29 Mart 2013
Sayı: KB 2013/13

 Kızıl Bayrak'tan
Obama emretti: AKP-İsrail kucaklaştı
Çetelere silah sevkiyatının merkezi Esenboğa Havaalanı
Roboski raporu onaylandı, sermaye devleti kendini akladı
Öcalan’ın mesajının anlamı
Sol hareketten ilk değerlendirmeler
İzmir KHK sözcüsü ile konuştuk
Birlik ve kardeşlik çağrısı yükseliyor!
Özelleştirmeye karşı topyekun mücadeleye!
DİSK olağanüstü kongreye giderken
Bosch’ta sudan sebeplerle işten atılan öncülerden Akan Yılmaz anlatıyor
Taşeron yasası, “taşerona çözüm” ambalajıyla meclise gidiyor
Sınıf hareketinden

Kürt Sorunu Üzerine Konferanslar / 3 Ulusal sorunda reform ya da devrim - H. Fırat

Avrupa’da yeni ve yıkıcı kriz dalgası - Volkan Yaraşır
Barack Obama’nın Ortadoğu ziyareti
Arap Birliği’nin 24. zirvesi
Dünyanın dört bir yanında şalterler indi
Kadın istihdamının artırılmasına dönük politikalarla ne amaçlanıyor?
Kamuya tasfiye, emekçiye sürgün!
Ankara’da faşist saldırı ve provokasyonlar
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Av. Gülizar Tuncer ile konuştuk
Kaybedilen bedenler, kaybedilmeyen savaşlar... - T. Kor
Ya kömür tutuşursa!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Sevag cinayetine “kaza” indirimi

24 Nisan 2011’de, Batman Kozluk’ta zorunlu askerliğini yaparken, Kıvanç Ağaoğlu tarafından öldürülen Ermeni Sevag Şahin Balıkçı davasında 25 Mart günü karar açıklandı.

Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında, Batman Gümüşörgü Karakolu'nda Sevag Şahin Balıkçı'nın “kazara” öldürüldüğü açıklamasıyla ceza indirimine gidildi. Katil Kıvanç Ağaoğlu'na ''taksirle adam öldürme'' suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verildi.

Savcı, mütaalasında “askerlik arkadaşı”nı öldüren Kıvanç Ağaoğlu için "taksirle adam öldürmek" suçundan 2 ile 6 yıl, olayı örtbas etmek için askerlerle toplantı yapan Karakol Komutanı Sadrettin Ersöz için de "görevi kötüye kullanmaktan" 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası istemişti.

12 duruşma süren yargılama boyunca Sevag’ın ailesi adına yargılamaya katılan avukatların talebleri geçiştirilmişti. Tanık ifadelerindeki çelişkiler ve olay yerinde herkesin katıldığı bir keşfin yapılmaması gibi kararı direkt etkileyecek adımların atılmaması askeri mahkemenin üstlendiği aklama ve ceza indirimini baştan kanıtlamıştı.

Nor Zartonk Sevag'ı unutturmuyor

Duruşma öncesi Nor Zartonk tarafından 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı önünde yapılan basın açıklamasında yargı sürecindeki hukuksuzluklara dikkat çekilmiş ve asker cinayetlerine göz yumulduğu ifade edilmişti.

Nor Zartonk’un eylemine HDK, Diyarbakır Barosu ve MAZLUM-DER de destek verdi. Basın açıklamasını okuyan Umut Utku Aktaş, duruşmanın karar duruşması olmasına karşın cinayetin hala aydınlatılmamış olduğunu ifade etti.

Mahkeme heyetinin müdahil avukatların taleplerini ‘davayı gereksiz yere uzatır’ gerekçesiyle reddettiğini vurgulayan Aktaş, yaşanan hukuksuzluklarla yargının bağımsız olmadığının kanıtlandığını söyledi.

Nor Zartonk, duruşmadan bir gün önce de Taksim’de eylem yaptı. Taksim Tramvay Durağı’nda “Kışla cinayetlerine son! Sevag seni unutturmayacağız!” pankartının açılmasıyla başlayan eylemde Galatasaray Lisesi’ne kadar sloganlarla yüründü.

Eylemde “Faşistler vuruyor, devlet koruyor!”, “Biji bratiya gelan!” sloganlarının yanısıra Ermenice sloganlar sıklıkla atıldı. Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarda askerde yaşanan cinayetlerin “şaka”, “kaza” gibi gösterilerek örtbas edildiği ifade edilerek özellikle Kürt, Ermeni, sol kimlikli kişilerin bu cinayetlerin hedefi olduğuna dikkat çekildi. Yapılan konuşmalardan sonra askerde katledilenlerden Sevag Şahin Balıkçı, Mazlum Aksu, Uğur Kantar, Özer Baran’ın ismi haykırılıp “aramızda!” denildi.

Açıklamanın ardından eylem bitirildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Devrimci kadın tutsaklardan mektup...

Saldırıları kabul etmeyeceğiz!”

Merhabalar;

Hapishanelerde siyasi tutsaklara yönelik saldırılar; sürgün, yasak, hücreleri talan, tek sıra yürümeyi dayatma, şiddet uygulama, çıplak arama, kelepçeli tedaviye zorlama gibi farklı şekillerde artarak yaşanmaya devam ediyor. Bu saldırı dalgasının son halkalarından biri de Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Hapishaneler’deki kitap yasağı uygulamasıdır.

Çeşitli hapishanelerde kendi yasalarını da ihlal ederek şu ana kadar uyguladıkları kitap sınırlaması Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishane’de tutsakların hücrelerine girip şiddet uygulayarak, mevcut kitaplara el konulmasıyla yeni bir boyuta evrilmiştir. Tekirdağ Hapishanesi Eğitim Kurulu kararı ile her tutsak hücresinde sadece 10 kitap (bu sayıya kültür, edebiyat ve siyasi dergiler de dahildir) bulundurabilecek. Bunun dışındaki kitap ve dergilerin hapishane dışına çıkarılması, yani ailelerine verilmesi isteniyor. Bu dayatma tutsaklara “kitap okumayın” demektir. “Güncel, tarihsel, politik, bilimsel … konularla ilgilenmeyin” demektir. Tecritin daha da koyulaştırılması demektir.

Kitapların ailelere verilmesini istemek kitap değiş tokuşunu imkansızlaştırmaktadır. Çünkü çoğunun ailesi farklı illerde oturmaktadır. Son yıllarda özellikle Kürt illerinden sürgünler dolayısıyla ailelerimizin kat etmesi gereken mesafe binlerce kilometreye ulaşmıştır. Ekonomik nedenlerle yıllarca ziyarete gelemeyen ailelerin belki her hafta ihtiyaç duyulan kitaplar için gidip gelmeleri mümkün değildir. Bu da kitapların değişmesini imkansız kılmakta, tutsaklar kitapsızlığa mahkum edilmektedir.

Bizler Bakırköy Hapishanesi’ndeki siyasi kadın tutsaklar olarak tutsakların tecritini ağırlaştırmaya, ailelerimizin ekonomik külfetini artırmaya yönelik bu saldırı karşısında Tekirdağ Hapishaneleri’ndeki siyasi tutsaklarla dayanışma içinde olarak bu saldırıları kabul etmeyeceğimizi bildiriyoruz.

Hitler dönemini aratmayan kitap düşmanlığına karşı dışarıda olmanın verdiği avantajı kullanarak sizi de saldırıyı teşhir etmeye, tutsaklarla dayanışmayı artırmaya çağırıyoruz.

Bakırköy Hapishanesi Siyasi Kadın Tutsaklar

(PKK-PJAK, MLKP, TKİP, TKP/ML, TKEP/L)

20 Mart 2013