21 Ekim 2011
Sayı: SİKB 2011/40

 Kızıl Bayrak'tan
Gerici savaş ve saldırganlık
cephesini durduralım
Kirli savaşa son!
ABD düzmece iddialarla İran’ı tehdit ediyor, Türk devletini kışkırtıyor
Gözaltı ve tutuklama furyası
“Ekmek yoksa, pasta yiyin”
“Orta Vadeli” saldırı programı açıklandı
Devrimci işçilere sendikacı barikatı!
Hesap soralım!
Savranoğlu işçileri İzmir’e döndü
TİS Uzmanı İrfan Kaygısız:
“İşçi sınıfı üzerindeki baskı ve
sömürü artacak”
Başka dünya mümkün; sosyalizm!
Kapitalist metropollerde
protesto gösterileri!
‘’Yakında sizin kente geliyor” hazır mısınız?
Yunanistan: Emekçiler sel olup aktı
K-Pet’te direniş kazanacak!
Esir takası yapıldı.
Sendikal Güçbirliği Bursa Bölge Toplantısı
KESK grev hakkı için eylemdeydi
Asistan Hekim Kurultayı
gerçekleştirildi
Nitelikli ucuz yemek istiyorlar
Suzan Zengin
sonsuzluğa uğurlandı.
Kapitalist kriz ve devrim
“Bir mezarımız olsun”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Asistan Hekim Kurultayı gerçekleştirildi

Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere toplam 13 ilden gelen yaklaşık 110 asistan hekim, 15-16 Ekim 2011 tarihlerinde İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cem-i Demiroğlu Oditoryumu’nda gerçekleştirilen “Asistan Hekim Kurultayı”nda bir araya geldi.

Kurultayın açılış konuşmasını yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, sağlık alanında yapılan düzenlemelerin yarattığı erozyonun geri dönüşümü imkansız sonuçlar doğurduğuna değinerek nitelikli hekim ve uzman hekim yetiştirmenin güçlüklerine değindi. Üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde büyük özveriyle çalışan asistan hekimlerin bu kurumların belkemiği olduğunu, eğitim hastanelerinin birer hizmet hastanesine dönüştüğünü belirten Dr. Gören bundan da en büyük yarayı nitelikli bir uzmanlık eğitimi alamayan asistan hekimlerin aldığını söyledi.

Dr. Taner Gören’in yaptığı konuşmanın ardından Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu Türkiye’nin sağlık ortamının söylediği gibi iç açıcı olmadığını bunun kanıtı olarak da OECD 50 raporuna göz atmanın yararlı olacağını söyledi. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir özelleştirme programı olduğunu hatırlatan Dr. Bilaloğlu Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı’ndaki Kamu kelimesinin kimseyi yanıltmamasını 2008 yılında yayınlanan özelleştirme tasarısının Hükümet Uyum Programı çerçevesinde açık bir dille yayınlandığını belirtti. Tüm bu düzenlemelerde asistan hekimlerin de eğitim, özlük hakları ve çalışma koşulları olarak olumsuz etkilendiğini ve bu olumsuz atmosferden ancak örgütlenerek ve birleşik bir mücadeleyle çıkılabileceğine vurgu yaptı.

Kurultayda iki gün boyunca 4 oturum gerçekleştirildi.

Kurultayın ardından yapılan açıklamada ise “5 Talep” kampanyasının duyurusu yapıldı. Hekimler taleplerini şöyle sıraladılar:

1) Sağlık haktır

2) Hastanelerimizde eğitim yok! Eğitim almak istiyoruz.

3) Emekliliğe yansıyan, döner sermaye ve performanstan bağımsız yaşanabilir maaş

4) İnsanca yaşam için, insanca mesai (bir asistan haftada 56, ayda 220 saatten fazla çalıştırılmamalı, nöbet ertesi izin kullanmalıdır)

5) Şiddete sıfır tolerans için hekim düşmanı, hasta kışkırtıcı politikalara son

 

 

İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresi yapılacak

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, “Sağlık için mücadele ve mücadele için sağlık” başlığıyla 2-4 Aralık 2011 tarihlerinde Ankara’da “İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresi” düzenleyecek.

İlki 1978 yılında düzenlenen ve her 10 yılda bir düzenlenmesi kararlaştırılan “İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresi”nin dördüncüsü üç yıl gecikmeyle Ankara’da düzenlenecek.

Kongre çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Kongre Düzenleme Kurulu, Ankara Tabip Odası’nda bir basın toplantısı düzenledi.

9 ilde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde “İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi”nin kurulacağının bilgisinin verildiği toplantıda bu meclislerin işlevi üzerinde duruldu. Meclisler aracılığıyla işçilerin sağlık konusunda bilinç düzeyinin arttırılması ve yaşadıkları bir sıkıntıda bu meclislerin kişilere yol göstermesinin hedeflendiği açıklandı. İşçiye ve emekçiye karşı bir sorumluluk duygusu olan herkesin bu Kongre’nin doğal ortağı olarak görüldüğü belirtildi.

 

 

 

Taşeron işçilerinden ücret eylemi

Ücretlerini alamayan Dev Salık-İş üyesi temizlik işçileri Fatih Sultan Mehmet Araştırma Hastanesi acil servisi önünde eylem gerçekleştirdi.

Eylemde “Zam üstüne zam yapıyorlar, asgari ücretli işçinin maaşını ödemiyorlar” pankartı açıldı. Başhekimlik önüne yürüyen taşeron işçileri, 1-5 Ekim tarihleri arasında yatması gereken maaşlarının halen yatmadığını belirttiler. Dev Sağlık-İş Örgütlenme Uzmanı Ethem Akdoğan tarafından yapılan açıklamada ücretlerin yatırılması için hastane yönetimine seslenildi. Ücretlerin yatırılmaması durumundaeylemlerin devam edeceği söylendi.

Açıklamanın devamında Dev Sağlık-İş’in yapacağı kampanya hakkında bilgi veren Akdoğan, işçilerin asgari ücretle geçinemediğini belirtti. 30 Ekim’de büyük bir miting ile asgari ücret ile ilgili gerçekleştirecekleri kampanyanın startını vereceklerini söyledi.

Türkiye’nin dört bir yanında çalışmalar yapacaklarını belirterek, “Biz insanca yaşanacak bir ücret istiyoruz. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Aynı zamanda taşeronluk sistemi güvencesiz ve kuralsızdır, bunu karşı da mücadelemiz devam edecek” dedi.

 


İş cinayetine “ticari sır” kılıfı

Maraş’ın Afşin ilçesinde geçtiğimiz Şubat ayında meydana gelen iş cinayeti ile ilgili Maden Mühendisleri Odası tarafından kurulan komisyona talep ettiği bilgiler verilmiyor. Bir maden mühendisinin de öldüğü iş cinayetinde ilgili makamlara yapılan başvurular, “istenilen belgelerin ticari sır olması ve Maden MO’nun açılan davada taraf olmaması” gerekçeleri ile saklanıyor.

Neler olmuştu?

Ruhsat hukuku Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın ilgili teşekkülü Elektrik Üretim Anonim Şirketi‘ne (EÜAŞ) ait olan ve özel sektöre 28 yıllığına işletilmek üzere verilen Çöllolar Kömür Sahası’nda, 6 Şubat 2011 ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde iki kez şev kayması meydana gelmişti. İlk “kazada” bir işçi yaşamını yitirmiş, ikinci “kazada” ise biri maden mühendisi, diğeri ise jeoloji mühendisi olmak üzere toplam 10 işçi kayan malzemenin altında kalarak iş cinayetine kurban gitmişti. Halen ikisi mühendis toplam 9 kişi göçük altında bulunuyor. Göçüktekilere ulaşılması için ciddi bir çalışma ise yapılmıyor.

Uyarılar yapılmıştı

İş cinayetinden sonra, çeşitli kurumların farklı tarihlerde yaptıkları uyarılarla toprak kayması olasılığına işaret ettiği ve alınması gereken önlemleri gündeme getirdiği açığa çıkmıştı. Fakat Ciner Grubu’nun sahibi olduğu Park Holding’e kiralanan Çöllolar Kömür Sahası’nda bu uyarılar dikkate alınmamıştı.

Maden MO kurduğu komisyon ile maden kazasının nedenlerini araştırmak istese de ilgili makamlardan istediği bilgilere ulaşamadı.

Yazıya yanıt alınamayınca 26 Nisan 2011 tarihinde aynı bilgileri tekrar isteyen Maden MO, ayrıca yetkililerle defalarca şifai olarak görüştüğünü ve söz konusu bilgileri talep ettiğini belirtiyor. Bu girişimlerinin de karşılıksız kalması üzerine aynı bilgilerin 22 Eylül 2011 tarihinde Bilgi Edinme Kanunu ve Avukatlık Kanunu çerçevesinde ilgili Bakanlıktan istendiğini ifade ediyor.

Söz konusu olayda bir üyesinin de yaşamını yitirdiğine ve halen göçük altında olduğuna dikkat çeken Maden MO, “Tüm bu gerçekler ortadayken odamızın olayda ‘taraf’ olarak görülmemesini anlamak mümkün değildir” ifadelerini kullandı. İstenilen bilgilerin “ticari sır” niteliğinde olmadığına da dikkat çekti.