12 Ekim 2012
Sayı: SİKB 2012/08 (41)

 Kızıl Bayrak'tan
AKP ateşle oynamaya devam ediyor…
Tezkere eylemleri ve
anti-emperyalist mücadele
Binler savaş tezkeresine karşı alanlara çıktı!
Savaş borazanı medyanın elinde!
Savaş tezkeresinin hedefinde
Kürt halkı da var
Baskı ve asimilasyona karşı onbinler Ankara’da buluştu!
Metal işçileri bekleyişe son vermeli,
fiili-meşru mücadeleyi örmeli!
Güven Elektrik direnişçisi kadın işçilerle konuştuk
MİB MYK Ekim Ayı Toplantısı
KESK Mali Sekreteri Ali Berberoğlu’yla konuştuk
DEV-GENÇ, 43. yılında gençliğin mücadelesine yol göstermeye
devam ediyor!
Üniversitelerden haberler
Ekim Gençliği çalışmalarından
Zafer Aktan yoldaşı kaybettik!
“İşçi ve emekçilerin ortak düşmanı kapitalizmdir!”
5 Ekim’de kentsel yağma ve talan için düğmeye basıldı
Emekçilerden yıkımlara karşı eylem
“Özelleştirme yıkımdır!”
“Sendikalar yetkisizleşecek”
Son abdal, gariplerin Neşet
Necdet Adalı’yı saygıyla anıyoruz: Davan davamızdır!
Antep direnişinin anlamı üzerine
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Zafer Aktan yoldaşı kaybettik!

O devrim ve sosyalizm mücadelesinin bir sıra neferiydi!

 

2 Şubat 1964 yılında Malatya’nın Doğanşehir ilçesi Dedeyazı Köyü’nde doğdu. Yoksul bir ailenin çocuğuydu. Yaşamı, tüm emekçiler gibi hep çalışarak ve yoksulluk içinde geçti. İlkokulu köyünde, Ortaokulu Ören’de okudu. Sonraki öğrenimine, Akçadağ İlköğretmen Okulu ve en son olarak Urfa Ticaret Lisesi’nde devam etti.

Malatya, Kürt ve Alevi emekçi nüfusun yoğun olarak yaşadığı, her zaman ilerici ve devrimci düşünce, eylem ve örgütlemeye sahne olan bir kentti. TİP’in ilk örgütlendiği kentlerden biriydi. 60’lı yıllarda yaygın işçi, köylü ve gençlik hareketlerine sahne olmuş, 70’li yılların başında ise, ilk gerilla eylemlerine ev sahipliği yapmıştır. Süreç 12 Mart askeri darbesi ile geçici bir kesintiye uğradı.

70’li yılların ortaları yeni bir devrimci yükseliş dönemiydi. Benzer özelliklere sahip tüm kentlerde olduğu gibi, devrimci örgütler yine ilk önce Malatya’da ortaya çıktı, kent daha da kitlesel boyutlar kazanan kitle hareketlerine yeniden sahne olmaya başladı. Zafer Yoldaş, bu ortamda doğdu, daha çocuk denebilecek yaşlarda devrimci düşüncelerden etkilenerek mücadele saflarında yerini aldı. Bir zorunluluk nedeniyle okumak için gittiği Urfa Ticaret Lisesi’nde TDKP-Halkın Kurtuluşu saflarında gençlik çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları yürütürken 29 Nisan 1980’de gözaltına alındı. Yaklaşık bir ay boyunca gözaltında kaldı, işkence gördü.

Zafer yoldaş 12 Eylül dönemini Malatya’da geçirdi. Devrimci düşünceye ilgisini hiç kaybetmedi, burada kaldığı süre zarfında devrimci yoldaşlarına çeşitli yardımlarda bulundu. Zorunluluklar bu kez onu Adana ve İskenderun gibi sanayi kentlerinde yaşamaya itti. Toplam iki yıl Adana ve İskenderun’da Devlet Demiryolu’nda, belli bir dönem de baraj ve inşaat işlerinde çalıştı. Bu dönemde de polisin takip ve tacizlerinden kurtulamadı. ‘89 yılında yurtdışına geldi.

O’nun yurtdışına geldiği tarih hareketimizin Ekim dönemiydi. Kısa süre içinde komünist hareketimizin düşüncelerinden etkilendi ve Ekimci oldu. Aktif biçimde çalışmalara katıldı, büyük bir özveri ile her işe el attı, emek harcadı. Denilebilir ki, Zafer yoldaşın içinde olmadığı bir iş yoktu. Bir dönemler yoğun ve yaygın devrimci politik çalışmaların yapıldığı bu kentte polis de dahil, ilericisi, devrimcisi ve gericisi herkes onu tanır. Deyim uygunsa Zafer yoldaş Wuppertal’le özdeşleşmiş biriydi.

Zafer yoldaş yurtdışındaki yaşamını da esas olarak çeşitli işlerde çalışarak sürdürdü. Tıpkı Türkiye’deki gibi yaklaşık 15 yıl Duisburg ve Opladen’da demiryolu işçiliği yaptı.

O mütevazi biriydi, her zaman bir sıra neferi gibi çalıştı, ama, sıra Ekim’i, TKİP’yi, aynı anlama gelmek üzere devrim ve sosyalizm davasını savunmaya geldiğinde, yurtdışı koşullarında az rastlanılan bir militanlık, bir başka söyleyişle bir partizanlık örneği sergiliyordu. En küçük bir karalama ve saldırıya anında sert tepki ortaya koyuyordu.

Ancak Aktan, yakın dönemde ağır bir hastalığa yakalandı. Hastalık öldürücüydü, çok ilerlemişti, ama o, devrimcilikte olduğu gibi bu alanda da inatçılığını konuşturdu. Yaşamak ve yeniden aramıza katılmak için, kimi zaman onunla ilgilenen doktorları dahi şaşkına çeviren inanılmaz bir direnç gösterdi. Yine bu aynı dönemde, Partisini hep merak etti, sorular sordu, iyi bir şey duyduğunda sevindi, gevşekliklere tepki gösterdi. Örneğin, bir defasında bunu, tanık olduğu, Neo-nazilerle ilgili bir afişin yapılmayışına ‘Bu afişleri boynu bükük bıraktınız’ diyerek ortaya koymuştu.

Çocuklarının devrimci olmasını istiyordu. Onları hemen her eyleme gönderdi, gençlik kamplarına katılmaları için özel çaba gösterdi. Zafer yoldaşın son dönemlerdeki en büyük arzusu ise, iyileşip bir an önce kentte yapılacak olan merkezi gece çalışmasına katılmaktı. Hep iyileşeceği umudu içinde oldu, her daim gece çalışmasına yetişeceğini dile getirdi. Ne yazık ki, beklenen oldu, bu mütevazi emekçi ve devrimciyi, partimizi partizanca savunan Zafer yoldaşımızı kaybettik.

Zafer yoldaşın son sözleri, “Ben devrimciyim, cenazemi devrim ve sosyalizm davasının propagandası için değerlendirin” oldu. Zafer yoldaşı unutmayacağız. Onu devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşatacağız.

Zafer yoldaşı unutmayacağız!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

TKİP-Yurtdışı Örgütü

 

 

 

 

Zafer Aktan yoldaş sonsuzluğa uğurlandı...

 

Yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle 7 Ekim 2012 tarihinde yaşamını yitiren TKİP sempatizanı Zafer Aktan yoldaş için 9 Ekim Salı günü, yıllarca faaliyet yürüttüğü Wuppertal kentinde devrimci bir uğurlama etkinliği yapıldı.

Etkinlik Zafer yoldaş şahsında devrim ve sosyalizm kavgasında ölümsüzleşen tüm komünist ve devrimciler için yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından, kısa bir şiir dinletisi gerçekleştirildi. Özellikle Zafer yoldaşın kızının, N. Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ adlı şiirini okuması salondaki tüm kitleye duygulu anlar yaşattı.

Şiir dinletisini bir yoldaşın Zafer Aktan yoldaşla ilgili konuşması izledi.

Konuşmada, özetle, Zafer yoldaşın 70’li yıllardaki devrimci yükseliş döneminde, çocuk denecek bir yaşta devrimci düşüncelerden etkilendiği ve devrimci çalışmalara katıldığı anlatıldı. Türkiye’de ve Almanya’da kaldığı süre zarfında, yaşamının büyük bölümünü, demiryolları, baraj ve inşaat işlerinde işçilik yaparak geçirdiğinden sözedildi. İşçiliğin onun kimliği olduğunun, bunun ise Zafer yoldaşın ‘89 yılından itibaren komünist hareket, o dönemki adı ile EKİM saflarına katılmasını kolaylaştırdığı dile getirildi. Partisine çok güvendiği ve yurtdışı koşullarında çok az insanda görülebilen bir partizanlıkla partisini savunduğu belirtildi. Yurtdışında yaşanan, en yalın bir anlatımla, devrim ve sosyalizm davasına inançsızlaşma ve devrimci örgütten kaçışta ifadesini bulan tasfiyeci savrulmalara rağmen, Zafer yoldaşın davasına ve partisine bağlılığını koruduğunun altı çizildi.

Bir emekçi olduğu ve bu nedenle de tüm zamanının emekçilerle geçtiği, onların yaşamına katılıp sorunlarını paylaştığı, bu nedenle de çok sevilen biri olduğu vurgulandı.

Son olarak, Zafer yoldaşın, yoldaşlarına bıraktığı ‘mesajlar’ iletildi. Zafer yoldaşın, kendisi için yapılacak cenaze töreninin mutlaka devrim ve sosyalizmin propagandasının vesilesi yapılmasını istediği belirtildi. En büyük arzusu olan fakat hastalık nedeniyle çalışmasına katılamayacağı merkezi gece için, tüm yoldaşlarını ve dostlarını komünist hareketin 25. yılı vesilesiyle 24 Kasım’da Wuppertal’da yapılcak olan “Devrime hazırlanıyoruz” gecesi için seferber olmaya ve katkı yapmaya çağırdığı açıklandı.

Konuşma, “Zafer yoldaşın bu arzusunu karşılıksız bırakmama“ ve onu seven tüm dostlarının bu sevgilerini 25. yıl gecesine katılarak göstermeleri çağrısı ile sonlandırıldı.

Konuşmadan sonra Zafer yoldaş için hazırlanmış kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Duygulu bir atmosferin oluşmasına vesile olan sinevizyon, adeta onun devrimci siyasal yaşamının özetiydi ve büyük bir ilgi ile izlendi.

Halk Cephesi, MKP Bölge Örgütlenmesi ve Güney Dergisi de Zafer yoldaş ve onun devrimci kimliği üzerine kısa konuşmalar yaptılar. Bunu, Wuppertal’dan bir TKİP taraftarının Zafer yoldaşla ilgili duygu yüklü mektubunun okunması izledi.

Yaklaşık 600 kişinin katıldığı etkinlik, bir kez daha, komünist hareketin 25. yıl kutlamasının hatırlatılması, ‘’Devrime hazırlanıyoruz’’ gecesi için gerçek bir seferberlik çağrısının yapılması ve hep birlikte Avusturya İşçi Marşı’nın söylenmesinin ardından sona erdi.

Almanya’dan komünistler