İçindekiler:

21 Şubat 2022
Sayı: KB 2022/08

İşçi sınıfının ve direnişin baharı
Burjuva düzen muhalefeti
AKP-MHP iktidarı, Körfez şeyhleri
Saray rejimine ağır fatura
Özelleştirme ve "kamulaştırma"
Gemi söküm işçisi hakkını istiyor
İşçi-emekçi eylemlerinden
Gemi söküm işçisi kazanacak!
"O kapıda bizim alınterimiz var!"
Corazon'un kadın işçileri kararlı
Marksizm ve sosyal-şovenizm / 6 - H. Fırat
Hanau katliamı 2. yılında!
Dünya işçi-emekçi eylemlerinden
Putin-Biden telefon görüşmesi
Ukrayna'da gerilim tırmandırılıyor...
Yaşasın 8 Mart
Eğitimde çürüme
Göçmenlere zulüm
Ulaş Bardakçı ölümsüzdür!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Corazon’un kadın işçileri haklarını almakta kararlı

 

İki ay on günlük ücretleri ödenmeyen ve bunun üzerine tepkilerini ortaya koydukları için işten çıkarıldıklarında tazminatları da verilmeyen Corazon’un kadın işçileri ile konuştuk. Kadın işçiler ilk olarak ücret gaspını, neden kapının önünde direndiklerini anlattılar. Patron Nurettin Saraç’ın türlü oyunlarla parasını ve malını yıllardır kaçırdığını belirten işçiler, eğer satış varsa haklarının neden verilmediğini sorarak, tepkilerini ortaya koydular. Saraç son olarak makineleri fabrikadan kaçırdı.

2012’de Daphne şirketinde Saraç için çalışmaya başladığını ifade eden kadın işçilerden Nermin, dört sene sonra şirketin isim değişikliği yaptığını, kendilerinin de Corazon adını alan aynı şirkette çalışmaya devam ettiklerini belirtti. Ücretlerinin ödenmesini isteme sürecinde işten atılan işçilerden biri olan Nermin, “2 aylık maaşımız içeride, tazminatlarımızdan da şu an hiç haber yok. Biz aylıklarımızı istiyoruz, tazminatlarımızı istiyoruz, haklarımızı istiyoruz, bunun için burada bekliyoruz.” diye konuştu.

Corazon’daki en temel sorunun ne olduğunu sorduğumuzda, ücretlerin düzenli yatmamasının her dönem yaşandığını dile getirdi. “Pandemide sürekli çalıştık, hiç durmadık. Pazarları çalıştık. Yine de maaşlarımızı gecikmeli aldık, hiç zamanında alamadık.” sözleriyle devam eden Nermin, ayrıca iş güvenliğinin de olmadığını, iki senedir iş kıyafetlerinin verilmediğini anlattı.

“Patronu kalkındıracağız diye diye bu duruma düştük. Gecemizi gündüzümüze kattık, çalıştık düştüğümüz durum bu!” diye isyanını dile getiren Ayla, paralarını bırakmayacaklarını, her türlü alacaklarını vurguladı. Ayla yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Şu kadar dayanın, bu kadar dayanın dediler. Ellerimize eldiven vermiyorlardı, ellerimiz parçalanıyordu. Ekmek kapımızı bırakıp gitmeyelim dedik. Kalkınsın diye gecemizi gündüzümüze kattık. Sabah 7’de geldik akşam 22’e çıktık. Fazlasını yapmaya çalıştık ama sonuç bu; 2 yıldır maaşımızı ayın 25’inde veya 28’inde veriyorlardı. En sonunda makinaları durdurduk. Hiçbir ücret ödemeden sözleşmemizi feshettiler. Ücretlerimizi ödemeyi Nisan’a, Mayıs’a atıyorlar.”

Bergüzar ise yaşadıkları zorlanmayı, “Herkesin kirası var, borçları var, banka kredileri var. Zor durumda bıraktı patron bizi.” sözleriyle açıkladı. Pandemide ful çalıştıklarını söyleyen Bergüzar, pazar mesailerinin yoğun olduğunu, şirketin ödeme yapmamak için pandemiyi bahane edemeyeceğini, hep yurt dışına çalıştığını ifade etti.

Haftanın yedi günü çalıştıklarını, kendilerinden hep sabretmelerinin istendiğini söyleyen Meryem, sekiz yıldır asgari ücrete çalıştığını söyledi. Bir kadın olarak rahat çalışma ortamı bulduğu ve arkadaş ortamının aile ortamı gibi olduğu için tüm sorunlara rağmen çalışmaya devam ettiğini belirtti. Meryem “Burada tazminatları alamayanlar çok. Hala burada çalışan arkadaşlarımız da var. Onlar gibi olmayalım dedik ama yine aynı şeyler yaşandı.” diyerek, bu fabrikada geriye dönük yıllar içerisinde, şirket değişimlerinde tazminat gaspının sürekli olduğunu aktardı. “Biz mağdur olan herkesin sesi olmak istiyoruz” diyen Meryem, devletin patrona 18 senedir destek ve kredi verirken, kendilerine neden destek verilmediğini sordu.

18 yıllık tazminatı gasp edilmiş, mahkemeyi kazanmasına rağmen patronun üzerine hiçbir şey gözükmediği için tazminatını alamamış olan Nazmiye, “Her şey işverenlerden yana mı? Ben bilmiyorum, bize ne zaman sahip çıkacaklar ben onu düşünüyorum.

Devlet bize ne zaman sahip çıkacak acaba? Neden denetlenmiyor? Bu adam iflas göstermişken nasıl bir daha işyeri açabiliyor.” diye tepki gösterip, yıllardır yaşananların örtbas edildiğini ifade etti.

Kızıl Bayrak / Gebze

 

 

 

 

 

 

 

 

Farplas Fabrika Bülteni çıktı

 

Farplas’ta kapı önünde direniş sürerken, fabrika içinde ise işçilere baskı yapılıyor.  

PİB ve MİB çıkardığı Farplas Fabrika Bülteni  ile, hem direnişin hem de içerideki örgütlenmenin güçlenmesi için işçilere çağrılar yapıyor.

Bültende direnişte önde olan kadın işçilerin daha da güçlenmesi, diğer direnişlerle ve aynı sorunları yaşayan Gebze’deki fabrikalarla ortak mücadele etme çağrıları yer alıyor. Bunun yanı sıra devletin polis vb. tüm güçleri ile Farplas patronunun yanında olması da bültende teşhir edildi.

E-bülten olarak işçilere ulaştırılan Farplas Fabrika Bülteni’nin direniş alanında dağıtımı yapıldı ve sosyal medya hesaplarından da yaygınlaştırılmaya devam ediliyor.

Farplas Bülteni’nden

İçeride ve dışarıda birlikte hareket etmeyi nasıl sağlarız?

Farplas işçileri olarak işten atmalara, sendika düşmanlığına karşı mücadelemiz sürüyor. Patronun tüm saldırılarına karşı kapı önünü terk etmiyoruz. Direnişimiz devam ediyor. Direnişimizi daha da güçlendirmek için çabalamalıyız.

Bilindiği gibi Farplas patronu çok yoğun saldırılar devreye soktu. Kolluk güçlerini fabrikanın içine ve dışına konuşlandırdı. Gözümüzü korkutmaya çalıştı. İçeride baskı ve mobbingi artırdı. Bu kadar yoğun bir baskı altında kimi arkadaşlarımız ne yapacağını bilemez durumda. Bir kısmı kararsız. Mücadelenin en ön saflarında duran işçiler olarak bizlerin ötekileştiren değil kazanıcı tutumlar sergileyenler olması gerekiyor. Öncelikle bizler haklarımız, insan onurumuz için direniyoruz. Bu kararlılığımıza devam etmeliyiz. Bizlerden yansıyan kararlılık emin olun ki içerideki arkadaşlarımızı da etkileyecektir.

İçeride çalışan arkadaşlarımızla diyaloglarımızı sürdürmeliyiz. Onların korkularını aşmalarına destek olmalı ve arkadaşlarımızı bilinçlendirmeliyiz. Birliğimiz henüz çok taze. Bu nedenle “Neden herkes birlikte hareket etmiyor?” diye tekrar etmekten ziyade bunu nasıl sağlarız diye kafa yormalıyız. İçeriyi ve dışarıyı nasıl güçlendirebiliriz diye kafa kafaya vermeli, görüşmeler, tartışmalar yapmalıyız. Bunun sonucunda hep birlikte kararlar alıp uygulamalıyız. Birlikte oluşturacağımız mücadele programıyla yol yürümeliyiz.  

Farplas’ın ilerici, öncü işçileri olarak daha fazla uğraşacak, daha fazla yorulacak ve çabalayacağız. Yılmayalım, birliğimizi güçlendirelim.