27 Aralık 2013
Sayı: KB 2013/50

2014: Mücadeleye devam!
AKP, “paralel devlet” ve Kürt hareketi
Yolsuzluk operasyonu üzerine
Aslolan kazançsa gerisi teferruattır”
Toplantı ve yürüyüş hakkı “yasak” kıskacında
Baskı ve işkenceye karşı mücadeleyi yükseltelim!
Yargılayanlar yargılanıyor!
“Asgari ücretlinin payı azalıyor!”
Greif işçileri greve hazır!
Emekçiler grevle alanlara çıktı!
BDSP’den seçim seminerleri
Gebze’de asgari ücret ve yolsuzluklara protesto!
Haziran Direnişi - 2 H.Fırat
Cenevre’ye ortak heyetle gidiyorlar
Dünyadan eylemler
2013: Bu daha başlangıç!
Ali Serkan Eroğlu anıldı
İÜ’de faşist saldırılara karşı eylem
Yargısız infaz düzeni yargı korumasında!
Bir ring sohbetinden yansıyanlar
İtibarımızın iadesine ihtiyacımız yok!
“Devletin elini tutmayacağız!”
(U)mutlu yıllar kadınlar!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyadan eylemler...

 

Hamburg’da Rote Flora için militan direniş!

Hamburg’da “Rote Flora” isimli kültür merkezinin tahliye edilmesini engellemek ve “Lampedusa grubu” olarak anılan Afrikalı bir grup mülteciye sığınma hakkı tanınmasını talep eden eylemciler, ayrıca Reeperbahn semtinde “Esso Evleri” olarak bilinen konutların boşaltılmaması için eylem yaptılar. Hamburg’un merkezinde düzenlenen eyleme binlerce kişi katıldı. Eylemde sol örgütler ve polis arasında sert çatışmalar çıktı. Çatışmalar sonucunda 700’e yakın kişi yaralandı. Sol gruplar adına konuşan Florentin Müller, eylem kararı için şu açıklamayı yaptı: “Bekleyemezdik, harekete geçmeliydik. Çıkarlarımızı korumak zorundayız. Almanya’da protestolar düzenleyebilecek imkanımız var. Bu protestolarla siyasi baskıyı ortaya çıkaracağız.”

Öfkeli eylemciler polis saldırısına karşı barikatlar kurdular ve çöp konteynerlerini ateşe verdiler. Polise taşlarla karşılık veren binlerce kişi, süper market ve bankalara da şişe ve taş attılar. Ayrıca Sosyal Demokrat Parti (SPD) İlçe Binası’nın camları kırıldı.

Reeperbahn ve St. Pauli semtlerinde yaşanan çatışma saatlerce devam etti. Çatışmanın demiryollarına sıçraması üzerine Hannover, Berlin, Bremen ve Rostock’a gidecek trenler saatlerce beklemek zorunda kaldı.

İsveç’te neo-Nazi saldırısına tepki

İsveç’te geçen hafta ırkçılık karşıtı göstericilere saldırı yaşanmış, iki eylemci neo-Naziler tarafından bıçakla yaralanmıştı. Bunun üzerine içlerinde sanatçı, aydın ve bilim insanlarının bulunduğu 20 bin kişi saldırının yaşandığı Karrtorp’daki meydanda toplanarak eylem düzenledi.

17 demokratik kitle örgütünün düzenlediği eylemde “Dayanışmaya evet, ırkçılığa hayır” yazılı pankart taşındı. Ayrıca İslamofobi, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı şiarların yazılı olduğu birçok pankart da eylemde yer aldı. Şölen havasında geçen eylemde sanatçılar ve eylemciler hep birlikte şarkılar söylediler.

Neo-Nazi saldırıları Stockholm’deki büyük gösterinin yanısıra birçok şehirde de kınandı. Hafta boyunca ırkçılık karşıtı gösterilere sahne olan İsveç’e Almanya’dan da destek geldi. Birçok Alman taraftar grubu futbol maçlarında İsveç’teki gösterilere destek verdiler.

 

 

 

 

Hollanda-Utrecht’te
FKP kuruluş etkinliği

 

Filipin Komünist Partisi, 22 Aralık 2013 tarihinde Hollanda’nın Utrecht kentinde 45. kuruluş yılı vesilesiyle bir etkinlik gerçekleştirdi.

Avrupa’nın en gerici devletlerinden biri olan Hollanda devleti, başından itibaren FKP ve onun şimdilerde onursal başkanı olan Jose Mario Sison’a karşı saldırgan bir tutum içinde olmuştur. FKP sürekli gözetim altındadır, her çalışması yakından izlenmektedir. J. M. Sison yıllardır politik oturum alamamaktadır. Gerici Hollanda FKP’yi de J. M. Sison’u da emperyalist sistem için bir tehdit ve tehlike olarak görmektedir. Bundan hareketle ona oturum hakkı vermemiş, onu adeta bir rehin konumunda yaşamaya mahkum etmiştir.

FKP önderliği bundan hareketle 45. kuruluş etkinliğini bir kültürel etkinlik olarak düzenlemişti. Buna rağmen, kuruluş etkinliği fiilen bu sınırları aştı, yaratıcı yol ve yöntemler kullanılarak politik yoğunluklu bir etkinliğe dönüştü.

Şöyle ki; etkinlikte, J. M. Sison uzun uzun Filipin devriminden, onun dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin görüşlerini anlattı. Bunu günümüz dünyasındaki küresel kriz, bunun tetiklediği sınıf ve kitle hareketleri, tüm bu gelişmelerin devrimci partilere yüklediği görev ve sorumluluklar konusundaki açıklamalar izledi. J. M. Sison’un konuşmasında en dikkate değer olan ise, emperyalist-kapitalist sisteme karşı mücadelenin, kendi ifadesiyle mutlaka reformizme, revizyonizme ve her türden oportünizme karşı mücadele ile birleştirilmesi gerektiğine ilişkin vurgu yapması oldu.

Akabinde Belçika Emek Partisi temsilcisi de kısa bir konuşma yaptı. Belçika EP temsilcisi, özetle, Filipin devrimi, devrime önderlik eden FKP ve bu arada da J. M. Sison’a verdikleri değeri dile getirdi. Yanı sıra, burjuva demokrasisinin iki yüzlülüğünü teşhir etti, devrim ve devrimci iktidar çağrısı yaptı. Etkinliğe bu konuşmaların ardından kısa bir ara verildi.

J. M. Sison etkinlikte dile getirdiği düşüncelerini iki kitapta toplamıştı. Arada bu iki kitabı imzaladı, farklı ülkelerden gelen parti ve kurum temsilcileriyle diyaloglara girdi.

Etkinliğin ikinci bölümünde kültürel çalışmalar sergilendi. İlk önce FKP gençliğini temsilen iki genç ve ardından davetli dost bir grup, beğeni ile dinlenen dinleti sundular. Etkinlikte giderek canlı bir atmosfer oluştu. Fakat en çok, Filipin devrimi ve kadınların devrimdeki etkin rolü konulu oyunları bir anda salona hareket getirdi. Salondaki kadınlar ve gençler coşku yüklü sloganlar attılar. Etkinliğin bu bölümünün finali, tüm katılımcılarca coşkulu bir biçimde Enternasyonal marşının söylenmesi ile taçlandırıldı. Tekrar ara verildi.

Kuruluş etkinliği akşam sergilenen kimi kültürel çalışmaların ardından sona erdi.

Komünistler olarak bu mütevazi ama anlamlı etkinliğe biz de katıldık. Ayrıca TKİP Yurtdışı Örgütü imzalı bir mesaj sunduk. Filipinli devrimciler ve J. M. Sison tarafından her zamanki gibi oldukça dostça ve sıcaklıkla karşılandık.

Yurtdışından komünistler

 

 

 

 

Lozan’da öğrenci yürüyüşü

 

Öğrenciler, eğitimi meta olarak gören ve yapısını daha da ticari hale getiren yasaya karşı sessiz kalmadılar. Her yerde olduğu gibi, Lozan Üniversitesi’nde okuyan öğrenci gençlik de, yasaya karşı eylem örgütledi.

Öğrenciler ücretsiz ve kaliteli eğitim hakkı için bir yürüyüş gerçekleştirdi. Coşkulu ve canlı bir atmosferin hakim olduğu yürüyüş sırasında, sık sık sloganlar atıldı. Bu arada, farklı kentlerden gelen öğrenciler kendi kanton hükümetlerinin aldığı benzer nitelikteki kararları teşhir eden bildiriler okudular. Meşalelerle yapılan yürüyüş hükümet binasının önünde son buldu.

Yeni yılda da eğitime dönük saldırı yasalarına karşı mücadelenin süreceğinin belirtilmesinin ve “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” sloganının haykırılmasının ardından yürüyüş sona erdi.

İsviçre’nin çeşitli üniversitelerinde bir yandan senelik vergide artış yaşanırken, bir diğer yandan Vaud Kantonu’nda “Eğitim ve mesleki yardım” yasalarında yeni düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor.

Söz konusu düzenleme, eğitim ve mesleki yardımlara dönük kısıtlamalar başta olmak üzere, ev dışı yemek ücretlerinin 11 Frank’tan 7 Frank’a düşürülmesi gibi önlemleri içeriyor. Bunları burs konusunda yapılması düşünülen yeni düzenleme tamamlıyor. Bu yeni yasa tümüyle işçi ve emekçi çocuklarının aleyhinedir, onların eğitim haklarının açıktan gasp edilmesi anlamını taşıyor.

Kızıl Bayrak / Lozan

 
§