sonuçları yakından takip ediyor. Dahası, kriz bölgesinin topraklarımızın hemen yanı başında olması, sermaye devletinin savaşın tarafı olan emperyalist güçlerle ve Ukrayna ile çok yönlü ve karmaşık ilişkileri, işçi ve emekçilerin savaşı daha yakından takip etme eğilimini güçlendiriyor. Bu konudaki en önemli sorun ise, emekçilerin emperyalist savaş gerçeğini bizzat emperyalist medya ve iktidar yandaşı basından takip ediyor olmasıdır. Bunun kendisi muazzam bir dezenformasyona ve bilgi kirliliğine maruz kalmak anlamına geliyor.

Bütünlüğü içerisinde bu tablo, yaklaşan 1 Mayıs sürecini başta Ukrayna olmak üzere, bir dizi ülkede devam eden savaşların emperyalist karakterini ortaya koyan ve işçi-emekçi kitleler içerisinde antiemperyalist bilinci geliştirmeyi hedefleyen bir içerikte örgütlemeyi zorunlu kılıyor. Savaşlara kaynaklık edenin bir bütün olarak emperyalist-kapitalist dünya sistemi olduğu, emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı mücadelenin onun toplumsal ve sınıfsal kaynaklarına karşı mücadeleden ayrılamayacağı gerçeği üzerine oturan bir propaganda-ajitasyon ve aydınlanma faaliyeti demektir bu. Dolayısıyla, 1 Mayıs çalışmalarını savaşa tepki duyan fakat yaratılan kirli atmosferde bin bir yolla manipüle edilmek istenen emekçi kitleler içerisinde emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı mücadele eğilimini güçlendirmek bakışıyla planlamak ve hayata geçirmek, günün bir diğer önemli sorumluluğu olarak öne çıkıyor.

***

Sonuç olarak, 2022 1 Mayıs’ına kapitalist sömürüye, faşist baskı ve teröre, krizin çok yönlü faturasına, emperyalist savaşlara ve saldırganlığa karşı mücadeleyi büyütme perspektifiyle hazırlanmak gerekiyor. 1 Mayıs çalışmalarına bu temel gündemlerin birbiri ile bağını kurarak ve somut talep ve şiarlara konu ederek bugünden başlamak sorumluluğu önümüzde duruyor.