27 Aralık 2013
Sayı: KB 2013/50

2014: Mücadeleye devam!
AKP, “paralel devlet” ve Kürt hareketi
Yolsuzluk operasyonu üzerine
Aslolan kazançsa gerisi teferruattır”
Toplantı ve yürüyüş hakkı “yasak” kıskacında
Baskı ve işkenceye karşı mücadeleyi yükseltelim!
Yargılayanlar yargılanıyor!
“Asgari ücretlinin payı azalıyor!”
Greif işçileri greve hazır!
Emekçiler grevle alanlara çıktı!
BDSP’den seçim seminerleri
Gebze’de asgari ücret ve yolsuzluklara protesto!
Haziran Direnişi - 2 H.Fırat
Cenevre’ye ortak heyetle gidiyorlar
Dünyadan eylemler
2013: Bu daha başlangıç!
Ali Serkan Eroğlu anıldı
İÜ’de faşist saldırılara karşı eylem
Yargısız infaz düzeni yargı korumasında!
Bir ring sohbetinden yansıyanlar
İtibarımızın iadesine ihtiyacımız yok!
“Devletin elini tutmayacağız!”
(U)mutlu yıllar kadınlar!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Devletin elini tutmayacağız!”

 

Roboski Katliamı’nın ikinci yıldönümü nedeniyle Türkiye Barış Meclisi, İstanbul’da 21 Kasım’da bir anma gerçekleştirdi. Roboski’nin halen kanayan bir yara olduğunu tema alan etkinlikte, faillerin yargılanması için mücadelenin sürdürüleceği vurgulandı.

Şişli Kent Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Roboskili ailelerden Ferhat Encü, Felek Encü, Hikmet Alma’nın yanısıra, katılanların arasında Akin Birdal, BDP İstanbul il ve ilçe yöneticileri de vardı.

Etkinliğin program sunumunun ardından, anmayı düzenleyen Barış Meclisi Dönem Sözcüsü Hakan Tahmaz açılış konuşmasını yaptı. Roboski Katliamı’nın üzerinden 724 günün geçtiğini, bütün herkesin gözü önünde gerçekleştirildiğini belirtti. Roboski’nin yarayan bir kana olduğunu, ne idari ne de yargısal olarak bir adım ileri gidilmediğini, tek bir kişinin dahi yargı önüne çıkarılmadığını söyledi.

Açılışın ardından, Roboski Katliamı’nı konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı. Program dava avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin konuşması ile sürdü. Roboski’nin siyasi bir meseleden önce vicdani ve insani bir mesele olduğunu belirten Elçi, adaletin sağlanamadığı yerde toplumsal barışın sağlanamayacağına işaret etti.

Katliamda hayatını yitiren 13 yaşındaki 7. sınıf öğrencisi Erkan Encü’nün annesi Felek Encü, söz alarak düşüncelerini aktardı. Konuşmakta oldukça zorlanan anne Encü, gözyaşları içinde sözlerine devam etti. Başbakan’la yapılan görüşmeyi anlatan anne Encü, neden TC vatandaşı yapıldıklarını, sırf katletmek için mi kimliklerin kendilerine verildiğini sorduğunu belirtti. Anne Encü, hükümetten ve askerden halen hesap sorulmadığını ifade etti.

Artık başka anaların ağlamasını, başka katliamların yaşanmasını istemediklerini ifade eden anne Encü “Elimizden tutun, bırakmayın, hesap sorun” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Etkinlikte ailelerden Nadir Alma’nın abisi Hikmet Alma, aralık ayında yaşanan katliamlarda katledilenleri anarak konuşmasına başladı.

Yıllardır Kürt halkı üzerinde katliamların uygulandığını söyleyen Alma, 21. yüzyılda teknolojinin bu kadar geliştiği bir zamanda Roboski’nin yaşanmış ve sorumluların ortaya çıkarılmamasının kendileri için daha özel bir yerde durduğunu belirtti. Alma, Heron görüntülerinin kardeşlerinin evden çıkışı, mazotları alıp geri dönene kadar ki görüntüleri içerdiğini, buna rağmen bu katliamın gerçekleştirildiğini ve şuan görüntülerde katliam anının olmadığını ifade etti. Alma, faillerin yargılanmasını ilke ve hedef edindiklerini, failleri bulmayan devletin elini ise tutmayacaklarını dile getirdi.

Etkinlikte, Akil İnsanlar Heyeti üyesi Levent Korkut barış süreci üzerine, Radikal Gazetesi yazarlarından Özgür Mumcu medyanın ‘görme ve görmemesi’ üzerine, Türkiye Psikiyatri Derneği’nden Hira Selma Kalkan katliamın yarattığı travmalar üzerine, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe Betül Çelik de Kürt sorunun çözümü konusunda konuşma yaptı.

Etkinlikte, İlkay Akkaya türküler, oyuncu Orhan Alkaya ise katledilenler için şiir seslendirdi. Anma, Dengbej İbrahime Piriki’nin, Roboski için Kürtçe yaktığı ağıtlarla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

Faili meçhul” yargı korumasında

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘90’lı yıllarda işlenen bir dizi “faili meçhul” cinayete ilişkin hazırlanan iddianame mahkemeye gönderildi. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede eski başbakanlar Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in de arasında bulunduğu bazı isimler, haklarında verilen “takipsizlik” kararıyla dava başlamadan aklandı.

TMK’nın 10. Maddesi’yle yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kemal Ağar, Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, o dönemde dairede görev yapan Korkut Eken, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ve Ayhan Çarkın’ın da arasında bulunduğu özel harekat polisleri ile toplam 19 kişi “şüpheli” olarak yer aldı.

‘Şüpheli’lerin, 1990’lı yıllarda işlenen bir dizi “faili meçhul” cinayetle ilgili, 765 sayılı TCK’nın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek” suçundan cezalandırılması istendi.

‘Şüphelilerden’ Mahmut Yıldırım’ın, bu dosyada uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları iddia edilen İranlı Askar Simitko ve Lazım Esmaeili’nin İstanbul’da 1995’te öldürülmesinden sorumlu tutulduğu öğrenildi.

Dava süreci devam ederken, Savcı Bayındır’ın ek takipsizlik kararı ile yargısız infazların bir dizi sorumlusunu iddianame dışında bıraktığı ortaya çıktı. Böylece iddianamede tetikçiler ve alt görevlerdeki yöneticiler ‘şüpheli’ bırakılarak aklama sürecine devam edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tarafından açılan Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Alper Tekdemir’in yargılandığı bir “faili meçhul” davası daha bulunuyor. Savcı Bayındır’ın, bu davayla iddianamenin birleştirilmesi talebini mahkemeye gönderdiği kaydedildi.

 
§