06 Aralık 2013
Sayı: KB 2013/47

Haziran başlangıç, işçi sınıfı gelecek!
Düzene karşı devrim!
Bu pisliği devrim temizler!
AKP-cemaat çatışması üzerine notlar... - Haydar Baran
“ÇHD’lilere sahip çıkalım!”
Zamana oynuyorlar!
Kılıçdaroğlu ile partisi ABD’de “görücüye” çıktı
Herkese eşit, parasız ve nitelikli sağlık!
“Sağlık verilerinin korunması haktır!”
Bosch işçilerinin mücadele birliği güçleniyor!
Gebze’de mücadele çağrısı
Hak-İş bürokratlarından zoraki Feniş ziyareti!
Yatağan’da kavga sürüyor!
Kasım ayında 128 iş cinayeti yaşandı
Din, dinsel akımlar ve tutumumuz
Köksüz bir yazarın kök arayışı - 1 K.Toprak
Ukrayna ve Alman burjuvazisinin kirli emelleri
Cenevre 2’ye giderken...
Bir sene devrilirken... - T. Kor
Dünya iklim krizinde
Dershaneler de özel okullar da kapatılsın!
Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
15 yılın coşkusuyla kitlesel, devrimci final!
“Sana zafer sözümüz olsun!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Zamana oynuyorlar!

 

1 Haziran günü polis kurşunu ile vurularak yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün katledilmesi ile igili davanın üçüncü duruşması 2 Aralık’ta Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Ankara Başsavcılığı, Ethem’i vuran polis Ahmet Şahbaz hakkında ‘meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle öldürme’ suçundan dava açmıştı. Hem dava ile ilgili gelişmeler hem de ortaya çıkan yeni olgular, katilin ve onu koruyan devletin yalanlarını ortaya seriyor. İşçi ve emekçilerin insanca bir yaşam talebine faşizmi yükselterek cevap veren sermaye devleti, katliamcı kimliğini ne yapsa gizleyemiyor.

Tarihi boyunca toplumun üzerine sürdüğü katillerle artık sayılamayacak kadar infazlar, katliamlar gerçekleştiren sermaye devleti, Ethem Sarısülük davasında da yine tarihte her dönem örneğine sıkça rastladığımız bir aklama senaryosunu sahneye koymuş durumda. Katilin tutuksuz yargılanmasına karar verilmesi ile başlayan aklama oyunu, 2 Aralık’ta üçüncü duruşması yapılan davaya günler kala mahkemenin aldığı ara karar ile sürdü.

Sarısülük davasında mahkeme heyeti çekildi!

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi “güvenlik” gerekçesini kullanarak Şahbaz’ın mahkemeye gelmeden ifade alım işleminin Urfa’dan telekonferans ile yapılmasına önceki duruşmada karar vermişti. Buna ek olarak 28 Kasım’da alınan ara kararda katil polisin de avukatlarının ifade alım sırasında bulunmasına gerek olmadığını açıkladı.

2 Aralık günü yapılan duruşmada katil polisin telekonferans yöntemi ile görüntülü olarak ifadesi alındı. Duruşma katil polisin kimlik tespiti ile başladı. “Önlisans mezunu” olduğunu belirten katil polis, 1986-Hatay Dörtyol doğumlu olduğunu söyledi. Sabıka durumunun sorulması üzerine “Yok” dedi, ancak mahkeme salonundakiler cevaba tepki gösterdi. Sabit bir ikamet adresi olmadığını iddia etti.

Katil polisin ekrana yansıyan görüntüsünde bıyık ve gözlük taktığı görüldü. Avukatlar, katil polisin peruk ve takma bıyık kullanıp kullanmadığını sordu. Dosyada fotoğrafı olmadığı için kimlik doğrulması yapılamadığını belirttiler.

Ayrıca avukatlar salondaki sivil polislerin çıkarılmasını talep ettiler. Ancak mahkeme heyeti talebi kabul etmeyerek iddianamenin okunmasına geçti. Ardından katil polisin yazılı savunması okundu. Katil polis, tam bir arsızlık örneği sergileyerek, “Ethem’in ölümünden taş atan arkadaşlarının sorumlu olduğunu” söyledi. Avukatı da benzer bir savunma ile saldırıya geçti. Şahbaz’ın avukatı “Müvekkilim katil değildir. Katil görmek isteyenler aynaya baksın” dedi.

Sarısülük ailesinin avukatları tarafından yöneltilen sorulara sürekli “hatırlamıyorum” sözleri ile cevap veren katil polis, kendisine kaç taş atıldığını hatırlamasına rağmen, Olay Yeri Tutanağı’nı imzalayıp imzalamadığını hatırlamadığını iddia etti. Sarısülük ailesinin avukatları da savunma yaptı ve duruşmaya ara verildi. Aranın ardından duruşma yeniden başladı. Mahkeme heyeti, duruşma boyunca tarafsızlığına yönelik çok sayıda eleştiri olduğunu söyleyerek davadan çekildiğini ve dosyanın bir üst mahkemeye gönderilmesine karar verdiklerini açıkladı. Kararın ardından duruşma sona erdi.

Yalanı da kurtaramadı

Şanlıurfa Koruma Şube Müdürlüğü’ne atanan ve tutuksuz yargılanan katil polis Ahmet Şahbaz’ın olaylar sırasında kendisine atılan taşlar nedeniyle yaralandığı gerekçesiyle 1 Haziran tarihinden itibaren iki günlük rapor almıştı. Ancak 2 Haziran tarihli ‘Olay Yeri Tutanağı’nda Şahbaz’ın da imzasının bulunduğu ortaya çıktı. Şahbaz’ın raporlu olduğu tarihte düzenlenen olay yeri tutanağına imza attığı anlaşıldı.

Katil polis, 24 Haziran 2013 günü savcıya verdiği ifadesinde, “Ben olaydan iki gün sonra internet ve televizyonlarda olay görüntüleri yayımlanınca ateş ederken birinin yaralandığını öğrendim. O ana kadar haberdar değildim” demişti. Ancak 2 Haziran tarihli ve kendisinin de imzasının bulunduğu Olay Yeri Tutanağı’nda Ethem Sarısülük’ün vurulduğu bilgisine sahip olunduğu anlaşıldı. Tutanakta şöyle denildi: “Polis memuru Ahmet Şahbaz’ın uyarı ateşi yaptığı esnada eylemci grup tarafında yakın mesafede atılan çok sayıda taş kendisine isabet etmiştir. Bu esnada saldırgan grubun arasında bulunan Ethem Sarısülük’ün yere düştüğü ve devamında ambulansla hastaneye gönderildiği gözlemlenmiştir.”

Sarısülük ailesi, olay tutanağında imzası olan polis amirleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ahmet Şahbaz’a talimat veren polis amirleri hakkında da dava açılması talep edilmişti. Ancak savcılık soruşturmada amirler hakkında takipsizlik kararı verdi. Ailenin avukatları takipsizlik kararına itiraz etti. İtirazı görüşen Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi de savcılığın verdiği takipsizlik kararını hukuka uygun bularak yapılan itirazı reddetti.

Bu gelişmelerin yanında ortaya yeni bir video görüntüsü çıktı. Görüntülerde, geri çekilen polis topluluğun içerisinde bir polisin yanındaki arkadaşına “Çektim, sıktım 3 tane” dediği duyuluyor. Söyleyen kişinin yüzü tam olarak görülememesine rağmen, görüntü yeri ve zamanı, konuşan polisin katil Ahmet Şahbaz’a benzer yönleri birçok durumu teyit eder nitelikte.

Zamana oynuyorlar

Yalan üzerine kurulu ifadelerle katil polisini koruyan devlet, bu adımlarının boşa çıktığı yerlerde yeni taktiklerle karşımıza çıkıyor. Katillerini korumanın yollarını her daim üreten sermaye devleti, tutuksuz yargılama, görev yeri değiştirme, kılık değiştirme, telekonferansla katılma, avukatsız ifade alma gibi yöntemlerin yanında yargı eliyle de davaları zamanaşımına götüren, ceza adı altında cezasızlıkla sonuçlandırdığı davalarla yeni katillere güvence vermeyi sürdürüyor. Her daim sömürü sisteminin ve onun uşaklarının koruyucu olmuş yargının, geri çekilmesi de bir manevra. Süreci bir yandan katilin durumundan çok ilgiyi bu noktaya kaydırma, bu arada da zamanı bu gibi adımlarla ilerletme çabası içerisindeler.

Ne yalanları ne de manevraları yeni Haziranlar’ın ve Ethemler’in doğmasını önleyebilecek. Bir yanda haklı ve meşru özgürlük, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya mücadelesi, bir yanda da yıkılmayı bekleyen kapitalist barbarlık. Milyonların talepleri karşısında değil katil polis Ahmet Şahbaz, köpekliğini yaptığı sermaye düzeni bile duramayacak.

 
§