5 Ekim 2018
Sayı: KB 2018/37

Sınıfın gücünü birleştirme ve mücadeleyi büyütme zamanı!
Derinleşen krize “çözüm” manevraları
Türkiye A.Ş’nin kirli sicilli danışmanı: McKinsey & Company
Mutlusan Elektrik patronu, Haziran Direnişi’ne saldırıyor!
Eaton’da temsilci seçimlerine işçilerin mücadele isteği damgasını vurdu!
Mersin Serbest Bölge’de sigortasız işçilerin resmi
Taşeron işçilerinden eylemler
“Eylül ayında en az 157 işçi yaşamını yitirdi”
TOMİS MYK Ekim ayı toplantı sonuçları
Devrime ve sosyalizme adanmış yarım yüzyıl!
Cihatçılar İdlib’den temizlenecek, “diyeti” Türkiye halkları ödeyecek!
Alman burjuvazisi kalifiye eleman avında!
Tehditle kabus arasında Siyonist rejim
Direnişçi hareketler Abbas’ın teslimiyetçi çizgisini reddetti!
Kadın işçiler baskıların son bulmasını ve güvenceli çalışma istiyor!
DLB ve MLB’den çocuk işçilik etkinliği
İnsanlığın baş belası: Kapitalizm
Ankara Katliamı’nın 3. yılı…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Alman burjuvazisi kalifiye eleman avında!

 

Savaş kurbanı göçmenlerin Avrupa’ya girmesini engellemek için olmadık yollara başvuran, bu amaçla Tayyip Erdoğan’la “at pazarlığı” bile yapan Alman hükümeti, “nitelikli yabancı işgücü” avına çıkmış görünüyor.

Göçmenlerin en azından bir kısmını ülkelerine göndermek için çaba harcayan Alman hükümetini oluşturan partilerin, burjuvazinin talepleri doğrultusunda 1 milyon 600 bin göçmen kalifiye eleman almak için anlaştıkları bildirildi.

Almanya’nın, AB dışındaki ülkelerin vasıflı işgücü için cazip hale getirileceği belirtildi. Göç yasasıyla ilgili yapılacak değişiklikle yurt dışında alınan diplomalar geçerli sayılacak, yabancı ülkelerde Almanca öğrenmek kolaylaştırılacak.

SPD’nin göçmenlerle ilgili gerici tutumuyla bilinen küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), burjuvazinin ihtiyaçları söz konusu olunca belirtilen sayıda göçmenin alınmasına onay verdi.

Kalifiye işgücü açığının bir milyon 600 bini bulduğunu açıklayan Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Eric Schweitzer, Almanya’nın uluslararası rekabet gücünü korumasında ülkede yaşamakta olan mesleğinde uzmanlaşmış yabancıların önemli rol oynadığını söyledi.

SPD-CSU anlaşmasının bu açıklamanın hemen ardından ilan edilmesi dikkat çekti. Belli ki, Alman kapitalistlerinin sömürü çarkını döndürmek için ihtiyaç duydukları elemanların sağlanması, hükümetin temel öncelikleri arasında yer alıyor.

Bu ayrımcı politikayı uygularken bile AB ülkelerinden gelecek olanlara öncelik tanıyan Alman hükümeti, Avrupa ülkeleri dışından kalifiye olmayan elemanlar alınmayacağını ve yasaklayıcı kuralların ihlal edilmesinin önleneceğini belirtti. 

Almanya’daki göçmenleri yetiştirip ihtiyaç duyulan alanlarda istihdam etmek yerine hazır kalifiye eleman avına çıkan Alman burjuvazisi, aynı anda kalifiye olmayan göçmenleri ülkelerine transfer etmenin yollarını da arıyor.

Bu utanç verici yaklaşım Alman burjuvazisi ile onu temsil eden hükümetin emekçileri ve göçmenleri insan değil, “artı-değer sömürüsüne katkı sağlayan aletler” kategorisinde gördüğünü gözler önüne seriyor.

 

 

 

 

Almanya’dan Suudi Arabistan’a silah satışı

 

Kirli siciliyle bilinen Alman burjuvazisi, silah ihracatıyla dünyadaki gerici savaşlara desteğini sürdürüyor.

Daha önce Yemen savaşına doğrudan dahil olan ülkelere silah satmadığını iddia eden Almanya, Yemen’deki insani yıkımın birinci dereceden sorumlusu olan Suudi Arabistan’a 294 milyon dolarlık silah sattı.

Daha önce Merkel’in partisi ile SPD’nin silah satmama kararı almasına karşılık olarak Suudi Arabistan Ekonomi Bakan Yardımcısı Muhammed el-Tuvaycri de yeni silah alma talebinde bulunmayacakları yönünde cevap vermişti.

Öte yandan yaptığı bombardımanlar nedeniyle insanların temiz suya erişiminin dahi kısıtlandığı Yemen’deki savaşı tırmandıran Suudi Arabistan “Yemen halkına ve hükümetine destek vermek, ülkenin yerel para birimini güçlendirmek ve ekonomik istikrar sağlamak amacıyla” Yemen merkez bankasına 200 milyon dolar “yardım” yapacağını açıkladı.

 

 

 

 

ABD göçmen çocukları çölün ortasına gönderiyor”

 

Irkçı, cinsiyetçi ve göçmen/yabancı düşmanı söylemleriyle bilinen Donald Trump yönetimiyle birlikte, ABD’nin göçmenlere dönük saldırganlığında da artış yaşanıyor. Daha önce ABD’ye giriş yapan göçmenlerin gözaltına alındığı ve çocuklar ile ebeveynlerinin birbirinden ayrıldığı gündeme gelmişti. New York Times gazetesi, ailelerinden ayrılan çocukların çölün ortasında kamplara gönderildiğini yazdı.

“Yüzlerce çocuk çölde çürüyor. Trump’ın merhametsiz politikalarını bitirin” başlıklı yazıyla konuya yer veren New York Times “Şu ana kadar çocuk yaştaki neredeyse 2 bin göçmen, gecenin köründe kaldıkları barınaklardan alınıp, otobüslere bindirilerek, Teksas’ta çölün ortasındaki Tornillo kentindeki çadır kente gönderildi” dedi.

Trump yönetimi boyunca ABD’ye kaçak olarak giriş yapan çocukların tutuklanma oranının da arttığı hatırlatılan yazıda “Aslında son iki yılda ABD’ye göçmen akını önceki yıllardan daha büyük değil. Buna karşılık bu konuda suçlanacak şey Trump yönetiminin acımasız politikalarıdır” denildi.





Akdeniz’de 34 göçmen daha boğuldu

 

Emperyalistlerin dünya çapında ve özellikle Ortadoğu’da yarattığı insani yıkım mülteciliğe ve göç yollarında ölüme yol açmaya devam ediyor.

Başlıca göç yollarından olan Akdeniz’de 34 göçmen daha yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Ajansı, Akdeniz’de bir göçmen teknesinin batması sonucu 34 göçmenin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Teknenin 30 Eylül gününden beri denizde sürüklendiği, içerisindeki 60 kişiden 34’ünün boğulduğu, 26’sının ise sudan çıkarıldığı ifade edildi.