05 Nisan 2013
Sayı: KB 2013/14

 Kızıl Bayrak'tan
“İmralı sürecinin” yeni aşaması
Sermaye ve düzeninden bağımsız, bürokratik yozlaşmadan arınmış devrimci bir DİSK için öncü işçiler görev başına!
İşçilerin birliği, halkların kardeşliği için
1 Mayıs’a!
“Geri çekilme” tartışmaları sürüyor
4+4+4 gericiliğine son!
“Sınıfın devrimci tutumunu
ortaya koymayı amaçlıyoruz!”
“Kurultay önemli bir eşiktir!”
MESS dayatmalarına karşı Birleşik Metal-İş’ten yürüyüşler
Türk Metal’den “uyuşmazlık” eylemleri
Bosch işçileri direnişte!
MİB MYK Nisan Ayı Toplantısı

Ulusal sorun ve kuyrukçu sol
H. Fırat

Çin’de ‘yeni dönem’
Geleneksel Paskalya yürüyüşleri
Latin Amerika’da sol dalga
Fas’ta sendikalar
dinci-gerici hükümeti uyardı
Kapitalist kriz kıskacında Kıbrıs
Halep’te çatışmalar
Kürt mahallelerine sıçradı
1 Mayıs’ta kavga alanlarına!
Genç komünistler
Çayan’ın mezarı başındaydı!
ON’ların mirası
komünistlerin elinde!
Avukatlara yönelik polis terörü sürüyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kapitalist kriz kıskacında Kıbrıs…

Kıbrıslı işçi ve emekçiler
faturayı ödememek için ayakta!

 

Kıbrıs işçi ve emekçileri, kurtarma paketleri adı altında işsizliği, yoksulluğu, sefaleti, geleceksizliği dayatan Avrupa Birliği (EU), Avrupa Merkez Bankası (EZB) ve Uluslararası Para Fonu’undan (IMF) oluşan ‘Troyka’ya karşı mücadeleyi büyütüyor.

Avrupa Birliği ülkelerinde emperyalist kapitalist kriz yayılırken, İrlanda, Portekiz, Yunanistan ve İspanya’nın ardından Kıbrıs, mali yardım için Avrupa “Kurtarma” Fonuna başvuran beşinci ülke oldu. Kıbrıs’ın ardından Slovenya’nın iflası bekleniyor. İspanya’daki kriz daha da derinleşerek sürüyor. “Yardım” için henüz başvuruda bulunmamış olmasına rağmen İtalya’nın da bir ayağı kriz batağında.


Kriz, Kıbrıs’ın mali sistemini çözdü ve

hızla çökme noktasına getirdi

Özellikle Rus oligarklarının finansal merkezi gibi hareket eden ve sıcak para transferleriyle soluk alan bir ekonomiye sahip olan Kıbrıs, bankacılık sisteminin çürümesi ile bloke oldu.

2011 yılında Rusya’dan alınan 2,5 milyar Euro’luk krediye rağmen 2012 yılına gelindiğinde Kıbrıs ekonomisi yüzde 2,2 oranında geriledi. İşsizlik yüzde 15’e ulaştı. Borçlanma büyürken, nakit para sıkıntısı baş gösterdi.

Kıbrıs, 9 ay önce ülkedeki aşırı borçlanma yüzünden AB emperyalistlerinin oluşturduğu Avrupa Kurtarma Fonu’na başvurdu ve ihtiyaç duyduğu 17 milyar Euro’luk (ülkenin bir yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na denk düşüyor) kredinin sağlanamaması durumunda ekonomisinin Mayıs ayında iflas edeceğini bildirdi.

Başvuruyu aylarca oyalayan AB emperyalistleri 16 Mart’ta yapılan AB zirvesinde Kıbrıs’ın ihtiyaç duyduğu paranın 7 milyara yakın bölümünü kendi kaynaklarından sağlaması gerektiğine karar verdi. Avrupa Merkez Bankası, buna karşı konulması durumunda Kıbrıs’ın iki büyük bankasına kredi vermeyeceğini söyleyerek şantaj yaptı. Bu durumda bankaların çökmesi ve ülkenin iflasın eşiğine gelmesi sözkonusuydu.

AB emperyalistlerinin dayattığı pakette banka mevduatlarından bir seferlik vergi alma koşulu işçi emekçi kitleleri ve emeklileri sokağa döktü. Kitlelerin büyüyen tepkisi parlamentoya geri adım attırdı ve Troyka paketi ilk kez oy birliği ile reddedildi. Bunun üzerine AB, Kıbrıs’a karşı ültimatom ve şantajlarını sürdürdü.

Acilen finansman alternatifleri aramaya başlayan Kıbrıs Maliye Bakanı, Rusya’daki görüşmelerden eli boş döndü ve alternatif yeni bir paketi onaylandı. AB ve IMF’den alınan 10 milyar Euro’luk kurtarma paketi karşılığında Halk Bankası (Laiki Bank) ile Kıbrıs Bankası’ndaki (Bank of Cyprus) 100 bin Euro’nun üzerindeki mevduatlardan yüzde 60’a varan oranlarda kesintiye gitme kararı alındı.

Rusya anlaşmayı sert bir dille eleştirdi. Bilindiği gibi kara para aklama, düşük vergi ve yüksek faizleri ile adeta vergi cenneti olan Kıbrıs bankalarında Rus oligarklarının 19 milyar dolar mevduatı bulunduğu, Rus bankalarının ise ülkedeki varlığının 12 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla 100 bin Euro üzerindeki hesaplara uygulanacak vergiler en çok Rusya’yı etkileyecek.

Kıbrıs’tan başka ülkelere yüklü miktarda para çıkarılmasının engellenmesi için kontroller sıklaştırıldı. Yurtdışına çıkanlar yanlarında en fazla bin Euro götürebilecek. Bankada mevduatları olanları kitlesel olarak etkisiz hale getiren uygulama ile Troyka, bir Euro bölgesi ülkesinde ilk kez para dolaşımına kısıtlama getirdi. Kıbrıs bu planın uygulanmasında bir laboratuvar görevi görüyor ve bu uygulama daha sonra İtalya, İspanya gibi ülkelerde de kullanılmak üzere hazırlanıyor.

Ama Kıbrıs Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, diğer AB ülkesindeki yatırımcılar daha Şubat ayında mevduatlarının yüzde 18’ini çekmişti. Guardian’da yer alan bir habere göre Kıbrıs bankalarında hesabı olan 100 kişi 700 milyon Euro tutarındaki sermayelerini yasaktan kısa bir süre önce çekerek (bunların arasında bir hafta önce Laiki Bank’tan 21 bin Euro’yu çekerek yurtdışındaki bir bankaya yatıran cumhurbaşkanı Anastasiades’in damadı da bulunuyor) yurtdışına kaçırdı.

Her ne kadar kurtarma paketi çerçevesinde Kıbrıs orta sınıfı ve yabancı sermaye bankadaki mevduatlardan bir defaya mahsus faiz ödeme zorunluluğu nedeniyle mağdur gibi görünse de sözde kurtarma paketi her zaman olduğu gibi işçi sınıfı ve emekçi kitleleri vurdu. İşçi ve emekçiler sermayenin zombi bankaları sayesinde önümüzdeki on yıllar boyunca uluslararası sermayenin esaretine verildi.

Kıbrıs hükümeti Troyka ile
memorandum anlaşmasına vardı

Kıbrıs hükümeti ve Troyka’nın imzaladığı memorandum anlaşması ile devlet bütçesinde yüzde 4,5 oranında kısıtlamaya gidilecek ve kemer sıkma önlemleri alınacak. İlk etapta kamu işletmeleri özelleştirilecek. Özelleştirileceklerin başında elektrik kurumu, telekomünikasyon ve limanlar geliyor. Böylece 4.500 kamu emekçisi işten çıkarılacak.

Kemer sıkma önlemleri ile de sağlık sektöründen eğitim ve kültüre kadar, ayrılan ödenekler kısıtlanacak. Vergiler yükseltilecek. Emeklilerin maaşları düşürülecek.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, kaleme aldığı 12 maddelik yeni kurtarma planında kumarhane yasağını da kaldırmayı hedefliyor. Bu adım büyük bir geri dönüş olarak değerlendiriliyor.

İşçi sınıfı ve emekçi kitlelerin önünde tek seçenek kalıyor:
Gelecekleri için örgütlü mücadele!

Avrupa Birliği ve IMF’nin dayattığı ve Kıbrıs yönetiminin onayladığı ‘kurtarma’ paketine karşı her geçen gün tepkiler yükseliyor.

Salı günü Lefkoşe’de binlerce işçi ve emekçi sokağa çıkarak troykayı ve anlaşmaları protesto etti. Göstericiler emperyalistlere karşı sloganlar atarken, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in posterlerini ateşe verdi.

Binlerce öğrenci derslere katılmayarak cumhurbaşkanlığı binasının önünde “Troika Go Home!” ve “Paralarımızı çalan hırsızlar ödesin!” sloganları eşliğinde krizin faturasını ödemeyeceklerini haykırarak gösteri düzenledi.

Laiki Bankasının aşamalı olarak kapatılması, kemer sıkma politikaları ve kayyum kararı banka çalışanlarını sokağa döktü. Troyka ile Kıbrıs hükümetinin vardığı anlaşmanın ardından Kıbrıs Merkez Bankası, “iyileştirme makamı” sıfatı ile Laiki Bankası ile Kıbrıs Bankası’na kayyum atadı. Bunu protesto eden Kıbrıs Bankası çalışanları, kayyum atama kararı iptal edilene kadar Merkez Bankası önünde kalacaklarını ve protestolarını sürdüreceklerini açıkladılar. Banka çalışanları işten atılmalara ve emeklilik fonlarından hazineye para aktarılması planlarına karşı da direniyorlar.

Kıbrıs’ta işçi sınıfı, emekçi kitleler ve gençlik mücadelenin sokakta kazanılacağını bizzat başlayan bu mücadele içinde öğrenecektir.