1 Nisan 2016
Sayı: KB 2016/13

Karanlığa ışık, sessizliğe çığlık olmak için 1 Mayıs'a!
Yoksulun can güvenliği için değil, sermayenin mal güvenliği için!
“Yılmadık, yılmayacağız!”
Kirli savaş ve direniş aralıksız devam ediyor
Çocuklar ancak sosyalizmde özgür olabilir!
Eğitim kurumlarında cinsel taciz
Yeraltından Sesler Mart ayı değerlendirmesi
Sermayenin asgari ücret hazımsızlığı devam ediyor
Beşiktaş Belediyesi’nde direniş sürüyor
Sermaye işçi sınıfının en ufak moral kazanımına acımasızca saldırıyor!
“Hep beraber bu mücadeleyi büyütelim”
“Haykırmaya devam edeceğiz; aşağılık sömürü düzeni son bulana kadar!”
“Haklı olan biziz! Korkumuz yok!”
DGB II. Genel Kurul sonuç bildirgesi
“Barbarları bekle”miyoruz, Tek yol devrim!
Gençlik Kızıldere şehitlerini andı
Kızıl Bayrak'ı güçlendirmek, devrim davasını güçlendirmektir
Mülteciler üzerinden kirli pazarlıklar ve vizesiz geçiş aldatmacası
Rojava ve Kuzey Suriye Federasyonu üzerine - D. Yusuf
Fransa’da grev ve eylemler
1 Mayıs’ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin asgari ücret hazımsızlığı devam ediyor

 

Sermaye çevrelerinin asgari ücrete yapılan zam üzerinden hazımsızlığı devam ediyor. Geçtiğimiz dönem asgari ücretler görünürde 1300 TL'ye yükseltilmiş, fakat sermaye devletine has ayak oyunlarıyla yapılan zam hızla kuşa çevrilmişti. Şöyle ki; asgari ücretlerin 1300 TL'ye yükseltilmesiyle birlikte Asgari Geçim İndirimi (AGİ) gasp edildi, zammın ardından sermayenin omuzlarına binecek olan yeni “yükler” devlet tarafından hafifletilerek emekçilerden kesilen vergi geliri ile finanse edilmeye başlandı. Buna rağmen sermaye çevrelerinin asgari ücret huzursuzluğu dinmedi.

28 Mart’ta konuyla ilgili olarak basına açıklamalarda bulunan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Yağız Eyüboğlu, asgari ücrete yapılan zamlarla birlikte “rekabet etmekte” zorlandıklarını iddia etti ve şöyle dedi:

“Nasıl ki çalışanlar kendi kazandığına bakıyorsa biz de kendi ödediğimize bakıyoruz. Asgari ücretin toplu iş sözleşmesinin olmadığı yerlerde işveren maliyeti 1935 lira, toplu sözleşmenin olduğu işyerlerinde 3512 lirayı buluyor. Türkiye satın alma gücü paritesine endekslendiğinde asgari ücret düzeyi bakımından 16 Avrupa ülkesini geride bırakıyor. Asgari ücretin işverene maliyeti yönünde ise OECD ülkeleri arasında 8’inci sırada.”

Eyüboğlu, Avrupa Birliği’nin istatistik kurumu Eurostat’ın verilerini öne sürerek Türkiye’de asgari ücretin aylık 947 Euro olduğunu iddia etti. Bu rakamın Türkiye’nin bire bir rekabet içinde olduğu ve Türkiye’den yatırım çeken ülkelerin başında gelen Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’ya göre oldukça yüksek olduğunu söyledi. Eyüboğlu sözlerine şöyle devam etti:

“OECD ortalamasıyla karşılaştırdığınızda Türkiye’de istihdam üzerindeki yükler 9-10 puan daha yüksek. Bu uzun vadede rekabetçiliğimiz üzerinde çok büyük bir sıkıntı. Sadece reel işgücü maliyetlerindeki artışa değil verimliliğe de odaklanmamız lazım. Ki verimlilikte de işler iyi gitmiyor. Uzun vadede bunun yaratabileceği sorunlar var.”

TİSK Başkanı Eyüboğlu yaptığı açıklamalarda 'Suriyelileri çalıştırmaya hazırız' diyerek, hem sermayenin ihtiyaç duyduğu ucuz işgücü rezervi olarak Suriyeli mültecileri işaret etti, hem de işçi sınıfına gözdağı vermiş oldu.

 

 

 

 

İş cinayetlerine karşı iş bıraktılar

 

Kapitalistlerin kâr hırsı nedeniyle artan iş cinayetlerine karşı işçiler arasında öfke büyüyor. 29 Mart’ta İstanbul ve İzmir’de yaşanan iş cinayetlerine işçilerin yanıtı iş bırakmak oldu.

İşçiler TEM’i kapattı

İstanbul Bahçeşehir’deki bir inşaatta Göl Panorama adlı inşaatlar grubunda çalışan ve kaynakçılık yapan Adem Babacan, 29 Mart günü sabah saatlerinde 24. kattan düşerek yaşamını yitirdi. Gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı inşaatta katledilen işçinin arkadaşları, Babacan’ın cansız bedeninin saatlerce bekletilmesine ve iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına tepki göstererek inşaatın önünden geçen Avcılar-TEM bağlantı yolunu her iki yönde de bir süreliğine trafiğe kapattı.

İşçiler hiçbir iş güvenliği önlemi alınmadığını belirtirken en basit önlem olarak, inşaatta bulunması gereken “iş güvenliği” tabelalarının dahi cinayetin ardından koyulmaya çalışıldığına dikkat çekti.

Bölgeye gelen polisin, savcının incelemesi için cenazeyi olay yerinde saatlerce beklettiğini söyleyen işçiler, tepkilerini Avcılar-TEM bağlantı yolunun her iki yönünü de trafiğe kapatarak gösterdi. Bunun üzerine devletin kolluk güçleri de işçilere karşı olay yerine sevk edilirken işçiler bir süre sonra yoldan çekildi.

Gemi söküm işçileri iş bıraktı

İzmir’in Aliağa İlçesi’nde bulunan gemi söküm bölgesinde 29 Mart’ta iş cinayeti yaşandı.

Ege Çelik Sanayi adlı firmada gemi sökümü yapıldığı sırada, sarı bakır kabloları toplamakla görevli Ercan isimli işçi, kesimcilerin kestiği parçaların altında kalarak yaşamını yitirdi.

Yaşanan iş cinayetinin ardından bölgede çalışan tüm işçiler iş bıraktı.

Aliağa’daki gemi söküm bölgesi sık sık iş cinayetleriyle gündeme geliyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında da Behlül Gökduman isimli 37 yaşındaki işçi tankerin sökümü sırasında sac keserken düşmüş ve yaşamını yitirmişti.

 

 

 

 

Şişecam işçileri İstanbul'daki direnişi sonlandırdı

 

Direnişçi Şişecam işçileri 29 Mart’ta gerçekleştirdikleri etkinlikle İstanbul’daki direnişlerini bitirdiler. Beykoz’daki Kristal-İş Sendikası Genel Merkezi önündeki direnişlerini 140 gün sürdüren ve her türlü olumsuz koşula, polis ve sendika işbirliğiyle yapılan saldırılara karşın direnen işçiler, direnişin İstanbul ayağını bitirdiklerini ve direnişlerini Mersin’de sürdüreceklerini ifade ettiler.

Etkinlikte direnişçi işçiler teker teker söz alarak direniş boyunca yaşadıklarını ve direnişin neler kazandırdığını anlattılar. Direnişe destek olan tüm kurumlara ve emek dostlarına teşekkür ettiler.

Etkinliğe DEV TEKSTİL’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kurum destek verdi.


 
§