06 Aralık 2013
Sayı: KB 2013/47

Haziran başlangıç, işçi sınıfı gelecek!
Düzene karşı devrim!
Bu pisliği devrim temizler!
AKP-cemaat çatışması üzerine notlar... - Haydar Baran
“ÇHD’lilere sahip çıkalım!”
Zamana oynuyorlar!
Kılıçdaroğlu ile partisi ABD’de “görücüye” çıktı
Herkese eşit, parasız ve nitelikli sağlık!
“Sağlık verilerinin korunması haktır!”
Bosch işçilerinin mücadele birliği güçleniyor!
Gebze’de mücadele çağrısı
Hak-İş bürokratlarından zoraki Feniş ziyareti!
Yatağan’da kavga sürüyor!
Kasım ayında 128 iş cinayeti yaşandı
Din, dinsel akımlar ve tutumumuz
Köksüz bir yazarın kök arayışı - 1 K.Toprak
Ukrayna ve Alman burjuvazisinin kirli emelleri
Cenevre 2’ye giderken...
Bir sene devrilirken... - T. Kor
Dünya iklim krizinde
Dershaneler de özel okullar da kapatılsın!
Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
15 yılın coşkusuyla kitlesel, devrimci final!
“Sana zafer sözümüz olsun!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“ÇHD’lilere sahip çıkalım!”

 

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Av. Münip Ermiş ile devrimci avukatlara yönelik saldırılar ve 24 Aralık tarihinde Silivri’de görülecek dava üzerine konuştuk...

- 18 Ocak tarihinde ÇHD’ye yönelik yapılan operasyonla gözaltına alınarak tutuklanan devrimci avukatlara destek amaçlı bir imza kampanyası başlattınız. Bu imza kampanyası hakkında bilgi verir misiniz?

- ÇHD’li avukatların yargılamaları 24 Aralık’ta Silivri’de Özel Yetkili Mahkemesi’nde başlıyor. Bu davada iktidarın yeni egemeni olan AKP iktidarı ve onun saldırganlığını masaya yatıracağız ve olağanüstü mahkemeleri ve olağanüstü mahkemelerin yarattığı devlet terörünü teşhir edeceğiz. Devrimciliği, devrimcilerin avukatlığının ne anlama geldiğini tartışacağız. Halkımız bilmeli ki, bu operasyonla sadece avukatlar değil, tüm toplumsal siyasal muhalefet hedef alındı. Tekrar ediyoruz; bu dava AKP iktidarının siyasal muhalefet üzerinde yarattığı devlet terörünün bir simgesidir. Tutsak tutulan avukatlar, sokaklarda, karakolda, cezaevlerinde ve zulmün olduğu her yerde, ezilenlerin yanında oldukları için bugün cezaevindeler. Bu böyle bilinmelidir. Şimdi de biz, tüm ezilenleri bu davaya sahip çıkmaya çağırıyoruz. “Bu ÇHD değil, sizin hak ve özgürlük davanız” diyoruz. “Onların özgürleşmesi için tüm toplumsal muhalefetin bu davaya sahip çıkması şarttır” diyoruz. Bu çağrımıza sahip çıkılacağına inancımız ise tamdır. Bu imza kampanyası 24 Aralık’ta herkesi Silivri’ye davet çağrısının bu anlamıyla bir adımıdır.

- Tutsak avukatların ilk duruşması 24-25-26 Aralık tarihlerinde görülecek. Hazırlanan iddianame hakkında bilgi verir misiniz?

- İddianame tümden polis fezlekesine dayanmaktadır. Polis fezlekesi dışında herhangi bir şey yoktur. Sadece yalan ve manipülasyon vardır. Hiçbir hukuki temeli yoktur. Ceza Hukuku’nun evrensel ilkeleri altüst edilmiştir. Arkadaşlarımızın avukatlık pratikleri, avukatlığa bakış açıları bu davada yargılanacaktır. ÇHD’liler örgüt üyeliği ile suçlanmaktadır. Delil olarak en büyük dayanaklardan biri polis infaz davaları, işkence davalarının duruşmaları sonrası adliye önlerinde yaptıkları basın açıklamaları, gözaltında şüphelilere yasal haklarını hatırlatmaları, susma hakkını hatırlatmaları, siyasi nedenlerle gözaltına alınanların avukatlığını yapmaları suçlama olarak getirilmiştir. Üstelik aldıkları davalar istatiksel veri halinde sunulmuştur. İşkence ile ilgili suç duyurusunda bulunmaları yine örgütsel faaliyet olarak sunulmuştur. Yine iddianamede sözde gizli tanık beyanları üzerinden ÇHD’lilerin özel yaşamları didik didik edilerek ve dedikodular üretilmek suretiyle ÇHD’lileri itibarsızlaştırmak için her türlü aracın kullanıldığını da görmekteyiz. Diğer yandan yapılan dinlemelerin tümü yasadışıdır. Yukarıda söylediğimiz gibi iddianamenin hiçbir hukuki temeli yoktur. ÇHD’lilerden öç alma iddianamesidir.

- Siz savunma olarak davaya nasıl hazırlanıyorsunuz?

- ÇHD 1974’den beri sürdürdüğü mücadele geleneğinde, siyasal iktidar ve devletten yönelen şiddetin yabancısı değildir. ÇHD 1970’li yıllarda sıkıyönetim mahkemelerinde doğdu. Teslim olanların değil, direnenlerin avukatlığını yapanlar tarafından kuruldu. 40 yıldan bu tarafa bu gelenek çizgisinde yürüyor. Bu siyasal iktidardan ve özel yetkili mahkemelerinden adalet beklentisi içerisinde olmadığımız gibi bu türden davalarla, tutuklamalarla bu gelenekten vazgeçecek değiliz. Bu dava bu nedenle bu geleneğe sahip çıktığımızın bir göstergesi olacaktır. Egemenlere asla teslim olmayacağımızı bir kez daha haykıracağız. Bu iddianamenin arkasındaki zihniyeti mahkum edip, arkadaşlarımızı 26 Aralık’ta duruşma salonundan alıp dışarıya çıkaracağız. Onları özgürleştireceğiz.

- Sizin eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

- Bu duruşmaya yurtdışından ve uluslararası avukat örgütlerinden büyük bir katılım bekliyoruz. Operasyon olduğu günden beri tüm uluslardan meslektaşlarımızın büyük bir dayanışmasını ve desteğini gördük. ÇHD’nin üye olduğu ELDH (Dünyada Demokrasi ve İnsan Hakları için Avrupa Hukukçular Örgütü), IADL (Uluslararası Demokratik Hukukçular Birliği) uluslararası bir kampanya başlattılar. Tüm dünyada avukatları bu davaya sahip çıkmaya çağırdılar. Bunun dışında başta Fransa ve İngiltere olmak üzere, Avrupa baroları ile Arap ülkeleri baroları yine bu davaya sahip çıkacaklarını açıkladılar. Son olarak halkımızı bu davaya ve ÇHD’lilere sahip çıkmaya çağırıyoruz.

 

 

 

 

ÇHD’li tutsak avukatlara disiplin cezası

 

Sincan ve Tekirdağ’ın ardından Kandıra F Tipi Cezaevi’nde de avukat görüş odaları yıkılarak yerine cam görüş kabinleri yapıldı. Avukat görüşüne yönelik denetim çabasını protesto eden tutsak ÇHD’lilere hapishane idaresi disiplin cezası verdi.

11 Aralık’ta Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve İstanbul Şube Başkanı Avukat Taylan Tanay’ı avukatları ziyaret etti. Cam görüş odasını protesto etmek için iki ÇHD’li tutsak “Savunma hakkımız engellenemez” sloganını attı.

Kozağaçlı, akşam saatlerinde ziyarete gelen diğer bir avukat görüşünde de aynı protestoyu gerçekleştirdi. Gardiyanlar tarafından tutulan tutanaklar doğrultusunda Disiplin Kurulu Başkanlığı, Kozağaçlı’ya 2 ay, Tanay’a ise 1 ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma cezası verdi.

ÇHD İstanbul Şube yönetiminden Avukat Güray Dağ, Kozaçağlı ve Tanay’ın da uygulamaya itiraz ettiklerini ancak yapılan başvuruya yanıt alamadıklarını aktardı. Dağ, “Durumu öğrenmek için cezaevine gittim, muhtemelen Tanay’a da bu görüşten ötürü ceza vereceklerdir” dedi.

Eşiyle telefonla görüşmesi yasak

Kandıra F Tipi Cezaevi’nde bulunan Selçuk Kozağaçlı ile Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde kalan avukat eşi Betül Vangölü Kozağaçlı’nın cezaevinden cezaevine telefonla görüşme yapmalarına izin verilmedi. Gerekçe olarak da, “Hükümlülere dışarıdan telefon açılmak suretiyle görüşme yaptırılamaz” diye bir madde gösterildi. Kozağaçlı’nın başvurduğu Adalet Bakanlığı, avukatı haklı bulsa da, “Bu tür talepler mevzuat değişikliğinde değerlendirilmek üzere not alınmaktadır” diyerek, itirazı reddetti.

Gözaltında işkencenin fotoğrafı dava dosyasında

ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı gözaltındayken, polisler tükürük ve kan örneği ile parmak izi alınması için üzerine bastılar, kollarını çektiler ve başını tutup ağzını zorla açtılar. Bu sırada doktor da tükürük örneği aldı. Bu olayla ilgili fotoğraflar dava dosyasına girdi.

 
§