06 Aralık 2013
Sayı: KB 2013/47

Haziran başlangıç, işçi sınıfı gelecek!
Düzene karşı devrim!
Bu pisliği devrim temizler!
AKP-cemaat çatışması üzerine notlar... - Haydar Baran
“ÇHD’lilere sahip çıkalım!”
Zamana oynuyorlar!
Kılıçdaroğlu ile partisi ABD’de “görücüye” çıktı
Herkese eşit, parasız ve nitelikli sağlık!
“Sağlık verilerinin korunması haktır!”
Bosch işçilerinin mücadele birliği güçleniyor!
Gebze’de mücadele çağrısı
Hak-İş bürokratlarından zoraki Feniş ziyareti!
Yatağan’da kavga sürüyor!
Kasım ayında 128 iş cinayeti yaşandı
Din, dinsel akımlar ve tutumumuz
Köksüz bir yazarın kök arayışı - 1 K.Toprak
Ukrayna ve Alman burjuvazisinin kirli emelleri
Cenevre 2’ye giderken...
Bir sene devrilirken... - T. Kor
Dünya iklim krizinde
Dershaneler de özel okullar da kapatılsın!
Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
15 yılın coşkusuyla kitlesel, devrimci final!
“Sana zafer sözümüz olsun!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hak-İş bürokratlarından
zoraki Feniş ziyareti!

 

85 gündür Hak-İş tarafından unutulan Feniş direnişi 28 Kasım’da birçok Hak-İş yöneticisi ve sendika temsilcisi tarafından ziyaret edildi.

Bir süredir işçilerin sendika yönetimine karşı öfkeleri had safhada idi. Çelik-İş Gebze Şubesi sürekli bu yönde tepkilerle karşılaşıyor, eğer Hak-İş ve Çelik-İş harekete geçmezse Ankara’ya, sendikanın genel merkezine gidileceği ve Hak-İş’in teşhir edileceği söyleniyordu. Bunun üzerine harekete geçen Hak-İş yönetimi en kısa zamanda Feniş’e geleceklerini duyurdu ve işçilerin basıncıyla direnişi ziyaret edip Feniş üzerine neler yaptıklarını allayıp pullayıp anlattılar.

Hak-İş Genel Başkanı, Çelik-İş Genel Başkanı, Hizmet-İş yöneticileri, OLEYİS, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı gelen ziyaretçiler arasında idi. Toplantı başlamadan önce işçiler ‘kaba tepkiler’ verilmemesi üzerine uyarıldı. Bu uyarının ardından işçiler ‘burada kimsenin şakşakçılık yapmayacağını, bu zamana kadar nerede olduklarını sormak gerektiğini’ vurguladılar. İşçilerin çoğu, sendika yöneticileri geldiğinde slogan ve alkışlara katılmadı.

Yemekhanede başlayan toplantıda söz alan işyeri baştemsilcisinin yaptığı selamlamanın ardından Şube Başkanı söz aldı. Süreci kısaca anlattıktan sonra Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan’a sözü bıraktı. Arslan, kıdem tazminatı ve maaşlarla ilgili sorunu “yasal yollarla” çözmek için bakanlarla görüştüklerini, buna ilişkin çeşitli yolları zorladıklarını anlattı.

Kıdem tazminatının fona devredilmesi gerekiyor!”

İşçilerin yaşadıkları sorunun “eğer kıdem tazminatı fonda olsa idi bu sorunları yaşamayacaklarını” söyleyen Arslan, adeta fonun reklamını yaptı. Arslan, kamuoyunda “yanlış anlaşıldıklarını” kıdem tazminatının 30 gün üzerinden fona devredilmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını iddia etti. Ayrıca bu direnişin çözümünün boyunlarının borcu olduklarını söyleyerek sözlerine son verdi. Bürokrat takımı “zaman sıkışıklığı” bahanesiyle kısaca sorulara hızla cevap vereceklerini söyleyerek kaçmaya çalıştılar.

Fakat işçiler direnişe, talep ve eylem hedeflerine yönelik sözlerini yine de söylediler.

Bir işçi tazminatlar işsizlik fonundan ödendikten sonra Aloğlu’ndan devletin bir şekilde parayı tahsil edebileceğini ifade etti. “Hakan Fidan için bir gecede yasa çıkarılıyor ise bunun içinde çıkarılır” diyen işçi, ayrıca Hak-İş’e bağlı şubelerin, temsilcilerin sadece bu şekilde gelmiş olmasına, 85 gündür bir ziyarete bile gelmemelerine tepki gösterdi.

İkinci temsilci ise devletin bir çok bakanı ve bürokratı ile görüşmelerin olmasına rağmen sonuç alınamadığını, Çalışma Bakanlığı’nın önünde eylem yapılması gerektiğini söyledi. Bu eylemin Hak-İş tarafından genele yayılarak yapılması gerektiği ve üretimden gelen gücün kullanılması gerektiğini söyledi. “Nasıl ki Mısır başkanı Mursi için eylem yapıyorsunuz Feniş işçileri içinde bu yapılması gerekiyor” dedi.

85 gündür gelmeyen, işçilerin basıncı ile gelen ve geldikleri gibi de giden sendika yöneticileri işçilere kıdem tazminatının fona devredilmesinin reklamını yaptılar, hukuki süreçlerde bile Aloğlu’nun nasıl korunduğunu anlatırken yine de “hukuki süreçlerle bu işin çözüleceğini” anlattılar. Yönetmelik ve yasalarda hiçbir değişiklik yapılmamasına karşın işçileri yasal cenderenin içerisine hapsetmeye yönelik söylemlerde bulundular. Bürokratlar işçilerin biriken öfkesini kontrol altına almaya çalıştılar.

Soruları yanıtlayan Arslan, “görüşmelerin olduğu bir dönemde bir mitingin ya da başka bir eylem biçiminin doğru olmayacağını” dile getirdi. Genel geçer verilen cevapların ardından toplantı son buldu.

Kızıl Bayrak / Gebze

 

 

 

 

Kartal Belediyesi işçileri iş bıraktı

 

Kartal Belediyesi’ne bağlı KARYAPSAN ve KARTURSAŞ şirketlerinde çalışan işçiler haklarını alamadıkları için 4 Aralık sabahı iş bırakma eylemi başlattılar.

Genel-İş Sendikası 1 No’lu Şube üyesi olan taşeron işçilerinin toplu iş sözleşmesinden doğan soysal hakları, maaş ve sözleşme farkları iki yıldır uygulanmıyor.

Sendikanın Belediye Başkanı ve şirket yöneticileriyle defalarca yaptığı görüşmelerden hiçbir sonuç alınamaması üzerine, işçilerin alacaklarının kişi başına 4 bin ile 5 bin TL arasında olduğu belirtilerek iş bırakma eylemi gerçekleştirildi.

Sabah çalıştıkları yerlere giden işçiler işbaşı yapmayarak eylemlerini başlattılar. Taşeron işçilerin yaptığı eyleme sözleşme farklarını alamayan kadrolu işçilerin de katıldığı ifade ediliyor.

Sendikanın girişimlerine rağmen daha önce de bir sonuç alınamamış ve işçiler defalarca eylem yaparak haklarını istemişlerdi. Gelinen yerde hala bir sonuç üretilmemesine karşın iki-üç günlük bir eylem sürecine girildiği söyleniyor. Sendikanın yaptığı açıklamada ise talepleri karşılanmadığı oranda işçiler yarın da toplu şekilde viziteye çıkarak işbaşı yapmayacaklar.

Bu süreçte de herhangi bir gelişme olmaması durumunda bir yürüyüş yapılacağı da işçiler tarafından ifade ediliyor.

Kızıl Bayrak / Kartal

 

 

 

 

Abdi İbrahim’de işten atma

 

Abdi İbrahim ilaç firması, ilaç mümessillerinin neredeyse tamamını “haksız prim kazanmak için hayali satış” gerekçesiyle işten çıkardı. İşten çıkarılanlar için İş Kanunu’nun 25. maddesi uygulanarak kıdem ve ihbar tazminatları da ödenmedi. Şirketin “hayali ilaç satışı” iddiasına ise işten çıkarılanlardan yanıt geldi.

İşten çıkarılan bir çalışan şunları aktardı: “Şirket içinde neredeyse bir mahkeme kurdular. Resmen sorgulandık. Bizi hırsızlıkla suçladılar. Hakkımızı aramak için biz de hukuki yollara başvurduk. İşten çıkarılanlar olarak eylem yapmaya hazırlanıyoruz. Gerekirse şirketin önünde yatacağız ve eylemi sürdüreceğiz.”

Ayrıca işten çıkarılanlar 3-4 yıllık çalışanlar olduklarına dikkat çekerek tazminat vermemek için bu sistemin ortaya atıldığını savundular.

Abdi İbrahim ilaç tekeli işçilerini de ağır sömürü ve sefalet koşullarında çalıştırmasıyla bilinen bir sermaye grubu. 2012 yılının sonunda 200’ün üzerinde işçinin işten atılması üzerine 3 işçi direnişe başlamış Abdi İbrahim’deki sömürüyü teşhir etmişti.

 
§