İçindekiler:

20 Mart 2022
Sayı: KB 2022/11

Yaklaşan 1 Mayıs'ın çağrısı
Ukrayna'da emperyalist savaş sürüyor
Saray rejiminin pervasızlığı
Sağlık emekçilerinin grevi üzerine
Toplumsal öfke büyüyor
Tansu Çiller sahnede
Beyazıt'ta 16 Mart eylemi
Halepçe'de katledilenler anıldı
TEKSİF yeni bir satışa hazırlanıyor!
Kadınlar 8 Mart'ta alanlardaydı
Ulusal sorun ve toplumsal devrim / 1
Almanya'daki sendikal bürokrasi
Ukrayna savaşı ve emperyalist ikiyüzlülük
Almanya militarizme yatırımlarını arttırıyor
Fransa'da Renault'ta üretim aksamaları
Silahlanma harcamalarında AB
BİR-KAR: Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!
Korsika'daki eylemler
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Silahlanma harcamalarında dünya birincisi AB

 

Korona pendemisi döneminde salgına karşı mücadele bahanesiyle demokratik hakları budayan, çıkardıkları yasalarla polis devletini tahkim eden ve militarizmi tırmandıran Avrupa burjuvazisi, silahlanma ve silah ticaretinde oransal olarak son dört yılın dünya birincisi oldu.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) açıkladığı yeni rapora göre, Avrupa’nın silahlanma harcamaları Ukrayna savaşı öncesinde artmaya başlamış. SIPRI raporu Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgalden sonraki verileri içermiyor. Rapor, Avrupa burjuvazisinin Ukrayna’da 2014 yılında gerçekleştirilen Batı destekli Neonazi darbeyi, silahlanma için bir vesileye çevirdiğini gösteriyor. SIPRI’nin Avrupa Güvenliği Bölümü Başkanı ve Rusya uzmanı Ian Anthony, NATO’nun yıllarca yürüttüğü savunma harcamalarını azaltma politikasından 2014 yılından itibaren geri döndüğünü ve silahlanmaya daha fazla harcama yapıldığını belirtiyor.

Dünya genelinde gerileme, Avrupa’da artış

Dünya genelindeki silahlanmanın 2017-2021 dönemini 2012-2016 ile karşılaştıran rapor, dünya çapında silah ticaretinde yüzde 4,6 oranında azalma olmasına karşın Avrupa devletlerinin askeri harcamalarında yüzde 19 oranında artış olduğunu gösteriyor. Raporda, dünyanın başka bölgeleri ile karşılaştırıldığında en fazla artışın Avrupa’da olduğu tespiti yapılıyor. SIPRI araştırmasını yapan uzmanlardan Pieter Wezeman, verileri “Çok endişe verici bir silahlanma” şeklinde değerlendiriyor.

Rapor, Batı’da “oldukça tehlikeli” olarak gösterilen Rusya ve Çin’in son dört yıllık dilimdeki silah satışlarında ise sırasıyla yüzde 26 ve 31 gerileme olduğunu kayda geçiyor.

Aynı dönemde ABD’nin, silah ve askeri malzeme ihracatını önceki dört yıllık dilime göre yüzde 14 artırdığı tespit ediliyor. Dünyada silah satışında üçüncü sırada olan Fransa’nın ise silah satışının yüzde 59 gibi yüksek bir oranda artırdığına dikkat çekiliyor.

SIPRI’nin uzmanlarından Wezeman, “Avrupa’ya silah ihracatını tetikleyen, çoğu Avrupa ülkesinin Rusya ilişkilerinin kötüleşmesi oldu. … Devletler epeyce alım yaptı” diyor.

Raporda, en büyük silah satışını ABD’nin gerçekleştirdiği belirtiliyor. Bu satışın yapıldığı ülkelerin başında ise askeri ihtiyacını kendi karşılayamayanlar yer alıyor. Ayrıca ABD’nin ağırlıklı olarak savaş uçağı sattığı; İngiltere, Norveç ve Hollanda’nın toplamda ABD’den 71 F-35 jeti aldıkları bilgisi aktarılıyor.

ABD’ye verilen son siparişlere bakıldığında da ağırlıklı olarak Rusya’nın çevresindeki ülkelerin harekete geçtiği gözleniyor. 2020-2021’de örneğin Finlandiya’nın 64, Polonya’nın 32 adet F-35 ısmarladığı dikkat çekiyor. Almanya’nın da ABD’den beş P-8A denizaltı avcı uçağı satın almak istediği kaydediliyor.

“Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş için henüz bir değerlendirme yapmak zor” diyen SIPRI uzmanı Anthony, bu savaşın Avrupa’nın siyasi ve askeri coğrafyasını çoktan temelden sarstığını belirterek, şunları dile getiriyor:

“Bundan böyle, 1990’lı yıllarda mutabakat sağlandığı üzere Rusya ile güvenlik alanında kapsamlı işbirliği yapılacağı tahayyülü de ortadan kalkıyor. Rusya gelecekte, kestirilmesi zor bir dönem için partner olamaz.”

SIPRI uzmanlarına göre, Rusya’nın Ukrayna savaşı, NATO’nun doğudaki üyeleri konusunda Rusya’nın hassasiyetlerini dikkate almaya son vermesinin de önünü açmış bulunuyor.

Uzmanlara göre, “NATO, doğudaki üyelerinde daimi muharip birlikler konuşlandırmayacağına dair Rusya’ya verdiği sözü artık yerine getirmekle yükümlü olmayacak.”

 

 

Zelenski Alman meclisine seslendi

 

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının başlamasından üç hafta sonra, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Almanya’ya daha fazla yardım için çağrıda bulundu. Zelenski perşembe günü Kiev’den Almanya Federal Meclisi’ne canlı olarak bağlandı. Yaptığı duygusal bir konuşmayla Alman Federal Meclisi’ne hitap etti ve milletvekillerini ülkesini desteklemekte tereddüt etmekle suçladı.

Zelenski, yaptığı konuşmada Almanya’nın 80 yıl önce Sovyetler Birliği’ne karşı yürüttüğü imha savaşını hatırlattı ve ülkesinde bir kez daha soykırımın yaşandığını iddia etti. “Avrupa’da tüm insanları yok etmek için yeniden girişimlerde bulunuluyor” dedi. Almanya’nın Rusya’ya karşı daha sert bir tavır alması gerektiğini savundu.

Saldırıdan önceki ekonomik yaptırımların savaşı engellemeye yetmediğini belirten Zelenski, Almanya’nın hala ekonomik olarak Rusya ile güçlü bağları olduğunu hatırlatıp, Kuzey Akım 1 üzerinden gaz almasını eleştirdi. Daha ağır yaptırımların olması gerektiği çağrısında bulundu.

Aynı zamanda, Ukrayna’nın NATO ve Avrupa Birliği’ne hızla kabul edilmemesinden şikayet etti. Bunun da Rus saldırısını mümkün kıldığını belirtti. Avrupa’da var olduğuna inandığı yeni bir duvarın olduğunu söyleyen Zelenski, “Ve şimdi bile Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne katılımı konusunda hala tereddüt ediyorsunuz” diye yakındı. Olaf Scholz’a seslenerek, “Sevgili Şansölye Scholz, bu duvarı yıkın, bizi destekleyin!” dedi.

Ancak Zelenski’nin konuşmasının ardından parlamenterler, Zelenski’nin genel kurulda söylediklerinin konuşulması konusunda anlaşamadılar. Tartışma tamamen kontrolden çıktı. Trafik ışığı partilerinin üyeleri ve muhalefet birbirlerini konuyu araçsallaştırmakla suçladılar. Gündem değişikliği, Ukrayna savaşıyla ilgili meclis tartışması önergesi SPD, Yeşiller ve FDP tarafından reddedildi.

Konuşmanın ardından zorunlu aşılama üzerine bir tartışma planlandı. Ancak CDU-CSU, gündemi kısa sürede değiştirmek ve Ukrayna’daki durum hakkında bir tartışma başlatmak istedi. Muhalefet lideri Friedrich Merz, konuşmanın ardından “Şimdi değilse ne zaman?” diye sordu. Merz, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Zelenski’nin konuşmasına nasıl tepki verdiğini bilmeye “hakkı” olduğunu söyledi. “Sol” görüşlü milletvekili Jan Korte de aynı fikirdeydi. “Çok üzgünüm” diyen Korte, Ukrayna’daki durum hakkında bir tartışmanın engellemek istediğini belirtti. Hem Zelenski’nin iddiaları hem de Scholz’un planladığı askeri harcamalar üzerinde bir tartışmanın olması gerektiğini savundu. Trafik ışığı partileri ise Merz’i Zelenski’nin konuşmasını istismar etmekle suçladılar.

Konuşmanın ardından Başbakan Scholz, Ukrayna’ya daha fazla yardım sözü vererek, Ukrayna’nın yanında olduklarını belirtti. Scholz, Ukrayna’ya silah teslimatlarını da içeren desteğe atıfta bulunarak “Almanya burada katkısını yapıyor ve yapmaya devam edecek” dedi.

Öte yandan Scholz ve Stoltenberg, NATO’nun askeri müdahalesini bir kez daha reddettiler. Scholz, “NATO bu savaşa askeri olarak müdahale etmeyecek” derken, Stoltenberg de “çatışmanın daha da tırmanmasını önlemenin” ittifakın “sorumluluğu” olduğunu vurguladı. Aksi durumda bunun sadece “daha fazla acı, ölüm ve yıkım” anlamına geldiğini belirtti.