5 Ekim 2018
Sayı: KB 2018/37

Sınıfın gücünü birleştirme ve mücadeleyi büyütme zamanı!
Derinleşen krize “çözüm” manevraları
Türkiye A.Ş’nin kirli sicilli danışmanı: McKinsey & Company
Mutlusan Elektrik patronu, Haziran Direnişi’ne saldırıyor!
Eaton’da temsilci seçimlerine işçilerin mücadele isteği damgasını vurdu!
Mersin Serbest Bölge’de sigortasız işçilerin resmi
Taşeron işçilerinden eylemler
“Eylül ayında en az 157 işçi yaşamını yitirdi”
TOMİS MYK Ekim ayı toplantı sonuçları
Devrime ve sosyalizme adanmış yarım yüzyıl!
Cihatçılar İdlib’den temizlenecek, “diyeti” Türkiye halkları ödeyecek!
Alman burjuvazisi kalifiye eleman avında!
Tehditle kabus arasında Siyonist rejim
Direnişçi hareketler Abbas’ın teslimiyetçi çizgisini reddetti!
Kadın işçiler baskıların son bulmasını ve güvenceli çalışma istiyor!
DLB ve MLB’den çocuk işçilik etkinliği
İnsanlığın baş belası: Kapitalizm
Ankara Katliamı’nın 3. yılı…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türkiye A.Ş’nin kirli sicilli danışmanı: McKinsey & Company

 

Damat Berat Albayrak, Tayyip Erdoğan ile ABD ziyareti sırasında, New York’taki Türk-ABD İş Konseyi’nde Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) tanıttı. YEP’te ifade edilen tedbirlerin uygulanması ve ilave tedbirler belirlenmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi kurduklarını belirten Albayrak, bu ofis için ABD’li danışmanlık şirketi McKinsey & Company ile anlaştıklarını açıkladı. Bu kararın, YEP’in lansmanında Türkiye kamuoyuna açıklamazken, dünya ölçeğinde 5 trilyon dolara egemen olan banka ve finans dünyasının temsilcileriyle ve Alman yatırımcılarla yapılan bir buluşmada, onların huzurunda -adeta güven vermek istercesine- açıklanması dikkat çekti. Bu anlaşma ile Türkiye’nin önümüzdeki süreçteki ekonomik hayatını, içinde 16 bakanlıktan temsilcilerin de bulunduğu bu ofis ve esasında bu ofisi yönlendirecek ve denetleyecek olan ABD’li McKinsey şirketi belirleyecek. Bu karar aynı zamanda görevi kamu adına devlet harcamalarını denetlemek olan Sayıştay’ın fiili olarak hükmünün kalmaması demektir.

McKinsey’in kirli sicili

Kimi ekonomistlerin “IMF’nin yol arkadaşı” olarak tanımladığı McKinsey şirketinin sicili bir hayli kabarık. Öncelikle belirtmek gerekir ki Türkiye ile McKinsey’in yolları ilk defa kesişmiyor, ‘80’li yıllardan beri McKinsey şu veya bu düzeyde Türkiye ekonomisinin içindedir. 2004 yılında kamu bankalarının özelleştirilmesi, 2001 krizi sonrası TMSF’ye devredilen bankaların satışı gibi süreçlerde kamuya danışmanlık yapan McKinsey’in en büyük icraatı ise enerji sektörünün özelleştirilmesi süreci oldu.

Türkiye’de özelleştirme vebasının danışmanlarından olan McKinsey, danışmanlık yaptığı ülkelerden biri olan Porto Riko’da bir skandalla gündeme geldi. Borçlarını ödeyemediği için temerrüde düşen ülke, ekonomisinin yeniden yapılandırılması için McKinsey’le anlaştı. 2016 yılından beri verdiği hizmet karşılığı 50 milyon dolar ödeme alan şirketin elinde 20 milyon dolarlık da hazine bonosu bulunuyor. Ülkenin borçlarını ne zaman, nasıl ve hangi alacaklıya ödeyeceğine karar veren şirket bu yolla, kendi elinde bulunan bonoların güvenliğini de almış oluyor. Ayrıca şirket ülkedeki yatırımlarını da gizli tutuyor. Ülkede şirket, devletin kendisine yapacağı ödemeler konusunda da karar verici bir pozisyonda.

Lübnan’a da danışmanlık hizmeti veren ABD’li şirket, 6 aylık bir danışmanlık için 1,5 milyon dolarlık bir ücret almış durumda. Ne Cumhurbaşkanlığı, ne de Hazine ve Maliye Bakanlığı kurumlarından anlaşmanın ne kadar süreceği konusunda bir açıklama yapılmazken, YEP’in 3 yıllık bir program olması, McKinsey ile yapılan anlaşmanın da en az 3 yıllık olduğu izlenimini yaratıyor. Bu üç yıllık anlaşmanın kamu bütçesine kaç milyon dolara patlayacağı ise özenle saklanıyor.

Yine Suudi Arabistan petrol fiyatındaki düşüşün ardından ekonomik bir sarsıntı yaşayınca “liberal” veliaht prensin önerisiyle bu şirkete başvurmuş ve “Vision 2030” adını verdiği bir kemer sıkma programı başlatmıştı.

Irak’ın mevcut anayasası da ABD’nin isteği üzerine bu şirkete hazırlatılmıştı. Nitekim Irak’ın şimdi geldiği duruma bakınca, altında ABD’li bir şirketin imzası hemen görülüyor.

Gurur meselesi haline getirdiği IMF’ye her gün medya aracılığı ile ateş püsküren Erdoğan, “IMF’siz bir IMF programı” olan YEP için, ancak IMF ile karşılaştırılabilecek bir danışmanlık şirketi olan McKinsey ile anlaştı. Her gün “yerli ve milli” nutukları atan gerici şef Türkiye’nin geleceğini bir ABD’li şirkete devretti. “Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” diyen Erdoğan, bu adımıyla, 2005 yılında sarf ettiği bu sözleri adım adım uyguladığını gösteriyor. IMF’nin yol arkadaşı bu kurumun, işçi ve emekçilere daha fazla kemer sıkma, daha fazla işsizlik, daha güvencesiz bir çalışma rejimi dayatacağınaysa kuşku yok. Tabii bunda başarılı olup olmayacağını, işçi ve emekçilerin, bu emperyalist şirkete ve onunla iş bitiren “yerli ve milli” sermaye iktidarına karşı sınıf mücadelesini yükseltip yükseltmemeleri belirleyecektir.

 

 

 

 

Kriz yok” aldatmacası ve zam gerçekliği

 

AKP iktidarı reislerinden emireri bakanlarına dek “kriz yok” aldatmacası için yalanlar söylemeyi sürdürüyor. TL’nin sürekli değer kaybetmesi, buna bağlı olarak dolar ve avrodaki artış dolaysız olarak pazara zam biçiminde yansıyor.

Mandalina fiyatı 3.5 lira; elma fiyatları 2 lira ile 3 lira arasında; ıspanak 5 liraya da var 2 liraya da; salatalık 3-4 lira. Ama 6 liraya satan da var; fasülye-barbunya 5 lira. Patlıcan, kabak 3 lira. Biberin “köy” olanı da var, “sivrisi” de. Fiyatları 4 lira. Marul, maydanoz, taze soğan 1 lira, 2 lira. Pazarda bu fiyatlar sabit değilse bile, alışveriş yapanların sabit bir söylemi var: “Fiyatlar ateş pahası!”

Semtlere göre de fiyatlar değişiyor. Değişmeyen tek şey zam. Benzin ve motorine sürekli zam yapılıyor. Ekmek dahil bütün temel tüketim ürünlerinin fiyatı eğer artmıyorsa gramajı düşürülüyor.

Sadece pazarda değil market ürünlerinde de “fiyatlar ateş pahası.” Bir iki ay önce 30 TL olan 5 kiloluk çamaşır deterjanı bugün 42 TL. Marketlerdeki neredeyse bütün ürünlerde benzeri bir zam söz konusu.

Doğalgaz ve elektriğe de zam

Doğalgaza son 3 ayda üçüncü kez zam yapılırken elektrik zammı da hemen arkasından geldi.

Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), doğalgaza 1 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere konutta yüzde 9, sanayide yüzde 18.5 zam yaptığı belirtildi.

BOTAŞ’ın zamma gerekçe olarak “maliyet artışlarını” gösterdiği ve yeni belirlenen tarifeleri ilgili birimlere gönderdiği kaydedildi.

BOTAŞ, Ağustos ve Eylül’de de konutta yüzde 9, sanayide yüzde 14 zam yapmıştı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da elektrik tarifesini arttırdı. Elektriğe de 1 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere konutlarda yüzde 9; ticarethane ve sanayi tesislerinde yüzde 18 oranında zam yapıldı.