13 Ocak 2017
Sayı: KB 2017/02

Dinci faşist iktidar çark etmeye devam ediyor
Türkiye’nin İncirlik’le imtihanı
Darbe fırsatçılığı sürüyor: OHAL 3 ay daha uzatıldı
Kamu Çalışanları Birliği: İhraçlara karşı direniş mevzilerine!
Kamu Çalışanları Birliği Programı üzerine-2
Kölelik ve sefalet dayatmasına karşı tek seçenek mücadele!
20 Ocak grevi kıvılcım olabilir
Kazanmak için sınıf dayanışması
Petro kimya işçilerinin mücadele tarihine giriş - 1
Günsan Elektrik direnişinin ardından…
Emperyalist güçler arası hegemonya mücadelesi
NATO’dan Doğu Avrupa ülkelerine askeri yığınak
Dünyada işçi eylemleri
Hollanda genel seçime hazırlanıyor
Hollanda’da esnek çalışma ve olmayan grev yasası
Kapitalizm, kriz ve kadınlar
Emperyalist savaşlar ve kadın
“Vardım, varım, varolacağım”
Devrimci kadın önder Rosa Luxemburg’u saygıyla anıyoruz
Nükleer enerji ne kadar güvenli? – I
Asgari ücret değil insanca yaşayacağımız ücret istiyoruz!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türkiye’nin İncirlik’le imtihanı

 

Son günlerde AKP iktidarı tarafından ABD’ye yönelik çeşitli serzenişler dile getiriliyor.

Geçtiğimiz günlerde İncirlik Üssü üzerinden de ABD’ye yönelik “tehditvari” açıklamalar yapıldı. IŞİD’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonun El Bab operasyonuna yeterince destek vermemesi gerekçesiyle, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ‘Bu durumun İncirlik Üssü’nü sorgulattığını’ söylerken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da -ABD’nin önemli bir müttefik olduğunu ifade etmeyi unutmayarak- “Halkımız da o zaman diyor ki, bunları niye tutuyorsunuz İncirlik Üssü’nde” dedi. Tabi ki bu konuşmanın ardından şu anda gündemlerinde İncirlik Üssü’nün kapatılması gibi bir konunun olmadığını da ekledi.

Bu seremoniye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da haftalık bilgilendirme toplantısında İncirlik Üssü’nün kapatılma hakkıyla ilgili bir soru üzerine, “Bu hak her zaman bizim elimizde var. Ama dediğim gibi önce şartlar değerlendirilir. Egemenlik hakları çerçevesinde tasarruf hakkı bizdedir” diyerek katıldı.

Tabi ki yandaş kalemler de boş durmadı. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Abdülkadir Selvi de “Bakanlar Kurulu’nda tartışmaya açılan bir konu değil. Ancak bazı bakanlar, terör olaylarının İncirlik Üssü’nün ABD’ye açılmasından sonra başladığı kanaatinde” olduğunu yazarak bilindik “algı operasyonuna” devam etti.

AKP temsilcileri, bu tür içi boş efelenmelerle, tehditlerle emperyalist efendilerine “Bizden vazgeçme” mesajları vermektedir. Zira Ortadoğu ve Suriye politikasında içine girdiği çıkmaz ve Kürt halkının bölgedeki kazanımlarından duyduğu hazımsızlık yer yer ABD’ye serzeniş biçiminde dile getirilmektedir. (Nitekim bu serzenişler işe yaramış gibi görünmektedir. Washington Post’ta çıkan bir haberde, ABD’nin Türk ordusuna El Bab bölgesinde yürüttüğü operasyonda istihbarat desteğini arttırdığı, ancak bunun diğer Suriye’de desteklediği “yerel gruplara” verdiği desteğe benzer olduğu belirtiliyor)

Diğer yandan AKP, ABD’ye kafa tutmalar ile kendi tabanına yönelik mesaj vererek, emperyalistlere sundukları kirli hizmetlerin özünü karartmaya çalışmaktadır. Türkiye’nin bu çıkışlarına paralel şekilde ABD tarafından yapılan açıklamada ise üssün varlığı nedeniyle “minnettar” olunduğu ifade edildi.

Neden minnettar olmasınlar ki?

Adana’daki İncirlik Üssü’nün resmi açılışı Demokrat Parti döneminde olmuş, 1951 yılında çalışmalarına başlanarak 3 yıl sonra da açılmıştır. Öncesinde ise 1943 yılında Adana’da gizli kurulan bir haberleşme istasyonunun 2. Paylaşım Savaşının sonuna kadar faaliyet sürdürdüğü belirtilmektedir. Esas olarak Sovyetler Birliği'ne karşı konumlanan üs, aynı zamanda ABD’nin Ortadoğu’daki kirli savaş politikaları çerçevesinde önemli bir yer teşkil etmiştir. ABD’nin 2. Paylaşım Savaşı sonrası kurduğu komplike üs ağının bir parçası olarak kurulan İncirlik, 13. büyük üssü konumundadır. Aynı zamanda Orta Asya ve Ortadoğu’daki ABD hava kuvvetlerine açık en büyük askeri üs olduğu ifade edilmektedir.

1958’de Lübnan’da başlayan muhalif hareketi bastırmak için İncirlik’te savaş uçakları konuşlandırılmıştı. Yine 1990-1991 yıllarındaki Birinci Körfez Savaşı’nda kullanılan üs Çekiç Güç’ün adresiydi. İncirlik Üssü ABD’nin 11 Eylül saldırılarını bahane ederek başlattığı savaş kapsamında Afganistan’a müdahaleler için kullanıldı. 2003 yılındaki Irak işgali sırasında tezkere “kazası” yaşanmasaydı yine askeri anlamda kullanılacaktı. Ancak tezkerenin TBMM tarafından reddedilmesi sonucu sadece lojistik destek amaçlı kullanıldı. R. Tayyip Erdoğan bu tezkere kazası için ABD’den özür dilercesine, meclisin bu kararına gönlünün razı olmadığını söylemişti.

İncirlik, 2006 yılındaki Lübnan Hizbullahı ile İsrail arasındaki savaşta da İsrail’e destek için kullanıldı. Son olarak da 2015’te IŞİD’e karşı kullanıma açıldı. İncirlik NATO kapsamındaki başka askeri operasyonlarda da farklı ülke askerlerince kullanıldı/kullanılmaktadır. Öte yandan ülkede pek çok ABD ve NATO üssü bulunmaktadır. Örneğin, Libya’yı vuran koalisyon uçaklarının İzmir’deki NATO üssünden kalktığı biliniyor.

İncirlik Üssü’nün kullanımına dair tek “pürüz” 1975 yılında yaşandı. Buna vesile olan gelişmeler özetle şöyleydi: Başka gerekçeleriyle birlikte, 1974’te Türkiye’nin ABD’nin denetimi dışında Kıbrıs’a yönelik işgal harekâtının bir faturası olarak ABD tarafından silah ambargosu uygulandı. Türkiye ABD ve diğer NATO ülkelerinden hiçbir şekilde silah alımı yapamayacaktı. TSK için tam bir kriz demek olan bu durumun etkisiyle Süleyman Demirel’in başbakan olduğu 1975 yılında Türkiye’deki ABD’ye ait 21 üs ve tesis kapatıldı. Ancak İncirlik NATO’ya açık şekilde kullanıma açık tutuldu. Sonrasında 1978 yılında ABD Kongresi Türkiye’ye uyguladığı ambargoyu kaldırdı. Üslerin açılması ise 12 Eylül darbesi ile alınan kararla mümkün oldu. Özellikle 12 Eylül darbesinden sonra üste önemli iyileştirmelerin yapıldığı belirtilmektedir. Bugün ise İncirlik’te yaklaşık 2 bin 500 civarında ABD askerinin olduğu söylenmektedir.

İncirlik’teki nükleer tehlike!

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında New Yorker adlı bir dergide ‘İncirlik Üssü, NATO’nun en büyük nükleer silah depolama tesisine ev sahipliği yapıyor’ denilmişti. Amerikan Bilim Adamları Federasyonu Nükleer Bilgi Projesi Direktörü Hans M. Kristensen’e göre ise, İncirlik’te yeraltında bulunan depolama tesislerinde yaklaşık 50 adet B-61 hidrojen bombası tutuluyor. Guardian gazetesi de, Temmuz 2016’da çıkan bir yazıda, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Türkiye’de toplam 180 adet B-61 bombası bulunduğunu ifade etmişti.

Resmi kaynaklar bu gerçeği gizlese de çeşitli açıklamalar ve ABD emperyalizminin kirli savaş politikaları İncirlik Üssü’nün adeta nükleer silah deposuna dönüştürüldüğü konusunda kuşkuya yer bırakmıyor.

AKP’lilerin sahte pozları

Erdoğan ve AKP’sinin ne üslere, ne de emperyalizmle kurulan kirli ilişkilere dair bir sıkıntısı bulunmamaktadır. Türkiye özelde ABD emperyalizmine bağımlı bir ülke olarak sadece İncirlik’i değil birçok yeri ABD ve NATO üssü olarak kullandırtıyor. Sermaye devletinin diğer hükümetleri gibi AKP de bu konuda emperyalizmin gönüllü uşakları olarak görevlerini yerine getirmektedirler. Bu nedenle AKP’lilerin son dönemde İncirlik üzerinden geliştirdikleri “eleştirilerin” bir kıymeti yoktur.

ABD’nin de sadece İncirlik’ten ibaret olmayan üsleri ve etki alanıyla toplam olarak “Türkiye üssünden” vazgeçmeyeceği ortadadır. Başta ABD olmak üzere emperyalistlerle girilen her türden kölelik ilişkilerine son vermek, tüm askeri üs ve tesislere el koymak, NATO vb. emperyalist kurumlardan çıkmak için devrimci sınıf mücadelesinin büyütülmesi gerekmektedir.

 
§