12 Ocak 2018
Sayı: KB 2018/02

Topluma Ortaçağ karanlığı dayatılıyor!
Okullarda gerici adımlar tırmanıyor
Türkiye ekonomisine dair pembe hayaller, katı gerçekler
Uyuşturucuyla mücadele yalanıyla, devlet terörü meşrulaştırılmak isteniyor!
Erdoğan’ın Fransa ziyareti
Osmaniye ve Elazığ hapishanelerinde işkence
Grev hakkıma dokunma!
Eaton işçileri delege tanıtım toplantısı
“Taşerona kadro” yalanına işçilerden tepki
“İşimizi geri alana kadar direneceğiz!”
Devrimci bir sınıf hareketi yaratmak!
Kadınlar ve toplumsal devrim
Lawrence Tekstil grevi
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / II
Suriye krizi ve emperyalist hegemonya mücadelesi
Sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillenen “Endüstri 4.0”
Yürekten adanmışlık: İvan Vasilyeviç Babuşkin
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Okullarda gerici adımlar tırmanıyor

 

AKP iktidarı, hız kazandırdığı sömürü ve kölelik uygulamalarına biat edecek “dindar ve kindar nesil” yetiştirme doğrultusunda adımlar atıyor. Dinci gericilik, iktidarda olmanın da rahatlığıyla, eğitimin her kademesinde kendi köhnemiş zihniyetini egemen kılmak için pervasız uygulamalara imza atmaya devam ediyor.

Öyle ki, 10 yaşındaki öğrencilere “ümmet bilinci, şehitlik ve şehadet” gibi gerici kavramlar okullara gönderilecek vaizler eliyle aşılanmaya çalışılırken, liselerde de “TÜBİTAK  projesi” adı altında bu gericiliği hakim kılmaya çalışan anketler yapılıyor. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ve müftülük, Diyanet gibi dini kurumlarla protokoller imzalanarak çocuk ve gençlerin zihinleri bu kurumlara teslim ediliyor.

Okullarda “milli ve manevi değerler” vaazları

Diyanet İşleri Başkanlığı bu doğrultuda 81 ile gönderdiği yazı ile “Aile ve Dini Rehberlik Büroları”nın 2018 yılında çocuklara anlatılmak üzere “milli ve manevi değerler” başlığı altında “Şükür, hamd, felaket anında sabır, iyilik anında özveri, özveri, fedakârlık, kahramanlık, ümmet ve millet bilinci, aidiyet, adil davranış İslam, şehitlik ve şehadet, sabır eğitimi, sevdiklerimizden infak, duanın kabul olması” gibi başlıkları belirledi. Diyanetin talimatı ile müftülükler de okullarda çocuklara “milli ve manevi değerler”le ilgili vaaz vermek üzere görevlendirmelere gitti. Çanakkale Valiliği’nin onay vermesi üzerine 8-19 Ocak tarihleri arasında okullarda 10 yaşındaki çocuklara vaazlar verileceği öğrenildi.

TÜBİTAK projesi” adıyla gerici anket

Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki 4 lisede ise “TÜBİTAK projesi için” denilerek 9 ve 10. sınıf öğrencilerine “Günlük hayatta dini değerleri anlamlandırma ve öğrencilerin İslam dinine bakışı” projesi kapsamında anket yapıldı.

Öğrencilere sorulan dini sorular arasında “Evleneceğiniz kişi sizinle aynı dinden olmalı mıdır?”, “Dini cemaatler olmalı mıdır?”, “Kız ya da erkek kardeşinizin başka din veya mezhepten biriyle evlenmesini onaylar mısınız?” gibi sorular yer aldı. İkinci ankette de öğrencilere “İnanan kişinin dini uğruna birtakım zorluklara katlanması gereklidir”, “İslam ülkelerine liderlik yapacak bir halifenin olması gereklidir”, “Türkiye’de İslam dininin anlaşılmasında ve öğretilmesinde engeller vardır”, “Evleneceğim kişi dindar olmalıdır” ve “Birey hayatını dine göre düzenlemelidir” gibi ifadeler sıralanarak, ‘katılıyorum’ veya ‘katılmıyorum’ cevaplarını vermeleri istendi.

Olayın tepkilere konu olması üzerine Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Recep Dernekbaş “TÜBİTAK projesi zannedilerek böyle bir şey imzalanmış ve biz şu an durdurduk. Gereğini yapıyoruz. Bize içeriğini söylemediler” iddiasında bulundu.

4-6 yaş grubu çocuklara “Kuran Kursu Eğitim Programı”

Öte yandan Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Malatya Müftülüğü arasında da, okul öncesinde kayıtlı 4-6 yaş grubu çocukların “Kur’an Kursu Eğitim Programı”na tabi tutulması için protokol imzalandığı ortaya çıktı.

Konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Tarık Kaya “Malatya’da okullara gönderilen yazıyla 9 Ocak 2018 tarihine kadar kurslara katılacak öğrencilerin listelerini göndermeleri talep edilmiştir. Türkiye’de yasal olarak zorunlu din dersi 4. sınıfta başlıyor olsa da, İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin müftülüklerle protokol imzalayarak bu derslerin seviyesini 4 yaşına kadar indirmesi, eğitim bilimi ve çocukların zihinsel gelişimi açısından son derece sakıncalıdır. Protokolle, anaokullarında eğitim gören 4-5 yaş grubu çocuklara haftada 6 saat ‘dini eğitim’ verileceği belirtilmektedir. Din eğitimi faaliyetlerinde kullanılacak materyal ve etkinliklerin hazırlanması ve öğretim programlarının uygulanması ve denetiminin Müftülüğe bırakılması dikkat çekicidir” dedi.

Tek tip toplum istiyorlar”

4-6 yaş grubundaki çocuklara zihinsel gelişimleri açısından en hassas olduğu dönemde dini eğitim verilmek istenmesinin Türkiye’de devlet eliyle dinselleştirme politikalarının geldiği noktayı gösterdiğini vurgulayan Kaya “Her türden dini inancı istismar ederek çocuklarımızı ve toplumu ‘tek din, tek mezhep’ anlayışı üzerinden ‘tek tip’ hale getirmeye çalışma girişimleri kabul edilemez. Bu nedenle fiilen ‘sıbyan mektebi’ işlevi gören protokol derhal iptal edilmelidir” dedi.

Okullara ‘resmi’ yazıyla sabah namazı çağrısı

İstanbul’un Kağıthane ilçesinde de okullara “Cami Gençlik Buluşması” konulu resmi yazı gönderildi.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda, geçtiğimiz 7 Ocak Pazar günü İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz’ın katılımıyla “sabah namazı buluşması”nın okulda duyurularak okul idarecileri, öğretmenler ve öğrencilerin katılımlarının sağlanması istendi.

 

 

 

 

Diyanet yandaş medyada kendini “savundu”

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinin Dini Kavramlar Sözlüğü bölümünde nikah tanımı yapılırken “9 yaşındaki kız çocuklarının evlenebileceğine” dair ifadelere yer verilmesi, toplumun geniş bir kesiminin tepkisini çekti. Tepki üzerine ifadeyi internet sitesinden kaldıran Diyanet, şimdi de manipülasyonla savunma yapmaya başladı.

Yandaş medyadan Sabah gazetesine konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tepkileri değerlendirirken “kendilerine söylenenlerin iftira olduğunu” öne sürdü ve “Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kız çocuklarının 9 yaşında evlendirilebileceğine dair bir fetva ne geçmişte ne de bu dönemde hiçbir zaman verilmemiştir” dedi.

İçeriği ve gericilik için tuttuğu yer nedeniyle açıklamalarının kamuoyunda “fetva” olarak anılmasını manipülasyon malzemesine çeviren Erbaş, “Sizin de belirttiğiniz gibi böyle bir iddia hem yalan ve hem de iftiradır. Başkanlığımızda fetvalar Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından verilir. Bu iftirayı zorlama birtakım çabalarla oluşturdukları görülmektedir” diye konuştu.

Buna karşın, Erbaş, 9 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmesine ilişkin ifadenin Diyanet Yayınları arasında çıkan Dini Kavramlar Sözlüğü referans alınarak yazıldığını itiraf etti. Erbaş şunları söyledi: “15 yıl önce yazılmış ve Diyanet Yayınları arasında çıkan Dini Kavramlar Sözlüğündeki ‘Büluğ’ teriminden hareket edilmiştir. Terim tıbbî ve biyolojik bir açıklamaya tâbî tutulmaktadır. Kızların ergenlik yaşlarının 9’da, erkeklerin ise 12’de başladığı belirtilmektedir.”

 
§