7 Ekim 2016
Sayı: KB 2016/37

Emperyalist savaşın “aktif tetikçiliği”ne hazırlanıyorlar
Etkin tetikçilikte durmak yok, yola devam!
Muhalif basın neden hedefte?
Basına “terör” baskısı
15 Temmuz sonrası hapishanelerde yaşananlar
Silivri Hapishanesi’nde OHAL keyfiyeti
1. yılında Ankara Katliamı ve katil devlet gerçeği
Yeni Türkiye’nin “yeni kapısı”
Greif işçilerine bildiri dağıtımı
55. Vicdan ve Adalet Nöbeti
Kapitalizmin özel bir aşaması olarak emperyalizm - V. İ. Lenin
TKİP Programı'ndan... Emperyalizm ve dünya devrimi süreci
Enternasyonal mücadelenin maddi temeli güçleniyor
Komünistler yurtdışında merkezi geceye hazırlanıyor
ABD: Rusya ile Suriye’de ateşkesi askıya aldık
Emperyalistler arasında Halep çatışmaları ve yansıması
Dev-Genç 47 yaşında!
DGB: Ne kadar saldırırsanız saldırın boşuna!
Bahçelievler Katliamı
Çocuklarımız değil, istismar güvencede!
1917 Ekim Devrimi göstermiştir ki işçiler ülke yönetebilir!
İlk köle isyanı ve Spartaküs
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Silivri Hapishanesi’nde OHAL keyfiyeti

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Silivri Hapishanesi’nde yaptığı gözlemleri raporlaştırarak paylaştı. 4 Ekim günü İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan basın toplantısı ile duyurulan raporda öne çıkan ihlaller şu şekilde:

Siyasi tutsaklara “soruşturma cezaları”

Silivri 2 No’lu Hapishanesi’ndeki siyasi tutsaklara ilişkin soruşturma saldırısı uygulanarak hayata geçirilen çeşitli baskılar şu ifadelerle aktarıldı: “Siyasi tutsak Müslüm Cevahir Vurucu 18 Mayıs, Ulucanlar anmaları ve 1 Mayıs gibi eylemlere katıldığından dolayı 28 Nisan’da tutuklandı. Hapishaneye getirildiğinde çıplak aramayı kabul etmediği için darp edilmiş ve 2 ay görüş yasağı verilmiş. Ayağında platin olan annesi de ziyaret çıkışı çıplak olarak aranmak istenmiş. Avukat görüşlerinde de çıplak arama dayatılırken kabul etmeyince darp edilmiş, slogan atan arkadaşlarına da 1 ay iletişim cezası verilmiş. Sohbet hakkını 4 ay içerisinde bir kez kullanabilmiş, ayakkabı aramasına itiraz ettiği için sohbet hakkı elinden alınmış. 22 Temmuz’daki arama sırasında duvardaki İbrahim Kaypakkaya posterini almak isteyen gardiyanlar tarafından Ali Yetgin darp edilip kelepçelenerek süngerli odaya kapatılmış.”

Tecrit veya cezalı hücresi olarak tabir edilen yerde mutfak olmadığı, bulaşıklar için tuvaleti kullanmak gerektiği belirtilen raporda revire çıkmak isteyen tutsakların dilekçelerine yanıt verilmediği, mektupların geç gönderilip alındığı, OHAL’le birlikte siyasi tutsakların spor hakkının gasp edildiği de eklendi.

Ek olarak Silivri Hapishanesi’nde arkadaş görüşünün, BirGün ve Evrensel gazetesinin yasak olduğu, yemeklerin kötü olduğu, açık görüşün 2 ayda bir yaptırıldığı ve 2017 Haziran’ına kadar bayram görüşü yaptırılmayacağı da raporda yer aldı.

Hasta tutsağın raporu kaybedildi

Silivri 5 No’lu Hapishanesi’nde Aziz Bayın’ın şizofreni hastası olduğu için hapishanede kalamayacağına dair raporunun ise Diyarbakır Terörle Mücadele Şubesi tarafından kaybedildiğine dikkat çekildi. Buna ek olarak, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ise “hapishanede kalabilir” raporu verdiği belirtildi.

Yine aynı hapishanede İHD’li avukatların görüştüğü Cesim Yıldırım’ın, içeride 30’a yakın ağır hasta tutuklunun tedavilerinin engellendiğini söylediği aktarıldı.

Keyfi yayın kısıtlamaları

Silivri 6 No’lu Hapishanesi’nde ise keyfi yasakların hayata geçirildiğine değinildi. Evrensel ve BirGün gazetelerinin alınmadığı; devrimci-sosyalist yayınların da 10 sayı biriktirilip, kimisinin “kurum güvenliğini tehlikeye atıyor” denerek verilmediği, kalanların toplu olarak verildiği belirtildi. Yayın hakkının gasp edilmesine karşı Ali Haydar Keleş isimli tutsak tarafından infaz hakimliğine dilekçe yazıldığı ancak taleplerinin reddedildiği ifade edildi. Burada da sohbet hakkının kullandırılmadığı, 15 Temmuz’dan sonra bir süreliğine spor hakkının gasp edildiği, üç buçuk aydır nevresim verilmediği, dışarıdan nevresim ve müzik aleti kabul edilmediği raporda yer aldı.

Uğur Tuncer isimli tutsağın hapishane içindeki hastaneye sevk edildiğinde gardiyan tarafından “bunlar terörist, hepsinin kafasını ezeceğiz” denerek tutsağa küfür edildiği ve üstüne soruşturma açıldığı belirtilen raporda ziyaretçilere görüş gününün yanlış söylenmesi nedeniyle görüşçülerin gelip geri gittiği belirtildi.

Siyasi tutsaklara tecrit uygulanıyor

5 No’lu Hapishane’den alınarak “FETÖ” soruşturması kapsamında tutuklananların yanına, Silivri 9 No’lu Hapishanesi’ne konulan Zana Kaya ve İnan Kızılkaya’nın da tecritte olduğu, 5 No’luya sevk taleplerinin reddedildiği, can güvenliklerinden endişe duydukları belirtildi.

Yine aynı hapishanede kalan Görgin Oktar’ın anlatımına göre de 7 kişilik koğuşta 17 kişi kalındığına değinilerek “yemekler yenmez durumda, eşya dolabı yok, OHAL’le birlikte görüş süreleri kısalırken ayda birden iki ayda bire çıkarılmış, kelepçeli muayene dayatması yapılıyor” ifadeleri raporda yer aldı.

 

 

 

 

Tekirdağ F Tipi’nde baskı ve keyfi uygulamalar

 

OHAL ile Tekirdağ’a sürgün sevk ile gelen tutsaklara karşı baskılar ve keyfi uygulamalar yoğunlaşarak artıyor. İki ayı aşkın zamandır Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde bulunan tutsakların kıyafetleri, mektupları vb. eşyaları verilmeye başlansa da hala eşyalarının tamamını alabilmiş değiller. Ne zaman tam bir düzenleme yapılacağına dair bilgi alma çabaları da sonuçsuz kalıyor.

Geçtiğimiz hafta eşyaları verilen Naki Demir’in Sincan F Tipi Hapishanesi’nden gelen eşyalarının bir kısmı fazla olduğu gerekçesi ile teslim edilmedi. Naki Demir’in eşyalarını seçme ve fazla olanların depoya kaldırılması ve görüş gününde ailesine teslim etmesi talebi reddedildi. Yeni gelen ve hiç giyilmemiş olan kıyafetlerine el konuldu. Bunun üzerine hapishane yönetimine dilekçe yazıldı. Tutsaklar dilekçelerinin sürekli cevapsız bırakıldığını, dilekçelerin işleme dahi sokulmadığını düşündüklerini ifade ettiler.

 

 

 

 

Zorbalığa karşı hasta tutsaklarla dayanışmaya

 

Hapishanelerde hasta tutsakların tedavisi yapılmıyor. Hasta tutsaklardan biri olan Mehmet Yamaç yaklaşık 3 ay önce, kendisi de dahil hasta tutsakların tedavisinin yapılmamasını protesto ederek kendini yakma eylemi gerçekleştirmişti. Tedavi için Tekirdağ hapishanesinin yakınındaki hastane yerine, en az 1 saat uzaklıktaki Edirne hastanesine götürülmüştü. Sadece bu uygulama bile Mehmet Yamaç’ın vücudunda oluşan hasarı derinleştirmek, kalıcı hale getirmek içindi.

Hastane sonrası süreçte de buna uygun davranıyorlar. Tedavinin yapılmadığını Mehmet Yamaç’tan, bir dostuna yazdığı mektuptan dinleyelim:

Şu an tedavim hiçbir şekilde yapılmıyor. Hastaneden geldikten sonra tek bir defa bacaklarımdaki zımba tellerini çıkartmak için gittim, onun dışında hiçbir kontrol bile yapılmadı. Sol bacağım açılıp kapanmıyor. Hasan Yıldız yoldaş her gün ilaç sürüp bir saat hareket ettiriyor. Ben moral olarak çok iyiyim.”

Mehmet Yamaç hapishanedeki hasta tutsaklardan sadece biri. Yamaç ve tüm hasta tutsaklarla dayanışma göstermek, her şeyden önce insani bir görev. Siyasal olarak da dayanışma, dışarıya yönelik saldırıların önünü kesmek için gerekli. Yani her açıdan dayanışma kendini dayatıyor.

M. Kurşun

 
§